150’likler arasında yer alan ve uzun yıllarını sürgünde geçiren Refik Halid’in, yurda döndükten sonra Latin harfleriyle ve Kurtuluş Savaşı karşıtı yazıları sansürleyerek yayımladığı Aydede yazılarının sansürsüz ilk baskısı…
Osmanlı Devleti´nin vakanüvislerinden Ahmed Vasıf Efendi´nin "Mehasinü’l-asar ve Hakayık’ul-ahbar" adıyla da anılan, Osmanlı Devleti´nin 1794 ilâ 1805 arasındaki tarihini konu alan eseridir.
Eser, Osmanlı matematik ve astronomi alimi olup Türkiye´de bilim tarihi yazıcılığının babası sayılabilecek Salih Zeki tarafından kaleme alınmıştır. Şahıs cildinde kapak sayfası fotokopidir.
Türk ve dünya edebiyatının zengin ayrıntılarıyla işlediği denemeleriyle "edebiyatın karakutusu" unvanını sonuna kada hak eden şair ve yazar Salâh Birsel´den geleneği mizahi bir dille dönüştüren şiirler. Desenler: Turhan Selçuk.
Şadan Bey’in çapkınlıklarından usanan ailesi onu alelacele evlendirir ve kendisinden entelektüel bakımdan üstün olan karısının köşküne içgüveyi verir. Şadan Bey evlenmiştir, ancak çapkınlıktan vazgeçmez. “Karımı Nasıl Aldattım” başlığıyla açılan roman, adeta gönül ilişkileri resmi geçidine dönerek okuru, hatta Şadan Bey’i bile şaşırtmayı başarıyor. Hüseyin Rahmi Gürpınar, genel toplumsal ahlakı irdelerken kurguladığı girift olay örgüsü, ilginç karakterleri ve mizahi diliyle okuruna sürükleyici bir hikâye anlatıyor.
Şahıs cilttli orijinal kapağı korunmuştur.
Osman Şevki Uludağ, 1925 yılında Cumhuriyet tarihinin
ilk tırmanışını gerçekleştirerek zirvesine çıktığı Keşiş Dağı'nın heybetinden etkilenerek adının "Uludağ" olmasını teklif etmiş, bu ismin kabul edilmesinden sonra kendisi de Soyadı Kanunu sonrasında "Uludağ" soyadını almıştır.
Türk edebiyatının en etkili dergilerinden Dergâh'ın ilk 120 sayısı bir arada...
Ezel Erverdi yönetiminde ve Mustafa Kutlu editörlüğünde çıkan dergi 90'lı yıllar boyunca İsmail Kara ve İsmet Özel'in düzyazılarıyla belli bir edebi muhit haline gelmiştir. Günümüz şairlerinden İbrahim Tenekeci, Süleyman Çobanoğlu, Nuray Mert, Nazan Bekiroğlu ve Hakan Arslanbenzer gibi nice isimler dergide yetişmiştir.
Edirne, Kosova, Yanya, İşkodra ve Trabzon’da Maarif Müdürlüğü görevinde bulunmuş Mehmed Ziver Bey´in, döneminin edebi olayları, Türk Edebiyatı ve Dünya Edebiyatı sahalarında kaleme alınmış birçok eser hakkında kaleme aldığı eleştirilerini içeren eseridir. *Sayfalar sırttan ayrılmıştır.
Nu’man Mâhir’in ilk eseri. Eser; muhtelif arîzalar, mektuplar, tebriknâmeler ve tezkirelerden oluşmaktadır. Eserde yer alan bu yazılar, başlıklar altında sunulmuştur.
Eserde Arapça, Farsça kelime ve tamlamalarla yüklü, süslü, ağdalı ve secili bir dil kullanılmıştır. Eser, döneminin yazışma usulü ve nesir dilini yansıtması bakımından kayda değerdir.