SAHAFİYE, 10.11.2023 saat: 22:00'a kadar internet sitemizden pey verebilirsiniz. 22:02 itibariyle canlı mezat başlayacaktır. Kitap, Dergi ve süreli yayın hariç tüm ürünlerden % 20 ürün KDV'si alınmaktadır. Komisyon Oranı: % 20 + KDV'dir. ÖDEME SÜRESİ MÜZAYEDE BİTİMİNDEN SONRA 1 HAFTADIR.
Nâzım Hikmet, 50´li yıllardan sonraki yurtdışı gezilerinde dünya barışı adına gezilere çıkmış, kültür-sanat etkinliklerinde konuşmalar yapmıştır. 1957 yılında Bulgaristan´ın Vidin şehrine giden Nâzım Hikmet, yörenin halkıyla buluşmuş, onların sorunlarını çözmeye çalışmıştır.
Saadettin Nüzhet Ergun'un, Türk edebiyatının en kapsamlı "Tezkire-i Şuara"sını yazmak niyetiyle başladığı ancak hastalığı ve nihayet erken ölümü üzerine, yalnızca 98 fasikül (1432 sayfa) yayımlayarak "F" harfine kadar getirebildiği ünlü eserinin ilk cildi... Türk Şairleri, yarıda kalmış olmasına karşın, alanında son derece önemli bir eser olarak kabul edilmiş; pek çoğu hemen hiçbir kaynakta yer almayan 1074 şairi şiirlerinden örneklerle nisyana terk edilmekten kurtarmıştır.
Atasoy bu kitapta tarihsel olarak Kandilli´nin tarihi, mimarı ve sosyolojisi hakkında incelemelerde bulunmuştur. Kitapta 24 sayfalık Kandilli ve Boğazla ilgili planların, haritaların ve tarihi eserlerin fotoğrafları mevcuttur.
Daha önce Türkçede farklı tip ve boyutlarda defalarca yayımlanan Küçük Prens'in, tasarım olarak aslına en uygun ilk basımı... Sander Yayınları kurucusu Necdet Sander çevirisiyle...
Özdemir Asaf´ın ikinci şiir kitabı. 1955´te Yuvarlak Masa Yayınları´nı kurdu. İkilikler ve dörtlüklerden oluşan ilk şiirlerinde yoğun bir söyleyiş özelliği göze çarpar. İnsan toplum ilişkilerine yönelik temaları konu edinerek düşündürücü bir şiir evreni kurmuştur. Duygu ve düşünce yoğunluğuyla birlikte, alay ve taşlama şiirine egemen olan ögelerdir. İnsan ilişkilerinin toplumsal ve bireysel yanlarını sen ben ikileminde vermiştir. Çok kullandığı sevgi, ayrılık, ölüm temaları, son dönem şiirlerinde giderek yerini kaçış ve umutsuzluğun tedirginliğine bırakmıştır. Kitabın şömizinde kopma mevcuttur.
Bazı çok sevdiğimiz yazarlar, şairler var ki, onlara bu dünyada yaşanan acılar çok fazla geliyor. 29 yaşında hayatına son veren Nilgün Marmara da bu hassas kalplerden biriydi.
İsmet Özel, şiirin özüne ve estetiğine uygun olarak bireysel odaklı şiirler kaleme almıştır. Bu noktada en önemli dayanağı, zihinsel işleyişi tamamen serbest bırakıp ortaya çıkan her ne ise onu, sonradan bilinçli bir düzene sokarak şiirin sınırlarına dâhil etmekti. Şairin ilk şiirleriyle edebiyat ortamında çarpıcı bir biçimde yer bulması da söz konusu olan bu dayanaktan hareket ederek “şair oluş ile insan oluş” arasındaki boşluğu yaratıcı söyleyişle dolduruyor olmasıyla mümkün oldu.
İkinci Yeni şairlerinden farklı olarak şiirden başka hemen hiçbir şeyle ilgilenmeyen ve başka türde hiçbir kitap yayımlamayan Edip Cansever´in toplu şiirlerine dâhil etmediği İkindi Üstü sayılmazsa, dördüncü şiir kitabıdır. Ferit Öngören´in kapak tasarımı ve desenleriyle...
Orhan Veli ve Oktay Rifat´la birlikte Türk şiirinde en köklü devrimi gerçekleştiren Garip Hareketi´nin üç şairinden biri olan Melih Cevdet Anday´ın, Garip çizgisindeki şiirlerinden oluşan ilk kitabı...
