Hikaye ve roman yazarı Yusuf Ziya Atılgan, İlk ve orta öğrenimini Hacırahmanlı köyü ve Manisa’da yaptı. Parasız yatılı olarak Balıkesir Lisesini [1939], ikinci sınıftan sonra askeri öğrenci olarak devam ettiği İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünü bitirdi [1944]. Bitirme tezi: “Tokatlı Kâni, Sanat, Şahsiyet ve Psikoloji”. Akşehir’de Maltepe Askeri Lisesinde bir yıl edebiyat öğretmenliği yaptı.. 1945’te, fakülte yıllarında bazı öğrenci hareketlerine katıldığı iddiasıyla yargılandı, altı ay Sansaryan Hanı’nda (2. Şube), dört ay da Tophane Cezaevinde hapis yattı. Cezaevinden çıkınca (1946) Manisa’nın Hacırahmanlı köyünde uzun süre çiftçilik yaptı. Burada evlendi. Hacırahmanlı Spor Kulübünün kurucularından oldu. 1976 yılında İstanbul’a yerleşti, önce Milliyet (daha sonra Karacan) Yayınlarında danışmanlık ve çevirmenlik yaptı, kısa bir süre de Can Yayınlarında redaktör olarak çalıştı. Yazmaya 1952 yılında başladı. 1955 yılında “Evdeki” adlı hikâyesiyle Tercüman gazetesinin yarışmasında birinci, yarışmaya başka bir imzayla katılan “Kümesin Ötesi” adlı hikâyesiyle dokuzuncu oldu. “Ölü Su” adlı şiiri Yazı dergisinde, “Ayrılık” adlı şiiri Milliyet Sanat’ta, Kierkegaard’dan çevirdiği bazı pasajlar Değişim dergisinde [1961-62] yayımlandı. Hikâyelerinde köy ve kasaba insanlarını anlattı. Yazarlığını da uzun süre köyünde sürdürdü. Aylak Adam adlı romanı ile adını duyurdu.
Aylak Adam, 1950’lerde Türk toplumunun ve edebiyatının gündeminde olan bireysellik olgusunu genç bir aydının yalnızlığı çerçevesinde işledi. Bu kitabın kahramanı, Türk edebiyatında çağdaş bireyi tüm trajedisiyle yansıtabilen ilk romandır. Ancak bu karakter netice itibariyle hayata yenildi.