V. SALON MÜZAYEDESİ, 23.02.2025 saat: 14:00'a kadar internet sitemizden pey verebilirsiniz. 14:02 itibariyle canlı müzayedemiz başlayacaktır. Kitap, Dergi ve süreli yayın hariç tüm ürünlerden % 20 ürün KDV'si alınmaktadır. Komisyon Oranı: % 15 + KDV'dir. ÖDEME SÜRESİ MÜZAYEDE BİTİMİNDEN SONRA 1 HAFTADIR.
Şefik Bey´in bugünki İstanbul Ünivetsitesi kapısı Bab-ı Seraskerî girişine yazdığı meşhur kitabenin iç kısmında bulunan ayet-i kerimenin levha olarak yazılmış halidir.
Okunuşu: "Nasrun minallahi ve fethun garib. Ve beşşiril müminine Ya Muhammed"
Meali: "Allah´tan yardım ve yakın bir zafer! Müjdele müminleri! (Ey Muhammed)" Saff Suresi 13. ayet.
Kazasker Mustafa İzzet Efendi ilk hocası Mustafa Vâsıf Efendi´den icazet aldığı yıllarda yazılarına bu eserde görülen "İzzetî" imzasını atmıştır.
Sülüs Kısım: Allah başarının sahibidir. O ne güzel dosttur.
Nesih Kısım: Resulullah aleyhisselam şöyle buyurdu: Müferridûn öne geçti". "Yâ Resûlallah! müferridûndan kasdınız nedir?" diye soruldu.Efendimiz (as) şöyle cevap verdi: Allah´ı çok zikreden erkek ve kadınlardır." "Rabbini zikredenle zikretmeyenin durumu ölü ile dirinin farkı gibidir."
Eser; yazı kalitesi, tezhibi, kondisyonu, icazeti veren hocaların ve talebenin tarihi şahsiyet olarak önemleri ile ön plana çıkmaktadır.
Eserin hattatı yani icazeti alan Mehmed Said Pertev Paşa hicaz asıllı olup 2. Mahmud Döneminin en önemli devlet adamlarındandır. Literatürde hattatlığı ile ilgili bilgiler geçmekle beraber görülen tek eseri bu icazettir. Bu yönüyle eser literatürde bulunan bilgilerin ispatı niteliğindedir. Pertev Paşa Sultan 2. Mahmud´un şahsi iltifarına mazhar olmuş hatta Padişah tarafından güfteleri bestelenmiştir. Aynı Zamanda Üsküdar Selimiye Tekkesi halifesidir. Padişahın gözdesi olması, siyasi etkisi ve kabiliyeti sebebiyle devrinde "Tuğsuz Padişah" olarak anılmasına sebep olmuştur. Sonrasında Akif Paşa ve Hüsrev Paşa ile girdiği siyasi çekişme neticesinde Edirne´ye sürülmüş ardından idam edilmiştir.
Sülüs Kısım: Allah başarının sahibidir. O ne güzel dosttur.
Nesih Kısım: "Kim İslam´da saçını ağartırsa, kıyamet günü onun için bir nur olur.” "Sizin en hayırlınız Kur´an´ı öğrenen ve öğretendir"
Dairevi istifle tasarlanan eserde Kelime-i Tevhid ve Peygamber Efendimiz (as)ın nübüvvet mühründe bulunduğu rivayet edilen ibare yazılıdır.
İbarenin tercümesi şu şekildedir: "Ey Muhammed, sen bir aslansın, dilediğin yöne git, muhakkak ki muzaffersin. Allah’tan başka ilah yoktur.Muhammed (s.a.v) onun kulu ve elçisidir."
Hattat Şehrî, İsmail Efendi'nin oğlu olarak İstanbul'da dünyaya gelmiştir. Eğitimine dair net bir bilgi olmamakla birlikte, hüsn-i hattını Mehmed Giridi'den öğrendiği bilinmektedir. Eğitimini tamamladıktan sonra Hafız Osman tavrına yönelmiş ve bir rivayete göre, Berberzade Mehmed Efendi'nin el yazması bir Kur'an'ına kendi ismini yazdıktan kısa bir süre sonra, 1153 yılında genç yaşta vefat etmiştir. Vefat ettiğinde henüz otuz yaşını yeni geçmişti ve daha uzun bir ömrü olsaydı hüsn-i hatta çok ilerleyeceği tahmin edilmektedir.
Sülüs kısım: Kim bir kavme benzerse onlardandır.
