VI. SALON, 25.05.2025 saat: 14:30'a kadar internet sitemizden pey verebilirsiniz. 14:32 itibariyle canlı müzayedemiz başlayacaktır. Kitap, Dergi ve süreli yayın hariç tüm ürünlerden % 20 ürün KDV'si alınmaktadır. Komisyon Oranı: % 20 + KDV'dir. ÖDEME SÜRESİ MÜZAYEDE BİTİMİNDEN SONRA 1 HAFTADIR.
Mektubuna, Raif Bey´den kendisine gelecek mektupların varış adresini koordine etmesini rica ederek başlayan Türkeş, mektubun devamında memleketin siyasi karmaşıklığını ifade eden şu gelişmeleri bildiriyor: "Memleketten gelen haberler hiç ümit verici değil. İnönü, AP'lileri Ordu vasıtasıyle korkutarak memleketin muhtaç olduğu acele hamleleri bir kenara atmak ve şahsi hırsları tatmin yolunu tutmuştur. Fakat Millet artık gözünü iyice açtı sanıyorum. Bunları hazzetmiyeceği muhakkaktır."
12 Eylül 1961 tarihli mektup sureti, "Muhterem Selim Beyefendi" hitabıyla başlamaktadır. Mektupta, sabık iktidar mensuplarının infaz cezalarının hafifletilmesi ve ihtilalin ilk günlerinde kararlaştırıldığı gibi İsviçre´ye gönderilmeleri tavsiye edilmiş, aksi takdirde memleketin iç huzursuzluğunun artacağına dikkat çekilmiştir. "Kutlama" başlıklı metin ise, Türkeş´in "Ak İhtilal" olarak nitelendirdiği 27 Mayıs İhtilali´nin birinci yıldönümü vesilesiyle kaleme alınmış, ana hatlarıyla ihtilalin gerek ve yararları ifade edilmiştir.
Ticaret Vekaleti Celilesi Müsteşarlığına şerefnecat ve eserimin temelini kuranlardan büyük hamimiz Hüsnü Bey Efendi´ye naçiz bir hatıra-i minnet ve şükran ithafıyla 25 Ocak 1927 tarihinde imzalanmıştır.
Başvekalet Müsteşarı Muhterem Kemal Bey Efendi´ye pek kıymetdar mazharat ve teveccühatlarına .. şükran hatırasıdır. ithafıyla 30 Eylül 1928 tarihinde imzalanmıştır.
1890 senesinde Japonya´ya ziyareti dönüşünde Kuşimoto limanından ayrıldıktan kısa bir süre sonra fırtınaya yakalanarak 650 kişilik mürettabı ile batan Ertuğrul Fırkateyni anısına çıkarılan madalyanın ön yüzünde, can simidi içinde yer alan çapa motifinin solunda Türkiye ve sağında Japonya bayrağı bulunmaktadır. Arka yüzde meşe yapraklarından oluşan çelengin içinde "ERTUĞRUL ANITI AÇILIŞI 3-6-1937" metni ve aynı metnin Japoncası yer almaktadır. Kurdele ve iğnesi ile tamamen orijinaldir.
Deftere sergi hakkındaki duygu ve düşüncelerini yazan isimlerden bazıları: Mehmed Fuad Köprülü, Hasan Âli Yücel, Recep Peker, Ali Rana Tarhan, Münir Nureddin Selçuk, Karikatürist Ramiz Gökçe...
Mimar Kemaleddin´in öğrencileriyle çektirdiği hatıra fotoğrafının arkasında, "Harikzedegân Apartmanları ve Laleli Camii hatırası: Mühendis Mektebi dördüncü ve beşinci sınıf talebesi, muallimleri Mimar Kemaleddin Bey ev Mühendis Ahmet Ragıp Beyler vasıtasıyla mufassal malumat almışlardır." yazılıdır. Harikzedegan Apartmanları'nın dışarıdan çekilen fotoğrafı Mimar Kemaleddin'den imzalıdır.
