Anasayfa /
SAHAFİYE
SAHAFİYE
SAHAFİYE, 08.10.2021 saat: 21:00'a kadar internet sitemizden pey verebilirsiniz. 21:02 itibariyle canlı müzayedemiz başlayacaktır. Kitap, Dergi ve süreli yayın hariç tüm ürünlerden % 20 ürün KDV'si alınmaktadır. Komisyon Oranı: % 20 + KDV'dir. ÖDEME SÜRESİ MÜZAYEDE BİTİMİNDEN SONRA 1 HAFTADIR.

Canlı: 08 Ekim, 21:02

Toplam : 98 Ürün
Lot: 51 > Kitap

*Grafoloji bilimi kültürel varlıklar konusunda malesef ki yeterli bir mesafe katedemedi ülkemizde. Bu eser ile ilgili olarak da dayanabileceğimiz nesnel bir veri olmadığından bazı koleksiyonlara danışmak durumunda kaldık. Buradan hareket ile eserin %100 Mehmet Akif Ersoy'a ait olduğuna dair bir kanaat geliştiremedik. O nedenle eseri kazanan üyemiz 3 hafta içinde inceletip iade etme hakkına sahiptir.

Lot: 52 > Kitap
Osman Fahri, Cenab Şahabettin ve Ali Nusret'in anne bir, baba ayrı kardeşidir. Annesi İsmet Hanım; babası, Şahabettin Efendi'dir. Cenap Şahabettin'in erken yaşta vefat eden babası ile Osman Fahri'nin babasının aynı adı taşıması, kaynaklarda karışıklıklara neden olur. Cenap Şahabettin ve Osman Fahri arasında, oldukça iyi bir ağabey kardeş ilişkisi vardır ve ikilinin birbirleri ile sıklıkla mektuplaştıkları bilinmektedir. Diğer ağabey Ali Nusret ise erken yaşta vefat eder ve onun ölümünün ardından Osman Fahri, kendisi hayatta iken basılan kitabı Mersiyeler'i yayımlar. Osman Fahri, Darülfünun Edebiyat şubesinden mezundur. 1910 yılında, yakın arkadaşı Mithat Sadullah'la birlikte, Mekteplilere Arkadaş isimli, on dört sayı yayımlanan bir dergi çıkarır. Dergi, çocuklar için neşredilmekle birlikte, hedef kitlesini aşan bir yayın politikası takip ettiği için uzun ömürlü olmaz. Derginin ortağı Mithat Sadullah, devrin önemli kadın yazarlarından Şükûfe Nihal'in eşidir. Osman Fahri, bir müddet özel ders de verdiği Şükûfe Hanım'a çok derin bir aşk ile bağlanır. Bir yandan arkadaşının eşine âşık olmanın utancı ve bir yandan da Şükûfe Hanım'dan beklediği yakınlığı bulamaması nedeniyle Anadolu'ya tayinini ister ve bir anlamda gönüllü bir "inziva"ya çekilir. Aydın ve Elazığ'da öğretmen ve ihtiyat subayı olarak görev yapar. Arada sırada Şükûfe Nihal ile mektuplaşır, ondan nazik ve dostça yanıtlar alır. 1917 yılında, üç yıldır bulunduğu Elazığ'da tifüse yakalanır ve derin bir umutsuzluğa kapılır. Öğretmenlik atamasının yapılmaması, kendisini işe yaramaz hissetmesi, genç şairi hırpalar. Bir yandan taşrada ve atıl kalmanın hüznü, bir yandan da unutamadığı aşkı nedeniyle başına kurşun sıkarak intihar eder. Beynine saplanan kurşunun tedavisi için İstanbul'a La Paix Fransız Hastanesi'ne getirilir, dört ay boyunca kaldığı hastanede aklî dengesini de yitirerek ölür. Şükûfe Nihal ise gerçekte Osman Fahri'yi sevdiğini ancak ahlakî kaygılarla ona gidemediğini, yıllar sonra Adile Ayda ile paylaşacaktır. Şükûfe Nihal’in, Sabah Kuşları ve Yerden Göğe adlı şiir kitaplarındaki kimi şiirlerinde ve özellikle “yığın yığın yüklenen ölü senelerden haberler” vermesi adına ve bir vicdan hesaplaşması olarak kaleme aldığı Yakut Kayalar romanında, neden Osman Fahri ile bir araya gelemediğini anlatır, gecikmiş bir aşk itirafını "Sen, artık bir ölüsün. Ve ben yaşıyorum!” cümleleriyle anlatırken, bu ölümden duyduğu acıyı dile getirir. Osman Fahri'nin kaleme aldığı mektup müsveddeleri, hatıra defteri ve bazı evrak, şarin yakın arkadaşı Mehmet Mevlûd Bey tarafından saklanır. Şükûfe Nihal, Osman Fahri'nin son zamanlarını geçirdiği yerleri görmek için Elazığ'a bir seyahat gerçekleştirdiğinde Mevlût Bey ile de tanışır. Bu sadık dostun elindeki terekenin büyük kısmı, çıkan bir yangında yok olur, ancak geriye kalanlar 1942 yılında, Şükûfe Nihal'e gönderilir
