Celi ta´lik yazı, "Merhametlilerin en merhametlisi" anlamına gelen Allah´ın "Rahman" ve "Rahim" isimlerinden oluşmaktadır. Gubarî yazıda ise, Fatiha Suresi, Ayetel Kürsi ve çeşitli dualar yazılıdır.
Üstübec mürekkeple yazılmıştır. Hem celi muhakkak besmelenin altında hem de hilyenin sonunda sanatkarın ketebesi ve eserin tarihi yazmaktadır.
Trabzonlu Hallaç Mustafa Efendi’nin oğlu olarak İstanbul’da doğdu. Re’fet Efendi’den sülüs ve nesih meşkini ikmâl ettiğinden, mekteblerde hüsn-i hat ta’limine memur edildi.
Hâlid ve Hüsâmeddîn beylerin yazıhânelerine devam ile çinkograflık öğrendi. Hâkkâklar Çarşısı’nda bir dükkân açarak, bir süre çinko ve şimşir üzerine kartvizit, antet ve sâire hâkkiyle uğraştı. Umûmî Harb’in patlak vermesi üzerine asker olarak Matbaa-i Askeriye’ye alındı. Terhis olduktan sonra da orada kalarak 18 sene hizmet etti. Kadro hârici bırakıldıktan 8 ay sonra başladığ Devlet Matbaası Resimhânesi’nden emekli oldu. Bundan sonraki yaşamını yazı ve spor çalışmaları ile geçirdikten sonra, 14 Haziran 1969 tarihinde, 100 yaşını aşmış olduğu hâlde vefât etti.
Eser; yazı kalitesi, tezhibi, kondisyonu, icazeti veren hocaların ve talebenin tarihi şahsiyet olarak önemleri ile ön plana çıkmaktadır.
Eserin hattatı yani icazeti alan Mehmed Said Pertev Paşa hicaz asıllı olup 2. Mahmud Döneminin en önemli devlet adamlarındandır. Literatürde hattatlığı ile ilgili bilgiler geçmekle beraber görülen tek eseri bu icazettir. Bu yönüyle eser literatürde bulunan bilgilerin ispatı niteliğindedir. Pertev Paşa Sultan 2. Mahmud´un şahsi iltifarına mazhar olmuş hatta Padişah tarafından güfteleri bestelenmiştir. Aynı Zamanda Üsküdar Selimiye Tekkesi halifesidir. Padişahın gözdesi olması, siyasi etkisi ve kabiliyeti sebebiyle devrinde "Tuğsuz Padişah" olarak anılmasına sebep olmuştur. Sonrasında Akif Paşa ve Hüsrev Paşa ile girdiği siyasi çekişme neticesinde Edirne´ye sürülmüş ardından idam edilmiştir.
Sülüs Kısım: Allah başarının sahibidir. O ne güzel dosttur.
Nesih Kısım: "Kim İslam´da saçını ağartırsa, kıyamet günü onun için bir nur olur.” "Sizin en hayırlınız Kur´an´ı öğrenen ve öğretendir"
Hattat Ramazan b. İsmail, İstanbul’da medresede öğrenim görürken Abdullah b. Cezzar’dan aklâm-ı sitteyi meşkederek icâzet almıştır. Bilhassa nesih yazıda ilerlemiştir. IV. Mehmed devrinin meşhur sanatkarlarındandır. Mevlanâkapı Mimar Kasım caddesinde Yayla Mescidi’nde imamlık yaptı. Her gün mushaftan yarım cüz yazmayı âdet edinmişti. Yazdığı 400 mushafla en çok mushaf yazan hattatlar arasında yer aldı. Şeyh Hamdullah ekolünün en iyi temsilcilerindendi. Talebelerinden oğlu Hüseyin babası seviyesinde ünlü bir hattattır.
Saatnameler, zamanın nasıl belirleneceğini, özelliklerini ve hikmetlerini yedi yıldız ve 12 burca dayalı olarak anlatan eserlerdir. Haftanın yedi günü yedi vakte bölünmüş ve her bir vakitte bu yedi yıldızdan birinin etkili olduğu kabul edilmiştir. Ayrıca içerisinde "belirlenmiş on gün ve kıyamet günü" de anlatılmaktadır.
Sami Efendi´nin en önemli talebelerinden, Hattat Neyzen Emin Yazıcı´nin ağabeyi Hatip Ömer Vasfi Efendi´nin celi sülüs yazı ile kaleme aldığı "Ya Allah Celle Celâluh" Allah lafzı yazılıdır.
Hattat Şehrî, İsmail Efendi'nin oğlu olarak İstanbul'da dünyaya gelmiştir. Eğitimine dair net bir bilgi olmamakla birlikte, hüsn-i hattını Mehmed Giridi'den öğrendiği bilinmektedir. Eğitimini tamamladıktan sonra Hafız Osman tavrına yönelmiş ve bir rivayete göre, Berberzade Mehmed Efendi'nin el yazması bir Kur'an'ına kendi ismini yazdıktan kısa bir süre sonra, 1153 yılında genç yaşta vefat etmiştir. Vefat ettiğinde henüz otuz yaşını yeni geçmişti ve daha uzun bir ömrü olsaydı hüsn-i hatta çok ilerleyeceği tahmin edilmektedir.
Sülüs kısım: Kim bir kavme benzerse onlardandır.
Nesih kısım: Resulullah aleyhisselam şöyle buyurdu: Müferridûn öne geçti". "Yâ Resûlallah! müferridûndan kasdınız nedir?" diye soruldu. Efendimiz (as) şöyle cevap verdi: Allah´ı çok zikreden erkek ve kadınlardır"