18 ve 19. yüzyıla ait 10 adet ebrunun bulunduğu ebru koleksiyonu albümü. Ethem Efendi, Şeyh Sadık Efendi, Hatip Mehmet Efendi tarzlarında battal, taraklı, kumlu ve hatip ebrulardan oluşmaktadır.

Ebrular albüm kartonlarına tutturulmuştur. Yapıştırılmış vaziyette değildir.

Görüntülerde Hezarfen Necmeddin Okyay üstadın talebeleri ile hüsn-i hat meşk ettiği anlar ve gündelik çalışma ortamı görülmektedir. Okyay’ın talebelerinden Ali Alparslan (v.2006) ve Bekir Pekten (v.1994) de kameranın kadrajına girerken Necmeddin Okyay çizgili deftere "İtteki şerra men ahsente ileyh" (İyilik ettiğin kimseden sakın) hadis-i şerifini sülüs yazı ile yazmaktadır.

Sosyal medyada görüntülerin otuz saniyelik kısmını yayınladık. İki buçuk dakikalık filmin tamamı, eseri kazanan koleksiyonerimize iletilecektir. 

Filmdeki görüntülerden seçilen 30 saniyelik kaydı izlemek linke tıklayınız.

https://drive.google.com/file/d/1PimFx2blgnnD31gB7lBQhnbd8B9DdLjr/view?usp=sharing

MENÂKIB-I HÜNERVERÂN, Gelibolulu Mustafa Âlî, 1926, Matbaa-i Âmire, 92 sayfa, 16x23 cm...

HAT ve HATTÂTÂN, 1. baskı, Habib Efendi, 1305, Matbaa-i Ebüzziya, 285 sayfa, 16x24 cm...

SON HATTATLAR, İbnülemin Mahmud Kemal, 1955, Maarif Basımevi, 827 sayfa, 18x24 cm...

16. yüzyılın büyük kalemi Gelibolulu Mustafa Âlî´nin hüsnihat, mücellit, müzehhip ve mücellitlere dair eseri. Hat sanatının tarihi, gelişimi ve büyük hattatların anlatıldığı eser, 5 asırdır kaynak metin özelliğini korumuştur.

İranlı dilci ve yazar Habib Efendi´nin İran ve Osmanlı hattatlarının biyografilerini içeren eseri Hat ve Hattâtân, tezhip, tasvir ve cilt sanatlarını da işleyen bir tezyinî sanat metnidir.

Türkçe´nin en çalışkan yazarlarından İbnülemin Mahmud Kemal´in Son Hattatlar´ı, yazılmış en kapsamlı hat ve hattat eserlerinin başında gelir. Hattatların alanlarına göre ayrılıp kısa biyografi ve eserlerinin anlatıldığı eser, yazıldığı günden beri başucu kitap niteliğindedir.

"Ednâ kulum fahr-i resûli´s-sakaleyn´in / Ol nûr-i ehad Ahmed ceddü´l-Hüseynin,

Cân tîğını üryân ederim cism-i gılâfdan / Kanlar saçarım fethine ol Bedr ü Huneyn´in,

Nola nûş eyler isem Şâh Hasan aşkına zehri / Çekmem elimi yoluna baş gitse Hüseyn´in,

Evlâd ile ashâba selâm eyle selâmı / Şâd ola dahi rûh-i şerîfi ebeveynin."

Seyyid Ahmed Rıf'at, 19. yüzyıl sonunun mahir hattatlarındandır. Tahir Baba Bektaşî Tekkesi ve Mescidi'nin kitabelerini yazmıştır. Aynı isimdeki birçok hattatla karıştırılmış, hakkındaki bilgi azlığı nedeniyle kimliği tam olarak açığa çıkarılamamıştır. Eserlerine "Sünbülî el-Merkezî" ketebesi yazarak intisabını belli etmiştir. Yazılarından Yesârî üslûbunu benimsediği, devrinin usta yazıcılarından olduğu anlaşılmaktadır.

