1891-1944 yılları arasında çıkarılan ve Edebiyat-ı Cedide topluluğunun yayın organı olan Servet-i Fünun, Türk basın tarihinin en uzun süreli ve en etkili yayınlarındadır.
Lota dahil dokümanlar:
Kadıköy Hemdat İsrael Sinagogu antetli program ve bildirimler (5 adet),
Kadıköy Hemdat İsrael Sinagogu bayram günü koltuk rezervasyon bileti (6 adet),
Teberru listesi,
Musevi Hastanesine ilişkin 2 adet doküman,
Hahambaşılık ile Or-Ahayim vakıfları mütevelli heyet seçim bildirisi (filigranlı kâğıt),
İbranice-Ladino Hahambaşılık veya Orahayim vakıfları mütevelli heyet seçim aday listesi,
Or-Ahayim Cemiyeti bağış teşekkür belgesi (2 adet),
1 adet teberru talebi,
"Adam ree beteha ve zechor sophecha [Adam evine bak ve sonunu hatırla]" ibareli dinî kart.
Sultan II. Mahmud devriyle başlayan Batı tarzı Türk resminin öncü isimlerinden biri olan Arif Mehmed ya da bilinen adıyla Müşir Arif Paşa (1808 - 1865), askeri vazifesi sırasında resimle uğramış; bilhassa Türk kıyafetleri konusunda derin araştırmalar yaparak, Osmanlı devlet adamlarının kostümlerini ustalıkla resmetmiştir. Bu çalışmalarından meydana gelen ve 1873 yılında Paris´te ve İstanbul´da yayınlanan "Mecmûa-i Tesâvîr-i Osmâniyye", "Türkiye´de ilk resimli" kitap olarak takdim edilmiş ve uzun yıllar Türk kültürü ve tarihi araştırmacılarının başucu kaynaklarından biri olmuştur.
Harita üzerinde, "Kolların, amele taburlarının, anbarların ve noktaların 20/3/34 tarihindeki vaz´u´l-ceyşi, takdim" yazmaktadır.
2 ayrı parça birbirini tamamlayacak şekilde bantla birleştirilmiş, ancak parçalar denkleşmemiştir.
Galip Kemali Söylemezoğlu terekesinden olan mektup, "Lloyd George Hindli heyet-i meb´useye İzmir´de yani Aydın vilayetindeki ekseriyetin Nonturc olduğu Edirne´de de Müslümanların ekalliyetde bulunduklarını sıkılmadan söylüyor. Galiba Aydın vilayetindeki Türklerin sonradan kabul-i İslamiyet etmiş Rumlardan ve Trakya Müslümanlarının da Rum veya Bulgar neslinden addedecek hakikate karşı bu kadar cüretkârane beyanatda bulunanlara yazdıklarını dinletmek değil okutmak bile mümkün olamayacak...." ifadelerini içermektedir.
Kapağı kopuk haliyle.
Osmanlı ordusunu ve askeri bürokrasisini oluşturan her rütbe ve milletten asker ve subay, özgün kıyafetleri içinde resmedilmistir. Gravürler, ünlü hakkâk A. Uncuyan tarafından kopya edilmiştir. Eserde resimlerin açıklamaları ayrı ayrı İngilizce ve Türkçe olarak verilmiştir.
Bayan Fani Blumental´e ait, aile fertlerinin de listeli olduğu bu ilanda, cenaze merasiminin gerçekleşeceği gün ve yer bilgisi yazılıdır.
Duası Yüksekkaldırım Eşkenaz Sinagogunda okunmuştur.
4 Aralık 1937 tarihinde gerçekleşmiştir.
1911 yılında İngiltere´de bulunan Vickers Şirketi´ne siparişi verilen ve devrin en güçlü dretnotların biri olan Reşadiye, dönemin Amirallik Birinci Lordu Winston Churchill, Osmanlı İmparatorluğu´nun yaklaşan savaşta Almanya safında yer alacağına inandığı için kendisinin emriyle Osmanlı´ya teslim edilmemiştir. Ücretinin yarısı Osmanlı Donanma Cemiyeti´nin halktan topladığı yardım paralarıyla ödenen geminin Britanyalılar tarafından adeta gasp edilmesi, Osmanlı toplumunda geniş yankı uyandırmış ve büyük bir öfke doğurmuştu. Öyle ki bu öfke, Almanlarla kurulan yakın temasa bir meşruiyet kazandırmış ve Osmanlı İmparatorluğu´nun Cihan Harbi´nde yer alacağı hizibe girmesinde önemli bir rol oynamıştı... Müzayedemizde sunduğumuz 1913 tarihli son derece zarif tasarımlı broşür, Osmanlı Donanmasına hiçbir zaman katılamayan Reşadiye gemisinin renkli bir görseli ile künye bilgilerini ihtiva etmektedir.