Nesih kısım: Resulullah aleyhisselam şöyle buyurdu: Müferridûn öne geçti". "Yâ Resûlallah! müferridûndan kasdınız nedir?" diye soruldu. Efendimiz (as) şöyle cevap verdi: Allah´ı çok zikreden erkek ve kadınlardır"
Karalamaları ile meşhur ve "Karalamacı Hamdi" namı ile maruf olan Seyyid Mehmed Hamdi Efendi, Seyyid Ahmed Efendi´nin oğlu olarak Erzincan’da dünyaya gelmiştir. Hüseyin Hablî’den sülüs ve nesih hatlarında icazet almıştır. İcâzetini aldıktan sonra mekteblerde hat muallimliği yapmış, sanattaki istidadı anlaşılınca Galata Sarayı Ocağı’na hüsn-i hat muyid Ahmed Efendi´nin oğlu olarak Erzincan’da dünyaya gelmiştir. Hüseyin Hablî’den sülüs ve nesih hatlarında icazet almıştır. İcâzetini aldıktan sonra mekteblerde hat muallimliği yapmış, sanattaki istidadı anlaşılınca Galata Sarayı Ocağı’na hüsn-i hat muallimliğine getirilmiştir. Vefat ettiği sene 1785'tir.
Eserin ketebe bölümünde "Arif Remzi Efendi" adlı bir zata ithaflı olduğu ifade edilmektedir. Eserin pervazlarında eski dönem ebruları ve altın cetvelleri bulunmaktadır.
Eser her ne kadar ketebesiz olsa da yazı tavrı, kalitesi ve meşkedilen ibarelerden hareketle Karalamacı Hamdi Efendi´ye ait olması kuvvetle muhtemeldir. Eserin pervazlarında eski dönem ebruları ve altın cetvelleri bulunmaktadır.
Okunuşu:
"Ya hazreti Pir Şeyh Sultan Seyyid Abdulkadir Geylânî kaddesallahu sırrâhû"
Mûsâ Paşa Cami’ imâmı ve mütevellisi hattat Hâfız Mirzâde Hasan Rüşdî Efendi’nin oğlu olarak H. 1258/M. 1842’de Trabzon’da doğdu. Babasından hıfz-ı Kur’an edip ilim tahsil ettiği gibi, sülüs ve nesih meşkederek H. 1260/M. 1854 senesinde, on iki yaşında iken icazet aldı. Bir müddet aonra İstanbul’a giderek Laz Hasan Efendi’nin Sultan Selîm Cami’ndeki dersine devam etti. Ayrıca Şehrî Şevket Efendi, Hâfız Gâlib ve Zerdecizâde gibi hocalardan da hususi surette istifâde etti. H. 1292/M. 1875’de icâzet aldıktan sonra rü’ûs imtihânında da muvaffâk ve birinci sınıftan tedris-i ulûme memur oldu.
Bu esnada yazı çalışmalarına da devam etti. Mahareti Ser-sikkeken Abdülfettah Efendi’nin dikkatini çekince Darphâne-i A’mire’ye alındı. Burada hâkkâklığı da öğrendiği gibi, kısa zamanda evvela sikke ressamı ve ardından ser-sikkeken muavini oldu. H. 1300/M. 1883’te ilmi rütbesi musûla-i Süleymâniyye’ye terfi etti. Uzunca boylu, yakışıklı, melihu’l-vech, mütevazı’, nâzük, mü’eddeb, Târikat-ı Kadiriyye’ye muhib, gâyet temiz giyinir bir zât olduğu nakledilen Hafız mehmed Rasim Efendi H.1302/M. 1885’te bir Perşembe günü cami’de ders okuturken hastalanarak 44 yaşında olduğu halde vefât etti. Merkez Efendi Kabristanı’na defnedildi.
Talik hurufat meşkinin sonunda yazılan ebcet tertibi ve ayet-i kerime meşkedilmiş aralara da çalış anlamında "sa´y" işareti çekilmiştir. Pervazları eski dönem ebru ve altın cetvellidir.
Ebced tertibi olarak tanımlanan ve Arap alfabesinin ilk tertibi olarak bilinen, harflerin kolay bir şekilde akılda kalmasını sağlayan düzen yer almaktadır. Son satırda Mü’minûn sûresinin 14. âyetinin sonunda yer alan “fe-tebâreke’llāhü ahsenü’l-hâlikīn” "Yaratıcıların en güzeli olan Allah ne yücedir." ifadesi yazılmıştır.
