1924 yılında Emirdağ’da doğan Hattat Mustafa Acet, 1947 senesinde Bediüzzaman Said Nursi ile tanıştı. Bediüzzaman ile olan hukuku ve Risale-i Nur okumaktan dolayı hapis yattı. Hapiste Kur'an okumayı öğrendi ve dini ilmlere yöneldi. Hapisten çıktıktan sonra Diyanet İşleri Başkanlığı'nda Hattat olarak vazife yaptı. 1990 senesinde Hac vazifesini yaparken vefat etti. Kabri Cennetü’l- Bakî'dedir.
"Fazilet ve diyanetpenâh Siraceddin Beyefendi Hazretlerinin dergâh-ı edebistânı önünde bir nâle-i istirhâmımdır" cümlesiyle sunulan şiir; "Asrın en necîb, en ulvî bir tüccarıdır Hazret-i 'Siraceddin' Bey gerdûn-ı iktidar" diye başlamaktadır.
Âl-i aba olan Beş kişinin; (Hz.) Muhammed, iki torunu (Hasan-Hüseyin), sonra (Hz.) Fatıma ve (Hz.) Ali el-murtaza’nın yüzü suyu hürmetine niyaz ederim”
Teberdar Hüseyin Efendi'nin Topkapı Sarayı'nda celi sülüs bir levhası bulunmaktadır. Türk ve İslâm Eserleri Müzesi’nde H. 1259/M. 1843, Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphânesi’nde H. 1250/M. 1834-1835(M. 41) ve Sultan 2. Mahmud Türbesi’nde de H. 1260/M. 1844 tarihli Kur‘ân-ı Kerîm’leri(Env. no: 80) bulunan Hüseyin Vehbî Efendi’nin, H. 1260/M. 1844’de nesihle istihsah ettiği Hizbü’l-azam’ı ise Bayezid Devlet Kütüphânesi’nde, H. 1257/M. 1841’de yine nesihle istinsah eylediği Üstüvani Mehmed Efendi’nin el-Mesa’il adlı eseri ise Vakıflar Genel Müdürlüğü Kütüphanesi’ndedir.
Taha Suresi 98. ayet-i kerime: Sizin ilahınız, yalnızca kendisinden başka ilah olmayan Allah´tır. Onun ilmi her şeyi kuşatmıştır."
OSMAN REBİİ ÖNOL
Hattat padişahlarımızdan Sultan 3. Ahmet ve Reisülhattatin Muhsinzade Abdullah Bey ile Hattat Muhsinzade Mehmet Rahmi Bey ahfadından, hattat ve emekli Kurmay Kıdemli Albay Osman Rebii Önol, 1915 yılında İstanbul´da doğdu. Kısa bir süre Saim Özel ve beş yılı aşkın bir süre Hasan Çelebi´den sülüs, nesih ve celi sülüs meşk etti.
"Allah teâlâ bir kulunun hayrını dilerse onu dinde âlim kılar, helâkını dilerse doğru yoldan saptırır ve dünya ile meşgul eder; Resulullah (sav) doğru söyledi" mealli hadis-i şerif.
1873’de İstanbul’da doğan Ahmed Refet Efendi, Bab-ı Seraskeri katipliğinde bulunmuş emekliye ayrıldıktan sonra ise muhtelif mekteplerde hat hocalığı yapmıştır. Bakkal Arif Efendi’den nesih ve sülüs yazılarını meşk eden Ahmed Refet Efendi, celi sülüs yazıyı ise Sami Efendi’den meşk etmiştir. Hattat Refet Efendi, Kasım 1949’da vefat etmiştir.
