Yüksel Arslan’ın, Karl Marx’ın görüşlerini yorumladığı çalışmalarını içeren eseri... Satış dışı tutulan 20 özel nüshadan biri olan (No. 14) ve Yüksel Arslan´ın farklı tarihlerde attığı iki imzasını barındıran eser, 1975 yılında, yazarları arasında Aragon, Malraux, Sartre gibi önde gelen Fransız entellektüellerinin de olduğu Fransız Komünist Partisi’nin efsanevi gazetesi L’humanite’ye ithaflanıp imzalanmıştır. “Günlük gücümüz L’humanite’ye." ifadelerini içeren 3 Ekim 1975 tarihli bu ithafın üzerine daha sonra çarpı atılmış ve kitap, 16 Eylül 2009 tarihinde "İptal edilmiştir, çok yazık! Mustafa’ya." ithafıyla sanatçı tarafından yeniden imzalanmıştır.
Ahmed Arif´in, adını Türk edebiyatına "şair" olarak yazdıran ve geniş kitlelere duyuran yegâne şiir kitabının ilk basımı... "Sayın Necip Besen´e saygıyla." ithafıyla, 27 Kasım 1968 tarihinde imzalanmıştır.
"Yıllardanberi Osmanlı tarihi üzerinde çalışırken Osmanlı padişahlarının hayat hikâyeleri üzerine bir eser kaleme almağı hiç düşünmemiştim. Yıllardan sonradır ki şimdiye kadar birbiri üstüne yığılagelmiş noksan görüşleri ve yanlış takdimleri hakikatin ışığında en doğru çizgileriyle göstermenin bir zaruret olduğunu duydum. Bu eser işte bu duygunun mahsulü oldu. Birkaç kelime ile diyebilirim ki deli denilen deli değildi. Silik kalmış simalarda ise hakikî bir hükümdar şahsiyeti yaşıyordu."
İstiklal Savaşı Gazetesi Kurtuluş Savaşının başlangıç dönemi olan 15 Mayıs-18 Ekim 1919 tarihleri arasındaki olayları bir günlük gazete formatında aktarmak amacıyla, Ömer Sami Coşar tarafından hazırlanmıştır. Günlük bir gazete görünümünde olmasına ve üzerine atılan tarihler 1919 yılına ait olmakla birlikte, Kurtuluş Savaşı sırasında gerçekleşmiş önemli olayları o gün olmuş gibi gazete haberi formatında okuyucuya aktarmayı amaçlamıştır, aslında 1969-1970 yıllarında hazırlanmış olan tarihsel ve ansiklopedik bir yayın niteliğindedir.
Ahmet Ağaoğlu´nun 1936 senesinde Cumhuriyet gazetesinde tefrika edldikten sonra 1939 senesinde kitaplaştırılan ve "Bir müddetten beri bende garip ve müziç bir ihtiyaç doğmuştur: Kendi kendimi müşahede altına almak!" sözleriyle başlayan bu eseri, "itiraf edebiyatının" erken örnekleri arasında sayılmaktadır.
"Babamın ve benim dostum Bay Akşit Başay´a saygı ve sevgilerle" ithafıyla 26 Ağustos 1939 tarihinde imzalanmıştır.
Türkiye Cumhuriyeti´nin 8. Başbakanı ve tarihçi Şemseddin Günaltay´ın kaleme aldığı eserde, İslam aleminin fenni ve fikri alanda yaşadığı çöküş ve bu çöküşten kurtulmanın yollarından bahsedilmiştir.
Cumhuriyet edebiyatının ilk tarihi kurgu kitaplarından olan eser Türkistanda geçmekte, yeni nesillere Türklük şuur ve heyecanı katmayı amaçlayan bir romandır.
Osmanlı tarih yazarı Âşıkpaşazâde´nin şöhretinin kaynağı, hayatının sonlarına doğru yazdığı Tevârîh-i Âl-i Osmân adlı eseridir. Bir kısmı menakıbnâmeler ve ilgili olayın şahitlerinden nakledilerek, bir kısmı ise bizzat tarihçinin kendi gözlemlerine dayanarak kaleme alınan eserin önemi, ilk standart Osmanlı tarihlerinden biri olmasından ileri gelmektedir. Osmanlı Devleti´nin kuruluşundan Fatih devri sonlarına kadarki dönemi kapsayan eserde konular, bablar ve soru-cevap şeklinde ele alınmıştır.
Türkiye´de Hançeri Bey adıyla tanınan Rum asıllı sözlük yazarı Alexandre Handjeri´nin kaleme aldığı Türkçe-Arapça-Farsça ve Fransızca sözlüğü... Handjeri İyi bir eğitim görmüş, batı dillerinin yanı sıra Türkçe, Arapça ve Farsça öğrenmiştir. İstanbul´da müslüman Türkler arasında yetişmiş Hançeri Bey dolayısıyla sözlüğünü hazırladığı 30 yıl boyunca her yere rahatça girebilmiş, Osmanlı sosyal yaşantısı hakkında bilgi toplamakta zorlanmamış bunu da sözlüğüne yansıtmıştır. Sözlük bu yönüyle 19. yüzyılın ilk yarısında yaşayan Osmanlı müellifleri ve oryantalizm araştırmacıları için önemli bir kaynak eser olarak kullanılmıştır. Bununla birlikte Handjéri eserinin önsözünde, edebiyatçı ve araştırmacılar için faydalı olduğu kadar tüccarlara da faydalı olmak maksadıyla teknik terimlere de sözlüğünde yer vererek eserini zenginleştirmeye çalıştığını belirtmiştir. Bianchi, uzun yıllar boyunca Avrupa´da rakipsiz olarak görülen "Dictionnaire français-turc" adlı sözlüğünü hazırlarken Hançeri´nin sözlüğünden oldukça istifade etmiştir. Eserin yayımlandığı dönemde Takvim-i Vekayi´de tanıtımı yapılmış ve Sultan Abdülmecid tarafından 200 adet sipariş edilmiştir.