Milli Türk Talebe Birliği neşriyatından... Abdülhak Hamit, Baki Gölpınarlı, Nihat Sami, Hamdullah Suphi, Hüseyin Cahit, İsmail Habip, Agah Sırrı, Atsız ve daha nice isimlerin Namık Kemal hakkında yazıları...
MTTB'nin yayımladığı bu kitapçık, aynı yıl Kemal Tahir´in yayımladığı ve Namık Kemal hakkında Falih Rıfkı, Vâlâ Nureddin, Hüseyin Cahit, Peyami Safa, Ercüment Ekrem,
Sadettin Nüzhet, Kerim Sadi, Dr. Fuad Sabit, Nâzım Hikmet, Hüseyin Avni ve Suat
Derviş’in verdiği cevaplardan oluşan esere yönelik bir tepki niteliğindedir.
Mehpare Tevfik, Nihal Atsız'ın 1930'ların başında kısa bir süre evli kaldığı ilk eşidir.
Üvercinka, şiirleriyle olduğu kadar, denemeleri ve
eleştirileriyle de İkinci Yeni´nin en önde gelen şairi olan Cemal Süreya´nın
yayımlanan ilk şiir kitabıdır.
"Nilgün ölmüş. Beşinci kattaki evinin
penceresinden kendini aşağı atarak canına kıymış, Ece Ayhan söyledi. Çok
değişik bir insandı. Akşamları belli saatten sonra kişilik, hatta beden
değiştiriyor gibi gelirdi bana. Yüzü alarır, bakışlarına çok güzel ama ürkütücü
bir parıltı eklenirdi. Çok da gençti. Sanırım otuzuna değmemişti daha. Bu
dünyayı başka bir hayatın bekleme salonu ya da vakit geçirme yeri olarak
görüyordu. Dönüp baktığımda bir acı da buluyorum Nilgün’ün yüzünde. O zamanlar
görememişim. Bugün ortaya çıkıyor." (Cemal Süreya)
Türkiye'de popüler tarihsel roman yazarlığının en önde gelen ismi Aptullah Ziya Kozanoğlu'ndan sinemaya ve çizgi romana da uyarlanmış bir kahramanlık hikâyesi... Karaoğlan'dan Malkoçoğlu'na, Tolga'dan Kara Murat'a kadar hem çizgi romanda hem de sinemada çok sayıda tarihsel ve kurgusal karakterin ilham kaynağı olan Aptullah Ziya, 1920'lerin sonundan başlayarak Türk edebiyatına "Gültekin, Malkoçoğlu, Fatih Feneri, Dağlar Delisi, Kızıl Kadırga, Sarı Benizli Adam" gibi çok sayıda tarihsel roman armağan etmiştir.
Orhan Veli`nin, sağlığında yayımlanmış
son eserlerinden biri olan bu küçük kitapta, Nasrettin Hoca`nın 70 adet
hikâyesi yer alıyor. Çok erken yitirdiğimiz, usta bir genç şairin kaleminden,
hiç de yabancısı olmadığı bir halk kahramanının hikâyeleri… Birinci baskı...
Osman Şevki Uludağ, 1925 yılında Cumhuriyet tarihinin
ilk tırmanışını gerçekleştirerek zirvesine çıktığı Keşiş Dağı'nın heybetinden etkilenerek adının "Uludağ" olmasını teklif etmiş, bu ismin kabul edilmesinden sonra kendisi de Soyadı Kanunu sonrasında "Uludağ" soyadını almıştır.