1898’de İstanbul’da doğan Halim Özyazıcı’nın asıl ismi Abdülhalim’dir. Esekapı İbtidai Mektebi’nde ve Aksaray Gülşen-i Maarif Rüşdiyesi’nde eğitim görmüştür. Gülşen-i Maarif Mektebi’nde Hattat Hamid Aytaç’tan rika, sülüs, nesih ve divani yazılarını meşketti. Rüşdiye’den mezun olduktan sonra, Sanayi-i Nefise Mektebi’ne kaydoldu. 1915’te ise Medresetü’l Hattatin’e geçti. Medresetü’l Hattatin’de ise Hasan Rıza Efendi ve Kamil Akdik’den sülüs, nesih, rika, Hattat Hulusi Efendi’den talik, İsmail Hakkı Altunbezer’den celi sülüs, Ferid Bey’den divani ve celi divani yazılarını meşk etmiştir. Divan-ı Hümayun kalemi ve Harbiye Nezareti’nde vazife alan Hattat Halim Efendi, 1924’te Bab-ı Ali’de bir yazıhane açmıştır. Hattat Halim Özyazıcı, 1946 senesinde Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’ne hat hocası olarak vazifelendirilmiştir. 1964’de vefat eden Hattat Halim Özyazıcı’nın kabir Kozlu Mezarlığı’ndadır.
Zaimoğlu Ali Ağa’nın oğlu olan Nuri Korman, 1868'de Ortaköy’de doğmuştur. Vefatına kadar Beşiktaş’ta ikamet ettiğinden, hattatlar arasında “Beşiktaşlı” ismi ile anılmıştır. Abbas Ağa Sıbyân Mektebi’ni ve ardından Beşiktaş Mülkî Rüşdi Mektebi’ni bitirdikten sonra Sinan Paşa Medresesi’nde Afyonkarahisarlı Ahmed İlhâmî Efendi’nin dersine devam etti. Daha sonra mülazemetle Adliye Nezâreti, Temyîz-i Cezâ Mahkemesi Kalemi'nde vazifesine devam etmiştir. Beşiktaş’taki Mekteb-i Hamidi'de sülüs ve nesih muallimi oldu. 1893'te Matbaa-i Amire’nin ser-hattatlığına tayin edilmiştir. Bir süre Mısır'a giden Nuri Korman, İstanbul’a döndüğünde Bâb-ı Âlî Caddesi’ndeki dükkânında yazı işleri ile meşgul olmuştur. Ardından Medresetü’l-Hattatin’de sülüs ve nesih hocalığına tayin edilmiştir. 1928'deki Harf devrimi sonrası, babasının köyüne yerleşmiştir. Bir müddet çiftçilikle meşgul olduktan sonra, aldığı davet üzerine İstanbul’a dönüp Güzel Sanatlar Akademisi’nde aklâm-ı sitte dersleri vermeğe başlamıştır. 1951'de vefat eden Nuri Korman'ın kabri Yahya Efendi Dergahı'ndadır.
Üstad Süheyl Ünver çok hürmet duyduğu ve manevi olarak yolunu takip ettiği Abdülaziz Mecdi Tolun'un kendisi için yazdığı şiirini el yazısıyla yazıp, tezhiple süslemiştir. Bu şiirin altında da Abdülaziz Mecdi Tolun'un imzası yer almaktadır. Levhada Süheyl Ünver'in Abdülaziz Mecdi Tolun'a olan hürmetinin ve bağlılığının bir ifadesi olarak "Kıtmîr-i Bâb-ı Mecdî [Mecdi'nin Kapısının Kıtmiri] ibaresi mevcuttur. Şiirde de Mecdi Tolun Süheyl Ünver için şu ifadeyi kullanmıştır: "Süheyl'imsin [Orion ismiyle de bilinen, en parlak yıldızlardan birinin ismidir] benim ey kalbi rûşen/ Gelüp etdin bu bezmi bezm-i gülşen".
Kıtmir, "Yedi Uyurlar" olarak da anılan Ashab-ı Kehf'in yanlarında bulunan köpeğin adıdır. "Gel Ey Ferzend-i Ruhum Nur-ı Cânım/Hakikat-i Gülşende Râz dânem/ Gel Ey Ayine-i Vahdet Cilâsı/ Gel Ey Hurşid-i İrfanın Ziyası" *Çerçevenin ölçüsü 21x320 cm