"Yıllardanberi Osmanlı tarihi üzerinde çalışırken Osmanlı padişahlarının hayat hikâyeleri üzerine bir eser kaleme almağı hiç düşünmemiştim. Yıllardan sonradır ki şimdiye kadar birbiri üstüne yığılagelmiş noksan görüşleri ve yanlış takdimleri hakikatin ışığında en doğru çizgileriyle göstermenin bir zaruret olduğunu duydum. Bu eser işte bu duygunun mahsulü oldu. Birkaç kelime ile diyebilirim ki deli denilen deli değildi. Silik kalmış simalarda ise hakikî bir hükümdar şahsiyeti yaşıyordu."