Avukat anlamına gelen 'Muhamat', adli ve hukuki meseleri konu edinen bir mecmuadır. Mecmuanın kapağında yer alan Memduh Bey, Ocak-Temmuz 1912 tarihleri arasında da Adliye Nazırlığı yapmıştır.
Melih Cevdet Anday'ın 1956'da yayınlanan kitabı Yanyana, Ceza Kanunu'nun 142. maddesine uyarınca toplatılmıştır. Mahkeme sürecinde eser ve şair aklanmıştır.
İthaf, " 'Telgraf çekmiş bizim İsmail Yenişehir'in PTT'sinden. Dünyalar benim oldu. Telgrafın tellerinden. Uçaklar kalktı. Gemilerim sevgili gemilerim sevgiyle yelken açtı' demiştim İsmail Gençtürk için 1967 başlarında. Şimdi daha da artan sevgilerimle.. 12.10.1974" şeklindedir.
İthaf "Seyfi Bey Medine-i Münevvere hediyesi olan bu kitabı Yeni Gün Matbaasında evvelce tanışıp konuştuğum Salim Efendi sağ ise lütfen kendisine vermenizi rica ederim. Medine-i Münevvere'de Konyalı Alı Rıza" şeklindedir.
İthaf, "Bismillah, Ümit Erçelik'e dostlukla, İsmet Özel" şeklindedir. Türk şair ve yazar olan Özel, Siyasal Bilgiler Fakültesi’ne kayıt olduğu 1962 yılından itibaren ilk şiirlerini de yayımlamaya başladı. Bu dönemde şairin ikisi Yelken dergisinde ikisi de Dost dergisinde olmak üzere dört şiiri yayımlandı. Edebiyat ortamında da yavaş yavaş tanınmaya başlayan Özel, Edip Cansever, Turgut Uyar gibi II. Yeni şairleriyle tanışıp mektuplaşmaya başladı. Bu ortamda, “kendi olanı” yine kendinden hareketle ortaya koyan şair, bu dönemdeki kimi şiirlerinde, II. Yeni şiirinin biçimsel özelliklerine de yaklaştı. Gerek çocukluğundan gerekse tavrından hareketle oluşturup özgün imgelerle parlatarak meydana getirdiği şiirlerinde, içerik ve şiirsel kurgu itibariyle II. Yeni şiirinden ve şairlerinden ayrıldı. 1964 yılından itibaren kaleme aldığı ve daha sonra Şiir Okuma Kılavuzu’nda yer alacak poetik metinlerle kendi şiir poetikasını da oluşturmaya çalışan İsBu noktada en önemli dayanağı, zihinsel işleyişi tamamen serbest bırakıp ortaya çıkan her ne ise onu, sonradan bilinçli bir düzene sokarak şiirin sınırlarına dâhil etmekti. Böylelikle Özel, 1965 yılının ortalarına kadar Türk Dili, Şiir Sanatı, Dönem, Dost, Evrim, Yapraklar, Mülkiye ve DevinimLX gibi dergilerde yayımladığı yirmi şiirinden on sekizini, Mart 1966 yılında Geceleyin Bir Koşu adıyla kitaplaştırdı. Bu anlamda şiirinin evrenini de giderek genişleten Özel, belli başlı izleklerine de anlam dünyasında açılım meydana getirdi ve Şiir Sanatı, Papirüs, Yeni Dergi ve Halkın Dostları gibi dergilerde yayımlanan on dört şiirini 1969 yılında Evet, İsyan adıyla kitaplaştırdı. Sözü edilen bu açılım şimdilik, Geceleyin Bir Koşu’'daki kimi şiirlerin yazılması için “itici güç” görevi gören “yıkıcılığın” şairin bedeninden, toplumu kendi güdümüne çekmeye çalışan değerlere yönelmesiyle derinlik kazandı. 1969 yılında büyük yankılar uyandıran Evet, İsyan adlı ikinci şiir kitabını çıkardı. İkinci Yeni etkisinin hissedildiği ilk şiirlerini Geceleyin Bir Koşu’da toplayan İsmet Özel, bu kitabıyla, modern şiirimizin İkinci Yeniyle kazandığı aşamayı özümsediğini gösterdi. İkinci kitabı Evet, İsyan’da şiirini bir ana fikre dayandırmaya, bir dünya görüşüyle buluşturmaya, yaşanan hayat ve yaşayan insanı merkeze alarak kurmaya ayrı bir önem atfetti. İmge yoğunluğunun öne çıktığı şiirlerini, şiirin yapısını zedelemeden insan ve hayatla buluşturmada gösterdiği başarı, modern şiirimizin İkinci Yeniyle elde ettiği kazanımlara yeni bir açılım getirdi. Evet, İsyan’ın gördüğü büyük ilgi bu açılımın beklendiğinin, bağlantının doğru kurulduğunun bir başka kanıtıydı.
