İthaf : "Sadri! Sevgili güzel dosta başarılar diler 27 Temmuz 1956"
Serinin ilk 12 sayısı mevcuttur: Hattât İsmail Zühdü Efendi, Tezyini Çifte Besmele, Hattât Mustafa Râkım Efendi, Hattat Mahmud Celâleddin Efendi, Fatih'in Oğlu Sultan Cem Resmi, Hilyei Saadet Hattat Mehmed Şevki, Çinili Köşk Tavan Göbeği, Çiçek Ressamı Mehmed ve Bir Demeti, Hattat Kazasker Mustafa İzzet, Eski Fatih Camii Bir Çini Pano, Hattat Karahisârî Ahmed Efendi ve Altunlu Besmelesi, Reisül' Hattatin Hacı Kâmil Akdik
Zeki Yavaş (d.1966); Hamit Aytaçla tanışıp kendisinden bir müddet nesih hat meşk etti. Mustafa Necati’den iki yıl, Osman Özçay’dan dört yıl sülüs ve celi sülüs meşk etti. Klasik Türk Sanatları Vakfının kurucusu ve başkanı olarak çalışmalarına ve sanat hayatına devam etmektedir.
Okunuşu:
"Mâ şi’te min ızami Fe inne fadle Rasûlillâhi leyselehû
Haddün fe yu’ribe anhü nâtıkun bi femi
Lev nâsabet kadrahû âyâtühü ızâmen
Ahyesmühû hıyne yüd’a dâriser rimemi"
Anlamı:
‘’Yüce Allah’ın sevgili Rasulü Muhammed Mustafa (sav)’in faziletlerine sınır ve son yoktur ki konuşan ağız O’nun kemalat ve faziletlerini tarif edebilsin. Allah Rasulü’nün mucizeleri büyüklük bakımından Kadrü kıymetine uygun mertebede olsaydı, onun tertemiz adı anıldığın da tamamen çürümüş kemikleri diriltirdi.”
Yazının okunuşu, "Hacı Ömer Sakıp Sabancı" şeklindedir.
Yazının hikayesi:Son devrin en büyük hattatı Hamid Aytaç’ın 91 yaşında vefat ettiği yıl yazdığı bir yazıdır. Bilindiği üzere Sakıp Sabancı, ömrünün son yıllarında rahatsızlığından dolayı hastahanede olan Hamid Aytaç’ı ziyaret etmiş ve gönlünü almıştır. 1981 yıldaki bu ziyaret sonrası kaleme alınmıştır.
Lâz Ömer Vasfî Efendi’nin şâkirdânından değerli bir hattat
olan Hâkkâkzâde Mustafa Hilmî Efendi, medrese tahsîlini tamamladıktan sonra
yazdıaki kudret ve mahâretinden dolayı H. 1235/M. 1819 senesinde Fâtih’teki
Nakş-ı Dîl Vâlide Sultan Mektebi’nin hüsn-i hat muallimliğine tayin edilmiş ve
senelerce talebeye ders vermiştir.
Sultan 2. Mahmud’un iltifâtını kazanarak,
yazmaya memur edildiği üç mushâf-ı şerîfe yazmış ve Sultanın iltafatına mazhar olmuştur. Ayrıca Nûr-ı Osmaniye Cami’ndeki meşkhânede hüsn-i
hat talîmine memûr edilmiştir.
Kazasker Mustafa İzzet Efendi´nin öğrencisi Mehmed Şevket Vahdetî´nin kaleminden:
"Hû
ey mahrem-i bî müşterek-i kurb-i Hüdâ / Dilden eserin etmesin Allah cüdâ;
Evvela müşerref olduğunuz Ramazan ve mefkaret-i redifeyi tebrik ederim, selam-ı mahsus ve hatır-ı âlilerinizi sual eylerim. Ba’dehu, Çarşamba Müftüsü Hacı Mahmud Efendi tarafından bittevcih buraya vürud eden sülale-i tahirden yani Hazret-i Hüseyin evladlarından, yedinde silsilenamesi mevcud Mahmud Efendi buraca elden geldikce memnun edilüb ve vürudunda hürmete riayet edüb, erzak-ı mukadderesine gayret etmeniz müstercadur.” notu bulunmaktadır.
Bugünkü dille ifade edecek olursak, Ünye Müftüsünün Ramazan’ı tebrik edildikten sonra Müftü Efendiden Çarşamba Müftüsü Hacı Mahmut Efendi’nin gönderdiği ve elinde Seyyid olduğuna dair secereyi taşıyan Mahmut Efendi’nin memnun edilmesi, hürmete riayet edilmesi ve takdir edilmiş erzakının kendisine verilmesi rica edilmekte...
Kartvizitin arkasındaki 1343 tarihli mektup, "Birader, ben bugün yine geldim. Hem pek ıztırarî bir geliş ile." ifadesiyle başlamaktadır. *Şeyhülislam Ebussuud'un soyundan gelen Suud Yavsi Ebüssuudoğlu, döneminin ünlü hattatlarından ders alarak sülüs, nesih, celî ve divanî yazılarda zamanının önde gelen hattatlarından biri olmuştur. Mevlevî tarikatına intisabından ötürü Suûdulmevlevî olarak anılan hattat, aynı zamanda divan şiirinde de bilgi ve yetenek sahibidir.
1927 yılında doğan ve genç yaşında hayatına giren Mustafa Düzgünman sayesinde tanıştığı Neyzen Emin Bey'in etkisiyle neyzenliğe adım atan Niyazi Sayın; ney ile ilk meşklerini Yenikapı Mevlevihanesi şeyhi Abdülbaki Dede'nin oğlu Gavsi Baykara'dan almıştır. Daha sonra Necmeddin Okyay tarafından Resim-Heykel Müzesi müdürü, ressam ve neyzen Halil Dikmen'e götürülen Sayın, bu esnada dinî musikiyi öğrendiği Mustafa Düzgünman'dan ebru ve cilt sanatları ile fotoğrafçılık öğrenmiştir. Halen üniversitede görevine devam eden Sayın, yurt içinde ve dışında konserler vermekte, ebru sanatını kişisel ve karma sergilerle devam ettirmektedir.