Sami Efendi´nin, yazılarına "Çıldırmadan yazılmaz!" dediği Mehmed Nuri, usta hattatların yazılarından çıkardığı kalıplara gubari yazı yazarak şöhret kazanmıştır.

Bakara Suresi 137. âyet: "Feseyekfîkehumullâh ve hüve´s-semîu´l-alîm."

Meali: "Onlara karşı Allah sana yeter. O, işitendir, bilendir."

Gubari tarzda rahman suresi ve celî talik âyet. Pervazı tezhiplidir.

Ra´d Suresi 28. âyet: "Elâ bizikrillâhi tetmainnu´l-kulûb."

Meali: "İyi bilin ki gönüller, ancak Allah´ı anmakla huzur bulur."

Celî sülüs istifte yazan âyet: "Ve hüve alâ külli şey´in kadîr."

Sülüs istifin içinde gubârî yazı ile Yasin suresi yazılıdır.

Hurufat, nokta, hareke ve süslerin içine ince ince işlenerek, hareke ve işaretleri konarak yazılmıştır.

İhsan Efendi'nin aynı tarzdaki başka bir eserinin ketebe bölümünden hareketle Mekteb-i Rüşdiye-yi Bahriye Hüsn-i Hat Muallimi olduğu bilinmektedir.

Halim Özyazıcı İstanbul’da doğdu. Gülşen-i Maarif Rüşdiyesi’nde Hâmid Aytaç’tan hüsnihat dersi aldı. 1915’te Medresetü’l-Hattatîn’e girerek burada Hasan Rıza Efendi ve Hacı Kamil Akdik’ten sülüs, nesih ve rika meşketti. Hulusi Yazgan’dan talik, İsmail Hakkı Altunbezer’den de celî sülüs ve tuğra, Ferid Bey’den divanî ve celî divanî, Said Bey’den rika meşketti. Bu dönemde Divan-ı Hümâyun Kalemi’ne girerek resmî yazışmalardaki bilgisini ilerletti. Burada Zühdî mahlasını aldı. 1916’da askere çağrıldı ve Matbaa-i Askeriye hattatlığıyla görevlendirildi. Bu dönemde Medrese’ye devam etti. Buradan 1918’de mezun oldu ve askeri matbaa ile Cağaloğlu’ndaki matbaalarda çalışmaya devam etti. 1924’te terhis edilince Bâbıâlı’de yazıhâne açtı. 1927-29 arasında Devlet Matbaası hattatlığı yaptı. 1946’da Güzel Sanatlar Akademisi’ne hüsn-i hat hocası olarak atandı.

Hadis-i şerif: "Vestaînû bihim fî a´mâlikum fein acezû."

"İşlerinizde çaresiz kalınca O´ndan yardım dileyiniz."

Yasin Suresi 51. âyet: "Ve nufiha fi´s-sûri [fe izâ hum] mine´l-ecdâsi ilâ rabbihim yensilûn."

Meali: "Sura üflenir, hemen mezarlarından kalkar ve hızlıca Rablerine doğru giderler."

pervazında muhtemelen Necmettin Okyay'a ait olan eski dönem bir ebru bulunmaktadır. 

Mâcid Ayral, Beylerbeyi’nde doğdu. Hamidiye Mektebi’nde Hoca Ali ve Enderunlu Ahmed Râkım Efendilerden sülüs ve nesih ve meşk etti. Kendi kendine Şefik Bey’in yazılarını taklit ederek de meşk ederdi. Medresetü’l-Hattâtîn’e girip İsmail Hakkı Altunbezer’den celî sülüs, Hulusi Yazgan’dan talik öğrendi. Cumhuriyet’in ilanıyla resmi görevlerinden ayrılıp Babıali’de bir yazı evi açtı. 1928’e kadar orada çalıştı. 1953’te Topkapı Sarayı’nda ve [Güzel Sanatlar] Akademisi’nde hüsnihat dersleri vermeye başladı. 1955 yılında hüsnihat hocası olarak Bağdat Güzel Sanatlar Akademisi’ne davet edildi. 5 yıl kadar orada hocalık yapıp 1959’da yurda döndü.

Anlamı: "Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu!"

