PHEBUS HAT, 29.05.2022 saat: 21:00'a kadar internet sitemizden pey verebilirsiniz. 21:02 itibariyle canlı mezat başlayacaktır. Kitap, Dergi ve süreli yayın hariç tüm ürünlerden % 20 ürün KDV'si alınmaktadır. Komisyon Oranı: % 20 + KDV'dir. ÖDEME SÜRESİ MÜZAYEDE BİTİMİNDEN SONRA 1 HAFTADIR.
Neyzen Emin (ö.1945) namıyla meşhur olan Mehmet Emin Yazıcı; aynı zamanda çok maharetli bir hattattır. Kabiliyeti sayesinde hat üstatlarının yanına gitmeden sülüs-nesih ve celî sülüs yazılarını ilerletmiş daha sonra da Sami Efendi’den ta’lik meşk etmiştir. Uğur Derman, Emin Dede’nin sanattaki mevkii itibariyle Kazasker Mustafa İzzet Efendi ile eşdeğer olduğunu söyler. Hat sanatındaki en büyük mahareti yazı taklidindedir. Çeşitli müzelerde ve hususi koleksiyonlarda sülüs-nesih kıtaları ve celî sülüs levhaları vardır
Hamit Aytaç; Nazîf Bey’den celî sülüs, Kâmil Akdik’ten sülüs-nesih, İsmail Hakkı Altunbezer’den tuğra, Hulûsî Yazgan’dan da ta’lik dersleri almaya başlamış, ancak istifade ettiği bu hocalardan icazet almamıştır. Kabiliyeti sayesinde kısa zamanda yazıda gelişim gösterince Gülşen-i Maârif Mektebi’nin resim ve yazı muallimliğine tayin edilmiştir. Buradan sonra da çeşitli yerlerde muallim ve hattat olarak çalışmış ve Cağaloğlu’nda bir yazıhane açmıştır. 1960 yılında eşinden boşandıktan sonra, artık eski yazının yazılmamasının da etkisiyle işleri kötüye gitmiş ve yazıhanesini kapatmıştır. Bundan sonra neredeyse hayata küserek Reşîd Efendi Hanı’nda mütevâzı bir odaya yerleşip kendini yegâne aşkı olan yazıya hasretmiş ve 1980’e kadar aralıksız yazı yazmıştır.
Sözlük anlamı uymak, uygun düşmek olan tetâbuk kelimesi hat sanatında terminolojik bir anlama sahiptir. Aynı istif içinde farklı kelimelerde benzer harf veya hareketlerin hattatın maharetiyle denk getirilip ortak kullanılmasına tetâbuk denilir.
Macit Ayral, 20. yüzyılın sülüs ve celî sülüste önde gelen Türk hattatlarındandır. Hulûsi Yazgan’dan ta’lik, Tuğrakeş İsmail Hakkı Altunbezer´den celî sülüs meşk etmiş ve Şefik Bey´in murakkalarından istifade etmiştir. Bâbıâli caddesinde açtığı yazıhânesi dönemin meşhur sanatçılarının uğrak yeri olmuştur. Bağdat Güzel Sanatlar Akademisi’nde hüsn-i hat dersleri vermek üzere Irak’a giderek dört yıl kalmıştır. *Macit Ayral´ın bazı yazılarının kaliteli serigrafi baskılarını eşi hanımefendinin yaptığı bilinmektedir.
"Herkesî kû dûr baned ez asl-ı hiş, Bâz cûyed rûzgâr-ı vasl-ı hîş
(Aslından vatanından uzaklaşmış olan kimse,
orada geçirmiş olduğu zamanı tekrar arar.)
Men beher cem’iyyetî nâlân şüdem, Cüft-i bedhâlân ü hoşhâlân şüdem
(Ben her cemiyette, her mecliste inledim durdum. Bedhâl (kötü huylu)
olanlarla da, hoşhâl (iyi huylu) olanlarla da düşüp kalktım.)
Bahaeddin Rahmizâde Bediz (1878-1951); Türkiye´de fotoğrafçılığın öncülerindendir. Büyük cam negatifler kullanarak ahşap makinelerle çekimler yapan meşhur bir fotoğrafçıdır.
Fuat Başar (d.1949); Mustafa Düzgünman´dan ebru icazeti, Hamit Aytaç’tan da hat icazeti almıştır. Hocalarından aldığı feyizle her iki sanatta da başarılı eserler veren sanatçının ebru konusunda yayınlanmış bir kitabı ve çok sayıda makalesi, çeşitli yayınlarda yazıları, yerli ve yabancı belgeselleri, yurt içi ve dışındaki pek çok koleksiyonda eserleri bulunmaktadır. Japon İmparatoru, Malezya başkanı, Kral Faysal´ın ve birçok devlet adamının da tuğralarını çekmiştir.