Lise yıllarında tanıştığı Orhan Veli Kanık ve Melih Cevdet Anday’la birlikte çıkardıkları Garip adlı kitapla yeni Türk şiirinin kurucuları arasında yer alan Oktay Rifat,1956 yılında yayımladığı Perçemli Sokak adlı kitapla, aynı dönemde ortaya çıkan İkinci Yeni akımına koşut bir çizgi içine girdi; kimi eleştirmenler tarafından da bu akımı başlatan ozanlardan biri sayıldı. Başlangıçta, dönemine göre yeni bir hava içinde güçlü aşk şiirleri, halk deyim ve söyleyişlerinden yararlanan başarılı taşlamalar yazan Oktay Rifat, Perçemli Sokak’tan sonra her kitabında yeni bir ses ve biçim arayışıyla okurun karşısına çıktı. Resimler: Nurullah Berk
Ece Ayhan’ın 1955-58 yıllarında yazdığı ilk şiirlerinden oluşan Kınar Hanımın Denizleri (1959), Ece Ayhan´ın 1955-1958 yıllarında yazdığı ilk şiirleridir. İkinci Yeni hareketinin tipik yapıtlarından biri sayılan Kınar Hanımın Denizleri, aklın sınırlarını zorlayan ve sürrealizmi çağrıştıran kurgusu; tarihe, coğrafyaya, sokak hayatına, ekonomiye, ölüme ve tutkuya dönük lirizmiyle Ece Ayhan şiirinin bütün özelliklerini taşımaktadır.
“Benerci Kendini Niçin Öldürdü?” Sühulet Kütüphanesi tarafından 1932 yılında ilk defa yayınlanmıştır. Bu kitapta ilk baskının kapağı Ali Suavi tarafından hazırlanmıştır. Ayrıca ilk baskıda yeralan Fikret Mualla’nın bu kitap için yaptığı 8 desen de bulunmaktadır. Koleksiyoner cildinde...
Seçilmiş Hikâyeler Dergisi Kitapları, Şiir Özel Baskıları serisinin 1 numaralı kitabı olarak basılan eser, Attila İlhan´ın üçüncü şiir kitabıdır. Ali Parmakerli´nin desenleriyle…
Ahmed Hamdi Tanpınar eserleriyle, kişiliği ve kültürüyle önemli bir yazardır. Edebiyatın roman, hikâye, deneme, şiir, tenkit, inceleme, edebiyat tarihi alanlarında eser verdi. Önce hocası, daha sonra dostu olan Yahya Kemal’den Batı edebiyatı ve divan şiirinin zevkini, millet ve tarih hakkındaki görüşlerinin temelini, edebî eserin dille ilgisini ve dili kullanma sanatını aldı. Zaman duygusunu, mazi düşüncesini ve rüya estetiğini eserlerinde sıkça işledi. Romanlarının temel sorunsalı, Türk toplumunun yaşadığı Batılılaşma değişimi ve dönüşümüdür. Saatleri Ayarlama Enstitüsü’nde ironi yoluyla devrinin keskin biçimde eleştirisini yaptı. Bu roman, kökleri Osmanlı modernleşmesi içinde yer alan bir ailenin tarihini, uç bireylerin tasvirleri eşliğinde anlattı. Aynı zamanda o dönemin ilmiye sınıfının çöküşü de romandaki bazı figürler aracılığıyla ikinci bir tema olarak anlatıldı.
Füruzan´dan "Meryem´e sevgiyle... Şubat 1983..." ithafıyla imzalıdır. Kitap ilk baskıdır. Kuşatma kır ve kent arasındaki bağların çözüldüğü ve bir şekilde yine buluşarak birbirine girift bir şekilde bağlandığı öyküler. Füruzan Türk edebiyatında bir olaydır. Türk insanın bütün yollarına kalemiyle giren bir yazar.
Nahit Sırrı´dan, "Muhterem ve değerli reisimiz İhsan Beyefendiye bu küçük kitap pek değersiz bir hatıra olarak takdim edilmiştir." ithafıyla imzalıdır.
Hikâye, roman ve oyun yazarı olan Nahid Bey, Millî Eğitim Bakanlığı´nda çevirmen olarak çalışmış, 1933 yılında Yaşar Nabi ile birlikte Varlık Dergisi´ni çıkarmış ve hayatının sonuna kadar çeşitli gazetelerde köşe yazarlığı yapmayı sürdürmüştür.
Çok az sayıda basıldığı bilinen (300 ya da 500 adet) Sebil ve Güvercinler, ortak kitap "Yedi Meşale" sayılmazsa, Ziya Osman Saba´nın ilk şiir kitabıdır. Ziya Osman´dan "Şair Orhon Murat [Arıburnu] kardeşime sevgilerle..." 21.12. 1943 ithafıyla imzalıdır.
