SAHAFİYE, 18.11.2022 saat: 21:00'a kadar internet sitemizden pey verebilirsiniz. 21:02 itibariyle canlı mezat başlayacaktır. Kitap, Dergi ve süreli yayın hariç tüm ürünlerden % 20 ürün KDV'si alınmaktadır. Komisyon Oranı: % 20 + KDV'dir. ÖDEME SÜRESİ MÜZAYEDE BİTİMİNDEN SONRA 1 HAFTADIR.
Şennur Sezer´in vesikalık fotoğrafını yapıştırarak kaleme aldığı ithaf, "Dost İhsan Caner´e en iyi dileklerimle. Ş. Sezer 29.1.964 - İst." şeklindedir. Kitap, bir süre sonra İhsan Caner tarafından şu satırlarla yeğenine armağan edilecektir: "29.X.1965 Yeğenim Enise´ye Devren hatıramdır. İhsan Ağabeyin".
Yıllıkta Güngör Uras’ın kaleminden çıkma okul hayatına dair bolca karikatür vardır.
"ATAY, Oğuz (Fen): Doğuştan artist bir çocuk olan Oğuz´un karakterini bir çırpıda anlatmak çok zordur. Malûm ya serde artistlik var... Hergün bir başka şahsiyet olarak karşımıza çıkar. Ama Oğuz deyince akla ´El´ gelir; zira Oğuz meramını dilinden ziyade elleriyle anlatmayı sever. Müziğe merakı vardır. Sınıftaki bozuk piyanocuk ve arkadaşlarının biçare kafaları O´nun elinden neler çeker... Espriye çok meraklıdır. Bazı güzel esprileri olursa da onlar soğuk esprilerinin arasından kaybolup giderler. Sinemaya, tiyatroya gitmeği çok sever. En büyük arzusu ´Agâh Ağabeysinden´ (Agâh Hün) feyz alarak, geleceğin Vasfi Rıza´sı olmaktır."
Arka kapağın sol üst köşesinde 3x2 cm. boyutundaki küçük eksik harici oldukça çil ve temiz, halihazırda nadir bir çocuk kitabı olması sebebiyle özellikle bu kondüsyonda bulunması oldukça güçtür.
Şerif Mardin´e hitaben kaleme alınan ve imza sahibi tespit edilemese de büyük bir ihtimalle Leylâ Erbil´in kaleminden çıkma ithaf şu şekildedir: "Bu kitap: Sayın Şerif Mardin´e en iyi dileklerimle ve sevgilerimle (en kısa yapıtım) 2005´in Nisan ayında kendisinin şerefine sevgili öğrencisi, benim biricik yeğenim Mina - Işık ?´un tertip ettiği ve Posedion nâm, denizlerin tanrısının eşliğinde, Nereidlerle oğul Triton tanıklığında bir akşam yemeğinde Bebekte takdim edilmiştir. Çok yaşasınlar; üçü de! -İmza- 12 Nisan 2005." şeklindedir.
Nâzım Hikmet´in hayatına giren kadınlardan biri olan Celile Münevver Andaç, Nâzım Hikmet´in öz dayısının kızıdır. 11 aylık bir beraberlik yaşayan çiftin, Mehmet Nâzım [Mehmet Ran] isimli bir çocukları olmuştur.
Sabahattin Ali 1928 Kasım’ında önce Berlin’e gitmiş, on beş gün sonra da Potsdam’a taşınmıştır. Müzayedemizdeki bu lot, yazarımızın edebiyatına yön verecek Ivan Turgenyev, Maksim Gorki, Edgar Allan Poe, Guy de Maupassant, Heinrich von Kleist, ETA Hoffmann ve Thomas Mann’ın eserleriyle ilk kez tanıştığı işte bu öğrencilik döneminde, arkadaşlarıyla Sanssouci Sarayı’na yaptıkları gezide çektirdikleri hatıra fotoğrafıdır.
Fotoğrafın arkasında, "Sanssouci Sarayı’nın bağçesinde Türk arkadaşlarla beraber. Beni kucaklayan [...] Öbür yanımdaki Sabahaddin Ali’dir ve ortada senin çok göresini geldiğini ..., 28.VII.29" yazmaktadır.
Genç bir yaşta kaybettiğimiz yazarımızın bu erken dönemine, özellikle Weimar Almanyası’ndaki günlerine ait fotoğraf ve evraklar çok nadirdir. Çok temiz.
"Samed Behrengi bu kitabınan idi ki matbuat âlemine ayak koydu ve dedigi kimin ´telifat sahibi´ oldu. Ve hemin bu kitab idi ki ilk defa onun ayakın ´emniyet sazmanına´ çekdi..."