Kemal Batanay İstanbul’da doğdu. Karinâbâdî Hasan Hüsnü Efendi’den talik meşkine başladı. Yine talik hattında Hulusi Yazgan’dan icaze aldı. Sofu Mehmed Efendi’den sülüs ve nesih meşk etti. Hacı Ömer ve Hacı Kemal Efendilerden celî sülüs icazeti aldı.

Hat sanatçısı ve Türk Edebiyatı profesörü Alî Alparslan (1925-2006), Londra Üniversitesi ve Chicago Üniversitesi'nde Türk Dili ve Edebiyâtı hocalığı yapmış, İstanbul Üniversitesi'nde 1980 yılında profesör olduktan sonra kendi bölümünün ve Türkiyât Araştırmaları Merkezi’nin başkanlığını üstlenmiştir. 1992 yılında yaş haddinden emekliye ayrılıp Mimar Sinan Üniversitesi, Geleneksel Türk Elsanatları Bölümü’nde Hat Sanatı Kürsüsü’nün başkanlığını yapmıştır. 24 Ocak 2006 tarihinde vefat etmiştir.

Eserde, İran Şahı Rıza Pehlevî´nin İstanbul´a gelişi ve Afganistan Kralı Amanullah Han´ın Türkiye ziyaretinde Gazi Mustafa Kemal Atatürk´le görüşmesi üzerine yazılmış methiye tarzında Farsça şiir yazılıdır. 

Şefik Bursalı 1903 yılında Bursa'da doğdu. İstanbul'a gelerek Sanâyi-i Nefise Mektebi'ne girdi. Buradan me’zun olduktan sonra Türk Ressamlar Birliği’ne üye oldu. 1930 yılında açılan Avrupa Konkuru’nu birincilikle kazanarak Avrupa’ya gitti. Zamanın önde gelen san’at merkezlerinde çalışma ve tedkiklerde bulunma fırsatı buldu. Resimle ilgilenmeye devam ederken Akademi hocalarından Necmeddin Okyay'dan talik meşk ederek icazet aldı. 

Devlet Resim ve Heykel Müzesi’nde yapılan sergilerde 1966, 1973, 1980 ve 1982 yıllarında ödül aldı. Ayrıca dört devlet ödülü kazandığı gibi 1986 yılında da Kültür Bakanlığı Özel Ödülü’ne değer görüldü. 1987’de Mimar Sinan Üniversitesi’nin kararıyla fahrî profesörlük ünvanı verildi. 20 Nisan 1990 tarihinde vefat etti.

Hattat Şeyh Aziz Rıfâî Efendi'nin yazısından kalıp alınarak yapılmış eski dönem bir zerendud levhadır. Okunuşu: "Allah celle celâluhû" Eserin üst tarafında katlanma ve kısmî tamir vardır. Görselleri inceleyerek pey veriniz.

Pervazı şal ebrulu olup muhtemelen Necmeddin Okyay'a aittir. 

*Kağıdın orta alt kısmında iki küçük tamir yeri vardır.

Üstadın sanat hayatında yazdığı 61. hilye-i şerifedir. "61" notu son satırın orta kısmında görülmektedir. 

Ali Toy, Kütahya´da doğdu. Ali Alparslan´dan talik, divani ve rika öğrendi. Modern hatlarda geometrik çizgileri kullanmasıyla öne çıkmıştır.

Anlamı: "İyilik ettiğin kimsenin şerrinden sakın."

Mehmet Memiş Çorum doğumludur. Selçuk Üniversitesi'nde tahsil görürken Hüseyin Öksüz'den (Konevî) hat dersleri aldı. İstanbul'a tayininden sonra Hasan Çelebi'den ders aldı. Talik ve divanî yazılarını Ali Alparslan'dan meşk etti. 1992 yılında Hüseyin Konevî'den sülüs-nesih icazeti aldı.

Okunuşu: "Lâ ilâhe illallâhu´l-melikü´l-hakku´l-mübîn, Muhammedün resûlullâh sâdıku´l-va´dü´l-emîn."

