İlk satırlarda “et-tertîbü’l-ebcedî” olarak tanımlanan ve Arap alfabesinin ilk tertibi olarak bilinen, harflerin kolay bir şekilde akılda kalmasını sağlayan düzen yer almaktadır. Türkçe’de bu tertibin son kelimesi, ayrı bir rakam değerine sahip olmayan lâmelif ile bitirilerek dazığlen şeklinde söylenmekte ve ardına da daima Mü’minûn sûresinin 14. âyetinin sonunda yer alan “fe-tebâreke’llāhü ahsenü’l-hâlikīn” ibaresi eklenmektedir. Zaman içerisinde halk arasında "ebced hesabı" olarak da isimlendirilen, harflere belli sistemler içerisinde sayı değerleri addedilerek bunların karşılaştırılması sonucunda anlaşılması güç olan tesadüflere ve şaşırtıcı benzerliklere konu olmuştur, bunun neticesinde yine halk arasında bu sistemin belli sırlara delalet ettiği inancı yaygınlaşmıştır. Emevî Halifesi Abdülmelik b. Mervân zamanında (685-705) değiştirilerek yerine Nasr b. Âsım ile Yahyâ b. Ya‘mer el-Udvânî’nin hazırladıkları, birbirine benzer harflerin ardarda sıralanması esasına dayanan bugünkü “hurûfü’l-hecâ” tertibi getirilmiştir