Türkiye´nin üçüncü cumhurbaşkanı Celal Bayar´ın (1883 - 1986), bayram tebrikleri için bastırdığı ve Esnaf ve Sanatkârlar Kefalet Kooperatifi Müdürü Bahri Hacıoğlu adlı kişiye gönderdiği, matbu imzalı kartvizit… Gönderilen kişiye ulaştırılamadığı için "bilinmiyor" kaşesiyle iade edilen, Celal Bayar antetli zarf içinde...
"Memleketi idare ettiği zannedilen adamlar ahlaka sığmıyan herşeyi yapmış kadın, içki ve her türlü safahati millet sevgisine tercih etmiş, milleti aldatmış vaktını böyle geçirmişdir."
Sabahattin Kudret Aksal (1920-1993) şair, senarist ve yazardır. İstanbul Konservatuarı Müdürlüğü, belediye yazı işleri müdürlüğü, Şehir Tiyatrosu Müdürlüğü görevlerinde bulunmuş, Belediye Konservatuarı Estetik ve Psikoloji öğretmenliğinden emekli olmuştur.
Seslendirmeci, yazar ve çevirmen Adalet Cimcoz´un eşi olan Mehmet Ali Cimcoz, Sabahattin Ali´nin ve dönemin birçok solcu sanatçısının arkadaş çevresinden olup Nazım Hikmet´in de avukatlığını yapmıştır. Ancak Milli Emniyet´le ilişkisi nedeniyle hakkında şaibeler vardır.
2004 yılında, Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Konfederasyonu Sanat Galerisinde düzenlenen Fikret Otyam - Filiz Otyam Sergisi´nin arkalı - önlü basılmış kataloğu… Metinlerini Vecihi Timuroğlu ve Metin Demirtaş´ın yazdığı katalog, her iki sanatçı tarafından da aynı kişiye ithaflı ve imzalı...
Hayatı hakkında bildiklerimiz sınırlı olsa da, geriye bıraktığı eşsiz resimleriyle sanat tarihinde mühim bir yer tutan İtalyan asıllı ressam Luigi Mayer (1755 - 1803), Orta Doğu´yu en detaylı resmeden Avrupalı ressamlardan biri addedilir. 1776 yılında İstanbul´a İngiliz Büyükelçisi olarak atanan Sir Robert Ainslie´nin maiyetine katılarak şehre ayak basan Mayer, burada bulunduğu yıllarda masalsı şehri ustalıkla resimlemiştir. Antik Doğu´ya oldukça meraklı olan Ainslie, tüm masraflarını karşılayarak kendisini Osmanlı topraklarında bulunan tarihi eserleri resimlendirmesi için görevlendirmiş ve böylece Mayer´in arkeolojik sitler başta olmak üzere Anadolu ve Orta Doğu topraklarında 1794 yılına kadar çizeceği enfes resimler tarihe geçmiştir. Yalnızca antik kalıntılar ile sınırlı kalmayıp etnik tipleri ve kostüm çeşitliliğini de resimleyen Mayer´in eserleri 1800´lü yıllardan itibaren taşbaskı gravürler halinde geniş kitlelere yayılmış ve hayli popüler hale gelmiştir.
"Ayla´ya" ithaf ve imzasıyla.
Türk fotoğrafçı ve ressam olan Doğançay, yarım asır boyunca dünyanın muhtelif şehirlerinde izlediği duvarları sanat eserlerine entegre etmesiyle tanınmıştır.
Şair ve yazar Baki Süha Ediboğlu´nun (1915 - 1972), kendi adıyla antetli kâğıda yazdığı, muhatabını çıkaramadığımız ilginç bir mektup… "Bu haftaki yaz rüzgârı … sizi Tepebaşı´na götürmek istiyorum… Tozkoparan´la Tepebaşı´nın kesiştiği noktada her zaman bir rüzgâr eser. Bu rüzgâr sadece bir rüzgâr değil..."
Belgede Batum hanedanından iki kişi ile eski şehbenderin onayı yer almaktadır.
Osmanlı ordusunda hizmet eden Gürcü asker Çürüksulu Ali Paşa, 1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı´nda mirliva rütbesiyle görev alarak Batum ve havalisinden teşkil edilen yerli kuvvetlere komutanlık yapmıştır. Savaş sonrasında Batum´un Ruslara bırakılmasının ardından ailesiyle Ordu´ya yerleşen Paşa, özellikle Ordu ve civarında Gürcü muhacirlerin yerleştirilmesinde gösterdiği büyük hizmetlerden ötürü II. Abdülhamid tarafından ödüllendirilmiş, 1884 yılında da İstanbul´a gelerek padişah yaverliği rütbesini elde etmiştir.
Anadolu´nun çeşitli yerlerinde resim ve sanat tarihi öğretmenliği yapan sanatçı 29 yıl Kültür Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü´nde görev yaparak Türkiye´de ulaşılması güç bir rekora imza atmıştır.
Raporun üst kısmında yer alan ve Galip Kemali Söylemezoğlu tarafından yazıldığı düşünülen Osmanlıca notta şu ifadeler yer almaktadır: "Mütareke vekayiinden: Rüesa-yı İttihad´ın tevkifinden sonra muhakeme-i aliyyelerine ibtidar edilmek üzere istintaklarına başlanmış idi. Bir gün Ferid Paşa beni çağırdı. Vükela-yı sabıkadan Şeyhülislam Musa Kâzım Efendi ile A´yan Reis-i Sabıkı Rifat Bey ve Karasu Efendi ziyade hasta olduklarından hastahaneye nakillerini taleb ediyor. İngiliz Fevkalade Komiserliğine gidiniz de bu zevatın iddia ve talebleri muhikk olub olmadığını anlamak üzere bulundukları mahalde muhtalat vir heyet-i tıbbiye tarafından muayene-i sıhhiyelerinin ifası ve neticesinin ba-rapor bana bildirilmesi hakkında teşebbüsatda bulununuz demiş idi. Derhal General ?´i gördüm ve Sadrazam Paşa´nın arzusunu tebliğ eyledim. Ertesi gün İngiliz Fransız ve İtalyan etıbbasından müteşekkil bir heyet tevkifhaneye ve salifü´z-zikr mevkufîni ziyaret ve muayene ederek suretini âtide ... derc eylediğim raporu vermişler"
II. Meşrutiyet'in ilanı, Osmanlı İmparatorluğunun tüm etnik unsurları arasında çok fazla sürmeyen bir kardeşlik ve bayram havası estirmişti. 1894 - 96 olayları nedeniyle Ermenilerin "Kızıl Sultan" adıyla andıkları ve İttihatçıların da nefret ettiği Sultan II. Abdülhamid'in bu çok çok nadir afişi, devrin çok kısa süren bayram havasını mükemmel bir şekilde yansıtmaktadır.