Fazıl Hüsnü Dağlarca´dan, "Işıl Engin için..." 2.2.1975 ithafıyla imzalıdır.
Türk şiirinin en üretken şairlerinden Fazıl Hüsnü Dağlarca´nın Cumhuriyet´in adsız kahramanları hakkında şiir kitabı.
Türk ve dünya edebiyatının zengin ayrıntılarıyla işlediği denemeleriyle "edebiyatın karakutusu" unvanını sonuna kada hak eden şair ve yazar Salâh Birsel´den geleneği mizahi bir dille dönüştüren şiirler. Desenler: Turhan Selçuk.
Attilâ İlhan´dan "Levent Onur´a en iyi dileklerimle..." ithafıyla imzalıdır.
İlk kez 1962’de basılan Belâ Çiçeği’nde İlhan´ın, kendine, hayatından şöyle ya da böyle gelip geçen insanlara, dostlarına, sevgililerine, sokaklara, meydanlara, toplumsal olaylara bakarak yazdığı şiirleri mevcuttur..
Uluğ İğdemir´den, "Kardeşim Nevzat´a sevgi ile..." 16.04.1938 ithafıyla imzalıdır. Kitabın sonunda Başvekalet Evrak Hazinesindeki vesikanın kopyası mevcuttur.
Osmanlı tarihinde "Kuleli Vak´ası" diye anılan hadise 19.yy´ın ikinci yarısında Abdülmecit zamanı cereyan eden darbe kalkışması ve suikaste teşebbüs vak´asıdır.
Refik Ahmet´ten, "Hakkı Şükrü Beye sevgi ile..." ithafıyla imzalıdır. Bir diğer imza da Refik Ahmet´in akrabası P. Tokmakçıoğlundan, "İlk Tiyatro Tarihimizi yazan Refik Ahmet eniştemizden oğlum kadar beğendiğim E. Çoşkun´a iyi dileklerimle..." ithafıyla imzalıdır.
İç kapak sırttan kopuktur.
Cumhuriyet'in ilk döneminin "Türk Tarih Tezi" ile "İslam Tarihi" üzerine resmi görüşün yazım sürecinin ürünü olarak hazırlanan, cumhuriyetin ideolojik eğitim politikası açısından örnek teşkil eden eserlerdir.
Osmanlı döneminde sivil ve askerlerin öğrenmesi için Fransızca hazırlanmış içinde okuma parçaları, tanıtıcı yazılar ve sözlüğün olduğu tanıtıcı ders kitabı. Osmanlı devleti armalı, dönem cildindedir.
Aziz Nesin´den, "Sayın Teoman Sutanablu´ya... 6 Şubat 1962" ithafıyla imzalıdır.
Mizah ve eleştiri ustası Aziz Nesin´den güldürürken düşündüren trajikomik hikayeler...
Köprülü, Türkiye´de edebiyat tarihinin kurucusu sayılır. Cumhuriyetten sonra İstanbul Üniversitesi edebiyat fakültesi başta olmak üzere birçok görevde bulunmuş. Türk Edebiyatı Tarihinde Usul makalesiyle dünyaca tanınmıştır. Hediye ithafı vardır.
"Süleyman Nazif, yazarımızın "Kan ve İman" adlı bu romanı hakkında yazmış olduğu bir makalesinde bahsettiği gibi Ercüment Ekrem "yeni bir gün doğacağına" inanır ve bu inancı hiçbir zaman kaybetmez. Bilindiği gibi İstanbul, özellikle Milli Mücadele yıllarında sahnenin dışındadır. Fakat İstanbul´un varlığı ve yardımları kesinlikle inkâr edilemez. İşte Mütareke yıllarına rastlayan "Hariciye Nezareti Matbuat Müdürlüğü´ vazifesi esnasında Ercüment Ekrem de içinde bulunduğu şartlar dahilinde vatan için üzerine düşeni yapmaya çalışır."
Servet-i Fünun Edebiyatının önde gelen isimlerinden olan Hüseyin Cahid Yalçın´ın, edebi hayatı 1891’de yazdığı Nâdîde romanıyla başlamış, Servet-i Fünûn’da 1897’den itibaren yayımladığı hikâye, roman ve edebî tenkitlerle genişleyerek devam etmiştir. Fransızca’dan çevirdiği bir yazısı yüzünden derginin 1901’de kapatılmasından sonra edebiyattan ayrılmış ve 1922’de neşrettiği Niçin Aldatırlarmış? adlı hikâye kitabıyla edebiyat dünyasına tekrar dönmüştür.
