Edebiyat tarihçiliği ve dilciliği yanı sıra, biyografi çalışmalarıyla da Türk edebiyatına büyük katkılar sağlamış olan Prof. Agâh Sırrı Levend (1894 - 1978), bu eserinde gençlik ve eğitim sorunları üzerinde duruyor.
Sadi Şirazî´nin ünlü Farsça eseri Gülistan, çoğunlukla günlük hayatta karşılaşılan olaylar dikkate alınarak ahlakî ve edebî sonuçlar çıkarılabilen hikâye ve nüktelerle süslenmiş; Farsça ve Arapça şiirlerin yanı sıra ayet, hadis ve atasözlerine de yer vermiştir. Bu önemli eseri şerh eden Boşnak asıllı Osmanlı alimi ve şarihi Sudi Efendi ise özellikle Fars dili ve edebiyatı konusunda döneminin başarılı alimlerinden biri olup Arapça ve Türkçeden de eserler tercüme etmiş ve İbrahim Paşa Sarayı´ndaki Gılman-ı Hassa´ya hocalık yapmıştır.
Milli kültürümüzde büyük insanların biyografilerinin azlığından yakınarak ünlü mutasavvıflara dair eserler kaleme almış olan son devir düşünür, yazar ve idarecilerinden Mehmed Ali Ayni, bu eserini Carra de Vaux´nun "Gazâlî" adlı eserini örnek alarak yazmıştır.
Tarih, coğrafya, seyahat, gramer gibi çeşitli konularda birçok eser veren gazeteci, aynı zamanda bestekâr Ahmed Rasim, Türk basınında kendisinden en çok bahsedilen kişiler arasında yer alır. Hayatı boyunca kalem oynatan ve ağırlıklı olarak ansiklopedist bir yayın tavrı benimseyen Ahmed Rasim, müzayedeye sunulan bu eserinde Osmanlı Devleti´ndeki yenilik hareketlerinin tarihini, siyasi hadiseler arkasındaki gelişmelere yer vererek anlatmayı hedeflemiştir.
Modern Türk şiirinin hiçbir akımına katılmayan ama her akımdan biraz etkilenen ve daha çok da her akımı önemli ölçüde etkileyen; en çalışkan, en üretken şairi, oyun yazarı, çevirmeni ve edebiyat öğretmeni Behçet Necatigil´in (1916 - 1979), ikinci şiir kitabının ilk baskısı...
Yazarının, Müslüman tarih yazımına mükemmellik kazandırmak amacıyla kaleme aldığını ifade ettiği eser, Osmanlı tarih yazıcılığında önemli bir konuma sahip olup öncelikli yazım sebebi, başta padişah olmak üzere Osmanlı idareci ve aydın kesimini eğitmek ve onların, güçlü dönemlerdeki Osmanlılık ideallerine bağlılığını güçlendirmektir. Âlî, eserini kaleme alırken Kur´an, mevcut tarih kitapları, ansiklopediler, coğrafya, hukuk ve edebiyat kitapları gibi pek çok kaynaktan faydalanmıştır. Ayrıca, uzun yıllar aralarında bulunduğu ilmiye ve askeriye sınıfından tanımış olduğu pek çok kişiyle yaptığı görüşmeleri de kaydeden yazar, bu görüşmeleri de eserine şifahi kaynak olarak kullanmıştır.
Kitabın sırtı ayrık haldedir.
3. Kısım: KİMYÂ-YI İSPENÇİYÂRÎNİN ŞİBH-İ KÂLÛYÂT KISMI, Araks Matbaası, İstanbul 1327, 122+104 s.; KİMYÂ-YI TAHLÎLÎ, Ahmed Vefik, Reşadiye Matbaası, İstanbul 1327, 456 s., 14x21 cm
Bazı sayfaları üzerinde kurşunkalemle notlar vardır. Sırtı yıpranmıştır.