Cahiliye döneminin tanınmış şairlerinden Ka´b b. Züheyr´in, Hz. Peygamber´e sunduğu ve karşılığında kendisine Peygamberin hırkası [Ar. bürde] verildiği için Kaside-i Bürde ya da başlangıç ifadesine göre Bânet Süâd adını alan bu şiiri, yazıldığı zamandan günümüze kadar İslam edebiyatında önemli bir yer işgal etmiştir. Eserin üzerine yazılan şerh ve nazîrelerden en meşhuru Muhammed Said el-Bûsirî´ye ait olandır. İslam dünyasında Bûsirî´nin Hz. Peygamber için yazdığı bu ünlü kaside kadar şöhret kazanan, üzerine şerh ve haşiye yazılan bir başka kaside olmamıştır. İslam ülkelerinin konuştuğu hemen bütün dillere nazım ve nesir olarak tercüme edilen kaside Grekçe, Latince, İtalyanca, Fransızca, İngilizce ve Almancanın yanı sıra Afrika ve Güney Asya´daki yerel dillere de çevrilmiştir.
Bazı sayfaları tükenmez kalemle çizilidir.
Künye sayfasının arkasına, bir babanın kızına yazdığı hediye ithafı yer almaktadır. İthaf, " Kızım Selma'ya: ben bu romanı, sen henüz dünyada yok iken okumuş ve bir kızım dünyaya gelirse bu romanın kahramanından ilham almak suretiyle adını Sema koyacağımı da ahd etmiştim. Sen büyü ve romanın muhayyil kahramanı olan billur kalpli Sema'nın bütün meziyet ve faziletlerini nezdinde toplamaya çalışarak hakiki bir Sema Hanım olmaya çalış. Erzurum 30 Şubat 1929 Baban Doktor" şeklindedir. / Cildi muşamba ile kaplanmıştır. 4 sayfası forma halinde ayrıktır.
Macar asıllı müteferrika, matbaacı, yayımcı, yazar ve çevirmen İbrahim Müteferrika, 1674 yılında Erdel Prensliği´ne bağlı Kaloşvar´da dünyaya gelmiştir. Kimi kaynaklarda 1692 ya da 1693 yılında Türkler tarafından esir olarak İstanbul´a getirildiği belirtilen Müteferrika, burada Müslümanlığı kabul ederek "İbrahim" adını almıştır. Kısa sürede zekası, çalışkanlığı ve birkaç dili konuşabilmesiyle dikkat çekmiş ve adının yanına sarayda padişahın özel hizmetleri ile görevlendirilmiş anlamına gelen "Müteferrika" lakabını almıştır. Birkaç dile vakıf olduğu için yabancı devletlerle iletişim kuran heyetler arasında da yer alan İbrahim Müteferrika, 1715´te Osmanlı Devleti´nin davetiyle Osmanlı topraklarına yerleşen Macar bağımsızlık hareketinin önderi Prens Rakoczi´nin hizmetine -tercüman olarak- verilmiştir. Macaristan´daki gençlik yıllarında matbaa işlerini öğrenmiş olan Müteferrika, Osmanlı Devleti´nde Türkçe basım yapılan bir matbaa arzusuyla matbaacılığın yararları ve gerekliliği üzerine kaleme aldığı "Vesiletü´t-Tıbâa" adlı risaleyi, dönemin sadrazamı Damat İbrahim Paşa´ya sunmuş ve matbaanın kurulabilmesi için izin istemiştir. Damat İbrahim Paşa´nın onayıyla birlikte Sultan III. Ahmed´in fermanı ve Şeyhülislam Abdullah Efendi´nin fetvası ile gereken izinleri alan Müteferrika, ortağı Yirmisekiz Çelebi Mehmed Efendi´nin oğlu Mehmed Said Efendi ile birlikte matbaayı kurarak Osmanlı Devleti´nde matbaa kurup Türkçe kitap yayınlayan ilk kişi olarak tarihe geçmiş ve 1747´deki vefatına dek faaliyetlerini sürdürmüştür... *Bazı sayfaları profesyonel olarak restore edilmiştir. Bazı satırların altı kurşun kalemle çizilmiş, sayfa kenarlarına başlık şeklinde notlar alınmıştır.