Anlamı: "Mülk sahibi Melik, hak ve varlığı birliği apaçık Mübin olan Allah’tan başka hiçbir ilah yoktur. Vadinde sadık ve emin olan Muhammed (asm) Allah’ın Rasulüdür."

Hüseyin Öksüz 1944’te Konya’da doğdu. İlk ve orta tahsilini Konya’da tamamladı. İlkokuldan sonra üç yıl hafızlığa çalıştı. Ramazanlarda Konya camilerinde mukabele okudu, Mevlüd Cemiyetlerinde bulundu. 1970-80 yıllarında Mevlana İhtifallerinde Mutrıp’da ney üfledi.

1966’da İstanbul’da Eczacılık tahsili sırasında (1968) Dünyaca tanınan Hattat HAMİD AYTAÇ’tan Sülüs-Nesih;  MUSTAFA UĞUR DERMAN’dan da  Ta’lik  derslerine devam ederek icazet aldı. 

Konya’da 10 yıl eczacılık yaptı.

İSLAM KONFERANSI TEŞKİLATI’nın (IRCICA) her üç yılda bir gerçekleştirdiği Uluslararası Hat Müsabakalarında, Dünya Birinciliği Dahil 5 ödül aldı.

2013’te KTO Karatay Üniversitesi Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi Geleneksel Türk sanatları Bölümü’nde öğretim üyesi ve Bölüm Başkanı oldu. Halen bu görevini devam ettirmektedir.

Anlamı: “Allah koruyanların en hayırlısı ve merhametlilerin en merhmetlisidir” Yusuf suresi 64. 

Başkurdistan doğumlu Said Abuzeroğlu, 2001 yılında üniversite eğitimi için İstanbul´a geldi. Burada hattat Mümtaz Seçkin Durdu ile tanıştı. Ondan sülüs ve nesih meşketti. Yine onun tavsiyesiyle Hasan Çelebi´den ders almaya başladı. 2004 yılında iki hocasından da sülüs ve nesih icazeti aldı.

Üst kısmında eûzu besmele, metin kısmında Âyetelkürsi ve Nazar Âyeti yazılıdır.

Aydın Ergün 1963 yılında İstanbul'da doğdu.. “Hattat Yedikuleli Seyyid Abdullah Efendi'nin İstanbul Müze ve Kütüphanelerinde Bulunan Eserleri” başlıklı teziyle Marmara Üniversitesi'nde yüksek lisansını tamamladı. Hattat Savaş Çevik’ten rik’a, sülüs, nesih eğitimi alan sanatçı sanat faaliyetlerini kişisel atölyesinde sürdürmektedir.

Hattat Hasan Çelebi, Erzurum Oltu doğumludur. Henüz okuma yazmayı öğrenirken Kuran-ı Kerim´i ezberledi. 1964 senesinden itibaren Halim Özyazıcı, Hamid Aytaç ve Kemal Batanay´dan hat meşk etti. 1975 yılında Hamid Aytaç´tan sülüs ve nesih icazeti aldı. 1981´de de Kemal Batanay´dan rika ve talik yazılarında icazet aldı. 40´ın üzerinde talebeye icazet vermiştir.

Koltuklu kıtanın sülüs kısmında oklu sülüs besmele, nesih kısmında ayetelkürsi yazılmıştır.

Eserin pervazındaki Ebru Mustafa Düzgünman’a, tezyinat ve düzenleme Hasan Çelebi üstadın oğlu Mustafa Çelebi’ye aittir.

Eserin metninde Peygamber Efendimiz´a (as) salavat içerikli bir kaside yazmaktadır. Ketebe bölümünde Ahmed Haşim ismi Reisu´l-Hattâtin Hacı Kâmil Akdik´in gençlik yıllarında hocası Sami Efendi tarafından kendisine verilen mahlasıdır. Hacı Kamil Akdik daha sonra bu mahlası terkederek "Kâmil" ketebesini kullanmıştır.

*Eser üzerinde -yer yer yazı kısımlarında da olmak üzere- dökülmeler mevcuttur. Görselleri inceleyerek pey veriniz.