İthaf, "Sayın Sulan'lara dostlukla Nisan 76" şeklindedir. Ferit Edgü, 1936'da İstanbul'da doğdu. İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümü'nde başladığı öğrenimini Paris'te sürdürdü. 1976-1990 yılları arasında, kurucusu olduğu Ada Yayınları'nda, çağdaş Türk ve dünya yazarlarının, şairlerinin yapıtlarını yayınladı. Edebiyatın çeşitli alanlarında ürünler verdi. Bir Gemide adlı kitabıyla 1979 Sait Faik Armağanı, Ders Notları ile 1979 Türk Dil Kurumu Ödülü, Eylülün Gölgesinde Bir Yazdı ile 1988 Sedat Simavi Edebiyat Ödülü'nü aldı. Hakkâri'de Bir Mevsim romanından uyarlanan ve Erden Kıral'ın yönettiği film, Berlin 33. Film Festivali'nde, aralarında Gümüş Ayı'nın da olduğu 5 ödül kazandı. Romanları, öyküleri, denemeleri Japonca ve Çince dahil birçok dile çevrildi.
İthaf "Sayın Annheger için. 3/6/77" şeklindedir. Memet Fuat, 16 Şubat 1926’da İstanbul’da, dedesi Mehmet Ali Paşa’nın Erenköy’deki köşkünde dünyaya geldi. Babası sanat eleştirmeni Vedat Örfi Bengü, annesi Piraye Hanım’dır. O doğmadan önce yurt dışına giden babasını ilk kez beş yaşında iken gördü. Annesinin ünlü ozan Nazım Hikmet ile birlikteliği sırasında onlarla birlikte yaşadı. 1932’de anne ve babasının boşanmasının ardından annesi, Nazım Hikmet ile 1935 yılında evlendi. 1938’de üvey babası Nazım’ın tutuklanıp 15 yıl hapis cezasına mahkûm edilmesinden sonra yaşamını dedesi Mehmet Ali Paşa’nın köşkünde sürdürdü. Erenköy 38. İlkokulu'nda, Kadıköy 1. Orta'da, Robert Koleji'nde ve Haydarpaşa Lisesi'nde okudu. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nin İngiliz dili ve edebiyatı bölümüne 1946’da kaydoldu. Nâzım Hikmet'in etkisi ile yöneldiği edebiyat alanında Memet Fuat adıyla tanınmaya başladı. 1946’da ilk kitabını Tuna Baltacıoğlu ile birlikte yayımladı. Aşk ve Sümüklü Böcek adlı kitabın ilk yarısında Baltacıoğlu’nun, ikinci yarısında Memet Fuat’ın öyküleri yer alıyordu.
Cemal Süreya, 1 Ağustos 1960’ta, sonradan değişik aralıklarla çıkardığı Papirüs dergisinin ilk sayısını yayımladı. Dört sayfalık tabloid bir dergi olan Papirüs ikinci sayısından sonra kapandı. Sekiz aylık bir aradan sonra Mayıs 1961’de Papirüs’ü tekrar çıkardı. Bu sefer üç sayı süren Papirüs, Temmuz 1961’de yeniden kapandı. Süreya, 1961 yılında Maliye Bakanlığı tarafından bir yıllığına Paris’e gönderildi. Yurda döndükten sonra İstanbul’a (1964) tayin edildi. Mart 1977’de kurucularından biri olduğu Türkiye Yazıları dergisinin başına getirildi. İki sayı sonra buradaki sorumluluklarını devrederek bu dergiden ayrıldı. 1974 yılından itibaren baş yazılarını yazdığı Oluşum dergisini 1977 yılında bir süre yönetti. Oluşum, Papirüs’ten sonra başyazı yazdığı tek dergidir. Mayıs 1974’ten Temmuz 1978’e kadar Oluşum’da düzenli yazan Cemal Süreya, bu tarihten sonra bu dergide bir defa yer aldı: “Ne Var Ne Yok” (Haziran 1987). Edebiyat dünyamızın en verimli yazarlarından biri olan Cemal Süreya, yazı hayatı boyunca pek çok takma ad kullandı. Bugüne değin tespit edilenler şunlardır: Osman Mazlum, Adil Fırat, Ali Fakir, Ali Hakir, Ahmet Gürsu, Hüseyin Karayazı, Birsen Sağnak, Dr. Suat Hüseyin, Hasan Basri, Genco Gümrah, Suna Gün. Kimi dergi yazılarında da ad kullanmadı. Takma adlar, çok yazmanın getirdiği biçimsel bir zorunluluk oldu onu için. Desen ve karikatürlerinde de Cemasef ve Charles Suares adını kullandı. Bir kısmı takma adlarla olmak üzere kırktan fazla kitap çevirdi. 1958 yılında ilk kitabı Üvercinka ile Yeditepe Şiir Ödülünü Arif Damar İle paylaştı. İkinci kitabı Göçebe’yle Türk Dil Kurumu 1966 Edebiyat Ödülünü, Sıcak Nal ve Güz Bitigi kitaplarıyla 1988’de Behçet Necatigil Şiir Ödülünü kazandı. Bazı kitapları ölümünden sonra yayımlanan Cemal Süreya’nın, adına konmuş bir şiir ödülü bulunmaktadır.
