Seyyid Mustafa Nakşi´nin elyazma MAHYA MECMUASI, 1330 tarihli, 8 varak, 21x13 cm...
Eserde, her sayfada farklı bir mahya modelinin nasıl hazırlanacağı tarif edilmiştir. Her bir mahyada ne kadar yeşil, kırmızı ya da beyaz kandil kullanılacağı tarif edilmiştir. Mahyaların adlarıyla birlikte bazı örneklerin ne zaman kullanılacağı da not düşülmüştür. Özellikle süslü ve esmaü'l-hüsnâ içeren kandil tasarımları, “Cuma kandili” olarak adlandırılmıştır.
Kitapta çizilmiş olan 16 adet mahya modelinden bazıları şunlardır: Şimşir bahçesi, tuğşahi, gül, nergis, yâ Hû, merhabâ, kartopu, avize formunda mahya, yâ Hannân, mâşâallah, yâ Bâkî, lâ ilâhe illallah, kemerli köprü...
Eserin son sayfasındaki tarih ve imza satırı şu şekildedir: "Tarih bin iki yüz yirmi senesi bu mecmua bed' olundu. Resemehû (bunu resimledi) el-fakîr es-seyyid Mustafa Nakşî sene 1220"
Osmanlı’da mahyalar yağ kandilleriyle hazırlanır, yalnızca çok minareli camilerde kurulabilirdi. Bu yüzden halk gözünde çok özel bir yere sahipti. Mahyaların tasarımı, kurulumu ve bakımı mahyacılar tarafından büyük bir ustalıkla yapılırdı. Ramazan akşamlarında ezanla birlikte yakılan bu kandiller, İstanbul’u allı yeşilli bir ışıltıyla adeta masal şehrine çevirirdi.