Nazif Bey'in kaleminden Ravza-yı Mutahhara'yı ziyaret hadisi...
Nazif Bey ketebeli celi sülüs hadis-i şerif, yazı ölçü: 71x17 cm, çerçeve ölçü: 103x48 cm...
Manası: “Beni vefatımdan sonra ziyaret edenler, hayatımda ziyaret etmiş gibidir.”
Kırım Tatarları’ndan Mustafa Efendi’nin oğlu olarak H. 1262/M. 1846 senesinde Rusçuk’ta dünyaya geldi. Rus ta’arruzları nedeniyle küçük yaşta iken ailesiyle birlikte önce Dobruca’ya ve oradan da İstanbul’a gitti. Ailesinin Bursa’da iskanı için ferman çıkınca, bir akrabasının delaletiyle kardeşi Âkif’le beraber Enderûn-ı Hümâyun’a alındı. Buradaki tahsili esnasında Hırka-i Sa’âdet Da’iresi imamlarından Hâfız Abdülahad Vahdetî Efendi’den sülüs ve nesih yazılarını meşkederek, 16 yaşında iken icâzet aldı. Daha sonra hocasının tavsiyesi üzerine Şefik Bey’e devam ettiyse de, vefatı nedeniyle ancak birkaç meşk alabildi. Eğitimini tamamladıktan sonra mekteb muallimliği ile çerağ edildi. 1867´de Mekteb-i Harbiye-i Şahane hattatlığına tayin edilen Abdülahad Vahdetî Efendi’nin tavsiyesiyle Erkân-ı Harbiyye-i Umûmiyye Matbaası’na girdi. Matba’ada basılan haritaların yazılarını yazdı. Eczalı kâğıt üzerine eczalı mürekkeble, coğrafi şekillere göre yazdığı yer adlarıyla bezeli taşbasma haritalarla kısa zamanda mümeyyizliğe kadar yükseldi. Yaz-kış ayağından çıkarmadığı çizmeleri nedeniyle “çizmeli hattat” ve elinden düşürmediği çantası nedeniyle “çantalı hattat” lakablarıyla anılan Nazif Bey, son zamanlarında göğsünden ve kalbinden sıkıntıya düşmüş ve nihayet inme nedeniyle H. 29 Rebi’ü’l-evvel 1331 tarihinde vefât etti. Yahyâ Efendi Türbesi hazîresine defnedilmişse de, namına taş dikilmemiştir.