İthaf, "Zürih Türk Talebe cemiyetine bir nişâni uhuvvet ve samimiyet olmak üzere ihdâ olunmuşdur, 20 Şubat 1921" şeklindedir. Türk Talebe Cemiyeti Heyet-i İdaresi
1. Reis Arslan (Mühendis Mekteb-i Alisi müdavimlerinden)
İçerisinde üç adet harita bulunmaktadır. Birinci Dünya savaşında Çanakkale cephesinde 5. Ordu komutanlığına atanan Sanders'in gözlemlerini içeren kitabıdır.
"Anafartalar Kumandanı Mustafa Kemal ile Mülâkat" adlı yazı dizisiyle Mustafa Kemal’i ilk kez Türk ve dünya kamuoyuna tanıtan Ruşen Eşref'in (1892 – 1959), devrin bütün ünlü yazar, şair ve fikir adamlarıyla yaptığı edebî mülakatları bir araya getirdiği "Diyorlar ki" adlı eseri, Mithat Cemal'in kitaplaşmamış mülakatları sayılmazsa, bu alanda yayımlanmış ilk eserdir. Müzayedeye sunulan kitap, Faik Ali Ozansoy'un oğlu, Süleymen Nazif'in yeğeni, Hisar dergisi kurucularından Munis Faik Ozansoy'a "Büyük şairler soyunun değerli evladı, duygulu şair, nazik arkadaş ve mükerrem misafirperver..." ithafıyla imzalanmıştır.
Latin hurufatıyla yazılmış deri sırtlı, eski ama çok temiz bez cildi içinde...
Ülkü Tamer'in (1937 - 2018), mahkeme kararıyla "kitap" olarak kabul edilmeyen, 13 şiirlik şiir dosyası… 12 X 18 cm boyutlarında, bir yüzüne şiir yazılmış 13 kart ve cepli dosya formunda bir kapak… İlgili kurumlara bir nüshası gönderilmediği için koğuşturmaya uğrayan bu eser, mahkeme kararıyla "kitap" sayılmadığı için beraat etmişti. Türk edebiyatının en ilginç tasarımlı ürünlerinden... Hafif eskime belirtileri dışında çok temiz...
Bu haritayı büyük boy baskısından ayıran en önemli farkı değişmiş olan kartuşudur. Bu haritanın yapımcısı olan Georg Matthaus Seutter (1678- 1756), Jean Baptist Homann´ın yanında stajını tamamladıktan sonra kendi işini kurdu ve imparatorluğa coğrafyacı olarak atandı. Oğlu Albrecth ve damadı Conrad Lotter ile 1741´lerde bir seri şehir planları yaptı. Hayatının büyük bir bölümünde Homann ile rekabet içinde oldu ve haritaları ustasının haritalarıyla pek çok benzerlikler taşıdı.
Türk edebiyatının en özgün şairlerinden Özdemir Asaf´ın (1923 - 1981) en çok bilinen ve sevilen şiir kitabı… Ressam, grafiker ve gazeteci Agop Arad´a (1913 - 1990) imzalı...
Atatürk´ün manevi kızı olan, sosyolog, tarihçi ve yazar Prof. Dr. Afet İnan´ın (1908 - 1985) Atatürk´le ilgili hatıralarının birinci basımı… / Kapakların sayfa dışına taşan kenarlarında kırılmalat ve küçük yırtıklar var.
Türkiye´de matbaacılığın kurucusu İbrahim Müteferrika´nın matbaası´nda basılan bu eser, Osmanlı medreselerinde okutulan nahiv klasiklerine yazdığı mu´rib kitaplarıyla tanınan Arap dili alimi Zeynizâde´nin, İbn Hacib´e ait olan el-Kâfiye adlı eser için yazdığı mu´ribdir.
"Dünya Savaşı´ndan sonra İtalya´da başlayan ve başka şekiller altında diğer memleketlerde de görülen milli hareketlerin menşei, Mussolini´nin biyografisi ve icraatları, faşistler, faşizmin başarılı olmasının sebepleri, faşizmin programı, iç ve dış siyaseti, faşizmin halihazırı"
Yazmaya oldukça geç başlamasına ve ilk kitabını 50 yaşından sonra yayımlamasına karşın, Abdülhak Şinasi Hisar (1887 - 1963) edebiyattan, edebiyatçılardan ve edebi muhitlerden hiç uzak kalmadı. Müzayedeye sunulan eser de yazarın çok yakın bir dostluk ilişkisi içinde olduğu Yahya Kemal ilgili, birinci elden tanıklıklarını içeren, çok önemli bir monografidir.
"Ben Ruhi Bey Nasılım", Edip Cansever´in "Tragedyalar" ile "Çağrılmayan Yakup" kitaplarının bir uzantısı sayılabilir. Cansever bu kitabında da insanın trajik varlığına eğilmiş, saptamanın, sergilemenin de ötesinde, insanın "aşama" gücünü hiçbir durumda yitiremeyeceğini bir daha kanıtlamıştır.
Aydınlık gerçekçi Türk
roman ve oyun yazarı Orhan Kemal (1914-1970) Türk edebiyatının büyük ustaları
arasında anılır. Dünya Evi ise kimi zaman çelişkilere düşse de her
zaman toplumsal olanla biçimlenen, ancak bireysel olanı göz ardı etmeyen,
insanı yaşamın gerçekliği içinde ele alan; usta bir yazarın kaleminden, umuttan
ve aydınlıktan asla vazgeçmeyen bir romandır.
Galatasaray Mekteb-i Sultânîsi´nde Arap dili, Mekteb-i Mülkiyye´de usûl-i fıkıh muallimliği yapan Zihni Bey tarafından kaleme alınan ve kendisine şöhret kazandıran eser; fıkhın nikâh, talâk, yemin ve radâ‘ [emzirmek] bölümlerini içerir.
Çalışma, 1800´lü yıllarda Fransa´nın ormanlarında bulunan ve hiçbir uyarana tepki vermemesi nedeniyle Ulusal Sağır ve Dilsiz Enstitüsü´ne havale edilen bir çocuk hakkındadır. Enstitünün doktoru olan Itard, duyular ve zihinsel bileşenlerin uyandırılmasına dair değerli çalışmalarını raporlaştırmış ve rapor, eğitim alanında ilk sistematik gözlem ve bireyselleştirilmiş eğitim planı olarak kabul edilmiştir. Eser, TBMM´nin kurulduğu ilk yıllarda Maarif Vekaleti tarafından Balaban´a tercüme ettirilip basılmıştır.
Tora kitabının her bölümü haftanın 7 gününe bölünmüş olup, her gün için yapılan yorumlar ve hahamların hükümlerini içermektedir.
Rashi yorumludur; Sefarad geleneklerine göredir.
Güçlü bir medrese öğrenimi gören, hem Doğu hem Batı´yı yakından tanıma imkânı bulan Şemseddin Günaltay, düşünceleri, eserleri ve devlet adamlığıyla Cumhuriyet devrinde din-devlet ilişkilerinin şekillenmesinde önemli bir rol oynamış, özellikle başbakanlığı döneminde gerçekleştirilen değişiklik ve yeni düzenlemelerde etkili olmuştur.
İthaf, "Pamphylia'da başlayan müşterek meslek sergisinin devamı dileği ile, Aziz Dostum Sevgili Taner'e, Değerli Hocamız Prof. Dr. Taner Tarhan'a, Yaşamının yeni döneminde sağlık, uzun ve güzel yıllar dileriz. Perge Kazısı Demirbaşları..." şeklindedir.