Osmanlı´da medreselerde yetişen müderrisler ve Fatih döneminde sıbyan mektebine öğretmenler yetiştirmek için Ayasofya ve Eyüp medreselerinde uygulanan pedagojik derslerin dışında, modern anlamda bir öğretmen yetiştirme fikrinden Tanzimat döneminden önce bahsetmek mümkün değildir. Ancak Tanzimat´ın ilanından sonra açılan rüştiye mektepleri ve sıbyân mekteplerine öğretmen yetiştirmek maksadıyla açılan Dârülmualimîn mektepleri bu kurumların ilkidir. 1846 senesinde Fatih´de açılan ve üç yıllık eğitimin ardından mezun olunan ilk şubesinin müdürü Ahmet Cevdet Paşa´dır. 1857 yılında Maarif Nezâreti’nin kurulup 1862’den sonra sıbyan mekteplerinin buraya bağlanması üzerine bu mekteplerin de öğretmen ihtiyacını karşılamak için 1868’de Dârülmuallimîn-i Sıbyân adı altında iki yıllık bir öğretmen okulu daha açılmış ve müdürlüğüne Mehmed Cevdet Efendi getirilmiştir. İstanbul’un Beyazıt semtindeki metruk Matbaa-i Âmire’de öğretime başlayan bu mektepte eskiden beri sıbyan mekteplerinde okutulmakta olan elifbâ, Kur’ân-ı Kerîm, tecvid ve ilmihal derslerinin yanı sıra hesap, ahlâk ve coğrafyaya giriş ile usûl-i tedrîs adı altında öğretim metodu derslerine yer verilmiştir. Ancak muhaliflerin menfi propagandası yüzünden birkaç yıl sonra kapatılan Dârülmuallimîn-i Sıbyân, Maârif-i Umûmiyye Nizamnâmesi’nin neşrinden sonra Mehmed Cevdet Efendi’nin gayretleriyle 1872 yılında tekrar açıldı ve müdürlüğüne yine bu zat getirildi. 1912 yılında yüksek okul statüsüne kavuşan ve Dârülmuallimîn-i Âliye adını alan mektep, I. Dünya Savaşı başlarında Moda’daki Saint Joseph, Mondros Mütarekesi’nden sonra buranın Fransızlar tarafından işgali üzerine Kadıköy Ortaokulu binasına taşınmış, bir süre sonra ise tekrar Cağaloğlu’ndaki eski yerine nakledilmiştir.