Hat sanatında talebe meşkederken harflerin birleşimini (müfredatı) bitirdikten sonra genellikle bu ibareyi yazar ve artık satırlara yani mürekkebata başlar.
Eserin ketebe bölümünde Hafız Ali Efendi Şehrî Efendi, İstanbullu olduğunu, Yahya Fahreddin (Sarı Yahya) Efendi'nin talebesi olduğunu ve Hazreti Kamil Ahmed Paşa İmamlığı vazifesinde bulunduğunu ifade etmiştir.
Kur´an-ı Kerim´in serlevhası altın ile tezhip edilmiştir. Sure başlarında bulunan serlevhalar ve sayfa kenarlarında bulunan cetveller altın tezhiplidir. Başı son tam olup eksiği yoktur.
Anlamı: Her kim Allah´a tevekkül ederse Allah ona yeter. Talak Suresi 3. ayet.
Seyyid Ali Hamdi Efendi
İstanbullu olan Alî Hamdî Efendi, sülüs ve nesihi Şefîk Bey´den meşkederek icâzet almıştır. Muhtelif idadilerde görev yaptıktan sonra, Ali Rasim Efendi´nin vefatında Darü´l-ma´arif´e hüsn-i hat muallimi olmuştur. Son zamanlarında Saray-ı Hümâyûn hattatlarından olan Alî Hamdî Efendi, bu halde iken vefat etmiştir.
Sülüs kısım: Besmele-i Şerife
Nesih kısım: Resulullah aleyhisselam şöyle buyurdu: “Dile hafif, mîzâna konduğunda ağır gelen ve Rahmân olan Allâh’ı hoşnud eden iki cümle vardır:
"Subhanallahi ve bi hamdihi subhanallahi´l-azim"
Ben, Allâh’ı ulûhiyet makâmına yakışmayan sıfatlardan tenzîh eder ve O’na hamd ederim. Ben Azîm olan Allâh’ı ulûhiyet makâmına yakışmayan sıfatlardan tekrar tenzîh ederim.”
Anlamı:
Sülüs kısım: Oklu besmele-i şerife.
Nesih kısım:
Tevrat´ı, İncil´i, Zebur´u ve Kur´an´ı okudum. Her bir kitaptan bir cümle haber verdim. Bunlar: Tevrat´tan: "Susan kurtuldu", İncil´den: "Kanaat eden doyar", Zebur´dan: "Şehveti terkeden beladan kurtulur", Furkan´dan (Kur´an- Kerim´den) ise "Kim Allah´a tevekkül ederse Allah ona yeter".
Hocazâde Mehmed Enverî, İstanbul'da bir imâmın oğlu olarak dünyaya gelmiş ve "Karakız" lâkabı ile de tanınmıştır. Kur'an'ı hıfzetmiş, Suyolcuzâde Eyyubî Mustafa Efendi'den sülüs ve nesih icazeti almıştır. Sultan Ahmed Cami müezzinlerinden olan ve sesinin güzelliğiyle dikkat çeken Mehmed Enverî, ser-mü‘ezzinliğe yükselmiş, Şeyh Hamdullah Üslûbu’nu benimseyerek şöhret kazanmış ve Şehzâde Mustafa'nın hüsn-i hat muallimi olmuştur. Ayrıca, Şeyh Hamdullah’ın ders verdiği Fîruz Ağa Mektebi'nde meşk hocalığı da yapmıştır. Son yıllarında Hac vazifesini yerine getirmek için Kırım Hanı Selîm Girây’a bir Kur'an hediye etmiş, 1694'te Hac'a gitmiştir. Dönüşte rahatsızlanarak Medîne'de vefat etmiştir.
Abdulmecid Han Devrinde Hazine-i Hümâyûn ağalarından Mehmed Muhyî Efendi´ye verilmiş hat icazeti.
Eserde sultana biat etmenin faziletleri ve isyan etmenin kötülüklerine dair hadis-i şerifler ile yazılmıştır. "Sultan için dua etmek bağışlanmaya sebeptir.", "Sultanın imametini inkar eden zındıktır." gibi hadisler bulunmaktadır.
Nuh (as)´ın Duası
Okunuşu: "...Rabbi enzilnî munzelen mubâraken ve ente hayrul munzilîn."
Anlamı: “...Ey Rabbim! Beni bereketli bir yere kondur. Sen konuk edenlerin en hayırlısısın.” Müminûn Suresi 29. ayet.
