Ressam, yazar İbrahim Balaban (D. 1921, Seçköy / Bursa – Ö. 9 Haziran 2019, İstanbul) Bursa cezaevinde yattı. Burada tanıştığı Nazım Hikmet’in teşvikiyle resim yapmaya başladı. Aftan yararlanıp cezaevinden çıktıktan sonra 1953'te Fransız Kültür Merkezi'nde ilk resim sergisini açtı. Sonraki yıllarda hem Türkiye'de, hem de yurtdışında pek çok sergi açtı. 1961'de “Yeni Dal Grubu” sergisindeki bir tablosundan dolayı, 1968'de ise Gazi dergisinde basılan bir tablosundan dolayı yargılandı; iki davadan da aklandı. 1969’da Adana’da sergilediği resimleri saldırıya uğradı. Edebiyat çalışmaları Forum ve İmece dergilerinde yayımlandı. Kitaplarında hayat hikâyesi ile sanat anlayışını yansıttı. Ayrıca Nâzım Hikmet'in hayatının bir dönemine ışık tutacak bazı gerçekleri içten ve sıcak bir anlatımla dile getirdi. Resim eleştirmenleri kendisini, "Anadolu insanının yaşamından ve halk efsanelerinden yola çıkarak toplumsal gerçekçi yapıtlar üreten ressam" olarak tanımlar. Resimlerinde Anadolu köylüsünün yaşam ve uğraş biçimlerini, naif bir yaklaşımla ve düşsel bir boyut içinde işledi. Köyden kente göç sorunlarını, kendine özgü resim diliyle yansıttı. Anadolu halk masallarındaki tipleri anımsatan figürlerden, Türk halk nakışlarından yararlandı. Geometrik bir düzen ve istif görülen resimlerinde, grafik kurgulu yüzeyler ön planda yer alır. Canlı renkler egemendir. 1980'lerin başlarında açtığı Erenler ve Evliyalar ile Bereket Anaları adlı sergilerinde halk resim geleneğinden esinlenerek Anadolu kadınını günlük yaşamı içinde betimledi. Bu yapıtlarında, bir önceki düzenli istifleme anlayışından uzaklaşarak dağınık bir düzenleme uyguladı.
Lot : 78
Kategori :
Kitap
Cumhuriyet Aydınlığında 50 Yıl, İbrahim Balaban'dan ithaflı ve imzalı Resim Sergisi Kataloğu, İstanbul 2001, 28 sayfa, 29x29 cm
İthaf, "Mehtap Kuruca'ya, 2001" şeklindedir.
Lot Detayları
Ressam, yazar İbrahim Balaban (D. 1921, Seçköy / Bursa – Ö. 9 Haziran 2019, İstanbul) Bursa cezaevinde yattı. Burada tanıştığı Nazım Hikmet’in teşvikiyle resim yapmaya başladı. Aftan yararlanıp cezaevinden çıktıktan sonra 1953'te Fransız Kültür Merkezi'nde ilk resim sergisini açtı. Sonraki yıllarda hem Türkiye'de, hem de yurtdışında pek çok sergi açtı. 1961'de “Yeni Dal Grubu” sergisindeki bir tablosundan dolayı, 1968'de ise Gazi dergisinde basılan bir tablosundan dolayı yargılandı; iki davadan da aklandı. 1969’da Adana’da sergilediği resimleri saldırıya uğradı. Edebiyat çalışmaları Forum ve İmece dergilerinde yayımlandı. Kitaplarında hayat hikâyesi ile sanat anlayışını yansıttı. Ayrıca Nâzım Hikmet'in hayatının bir dönemine ışık tutacak bazı gerçekleri içten ve sıcak bir anlatımla dile getirdi. Resim eleştirmenleri kendisini, "Anadolu insanının yaşamından ve halk efsanelerinden yola çıkarak toplumsal gerçekçi yapıtlar üreten ressam" olarak tanımlar. Resimlerinde Anadolu köylüsünün yaşam ve uğraş biçimlerini, naif bir yaklaşımla ve düşsel bir boyut içinde işledi. Köyden kente göç sorunlarını, kendine özgü resim diliyle yansıttı. Anadolu halk masallarındaki tipleri anımsatan figürlerden, Türk halk nakışlarından yararlandı. Geometrik bir düzen ve istif görülen resimlerinde, grafik kurgulu yüzeyler ön planda yer alır. Canlı renkler egemendir. 1980'lerin başlarında açtığı Erenler ve Evliyalar ile Bereket Anaları adlı sergilerinde halk resim geleneğinden esinlenerek Anadolu kadınını günlük yaşamı içinde betimledi. Bu yapıtlarında, bir önceki düzenli istifleme anlayışından uzaklaşarak dağınık bir düzenleme uyguladı.