Reşad Nuri, Cumhuriyet kadınının aydınlanması için özel olarak ilgilenmiştir. Birçok eseri Cumhuriyette kadının muasır medeniyetler seviyesine çıkarılmasının sosyolojisini içermektedir. Bu kitapta da memur bir kız yıllar sonra babasına acıyacak mı yoksa onu anlamaya mı çalışacak? Bu kitap bu ikilemi aktarır. Kitap sırttan ayrılmıştır.
Halk edebiyatı alanında uzman olan Saadettin Nüzhet´ten âşık edebiyatı geleneğinin ozanlarından Karacoğlan hakkında inceleme kitabı.
Saadettin Nüzhet´ten ithaflı ve imzalıdır.
Eserleri, yaşadığı dönem içerisinde geniş bir okur kitlesi tarafından okunan Güzide Sabri Aygün, genellikle aşk romanları yazmış ve aşırı duygusal romanlarıyla en çok okunan ilk kadın romancılar arasında yer almıştır.Kitap sırtı ayrıktır.
Reşat Nuri Güntekin´in, 1927 yılında yayımlanan bu eseri, çevresinde çirkinliği ve taş kalpliliği ile tanınan ve bu yüzden bir film kahramanı olan yapay insan "Homongolos" adı yakıştırılan Ziya ile güzel ama şımarık Sara´nın bir sahil kasabasında karşılaşmalarını ve sonrasında yaşananları konu alıyor.
Kitap yenilenmiş cildinde orijinal kapağı muhafaza edilmiştir. Vakit gazetesinde tefrika edilmiştir.
Bu eser, Şehbenderzâde Filibeli Ahmed Hilmi’nin münhasıran tasavvuf ve tarîkatlara dair yazıp yayınlayabildiği tek eser olmakla birlikte Tarîkatlar ve Ricâli namıyla yazdığı ancak âkıbeti meçhul eserinden bir parçadır. Maamafih yaklaşık yüz on sene evvel yazılmış olan bu eser, Osmanlı münevverlerinin tasavvuf ve tarîkatlara bir nebze bakış açısını da ifade etmektedir. Kitabın muhteviyatı iki kısımdan ibaret olup ilk kısım, Gavs-ı Âzam Abdülkâdir-i Geylânî Hazretleri ile tarîkat-ı Kâdiriyye hakkındadır. Bu kısımda sırasıyla Gavs-ı Âzam’ın hayatı, menâkıb ve kerâmetleri, tarîkatları, halifeleri, evlâtları ve son olarak da hilyesi ile şemaili bölümleri yer almaktadır. İkinci kısım ise Abdüsselâm el-Esmer Hazretleri ile tarîkat-ı Arûsiyye-i Selâmiyye hakkındadır. Bu kısımda da sırasıyla el-Esmer’in hayatı, tarîkatları, menâkıb ve kerâmetleri bölümleri yer almaktadır.
Manzum ve mensur, açık mektup tarzında eserler veren yazar, manzum mektuplarını Türk Kalbi ve Türkün Kitabı adlı hikâye kitaplarının içine serpiştirmiştir. İki Bayram, Ana Mektupları I-II-III, Oğluma Mektup, Gazi Muhtar Paşa Hazretlerine Açık Mektup, Ebu Hatırat Said Paşa Hazretlerine Açık Mektup, bu türdeki eserlerine örnek olarak verilebilir. Bunların içeriğinde Balkanlarda ve Sarıkamış’ta düşmana karşı verilen mücadeleler yer alır. Cephede ve cephe gerisinde yaşanan türlü sıkıntıların dile getirildiği bu mektuplarda Türkün cesaret, vatan, millet, bayrak sevgisi ve manevi değerleri yüceltilmiştir.
Halide Nusret bu kitapta, hanımların birbirlerine çeşitli vesilelerle yazabilecekleri mektup örnekleri incelemiş. Toplumun hemen her tabakasını oluşturan kadınların dillerinden yazılan mektuplarda üslûp farklılığının olması da kaçınılmazdır. Her mektupta birbirinden farklı dil ve anlatım özellikleri kullanılmıştır. Bu mektuplarda farklı yaş gruplarındaki bayanlar konuşturularak hanımların konuşma tarzları hakkında bir izlenim verilmiştir. Mektuplarda ele alınan konular da farklılık göstermektedir. Toplumda hemen her dönemde görülebilen evlilik, vefat, gurbet, tebrik, davet gibi konulan ihtiva eden yazılarda samimi konuşmalar yapılmıştır. Ayrıca bu tür durumlarla karşılaşıldığında ne tür cümleler kurmak gerektiği örneklendirilmiştir.