Kibar Ali Sigara Kâğıdı markasının, sigara kâğıtları pazarında elde ettiği başarı bir muharebe mizanseniyle ele alınmıştır. Şaha kalkmış atı üzerinde, Kibar Ali sigara kâğıdını muzaffer bir edayla havaya kaldıran hanımefendinin ön planda olduğu afişte, son dönem Osmanlı ve Erken Cumhuriyet dönemininin popüler sigara kâğıdı markalarından "Jöntürk" ve "Şanlı Türk" ile diğer yabancı marka sigara kâğıtlarının bu muharebeden yenik düşmüş olarak tasvir edildiği görülmektedir.
1. ETUDE SOCIOLOGIQUE SUR LA FAMILLE MUSULMANE CONTEMPORAINE EN SYRIE, Kazem Daghestani, 1932, Ernest Leroux, 226 sayfa, 14x22 cm...
2. APPLICATION DES MANDATS INTERNATIONAUX A L´IRAK, Chafik Djeroudi, 1934, Toulouse Libraire Generale Ch. Dirion - G. Labadie, 250 sayfa, 17x25 cm...
3. LE MARIAGE CHEZ LES MUSULMANS EN SYRIE, Khaled Chatila, 1934, Paris Libraire Orientaliste Paul Geuthner, 295 sayfa, 17x25 cm...
4. ES-SIHAM (LAS FLECHAS: Poesias, Elias Konsol, 1935, Buenos Aires, 87 sayfa, 16x22 cm...
5. SÜKUT U SARAY, Frederik Zerig, 1932, İbn-i Zedun Matbaası, 170 sayfa, 14x20 cm...
Ayrıca "Hatay Vilayeti, Antakya Kazası, Bay Suphi Bereket, 12 aylık aidat ödemesine binaen 3 lira" bilgilerini içeren Cumhuriyet Halk Fırkası Tahsilât Makbuzu...
Fotoğrafların bir kısmı Tüccar ve Borsacı Firuz Kapancı´ya arkadaş ve akrabaları tarafından gönderilmiştir. Bir kısmıysa Firuz Kapancı, eşi İfftet Kapancı, kızı Emel Kapancaı ve diğer aile üyelerinin fotoğraflarından oluşmaktadır.
Türk resim sanatı tarihinde çok önemli bir yere sahip olan, Asker ressamlar kuşağından Hoca Ali Rıza, ilk kez saray ve konakların dışındaki çevreyi ve hayatı betimleyen ressamımızdır.
1976 yılında çekilen fotoğrafın ön yüzü Ara Güler tarafından "Sayın Cihat Burak'a" ithafıyla imzalanmıştır. Fotoğrafın arka yüzünde "Photographed by Ara Güler" kaşesi yer almaktadır...
Fransız asıllı tüccar, doğa bilimci,
doktor ve arkeolojik eser avcısı Paul Lucas, bizzat kral tarafından arkeolojik
keşifler yapmak üzere görevlendirilmiştir. Bu amaçla 1699'dan 1703'e kadar tüm
doğu Akdeniz'de (Mısır, Kıbrıs, Suriye) ve İran'a seyahat eden yazar, 1708'e
dek Yunanistan'ın güney ve kuzey kesimlerini, Ege adalarını, Anadolu'yu ve
Kutsal Yerleri gezmiştir. Bu yolculuğundan Fransa'ya, 1.800 adet eski sikke, 22
tane antik elyazması ve 52 adet yazıtla dönen Lucas, üçüncü seyahatini
1714-1717 yıllarında İstanbul, Anadolu, Suriye, Filistin ve Mısır'a gerçekleştirmiştir.
Danimarkalı denizci, haritacı ve
arkeoloji araştırmacısı Frederic Louis Norden'in, oldukça geniş kapsamlı ve çok
zengin görsellerle süslü, 1737-1738 tarihli Mısır yolculuğu… V. Frederik’in emriyle Danimarka Kraliyet
Bilimler ve Edebiyat Akademisi tarafından yayımlanan ve Mısır anıtlarının ilk
gerçekçi çizimlerinin yer aldığı bu çok değerli seyahatname, bugün bile 19. ve
20. yüzyılda yapılan kazılarından önceki Mısır anıtlarının görünümü için
birincil kaynak olmaya devam etmektedir.
Osmanlı Devleti’nin büyük hükümdarının sarayı ve
genel tarihi hakkındaki bu erken tarihli eser, Osmanlı ülkesini hiç görmemiş
bir yazarın geniş hayal gücüyle, bir yandan Osmanlı sultanının ve onun sarayının görkemini
yansıtırken bir yandan da saraydaki karışıklıkları, dedikoduları ve savurganlıkları
dile getiriyor.