Tereke içereği: Dönemin İstanbul Şehremini Rıdvan İsmail Paşa´ya suikast düzenleyerek, Bedirhan ailesi mensuplarının II. Abülhamid´in emriyle Libya´ya sürgüne gönderilmesine sebep olan Abdürrezzak Bedirhan´ın, Th. Servanis (Cadi-Keuy) Fotoğrafhanesi´nde aldırılmış kabin fotoğrafı, Rıdvan Paşa´nın öldürülmesini ve Bedirhan ailesi mensuplarının yargılanma/sürgün sürecini konu alan Fransızca haber kupürlerinin yapıştırıldığı defter, ağabeyinin ölümü sonrası, tarihe ilk Kürtçe gazete olarak geçen "Kürdistan" gazetesini devralarak yayın faaliyetini sürdüren Abdurrahman Bedirhan´ın, ilk Kürt kadın modern dans sanatçısı olarak şöhret kazanacak olan kızı Leyla, İsviçreli eşi Elisabeth van Muyden ve ressam kayınpederi Evert Louis van Muyden ile birlikte görüldüğü fotoğraflar, ressam Muyden´in iki adet ıslak imzalı çizimi, İtalyan ressam Amedeo Modigliani'nin, "Portait of Madame Georges van Muyden" isimli tablosuna ilham olan fotoğrafın orijinali, arka yüzüne "Eugene Duval (Eugene Emmanuel Amaury Duval) - 1897" notu düşülmüş bir yağlı boya tablo, Elisabeth Hanım´ın kızı Leyla´nın doğumu (1905) sonrası tutmaya başladığı ve kızının gelişimini kayıt altına aldığı günlük, İzmir´in İşgali sonrası dönemin Fransız Konsolosu Osmin Laporte´nin Elisabeth Hanım´a, ihtiyaç halinde Yunan İşgal Yetkililerinden kendisine yardım ve koruma sağlanmasını talep eden ıslak imzalı koruma belgesi, soyadı kanunu sonrası Çınar soyadını alan Elisabeth´in "Eliza Çınar" ismiyle düzenlenen Nüfus Hüviyet Cüzdanı vesikası...
Yanı başında asalet ve hakimiyetin sembolü olan iki aslan ve bir yanında İslamiyeti simgeleyen yeşil sancak taşıyan; diğer yanında Türklüğü simgeleyen al sancak taşıyan iki kadının, başı üzerine çiçeklerden oluşturulan bir tac kondurduğu esnada mareşal üniformasıyla gururlu bir duruş sergileyen Mustafa Kemal Atatürk resmedilmiştir.
Beyannamede, Mustafa Kemal Atatürk ve Kuva-yı Milliye vatan haini olarak addedilmiş, Yunan Kuvvetleri´nin Osmanlı Devleti´nde asayişi sağlamak için İtilaf Devletleri ve padişah tarafından görvlendirildiği yazılıdır. Halkın buna göre Yunan kuvvetlerine karşı gelmemesi, verilen emirlere irayet etmesi, Mustafa Kemal Atatürk ve Kuva-yı Milliye´nin ülkeden def edilmesi için Yunan kuvveleri ile iş birliği içerisinde olması öğütlenmiştir. Mustafa Kemal Atatürk ve Kuva-yı Milliye ile ilişiği olup da bundan vazgeçmek isteyenlerin affedileceği, aksi takdirde yakalananların meydanda kurşuna diziliceği ile beyanname sonlandırılmıştır.
Mustafa Kemal Atatürk, "İtalyanlar Fethiye ve Bodrum'u Antalya muvaffakiyetini muhafaza bahanesiyle işgal etmişlerdir" ve "Edirne ve Tekfurdağı'nda (Tekirdağ) da İtalyan kıtaatı bulunmaktadır" sözlerinin yer aldığı Anadolu'da işgalin seyrine dair bir istihbarat raporu kaleme almıştır.