Fikret Otyam, 19 Aralık 1926 yılında Aksaray'da doğmuştur. Ünlü besteci ve orkestra şefi olan ağabeyi Nedim Vasıf Otyam ve diğer ağabeyleri gibi altı yaşından itibaren babasının eczanesinde çalışmaya başlamıştır. Eczaneye gelen köylülerden dinlediği hikayeleri defterine günübirlik not etmiş, sonra bunlar 1945-1946 yıllarında İstanbul'da Gece Postası gazetesinde yayınlanmıştır. Aksaray'daki eczanelerini boyamaya gelen bir tabelacıda ilk kez samur fırça ve tüp boyaları görmüş, ve tabelacının verdiği boyalarla yaptığı ilk sergisini aylar sonra Aksaray Halk evinde açmıştır. Fotoğrafı Nedim ağabeyinden öğrenmiş, Aksaray'da arkadaşı ve resim öğretmeni ile birlikte "Foto Üç Yıldız" adlı bir fotoğrafçı dükkanı açmıştır. İkinci Dünya savaşı yıllarına rastlayan lise eğitimi Ankara ve Kayseri'deki liselerde kesintilere uğrayarak geçmiştir. Resme olan ilgisi sonunda 1945 yılında girdiği Devlet Güzel Sanatlar Akademisini 1953 'de Bedri Rahmi Eyüboğlu atölyesinde bitirmiştir.
Edmondo de Amicis’in bu kitabı, yirmi sekiz yaşında iken 1874 yılında ziyaret ettiği İstanbul’u anlatmaktadır. Kitap ilk defa Milan’da 1878-1879 yıllarında iki bölüm halinde yayımlanmıştır. Birkaçsene sonra da Fransızca’ya, daha sonra da İngilizce, Almanca ve Yunanca’ya çevrilmiştir. Türkçe’ye ise ilk defa Reşat Ekrem Koçu tarafından, ancak on makalelik küçük bir kısmı Fransızca’sından özetlenerek çevrilmiş ve 1936 Ocak-Şubat aylarında Cumhuriyet gazetesinde tefrika edilen bu kısa çeviri kitap halinde de yayımlanmıştır. Eser, yazarın akıcı üslubu ile kaleme alınmıştır.Eser kaleme alındığı zaman en popüler İstanbul seyahatnamesi kitabı olmuştur. Eserin diğer bir ayırt edici özelliği de De Amicis ile birlikte İstanbul’a gelen Junck ve Cesare Biseo adlı ressamların yaptıkları, bugün büyük kısmı belge niteliği taşıyan gravürlerle süslenmiş olmasıdır.
İthaf, "Sayın İsmail İşmen'e sevgi ile, Elif" şeklindedir. Kitabın ilk sayfasında matbu bir Elif Naci resmi yapıştırılmıştır. Altına büyükçe Elif imzası atılmıştır.
Türkiye'de spor alanında basılmış ilk yayınlardan olan "Terbiye ve Oyun" dergisi, Türk spor basınının önemli isimlerinden Selim Sırrı Tarcan tarafından 10 yıllık bir ara ile iki ayrı yayın döneminde çıkarılmış ve özellikle beden eğitimi konusunda farkındalık oluşturmuştur. Orhan Seyfi Orhon tarafından çıkartılan "Resimli Dünya" dergisi ise yayın hayatına mizah, edebiyat, bilim ve eğitim alanında yayın yapan haftalık çocuk gazetesi olarak başlamış, ancak 21. sayısının ardından halk gazetesi olarak yayınlanacağını duyurmuştur.