1746-1762 yılları arasında İstanbul’da İngiliz Büyükelçilisi olarak bulunan James Porter, eserin önsözünde Türkiye ve Türkler ile ilgili yanlış genellemelerin bu ülkeyi hiç ziyaret etmemiş Avrupalı yazarlar arasında pek yaygın olduğunu belirterek amacının Türkleri kendi yurtlarında, kendi gelenek ve idarî yapıları içinde incelemek olduğunu belirtiyor. James Porter’in bu kitabı, 18. yüzyıldaki Osmanlı toplum yapısını gözler önüne seren ve bu yapıyı objektif açıdan anlamaya ve açıklamaya yönelik tesbitler içeren çok önemli bir çalışmadır. Eserdeki tesbit ve değerlendirmeler, yazarın kendi gözlemlerine dayanmaktadır. Kitap İslamiyet hakkında bazı isabetsiz hükümler verse de toplu olarak bakılınca Türkleri objektif bir gözle anlatır. Porter çeşitli tarikatlar hakkında gayet güvenilir bilgiler verir. Türkler’in hırsızlık ve yankesicilik nedir bilmediğini söyler. Fransızcaya da çevrilen bu eser, döneminin diğer kaynaklarına göre gerek İslamiyet’e ve gerekse Osmanlı toplumsal kurumlarına önyargısız bakması açısından özellikle önemlidir. Atabey 975...
Önsözü ünlü Fransız şairi Théophile Gautier tarafından kaleme alınan bu ünlü kitap, Osmanlı İmparatorluğu’nun popüler tarihi ile toplumsal gelenek ve göreneklerini yansıtan nadir bir eserdir. Kitap, iki ana bölümden oluşmaktadır. 1. bölümde kuruluşundan Kırım Savaşı’na kadarki Osmanlı tarihi anlatılmaktadır. 2. bölümde ise Türklerin gelenek ve görenekleri, imparatorluğun coğrafi sınırlarıyla, ekonomik ve demografik yapısıyla ele alınmaktadır. Şehirler, köyler, siyasî, idarî ve dinî örgütlenmeler detaylı bir şekilde anlatılmaktadır. İmparatorluğun başkenti olan İstanbul, kitapta en ağırlıklı olarak anlatılan konudur. Kitabın değerini arttıran önemli özelliklerinden biri de çelik baskı İstanbul gravürleridir. Bu gravürler, Robert Walsh’ın ünlü Constantinople and the Seven Churches of Asia Minor adlı kitabında daha önce yer almıştır.
Blackmer 504, Atabey 369
Fransız oyun yazarı Charles-Simon Favart'ın, yine Fransız yazar ve tarihçi Jean-François Marmontel´in öyküsünden uyarlayarak şiirsel bir librettoya dönüştürdüğü ünlü sahne oyunu... Roxelane adlı Fransız, Elmira adlı İspanyol ve Delia adlı Çerkes kölelerin; Sultan Süleyman'ın aşkı uğruna savaşmalarını konu alan eser, Fransızların Osmanlı hayranlığının bir tezahürü olarak kabul edilebilir. Favart´ın müzikli komedisi öyle bir popülerlik kazandı ki kısa sürede İngilizce, Almanca, İtalyanca ve diğer Avrupa dillerine çok sayıda uyarlaması yapıldı...
İnceltilmiş deri (parşömen) üzerine yazılmış olan metnin Türkçe çevirisi:
"1685 yılı 8 Ağustosunda, Türk kuşatmasından sonra — Gran (Estergon) civarındaki Vezir Kara Mustafa tarafından yapılan kuşatma ve bu manastırın ikinci kez tahrip edilmesinin ardından —, Linzli Gardiyan (Manastır yöneticisi) Gervasius Fabricieri’nin gözetiminde, daha önce onarılmış olan koro kısmının arkasına bu yazıt yerleştirilmiştir."
"O sırada bu eyaletin (rahiplik bölgesinin) yönetimi aşağıdaki muhterem rahipler tarafından sürdürülmekteydi:"
(Yönetimdeki din adamlarının ve cemaat üyelerinin isimleri)