1857´den başlayarak yüz yıla yakın bir süre boyunca hem Osmanlı hem de dünya fotoğraf tarihine damgasını vuran Sebah&Joaillier konusunda tam bir ilk kitap, kusursuz bir kaynak.
İthaf "Sayın Sami N. Özerdim´e Hürmetlerimle, Samet Sami Uysal 1962" şeklindedir. Kitabın arka kısmında; Varlık dergisinin Eylül 1975, 804. sayısında yazarın Abdulhak Şinasi ile ilgili yazmış olduğu yazı, kitaba yapıştırılmış halde bulunmaktadır. Cildi arka kısımda kitaptan ayrılmış haldedir.
Osmanlı şiiri üzerine çalışmalar yapan İskoçyalı oryantalist Elias John Wilkinson Gibb´in (1857-1901) kaleme aldığı eser; Âşık Paşa, Avni (Fatih Sultan Mehmed), Gazali, Fuzuli, Nef´i, Şeyh Galib, Leyla Hanım gibi meşhur Türk divan şairlerinin yanı sıra, dört adet de taş baskı gravür içeriyor. Sayfa kenarları kesilmemiş, orijinal cildi içinde...
Türkçeye "15 Yaşında Bir Kaptan" adıyla çevrilen Jules Verne klasiğinin, renkli ve siyah - beyaz gravürler eşliğinde Hetzel baskısı... Sayfa kenarları yaldızlı dönem cildinde...
Süleyman Sırrı tarafından Damat Celal Paşa´ya imzalanarak takdim edilmiştir. Sayfa kenarları altın yaldızlı, Osmanlıca hurufatlı, tümüyle deri cildi içinde…
Görkemli ordularıyla tarih sahnesine çıkarak dönemin Roma, İran ve Çin gibi büyük devletlerini titreten ve tarihin seyrini değiştiren üç bozkır imparatorunun; Atilla´nın, Cengiz Han´ın ve Timurlenk´in hanlıklarına ve eylemlerine dair emsalsiz bir kaynak eser...
- İslam Mimari Eserler Fotoğraf Sergisi
- İslami Çini ve Seramik Sanatları Sergisi
- Mukaddes Emanetler Sergisi
- İslamda İbadetle İlgili Eserler Sergisi
- Maden ve Ağaç İşleri Sergisi
- İslamda Halı Sanatı
- Hat Sanatı-Yazma Eserler ve Fermanlar Sergisi
Türk Ocakları Merkez Heyeti tarafından 1928 yılında ilk ve tek sayısı yayımlanan yıllıktır. Bu yıllıklarda amaç, Türkiye başta olmak üzere dünya üzerinde yaşayan Türklerin gelişimlerini kayıt altına alarak, duyurmaktır. Ancak bu yıllık sadece 1928 yılında yayımlanmıştır.
20. yüzyılın ilk yarısında fikir, sanat ve edebiyat insanlarının uğrak mekanı olan Beyazıt´taki Küllük kahvesine müdavim meşahirin bir portresini çizen uzun şiir... "Sanmayın âvâre bülbüller gibi güllükdeyiz / Biz yanık bir kor gibi akşam sabah küllükdeyiz" beyitiyle başlayan şiirde İbnülemin Mahmut Kemal´den Peyami Safa´ya, Muhsin Ertuğrul´dan İbrahim Çallı´ya kültür dünyamızın ve elbette Küllük kahvesinin iz bırakmış isimleri neşeli bir ifadeyle anılıyor.