Tarih ve edebiyat hazinemize birbirinden güzel ve ilginç, onlarca eser armağan eden Reşat Ekrem Koçu (1905 - 1975), başyapıtı olan ve 11. cildinde ancak "G" harfine kadar gelebildiği "İstanbul Ansiklopedisi" ile -yarıda kalmış olmasına karşın- dünyada eşi benzeri olmayan bir işe imza atmıştır. Çok sayıda yazar ve çizerin katkıda bulunduğu İstanbul Ansiklopedisi, İstanbul'un başka hiçbir kaynakta bir araya getirilemeyecek ölçüde zengin folklorunu, günlük yaşayışını, tarihini, serserilerini, sıradan insanlarını, olaylarını, mani, türkü ve destanlarını içerir. Dünyanın hiçbir ülkesinde bu ölçüde ayrıntılı olarak ve keyifle anlatılan ve aynı ölçüde, meraklı bir roman gibi keyifle okunabilen bir şehir monografisi yazılmamıştır.
Jules Verne'in roman ve kısa öyküleri: Olağanüstü Yolculuklar… Riou'nun renkli ve siyah - beyaz desenleri eşliğinde... İç kapakları ebrulu cildinde... *İlk sayfaları hafif yorgundur.
İsyanlar, seferler, savaşlar, evlilikler ve saray entrikalarıyla onuncu yüzyılın sonundaki Bizans İmparatorluğu... Kitap içerisinde 188 fotoğraf, 38 gravür, 1 adet renkli Bizans İmparatorluğu haritası ve imparatoriçe evlilik akti levhası yer almaktadır. *Ön kapak çerçevesi yıpranmıştır.
Mektupta Avni İnsel bir arkadaşı aracılığıyla Aka Gündüz´e para yolladığını söylemiştir. Aka Gündüz Mektubun alt kısmına parayı aldığını şerh düşmüş ve imzalamıştır.
Garip Akımı şairlerinden biri olan Orhan Veli Kanık , 1950 Kasımında Ankara´da belediyenin açmış olduğu bir çukura düşer. Birkaç gün sonra beyin kanaması geçirerek 36 yaşında hayata veda eder. Ölümü ilk anda tuhaf karşılandığı için Orhan Veli Kanık´ın bedenine otopsi yapılır. Orhan Veli’nin çocukluk arkadaşı olan Halim Şefik Güzelson, bu şiirinde ünlü şairin otopsisinden etkilenerek hazırlar.
Kemal Tahir´in Köy Enstitüleri'ni ezber bozan bir yaklaşımla ele aldığı, çok tartışılan romanının Bilgi Yayınları'ndaki ilk baskısı... "Sanatçı Dostum Suna Keskin´e sevgilerle" ithafıyla imzalı...
Alman Filozof Ludwing Büchner´in Materyalizm felsefesi üzerine kaleme aldığı eserinin, Osmanlı´da Materyalizm´in savunucuları olarak sayılacak Baha Tevfik ve Ahmed Nebil tarafından Türkçe´ye çevirisidir. Eser Almanya´da ilk basıldığı yıllarda "materyalizmin İncil´i" olarak adlandırılmış ve oldukça popüler hale gelmiştir. Türkçe´ye çevirisi yapıldıktan sonra Avrupa´da bu kadar yankı uyandıran bir eser, Osmanlı aydınları tarafından da göz ardı edilmemiştir, özellikle eserde yer alan din aleyhinde hatta yer yer din düşmanlığı derecesinde kaleme alınmış sözler hakkında birçok reddiye kaleme alınmıştı. Yeni cildinde üç cildin bir arada olduğu tek kitap.
Çok az sayıda basıldığı bilinen (300 ya da 500 adet) Sebil ve Güvercinler, ortak kitap "Yedi Meşale" sayılmazsa, Ziya Osman Saba´nın ilk şiir kitabıdır. Ziya Osman´dan "Şair Orhon Murat [Arıburnu] kardeşime sevgilerle..." 21.12. 1943 ithafıyla imzalıdır.