İçerisinde yer alan 19 adet enfes taş baskı ve renkli/renksiz gravürlerle dünya Masonluğuna ve Masonluk tarihine ışık tutan eser, kapsamlı bir çalışmanın ürünüdür. Masonluğun başlangıcından Orta Çağ Avrupa´sındaki faaliyetlerine, yaşadığı çağın Mason localarından Masonik ritüellere ve kostümlere değin birçok hususu detaylıca kaleme alan Almedia´nın yalnızca belli başlı kütüphanelerde ve sayılı koleksiyonda bulunan bu çok nadir eseri, yazıldığı tarihten bu yana özgünlüğünü ve prestijini korumuş, araştırmacılar için mühim bir referans kaynağı olmuştur. *Kitap hayli yıpranmış vaziyette olup, metin kısmı sırttan ve birbirinden ayrılmıştır.
İranlı şair Sadi Şirazi, bu ünlü mesnevisinde çeşitli kaynaklardan derlediği hikâyeler, bizzat tanıklık ettiği olaylar ve başkalarından duyduğu rivayetlerle edindiği bilgi ve deneyimlerini, hikâye ve fıkralar halinde anlatırken sade ve anlaşılır bir üslup kullanmıştır. Dünyanın birçok yerinde şöhret kazanan eser, İslam ülkelerinde özellikle Farsça öğretiminde başvurulan temel eserlerden biri haline gelmiştir.
Asıl mesleği savcılık ve hakimlik olan ancak siyasi görüşleri sebebiyle meslekten ihraç edilince gazeteciliğe yönelen İlhan Tarus´un, kendi deyimiyle "Evliya Çelebi´den farksız bir gezgin halinde" Türkiye´de faaliyet gösteren şeker fabrikalarını dolaşarak gözlemlerini aktardığı eseri... "Sayın Sıtkı Yırcalı´ya." ithafıyla, 8 Aralık 1957 tarihinde imzalanmıştır.
Nazım Hikmet´in, yazmaya başladığı sıralarda ismini "Meşhur Adamlar Ansiklopedisi" olarak tasarladığı 17.000 mısradan oluşan eseridir. İkinci Meşrutiyet´ten başlayarak İkinci Dünya Savaşı´na kadar ki süreçte Anadolu´nun farklı coğrafyalarında yaşayan yurt insanının hikayelerine yer verilmiştir.
Dr. Rıza Nur´un opus magnumu "Türk Tarihi"nin 8 cildi... Türk tarihi çalışamalarında hala temel referans kitaplarından olma vasfını koruyan bu kanonik çalışma Türk tarihinin farklı devirlerine ait birçok harita ve resim de içermektedir.
Osmanlı Devleti´nde ilan edilen Meşrutiyet´in ardından halkın eski yönetime bağlı kaldığını ve kendi iradesini gösteremediğini, "Avam şahsiyesiyetini, mevcudiyetini göstermekten acizdir. Çünkü kendisinde itimat, azim, cesaret yok. Mana-yı hürriyeti, feyz-i meşrutiyeti anlayamamış görünüyor." sözleriyle ifade eden yayımcı, J. Giraud´un demokrasiyi anlattığı eserini tercüme ettirerek halkı hak ve özgürlüklerinden haberdar etmek maksadını taşımıştır.
Türk Sosyolog Emre Kongar´ın anılarını ihtiva eden eser, "Sn. Mekin Dinçer için bir mülkiyeli ağabey´e ve Kartallı bir aile dostuna imzalamanın keyfi ile..." ithafıyla 6 Temmuz 1996 tarihinde imzalanmıştır.