Osman Zeki Efendi Hat sanatı tarihinin önemli hattatlarından Hakkakzâde Mustafa Hilmî Efendi´nin oğludur. Babasından Hüsn-i hat meşketmiş ve hakkaklık öğrenmiştir. Matba-yı Osmânî´nin kurucusu olup bir çok eser basmıştır. en önemlisi devlet tarafından Mushaf basmaya izin verilen ilk matbaanın sahibidir.
Küçük yaşta enderuna giren Osman Zeki Efendi aynı zamanda o zaman Şehzade olan 2. Abdulhamid´in hocasıdır. Sonrasınde Serkurena (Başmabeynci) makamına kadar yükselen Osman Zeki Bey 1890/1308 yılında vefat etmiş ve 2. Mahmud Haziresine defnedilmiştir.
Bugünki Osmanbey semti ismini Osman Zeki Bey´den almaktadır.
Eser, klasik cilt sanatımızın en sanatlı örneklerinden biridir. Cilt üzerinde imza bulunması bakımından oldukça nadir ve kıymetli bir parçadır. Cildin iki kapağı üzerinde de çok sayıda motifli altın işlemeler bulunmaktadır. Zer-ender-zer tekniği ile farklı renklerde altınlar kullanılarak kuş, arı, cami, çeşme, çiçekler gibi çok sayıda motif ile bezenerek şaheser denecek bir cilt meydana getirilmiştir. Ciltteki imza: "min telâmîzi Nakşî" (Nakşî´nin talebelerinden).
Eserin fiziksel özellikleri: Ön ve arka kapağı üst düzey tezhipli ve müzehhip imzalıve müzehhibin imzası 1215 (m. 1795) tarihlidir. İki serlevhalı, tüm sayfaları tahrirli altın cetvelli ve altın duraklıdır.
Eserin uzun yıllar evvel Hekimoğlu Ali Paşa Camii'nde asılı olduğunu gösteren fotoğraf, ürünün görsellerine eklenmiştir. (Fotoğraf, firmamıza Hüseyin Kutlu Beyefendi tarafından iletilmiştir.)
Celi sülüs zerendut levha, Rafet Efendi ketebeli, h. 1320 tarihli, ölçü: 64x84
Anlamı: "Benden sonra ismi Ahmed olan bir peygamberi müjdelemek üzere geldim." Saff suresi 6. ayet-i kerime.
Eser Muşama´/Tuval üzerine zerendut olarak uygulanmıştır. Dönemine ait ahşap üzerine yapıştırılmıştır.
Hattat Halim terekesinden çıkan yazılardandır. Topkapı sarayında bulunan Şevki Efendi´nin hayli küçük ebattaki hilyesine bir nazire olarak yazıldığı düşünülmektedir.
Okunuşu: “El-Hakku ya´lû ve lâ yu´lâ aleyh"
Anlamı: "Hak üstündür ve ona üstün gelecek hiçbir şey de yoktur”
İnce pervaz içerisi tezhiplenmiş dış pervazı Necmeddin Okyay ebrusu ile murakkalanmıştır.
Hatt-ı Gülzâr: Hat eserlerinde yazı kalıplarının içini çiçekli motiflerle doldurarak yapılan eserlere verilen isimdir.
Bu eser Necmeddin Okyay´ın talebesi Doktor Sadi Belger tarafından celi talik olarak yazılmış ardından Süheyl Ünver tarafından altınla çiçeklendirilerek müstesna bir hatt-ı gülzar örneği ortaya çıkmıştır.
Nadir bir hat sanatı örneği ve İki sanatkarımızın göz nuru bir eserdir.
Okunuşu: "La takrabu´s-salate ve entüm sükara" Anlamı: "Sarhoşken namaza yaklaşmayın" Nisa Suresi 43. Ayet.
Sülüs kısım: Besmele-i Şerife
Nesih ve Rika kısım: Resulullah aleyhisselam şöyle buyurdu; Faciri kötülükleriyle zikredinizki nâs ictinab eylesin.
(Hadis-i Şerif nesih yazı ile arapça aslı, rika yazı ile ise tercümesi yazılmıştır.)
