Türk kültürüne çok önemli katkılar sağlamış olan Ord. Prof. Süheyl Ünver (1898 - 1986); tıp doktorluğunun yanı sıra yazar, araştırmacı, arşivci, minyatürcü, tezyinatçı, hattat ve neyzendi. Çok sayıda kitabı dışında; dergi, gazete ve ansiklopedilere de sayısız yazı yazmıştır. Müzayedeye sunulan ürün, Süheyl Ünver´in İstanbul´un Fethi´nin 500. Yılı anısına yayımladığı ve o güne kadar işlenmemiş belgelerden yararlanarak Fatih Sultan Mehmed´in ilim ve sanatla ilgisini ve kişilik özelliklerini ortaya koyduğu bir eserdir. İthafsız imzalı...
İlme asıl katkısını, yakın dönem Osmanlı siyasi hayatı üzerine çalışmalarıyla sağlayan Türk anayasa hukukçusu Tarık Zafer Tunaya, Türkiye'nin Siyasi Hayatında Batılılaşma Hareketleri adlı bu eseri hakkında; "Bu kitabımı, Atatürk Devrimini hayatları pahasına korumasını bilmiş olan, yeni bir devrin öncüsü, şerefli bir neslin temsilcileri, 28 Nisan gençlerine ithaf ediyorum." ifadelerini dile getirmiştir.
Aslı Sanskritçe olan fabl türündeki bu eser, ismini eserdeki ilk öykünün kahramanları olan Kelile ve Dimne adındaki iki çakaldan alır. Batı dillerine de çevrilen eser pek çok yazarın ve şairin ilham kaynağı olmuştur.
Safevi devri Fars şiirinin büyük ustalarından olan ve Safevi sarayında Melikü´ş-Şuara lakabıyla anılan Saib-i Tebrizî´nin şiirlerine Türk edebiyatında birçok şerh yapılmıştır. Bunlardan Hulusi Efendi´ye ait olan bu çalışma, bazı araştırmacılar tarafından şerh olarak kabul edilse de daha çok, genişletilmiş mensur bir çeviri görülmektedir.
Yazmaya oldukça geç başlayan ve ilk kitabını 50 yaşından sonra yayımlayan Abdülhak Şinasi Hisar´ın (1887 - 1963); varlık içindeyken ihtirasları, tuhaflıkları ve alafranga merakı yüzünden bir türlü rahata kavuşamayan, her şeyini yitirdikten sonra da Bektaşi şeyhliğine soyunan, unutulmaz karakteri Ali Nizami Bey´in sergüzeştini anlattığı uzun hikâyesi...
Ön yüzünde On Emir ve Kutsal Toprakların görselleri bulunurken, arka yüzünde 12 farklı İsrailoğulları boyunun simge ve isimleri yazılıdır.
Kapak içi İbranice, Bar Mitsva Hediyesi (5721) ibarelidir.
Günlük dua, Cumartesi günü duası, ay başları ve bayram dualarını içerir.
Sefarad geleneklerine göredir.
Kabartmalı rölyef cilt üzerine giydirilmiştir.
Vahdet-i vücud kavramının genel anlamda Batı düşüncesi, özelde ise panteizmle karşılaştırmalı olarak incelendiği eserde, panteizm tarihinin yanı sıra eski Yunan, Hindistan ve Hristiyanlıkta panteist görüşlerin mahiyeti hakkında da bilgi verilmektedir.
1940 sonrası Türk şiirinde, gelenekle bağını koparmadan yenileşmeyi başarabilen az sayıdaki şairlerden biri olan Cahit Külebi´nin (1917 - 1997), dördüncü şiir kitabının ilk basımı… Şair Aydın Gün´e imzalı…
3. Cilt: Ali Bey Matbaası, İstanbul 1292; 4. Cilt: Takvimhane-i Amire, 1275; 5. Cilt Takvimhane-i Amire, 1278; 6. Cilt: Tasvir-i Efkâr Matbaası, 1286, sırtı ayrık haliyle; 7. Cilt: Amire Matbaası, 1288.
Tanzimat devrinin önde gelen ismi Cevdet Paşa, büyük bir devlet adamı olduğu kadar tarihçi, hukukçu, eğitimci ve sosyologdur. Gelenekçi Türk-İslam Doğu kültürü ile yenilikçi Batı arasında bir senteze varmaya çalışan, Avrupa kanun ve kurumlarının olduğu gibi alınmasına karşı çıkarak Türk-İslam hukuk tarihi açısından öncü niteliği taşıyan Mecelle´nin hazırlanmasında en önemli rolü oynayan Ahmed Cevdet Paşa, klasik Osmanlı tarihçiliğine de yeni bir bakış açısı getirmiştir. Tarihini yazarken kaynak eserleri ve diğer malzemeleri topladıktan sonra titiz bir değerlendirmeye tâbi tutan Paşa, yeri geldiğinde eski tarihleri de ciddi bir şekilde eleştirmiş, ayrıca olayları aktarmakla kalmayıp aralarındaki sebep-sonuç ilişkisini de ortaya koymaya çalışmıştır.
İbranice yazılar makam işaretleriyle yazılıdır.
Sefarad - İtalyan - Eşkenaz geleneklerine göredir. Ek olarak Kral Süleyman´ın yazdığı Shir Hashirim, Rut-Eyha, Ester Efsanesi, Haftara (tamamlayıcı bölümler) mevcuttur.
Künye sayfası cildin arkasına ters iliştirilmiştir.
Bursa Cezaevinde tanıştığı Nazım Hikmet´in sayesinde resim yeteneğini keşfeden İbrahim Balaban (1921 - 2019), "Anadolu insanının yaşamından ve halk efsanelerinden yola çıkarak toplumsal gerçekçi yapıtlar üreten bir ressam" olarak tanındı. Yurt içinde ve yurt dışında çok sayıda sergi açtı. Resmin yanı sıra yazıyla da ilgilendi. Nazım Hikmet´le yaşadığı yılları "Şair Baba ve Damdakiler" adlı kitabında anlattı. "İz" Balaban´ın, 10 tanesi katlanır planşlar halinde olmak üzere, çok sayıda deseniyle süslü, resim yaşamına odaklı bir otobiyografidir.