SAHAFİYE, 05.08.2022 saat: 21:00'a kadar internet sitemizden pey verebilirsiniz. 21:02 itibariyle canlı mezat başlayacaktır. Kitap, Dergi ve süreli yayın hariç tüm ürünlerden % 20 ürün KDV'si alınmaktadır. Komisyon Oranı: % 20 + KDV'dir. ÖDEME SÜRESİ MÜZAYEDE BİTİMİNDEN SONRA 1 HAFTADIR.
Mektup, "Çok değerli bayım, Akşam´da Eski Mısırlılara ait "Nil Çocukları" başlığı altında tarihî bir roman yazıyorum. Bu münasebetle yaptığım tarihî araştırmalardan sonra; Mısır kanunlarını vaz´ eden ilk Mısır hükümdarı "Menes" adının ifade ettiği manayı "Man-As" yani, "Asyalı Adam" şeklinde tespit etmiş ve öyle yazmıştım. [Bunu Reşid Galib merhum da bir Alman müverrihinin eserine istinaden teyid ederek, Mısırlıların Türk olduğunu yazmamda mahsur olmadığını bildirmişti.]" ifadeleriyle başlayıp; "Ahiren [Yakın zamanda] bir Mısırlı okuyucu bana Kahire´den şöyle bir tariz yapıyor ve mühim bir noktayı istizah ediyor [açıklama istiyor]" şeklinde devam etmektedir. Mektup, "Dedikodu olmasın diye daktiloya vermedim. Eski harflerle yazdım. Mazur görmenizi dilerim. Bâb-ı Âli yokuşu malûm ya... Siz benden iyi tanırsınız!" dipnotuyla sonlanmaktadır.
"Siyasî İlimler Türk Derneği" antetli kâğıda yazılan mektup, "4 Ocak 1966 Sayın Prof. Dr. Hıfzı Timur, Derneğimizden özel saygılarla, son yayınlarımızdan altı kitaplık bir takımı size sunuyoruz. Çok yakında bir gün bu kitapları %50 indirimle fakülteniz öğrencilerine sattırmak niyetindeyiz. Serimizi inceleyerek, faydalı gördüklerinizi öğrencilerinize salık vermenizi rica ederiz. Başkan Prof. Dr. Yavuz Abadan adına Mete Tunçay" ifadelerini içermektedir.
Defterin ilk sayfalarında, "Türkiye´ye ait bazı gizli belgeleri ele geçirmek isteyen vatan hainlerini teker teker yakalayan gizli polis Ali´nin öyküsü"nün anlatıldığı, Bülent Oran´ın da oyuncularından biri olduğu "ARAMIZDA YAŞAYAMAZSIN" [1954] filminin senaryosu ile içlerinde Metin Eloğlu’nun da bulunduğu arkadaşlarının ve sinema şirketlerinin irtibat bilgilerini içeren bir fihrist yer almaktadır.
Servet-i Fünun edebiyatının önde gelen şair ve nasirleri arasında yer alan Süleyman Nazif (1870 – 1927), Servet-i Fünuncuların aksine, Namık Kemal geleneğine daha yakındır. Şiir ve yazıları kadar, hazırcevaplığı ve nükteleri ile de ünlü olan Nazif, İstanbul´un işgalini sert bir dille eleştirdiği “Kara Bir Gün” başlıklı yazısı nedeniyle Malta’ya sürülmüştür.
“Nerdesin, Orda Bir Köy Var Uzakta” gibi ünlü şiirlerin şairi, “Köşebaşı, Koçyiğit Köroğlu” gibi oyunların yazarı, Âşık Veysel’i Türkiye’ye tanıtan, eğitimci, halkbilimci, yazar ve şair Ahmet Kutsi Tecer’in (1901 – 1967) görülmemiş bir fotoğrafı... *İmza fotoğrafın koyu zemini üzerine koyu kalemle atıldığı için okunamamaktadır.
"Fotoğrafçın Fazıl Berki" imzasıyla Doktor Niyazi´ye gönderilen kart, "Şimdi ayrılıyoruz, kim bilir kaç sene sonra görüşürüz. Gittiğin yerde Allah kazancını artırsın diyemeyeceğim çünkü millete hastalık yormuş olurum, ayağının uğuru şerefine gittiğin yerde hiç hastalık olmasın diyemem, kazancına beddua etmiş olurum. En iyisi hayırlı seyahatler dileyim de, öbür tarafı onun bileceği iş. Yalnız şu kadar var ki o hücra memlekette canın sıkıldığı vakit bana yaz. Sana buradan olsun yine hikâye yetiştiririm olmaz mı? Beni de unutma, giderayak şapır şupur gözlerinden öperim. 20 Eylül 1320 Kardeşin Fazıl Berkî" ifadelerini içermektedir.
Hiçbir kalıba sığmayan, hiçbir kurala aldırmayan ve hiç kimseye minnet etmeyen Neyzen Tevfik’in (1879 – 1953), heybetli bir çınar ağacının önünde alınmış çok güzel bir fotoğrafı… Geç Osmanlı ve erken Cumhuriyet tarihinin en “nevi şahsına münhasır” şahsiyetlerinden biri olan Neyzen Tevfik, 74 yıllık hayatı boyunca herhangi bir işte çalışmadı. Neyini hiçbir zaman maddi bir kazanca alet etmedi, yalnızca kendi zevki için ve dostları için üfledi. Günlük hayatında da şiirlerinde de sözünü hiç sakınmadı. Hayatında kendisine maddî imkânlar sağlayacak kişilere iltifat etmedi, bildiği ve inandığı gibi yaşadı.
"Alafranga" ve "Gözlüklü" Fuat Bey lakaplarıyla tanınan İsmail Fuat Bey, 1864 yılında doğmuştur. Genç yaşta babası tarafından Dahiliye Nezareti´ne "Dahiliye çırağı" olarak verilmiş, burada pişen Fuat Bey İkinci Abdülhamid devrinde Dahiliye Müşteşarı ve Şura-yı Devlet (Danıştay) Azası olarak görev yapmıştır.
"Kırk beygir gücünde yazı makinesi" olarak tanınan Ahmed Midhat Efendi (1844-1912), Tanzimat döneminin en tanınmış yazarlarından biridir. Memuriyet yıllarında Arapça, Farsça ve Fransızcasını ilerlettiği için kendisini takdir eden Midhat Paşa, ona kendi ismini vermiş; böylece Ahmed Efendi, Ahmed Midhat Efendi olmuştu. Halkı bilgilendirmek, dertlerine tercüman olmak ve kitap okuyan bir toplum yaratmak amacıyla kaleme aldığı eserleriyle Türk edebiyatının gerçek anlamda ilk popüler yazarı haline gelen Ahmed Midhat Efendi, vefatının ardından geride 200´ü aşkın eser bırakmıştır.
Türkçülük akımının manifestosu sayılan "Üç Tarz-ı Siyâset" başlıklı makalesiyle Türkçülük akımının önde gelen temsilcilerinden biri olan Tatar Türkü yazar ve siyasetçi Yusuf Akçura´nın, 1929 yılında bir dostuna ithaflayıp imzaladığı nadir bir fotoğrafı...