Şair ve müderris dayısından İslâmî ilimleri özel olarak okuyup icazet alan Abdülaziz Mecdi, bir süre muallimlik görevinde bulunduktan sonra Girit'te Rum mektepleriyle rekabet için açılan bir okula tayin edilmiş ve Girit'te yayınlanan Hakikat gazetesinde edebî makaleler yazmıştır. Daha sonra Anadolu'da ticaretle uğraşırken kendisine cezbe hali gelerek işini bırakmış ve bu dönemde tanıştığı iki meczubun derin etkileri altında kalmıştır. Fatih türbedarı olan Ahmed Amiş Efendi'ye intisabının da bu yıllarda olduğu düşünülmektedir. Milletvekilliği ile Şer'iyye ve Evkâf Vekâleti müsteşarlığı da yapan Mecdi Tolun, Cumhuriyet'ten sonra resmî ve özel hiçbir görev kabul etmeyip evine çekilerek dinî ve tasavvufî sohbetlerde bulunmuştur.
Turan Sevgili; son dönem hat ustalarından merhum Hamid Aytaç'dan kufi, sülüs, nesih, ta'lik, divani, celi divani olmak üzere 6 çeşit yazıdan icazet aldı...
Cahiliye döneminin tanınmış şairlerinden Ka´b b. Züheyr´in, Hz. Peygamber´e sunduğu ve karşılığında kendisine Peygamberin hırkası [Ar. bürde] verildiği için Kaside-i Bürde -ya da başlangıç ifadesine göre Bânet Süâd- adını alan bu şiiri, yazıldığı zamandan günümüze kadar İslam edebiyatında önemli bir yer işgal etmiştir. Eserin üzerine yazılan şerh ve nazîrelerden en meşhuru Muhammed Said el-Bûsirî´ye ait olandır. İslam dünyasında Bûsirî´nin Hz. Peygamber için yazdığı bu ünlü kaside kadar şöhret kazanan, üzerine şerh ve haşiye yazılan bir başka kaside olmamıştır. İslam ülkelerinin konuştuğu hemen bütün dillere nazım ve nesir olarak tercüme edilen kaside Grekçe, Latince, İtalyanca, Fransızca, İngilizce ve Almancanın yanı sıra Afrika ve Güney Asya´daki yerel dillere de çevrilmiştir.
Okunuşu: "Devâüke fîke ve mâ teş´uru; Ve dâüke minke ve mâ tübsıru; Ve tez´umu enneke cirmün sagîrun; Ve fîke´ntava´l-âleme´l-ekber [İlacın sendedir, farkında olmazsın; Hastalığın sendendir; görmezsin; Küçük bir nokta olduğunu iddia edersin; Halbuki sende dürülmüştür büyük bir âlem]"
Sayfanın en üstünde, "rütbelerin en yücesi ilim rütbesidir" anlamına gelen "Rütbetü´l-ilmi a´lâ´r-rüteb" yazılıdr. Rik´a satırlarda, Sen usandırma eli elde usandırmaz seni, hilekarlık eyleme kimse dolandırmaz seni. Dest-i iadeden soğuk su içme kandırmaz seni, korkma düşmandan ateş olsa yandırmaz seni, müstakim ol Hazret-i Allah utandırmaz seni" yazılıdır.
Hadis-i kudsilerde geçen ifadelerle Allah´ın güzel isimlerini ve vasıflarını anlatan Arapça bir şiir yazılıdır.
Tercümesi: "Allahu Teala Habibi´nin lisanı ile buyurdu, Beni zikreden kulumun beraber oturduğu celîsiyim, Ben Matlûb´um beni isteyen bulur..."
Harttat Bedevi; 1894-1967 II.Abdülhamid tarafından, Emevi Camii'nin geçirdiği yangından sonra levha hatlarını yazmak göreviyle Şam'a gönderilen ve Resa olarak tanınan hattat Yusuf Agâh' dan hat çalıştı. 2010 yılında İrcica’nın 8. Milletler arası hat yarışması Bedevî Dirânî’nin adına tertip edilmiştir. Meşhur mushaf hattatı Osman Taha’nın hocasıdır.