Yakup Kadri´nin, yakın dostu Ahmet Haşim´in ölümü sonrası yazıp büyük şairin hususiyetleri ile şiir tarzını mercek altına aldığı eserin başında, toplanan para ile şaire bir mezartaşı yapılacağından ötürü 100 kuruş gibi yüksek bir fiyatla piyasaya sürüldüğüne dair bir not mevcuttur.
"Dostum ve millî dâva yolunda anlayış ve davranışını sevdiğim Dr. Süleyman Çiloğlu benden bu eserin takdim yazısını istedi. Uzun boylu konuşmaya ve bin dereden su getirmeye ne hacet!.. O, bu memlekette, Allahsızlık, milliyetsizlik, ailesizlik, tarihsizlik, ahlâkî temelsizlik ve ruhî istinadsızlık ocağını kurmak isteyen ve Türkün sade dünya hayatına değil, ebediyyet hayatına da kasd yolunda yürüyen hıyanet üstü hıyanet örnekleriyle mücadele hâlindedir ve bu kitapçık o mücadeleden birkaç basit sahneyi çerçevelemektedir. Allah, onu ve benzerlerini başarıya ulaştırsın." - N. F. Kısakürek
Sırtları panelli, altın yaldız dekor ve başlıklı; kapakları gofre desenli tümüyle deri dönem ciltlerinde. İç kapakları ve sayfa kenarları ebru süslemelidir. *Atlası eksiktir.
Yayıncı Fisher tarafından Suriye, Kutsal Topraklar ve Küçük Asya´daki yer, kişi ve nesnelerin doğru görünümlerini kayıt altına almaları için görevlendirilen W. H. Barlett, William Purser ve Thomas Allom´un zamana meydan okuyan gravürleri ve İngiliz gezgin John Carne´ın açıklayıcı metinleri eşliğinde bu topraklara dair kaleme alınmış en kapsamlı seyahatnamelerden birinin tam takımı... İçinde 120 adet çelik baskı gravür yer almaktadır. Kapakları ve iç kapakları ebrulu, sırtı panelli ve altın yaldız başlıklı dönem cildinde.
Natali Alexandro´nun, Hristiyanlık eğitimi almakta olan katekümenler ve rahip adayları için Katolik Kilisesi´nin din ve ahlak ilkelerini öğretmek maksadıyla kaleme aldığı kateşizm metni...
Arif Damar´ın, "Arif Barikat" mahlasıyla çeşitli dergiler için kaleme aldığı toplumsal gerçekçi şiirleri bir araya getirdiği ve yayımlandıktan kısa bir süre sonra toplatılan ilk şiir kitabı... "İlhan ve Solmaz´a sevgilerimle." ithafıyla, 3 Kasım 1956 tarihinde imzalanmıştır.
Osmanlı sadrazamı Yusuf Kâmil Paşa tarafından Fenelon´dan tercüme edilen eser, siyasetname türünde olup Batı edebiyatından Türkçeye ilk roman çevirisidir. İlk basımı 1862 yılında yapılan çevirinin 3. baskısıdır.
Oğuz Atay´ın; İstanbul Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademisi´nde Doçent Öğretim Üyesi olarak görev yaptığı dönemde kaleme aldığı mesleki kitap. Bu çalışmadan iki sene sonra Türk romancılığının kilometre taşı olan "Tutunamayanlar" isimli eseri neşredilmiştir.
Osmanlıca "Numan Bey kardeşe" ithafıyla, 17 Şubat 1997 tarihinde imzalanmıştır. İlk sayfasında Kadir Mısıroğlu´nun eski ve yeni harflerden oluşan kütüphane damgası mevcuttur
Beş Hececiler'in en üretken şairlerinden Halit Fahri Ozansoy'un en çok oynanan ve basılan oyunu... "Bayan Zerrin Güç´e" ithafıyla 1939 tarihinde imzalanmıştır.
Recaizade Ahmed Cevded Efendi´nin, edebî zevkini yansıtan, divan edebiyatının muhtelif zamanlarında yaşamış şairlerden titizlikle seçtiği şiirleri bir araya getirdiği eseridir.
Kaşgarlı Mahmud tarafından, 1072 yılında Araplara Türkçe öğretmek amacıyla, Türkçe - Arapça ansiklopedik bir sözlük olarak yazılan ancak varlığı bilinmesine karşın, 1915 yılına kadar mevcut bir kopyasına rastlanmayan ve Ali Emiri Efendi tarafından gün yüzüne çıkarılan bu eser, İslamlık öncesi ve geçiş dönemi Türk dili ve kültürü hakkındaki bütün bildiklerimizin neredeyse tamamını içermektedir. El yazma tek nüshası bugün Fatih Yazma Eserler Kütüphanesi'nde bulunan Divanü Lugat-it Türk'ün bu ilk basımı, Talat Paşa'nın ricasıyla Kilisli Rıfat gözetiminde hazırlanmıştır.
"Orhan Barlas´a sevgim ve dostluğumla..." ithafıyla imzalanmış ve Yunus Emre´den bir alıntı yazılmıştır: "Benim bir karıncaya ulu nazarım vardır."
*Arka kapağın sol üst köşesinde ufak bir kopuk mevcuttur.
Türk-Yunan Savaşı’ndan İkinci Meşrutiyet ve 31 Mart Vakası’na, cephelerde ve çalkantılı siyasi devrimlerde en ön saflarda yer alan Resneli Niyazi Bey, İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin önde gelen isimlerinden biridir. 3 Temmuz 1908 tarihinde sayıları 150’yi bulan asker ve gönüllülerle Sultan İkinci Abdülhamid’e karşı dağa çıkarak İkinci Meşrutiyet’in fitilini ateşleyen Resneli Niyazi, dağda bulunduğu esnada karşısına çıkan geyiği yanına almış ve “Gazal-i Hürriyet” adını verdiği geyiği gittiği her yere götürmüştür. 31 Mart Vakası sonrası çok sevdiği Resne kasabasına dönen Resneli Niyazi, Balkan Savaşları’nın patlak vermesiyle yeniden orduya katılmış, savaş sonrasında İstanbul’a dönerken, Avlonya limanında bir kavgayı ayırmak niyetiyle araya girmiş ve şaibeli bir şekilde öldürülmüştür.
Ahmed Cevdet Paşa´nın, 1774 senesinden başlayarak 1826 senesine kadar gerçekleşen olayları kapsayan 12 ciltten mürettep Osmanlı Devleti tarihini konu alan eseridir.