Şeyh Hamdullah’tan 150 sene sonra bu alanda büyük eserlere imza atmaya başlayan üstad ister istemez Şeyh Hamdullah'ı geçmiş ve hakkıyla Şeyh-i sani olmuştur. Bu dirayet ve kudrete sahip olduğunu muhteşem eserleriyle de ibraz etmiştir. Hafız Osman Efendi, yazdığı çok sayıda her türden yazıları, bilhassa Mushaf-ı şerifleri ve yetiştirdiği çok değerli ve çok sayıda çırakları sebebiyle hüsn-ü hat tarihinde büyük bir şöhrete sahiptir. Yetiştirdiği talebe sayısı göz önüne alınınca bilhassa bu yönüyle de Hz. Hafız gerçekten erişilmez bir rekorun sahibidir. Çünkü onun ismen tesbit edilebilen talebe sayısı 41’dir. Efendi hazretleri bizim kültürümüzde “Babadan ileri evlattan geri” diye ifade edilen hikmetli sözün de tarihimizdeki en tipik örneklerindendir. Yalnız bir farkla ki, uzun zaman onun evlatları bu babalarını geçememiştir. Hat tarihini yapan çok bereketli eller yetişmiştir. Ama O'nun bilhassa sülüs nesihte açtığı çığıra, onu unutturacak yeni bir şey katamamıştır.
Sülüs-nesih meşk Sülüs kısımlar emali kasidesinden beytler nesih kısımlar Muhammed ibn Elcezeri'nin manzumetul mukaddimesinden beytler içermektedir. Murakka olacak şekilde albüme sıralanmış. Sonudaki karalamalardan üçü Reis-ül hattatin Hacı Kamil Akdik ketebeli. Karalamalardan biri emali kasidesine ait olduğu için eser bütünlük niteliği de taşımaktadır. 16x28 cm
İstanbul’da doğdu. Küçük yaşta iken hıfzını tamamlayarak hafızlardan oldu. Nakşibendi Tarikatı’na girerek senelerce Beşiktaş’taki Neccarzade Tekkesi'ne devam ederek, tekmil-i süluk ile hilafet aldı. Senelerce müezzin olarak görev yaptığı Sultan Selim Cami’ne bilahare cuma vaizi olup vefatına değin görev yaptı. Edirnekapı haricinde medfundur.