Lot içeriği: 1) İlk Türk özel uçak bombası sanayisinin kurucusu Şakir Zümre´nin adını taşıyan fabrikasında üretilen uçak bombası modeli ("Ş. Zümre - 1939" ibareli) 2) "As. Fb.dan K. Özalpa - Kırıkkale 24.4.1936" ibareli, Askeri Fabrika üretimi top mermisi modeli 3) Cumhuriyet´in onuncu yıldönümü hatırası olarak Türkiye Cumhuriyeti Askeri Fabrikaları tarafından Kazım Özalp´e armağan edilen tüfek mermisi modeli ("Kâzım Paşa Hz. - Türkiye Cümhuriyeti Askeri Fabrikaları - Cümhuriyetin onuncu yıldönümü hatırası 29-10-933" ibareli)
Türkiye'nin ilk
radyologlarından biri olmasının yanı sıra, tarih yazarlığı, ressamlık, mimarlık
ve fotoğrafçılıkla da ilgilenen ve eserler veren Rıfat Osman Bey (1874-1933), çok
yönlü kişiliğiyle, Osmanlı – Türk kültürü içinde yetişmiş çok değerli
aydınlarımızdan biridir. Doktor Esad Feyzi Bey ile birlikte, 1897 yılında
patlak veren Osmanlı-Yunan Harbi'nde yaralanan ve İstanbul'a getirilen
askerlerin röntgenlerini çekerek savaş yaralıları üzerinde yapılan ilk röntgen
uygulamasına imza atmıştır. 1903 yılında röntgen uzmanı olarak Edirne Askeri
Hastanesi’ne atanmış ve emekliliği gelince de çok sevdiği bu şehirde kalmayı
tercih eden Rıfat Osman Bey, İşgalleri protesto etmek amacıyla 1918 yılında
kurulan "Trakya-Paşaeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti" nin aktif bir üyesi
olmuştur. Edirne'de bulunduğu süre boyunca şehrin tarihi ve kültürü üzerine
araştırmalar yapan, Edirne'nin ilk müzesi olan Arkeoloji Müzesi'nin kuruluşunda
mühim rol oynayan Rıfat Osman Bey, geride Edirne araştırmalarının semeresi olan
birçok kıymetli kitap bırakmıştır. Müzayedemizde sunduğumuz resim, arşivi Türk
Tarih Kurumu'nda bulunan Rıfat Osman Bey'in dolaşımdaki nadir eserlerinden
biridir.
Fincan ve tabağın yüzeyinde altın yaldız şerit ve floral desenler mevcut olup fincanın dış yüzeyi ise ´´Münhen - Frauenkirche´´ çizimi ile süslenmiştir
Bursa, Setbaşı’ndaki Şabani dergâhının şeyhi Galib
Efendi’nin oğlu olarak 1853'te tekkede doğdu. Talik yazıyı Mevlevi Şeyhlerinden
Mehmed Zeki Dede Efendi’den meşketmiş olan Şeyh Ali Sırri Efendi, İran
muhâcirlerinden “Sâhib-i Kalem” nâmıyla maruf Mirza Aka Afşar’dan da İran tarzı
talikin inceliklerini öğrenmiştir. Ayrıca Çelebi Sultan Mahâllesi'nde mukim
Hoca Hasan Efendi’den teberrüken temeşşûkle icâzet almıştı. Ta’likin yanında
sülüs de yazardı.
Ulucami’de ve Sultan Murad Cami’nde büyük kıt‘ada levhâları
bulunan Şeyh Alî Sırrî Efendi’nin Keçecizâde Fu’ad Paşa’nın vefâtına dâ’ir
yazdığı manzûmeyi hâvî 1868 tarihli levhâsı da paşanın türbesine ta’lik
edilmiştir. Ayrıca Kavak Suyu çeşmeleri ile Bandırma’daki Haydar Çavuş Cami’nin
şadırvanındaki yazılar, Kumle-i Sâgir Cami’nin derûnunda ve Ahmedü’l-gazzî
Dergâhı’nda pencerelerin üstünde bulunan yazılar da dest-i hattıdır.