Tarih ve edebiyat hazinemize birbirinden güzel ve ilginç, onlarca eser armağan eden Reşat Ekrem Koçu (1905 - 1975), başyapıtı olan ve 11. cildinde ancak "G" harfine kadar gelebildiği "İstanbul Ansiklopedisi" ile -yarıda kalmış olmasına karşın- dünyada eşi benzeri olmayan bir işe imza atmıştır. Çok sayıda yazar ve çizerin katkıda bulunduğu İstanbul Ansiklopedisi, İstanbul'un başka hiçbir kaynakta bir araya getirilemeyecek ölçüde zengin folklorunu, günlük yaşayışını, tarihini, serserilerini, sıradan insanlarını, olaylarını, mani, türkü ve destanlarını içerir. Dünyanın hiçbir ülkesinde bu ölçüde ayrıntılı olarak ve keyifle anlatılan ve aynı ölçüde, meraklı bir roman gibi keyifle okunabilen bir şehir monografisi yazılmamıştır.
Fransız tarihçi ve eğitimci Charles Rollin (1661-1741) tarafından kaleme alınan ve antik medeniyetlere kapsamlı bir bakış sunan "Antik Tarih" çalışmasının ilk üç cildi... Eserde renkli ve renksiz çok sayıda katlanır levha mevcuttur (Cilt 1: 5 harita, cilt 2: biri Anadolu olmak üzere 2 harita, cilt 3: biri Anadolu olmak üzere 2 harita). Sayfa kenarları ve iç kapakları ebrulu, sırtı yaldız süslemeli orijinal deri cildinde. *Ciltler yıpranmıştır.
Bu eser, Abdurrahman Câmî’nin Divan’ında yer alan Cilâü’r-rûh adlı kasidenin, Erzurum Müftüsü Lütfullah Vehbi Efendi tarafından yapılan Türkçe şerhidir. Lütfullah Vehbi Efendi eseri şerhetme sebebini şöyle ifade etmektedir: “Abdurrahman Câmî’nin Cilâü’r-rûh (Ruhun Cilâsı) isimli kasidesinin ahlâk ilmine ve sıfatlarına dair pek faydalı inciler, kıymetli mücevherler ihtiva ettiğini görünce, içimdeki arzular beni kolları sıvayıp bunları, olgunluk ve hayrın yöntemlerini, bu davaya gönül vermiş kardeşlerle müzakere etmeye sevk etti. Onlar benden bu kasideyi Türk diline tercüme etmemi istediler ve bunda ısrarcı oldular. Ne var ki onlar yağmursuz buluttan yağmur yağmasını, çöldeki seraptan susuzluklarını gidermesini istediklerinin farkında değillerdi. İçimdeki arzu ve tutku artıp buna bu değerli dostların teklifleri de eklenince, kendisine muhtaç olunan Allah’ın yardımıyla o kasidenin şerhine başladım…” *Kitabın künye sayfasında, Narmanlızade Mustafa Efendi'nin mührü yer almaktadır.
Turgay Gönenç arşivinden. *Formalar sırttan ayrılmıştır.
13.yüzyıldan günümüze uzanan ve hatta bazıları daha da eskilere kadar giden bu fıkaralar Orhan Veli´nin mizahi zekası ve diliyle şiir formunda yeniden yazılmıştır.
Halep Defterdarlığı görevinde bulunmuş Diyarbakırlı Ali Emiri Efendi´nin kaleme aldığı eserde, Osmanlı Devleti´nin "Vilayat-ı Şarkiyesi" yani günümüz Türkçesi ile Doğu illerimizin tarihi ve coğrafi durumu incelenmiştir. Buna göre, bu illerin yüzölçümleri, topraklarında çıkan mahsulat ve mahsulatın miktarı, ormanları, madenleri, ekonomisi ve tarihi hakkında detaylı bilgiler verilmiştir.
Nahit Sırrı´dan, "Muhterem ve değerli reisimiz İhsan Beyefendiye bu küçük kitap pek değersiz bir hatıra olarak takdim edilmiştir." ithafıyla imzalıdır.
Hikâye, roman ve oyun yazarı olan Nahid Bey, Millî Eğitim Bakanlığı´nda çevirmen olarak çalışmış, 1933 yılında Yaşar Nabi ile birlikte Varlık Dergisi´ni çıkarmış ve hayatının sonuna kadar çeşitli gazetelerde köşe yazarlığı yapmayı sürdürmüştür.
Sevimli Ay dergisi, baskılar nedeniyle sıkıntılar yaşayan Resimli Ay dergisinin isim değiştirmiş halidir. Daha sonra dergi yeniden eski ismine dönmüştür. Sayılar arasında, ilk sayı, 3. sene 1. sayı, 3. sene 2. sayı, 3. sene 4. sayı, 10-34 ve 11-35 sayıları mevcuttur.