Testereci esnafından Hacı Ali Aga’nın oğlu olarak 1849'da Bursa’da doğdu. 1869'da medrese tahsili Istanbul’a gitti. Bursa’da iken Ibrahim Sükuti Efendi’den ve daha sonra Mehmed Sadeddîn Efendi’den aklam-ı sitte meşk etmiş oldugundan, İstanbul’da da Sefîk Bey’den ders almaya baslamıştır. Bursa'da Mekteb-i Rüşdi’nin sülus muallimligine tayin edildikten sonra, yarım kalan meşkini tamamlamak için her sene İstanbul’a giderek, bir ay müddetle Şefik Bey’in dersine devam ederdi. Bursa Mekteb-i Rüşdisi’nin kapatılmasından sonra da Bursa İnas Rüşdi Mektebi’nin sülüs muallimligine tayin olundu.13 1926 tarihinde vefât etmiştir. Kabri Eyüp Mezarlığı'ndadır.
1898’de İstanbul’da doğan Halim Özyazıcı’nın asıl ismi Abdülhalim’dir. Esekapı İbtidai Mektebi’nde ve Aksaray Gülşen-i Maarif Rüşdiyesi’nde eğitim görmüştür. Gülşen-i Maarif Mektebi’nde Hattat Hamid Aytaç’tan rika, sülüs, nesih ve divani yazılarını meşketti. Rüşdiye’den mezun olduktan sonra, Sanayi-i Nefise Mektebi’ne kaydoldu. 1915’te ise Medresetü’l Hattatin’e geçti. Medresetü’l Hattatin’de ise Hasan Rıza Efendi ve Kamil Akdik’den sülüs, nesih, rika, Hattat Hulusi Efendi’den talik, İsmail Hakkı Altunbezer’den celi sülüs, Ferid Bey’den divani ve celi divani yazılarını meşk etmiştir. Divan-ı Hümayun kalemi ve Harbiye Nezareti’nde vazife alan Hattat Halim Efendi, 1924’te Bab-ı Ali’de bir yazıhane açmıştır. Hattat Halim Özyazıcı, 1946 senesinde Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’ne hat hocası olarak vazifelendirilmiştir. 1964’de vefat eden Hattat Halim Özyazıcı’nın kabir Kozlu Mezarlığı’ndadır.
Müttekâ: Mevlevîlikte dervişlerin mertebelerine göre çile çekme süreleri vardı. Bu zamanlarda az yemek yemeleri, az su içmeleri ve az uyku uyumaları gerekirdi. 40 günlük süre içerisinde dervişler uzanıp yatarak uyuyamazlardı. Bunun yerine sivri ucunu yere koyup, yukarı kısmındaki kavisli yerine çenesinin altını dayayarak, kısa bir müddet uyuklayarak uykusuzluklarını gidermeleri için, "dayanılacak alet, yardımcı ve yardım eden manalarına gelen", "Müttekâ veya Muîn" denilen bastonlar yapılmıştır. Derviş Müttekâların sivri ucunu yere koyar, yukarı kısımdaki kavisli yere çenesinin altını dayayarak kısa bir müddet uyurlar dı.
1898’de İstanbul’da doğan Halim Özyazıcı’nın asıl ismi Abdülhalim’dir. Esekapı İbtidai Mektebi’nde ve Aksaray Gülşen-i Maarif Rüşdiyesi’nde eğitim görmüştür. Gülşen-i Maarif Mektebi’nde Hattat Hamid Aytaç’tan rika, sülüs, nesih ve divani yazılarını meşketti. Rüşdiye’den mezun olduktan sonra, Sanayi-i Nefise Mektebi’ne kaydoldu. 1915’te ise Medresetü’l Hattatin’e geçti. Medresetü’l Hattatin’de ise Hasan Rıza Efendi ve Kamil Akdik’den sülüs, nesih, rika, Hattat Hulusi Efendi’den talik, İsmail Hakkı Altunbezer’den celi sülüs, Ferid Bey’den divani ve celi divani yazılarını meşk etmiştir. Divan-ı Hümayun kalemi ve Harbiye Nezareti’nde vazife alan Hattat Halim Efendi, 1924’te Bab-ı Ali’de bir yazıhane açmıştır. Hattat Halim Özyazıcı, 1946 senesinde Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’ne hat hocası olarak vazifelendirilmiştir. 1964’de vefat eden Hattat Halim Özyazıcı’nın kabir Kozlu Mezarlığı’ndadır.
1898’de İstanbul’da doğan Halim Özyazıcı’nın asıl ismi Abdülhalim’dir. Esekapı İbtidai Mektebi’nde ve Aksaray Gülşen-i Maarif Rüşdiyesi’nde eğitim görmüştür. Gülşen-i Maarif Mektebi’nde Hattat Hamid Aytaç’tan rika, sülüs, nesih ve divani yazılarını meşketti. Rüşdiye’den mezun olduktan sonra, Sanayi-i Nefise Mektebi’ne kaydoldu. 1915’te ise Medresetü’l Hattatin’e geçti. Medresetü’l Hattatin’de ise Hasan Rıza Efendi ve Kamil Akdik’den sülüs, nesih, rika, Hattat Hulusi Efendi’den talik, İsmail Hakkı Altunbezer’den celi sülüs, Ferid Bey’den divani ve celi divani yazılarını meşk etmiştir. Divan-ı Hümayun kalemi ve Harbiye Nezareti’nde vazife alan Hattat Halim Efendi, 1924’te Bab-ı Ali’de bir yazıhane açmıştır. Hattat Halim Özyazıcı, 1946 senesinde Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’ne hat hocası olarak vazifelendirilmiştir. 1964’de vefat eden Hattat Halim Özyazıcı’nın kabir Kozlu Mezarlığı’ndadır.
"Dünyada dost istersen Hazret-i Allah yeter/ Mürşid-i kâmil ister isen Hazret-i Kur'ân yeter/ Delil ister isen Hazret-i Muhammed yeter/ Meşgul olmak ister isen ibadet yeter/ İbret almak ister isen ölüm yeter/ Bunlar da yetmez der isen nâr-ı cehennem yeter..."
Selahaddin Eyyubi'ye devlet idaresinde rehberlik etmek amacıyla yazılan ve Arap coğrafyasında oldukça meşhur olan bu eserin Osmanlı diline kazandırılması, Naima'nin dikkati sayesinde gerçekleşmiştir. Selahaddin'in başarılı olmasını bu esere bağlayan Naima, Eyyubi'nin, bu esere uygun davranarak ve izlediği siyasette bu eserdeki görüşlere uyarak başarılı olduğunu söyler.
1879-1979 tarihleri arasında yaşamış olan Mehmed Şevket Pektaş, hat sanatının yanı sıra çinkograflık da öğrenmiş ve bir süre çinko ve şimşir üzerine kartvizit, antet vs. hakkiyle uğraşmıştır. Okullarda hüsn-i hat, daha sonra jimnastik öğretmenliği yapan, bir dönem asker olarak Matbaa-i Askeriye'de de çalışan Pektaş, Devlet Matbaası Resimhanesi'nden emekli olmuştur.