Okunuşu: Ya Rahîm
Anlamı: Ey kullarına merhametli olan (Allah´ım)
Prof. Dr. Ali Alparslan
Hattat ve edebiyatçı Ali Alparslan, 1922´de doğdu. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi´nden mezun olan Alparslan, uzun yıllar Başbakanlık Arşivi´nde çalıştı. Talik, divani, celi divani ve rika yazıda son dönemin en mahir hattatlarındandır. Necmeddin Okyay´dan talik, Mustafa Halim Özyazıcı´dan divani, celi divani, ve rika meşk etmiştir. 2006´da vefat etmiştir. Günümüzde talik icazet silsilesi Ali Alparslan üzerinden kesintisiz bir şekilde osmanlı geleneğine bağlanmaktadır. Kabri, Karacaahmed mezarlığı´ndadır.
Meali: "Bir kere de karar verip azmettin mi, artık Allah’a tevekkül et, (ona dayanıp güven). Şüphesiz Allah, tevekkül edenleri sever." Âl-i İmran Suresi 159. ayet
Sözlükte “sevmek, muhabbet etmek” anlamındaki vedûd “çok seven, çok sevilen” demektir. Esmâ-i hüsnâdan biri olarak “sâlih kullarını çok seven ve onlar tarafından çok sevilen” mânasına gelir.
Anlamı: "Şüphesiz inkâr edenler Zikr’i (Kur’an’ı) duydukları zaman neredeyse seni gözleriyle devirecekler. (Senin için,) “Hiç şüphe yok o bir delidir” diyorlar. Hâlbuki o (Kur’an), âlemler için ancak bir öğüttür." (Kalem Suresi 51-52)
Prof. Dr. Fatih Özkafa
1974 Konya doğumlu. 1994 yılından itibaren Hattat Dr. Hüseyin Öksüz’den 2002 yılında ise sülüs-nesih dallarında icâzetnâme aldı. 2013 yılında Doçent 2020 yılında Profesör unvanı aldı.
Yurt içindeki ve yurt dışındaki çok sayıda resmî ve özel koleksiyonda hat eserleri bulunmaktadır. Klasik ve modern hat kategorilerinde eserler vermekle birlikte akademik çalışmalarını sürdürmektedir. Felsefe ve İslam sanatlarından başka, edebiyat, fotoğraf, grafik tasarım ve sinema, ilgi alanları arasındadır.
Okunuşu: Hayruküm men tealleme´l-Kur´ane ve allemehu
Anlamı: Sizin en hayırlınız Kur´an-ı Kerim´i öğrenen ve öğretendir.
Eser hafif ebrulu kağıda yazılmış ve etrafı zerefşan ile tezyin edilmiştir.
Ferhat Kurlu
1976’da Ordu’da dünyaya geldi. 1996’da Hasan Çelebi ile hat meşkine başlayarak IRCICA’da düzenlenen törenle kendisinden 2000 yılında sülüs-nesih, 2010’da ise ta’lîk icâzeti almıştır. İki yüz civarında hilye-i şerîf ile yüz civarında sülüs, celî sülüs, ta’lîk esere imza atan sanatkâr, birçok
cami, mescit ve çeşmenin kitabe, kubbe ve kuşak yazılarını yazmıştır. Halen İrcica´da Hat dersleri veren sanatçı başta İrcica´nın tertip ettiği olmak üzere çeşitli hat yarışmalarında juri üyeliği yapmaktadır.
Abdurrahman Depeler
1982 yılında Konya’da doğdu. 1999 yılında Yrd. Doç. Hüseyin Öksüz Bey’den hat dersleri almaya başladı. 2000 yılında Selçuklu İmam Hatip Lisesini bitirdi. 2003 yılında Sülüs ve Nesih dallarından icazetini aldı. 2005 yılında Selçuk Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi, Geleneksel Türk El Sanatları, Hat Ana Sanat Dalı’nı bitirdi.
2005 yılından itibaren Davud Bektaş, Mehmed ve Osman Özçay hocalardan istifade etmeye başladı. Halen Hüseyin Öksüz Bey’le ta’lik derslerine devam etmektedir.
Başta İslam Tarih, Sanat ve Kültür Araştırma Merkezi (IRCICA)’nın düzenlemiş olduğu Onuncu Milletlerarası Hat Yarışmasında Celi Sülüs dalında birincilik ödülü olmak üzere çeşitli ödüller almıştır.
1979 yılında Ankara’da doğdu. Prof. Dr. Fevzi Günüç’ten sülüs-nesih yazı icazeti aldı. Mustafa Cemil Efe´nin birçok devlet başkanı, bakan, milletvekili ve koleksiyonerde eserleri bulunmaktadır. Amerika Birleşik Devletleri Beyaz Saray koleksiyonunda eseri yer alan ilk hat sanatkârıdır.