Lot: 53 > Kitap
Yahya Saim Bey, İstanbul’un Mercan semtinde doğdu. Babası Son Osmanlı Mebusan Meclisi’nde Erzurum mebusu olan Belekzâde Yusuf Ziya Bey’dir. İlköğrenimi için önce Mercan ve Cerrahpaşa Mahalle Mekteplerine, ardından Şemsü’l-maârif, Tefeyyüz ve Ravzatü’l-maârif ibtidaî mekteplerine devam etti. Mekteb-i Sultanî’ye kayıt olan Yahya Saim, 1912'de buradan mezun olduktan sonra Darülfünûn Edebiyat Fakültesine Edebiyat Şubesine girdi. Buradan 1914'te ikincilikle mezun oldu. I. Dünya Savaşı’nın başından sonuna kadar muhtelif cephelerde asker olarak görev yapmıştır. Terhis olduktan sonra muhtelif memuriyetlerde bulundu. 1923'ten itibaren Konya, Kayseri, Trabzon, Ankara’da edebiyat öğretmenliği yaptı. 1952’te Haydar Paşa Lisesi’nde öğretmen iken emekli oldu. 3 Temmuz 1962’de İstanbul’da vefat etti.
Lot: 55 > Kitap
Peyami Safa, 1899'da İstanbul'da doğdu. Dokuzuncu Hariciye Koğuşu, Matmazel Noraliya'nın Koltuğu ve Yalnızız gibi psikolojik türdeki eserleriyle Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatında ön plana çıktı. Yaşamı ve fikrî hayatındaki değişimlerini eserlerine de yansıttı. Server Bedi takma adıyla birçok roman kaleme aldı. Cingöz Recai tiplemesini Fransız yazar Maurice Leblanc'ın Arsen Lüpen karakterinden esinlenerek yarattı. Aynı zamanda çeşitli kurumlarda gazetecilik mesleğini sürdürdü ve ağabeyi İlhami Safa ile birlikte Kültür Haftası gibi çeşitli dergiler çıkardı. Peyami Safa'nın ismini şair Tevfik Fikret koydu. Küçük yaşlarda babasını kaybedince annesi ve ağabeyi ile zor şartlar altında yaşadı. Sağ kolunda kemik veremi hastalığı baş gösterdi. O yıllardaki psikolojisini otobiyografik romanı Dokuzuncu Hariciye Koğuşu'nda işledi. İlk edebi ürünlerini Vefa İdadisi'ndeki öğrenimi sırasında verdi. Kısa bir süre öğretmenlik yaptı. "Asrın Hikâyeleri" başlığı altında yayımladığı hikâyeleri ilgi gördü ve teşvik edici tepkiler aldı. Dönemin önemli edebiyatçılarıyla kalem kavgalarına girdi. Yaşamında pozitivist, materyalist, mistik, milliyetçi, muhafazakâr, antikomünist ve korporatist tutumlar sergileyerek çeşitli değişimler yaşadı. Fransızca bilmesiyle Batı kültür ve yeniliklerini yakından takip etti. İlk dönemlerinde Maupassant ve Rousseau gibi isimlerden tercümeler yaptı. Sonraki eserlerinde mekân olarak hep İstanbul'u seçti. Doğu ile Batı'nın sentez ve tahlilinden hiçbir zaman vazgeçmedi. Cumhuriyet ve Milliyet gibi gazetelerde eleştirel üslupla yazılar yayımladı. Nâzım Hikmet ve Necip Fazıl Kısakürek ile olan iyi ilişkileri zamanla kalem kavgalarına dönüştü. İlk başta Cumhuriyet Halk Partisi'ne, sonrasında Demokrat Parti'ye yakınlaştı. Küçük yaşta başladığı yazın hayatını ölümüne kadar sürdürdü. Ağırlıklı olarak milliyetçi ve muhafazakâr bir tutum içinde oldu. Fatih-Harbiye ve Dokuzuncu Hariciye Koğuşu adlı eserleri Türkiye'de Millî Eğitim Bakanlığı tarafından ortaöğretim öğrencilerine tavsiye edilen 100 temel eser listesinde yer aldı. Eserleri çeşitli dönemlerde sinemaya ve dizilere uyarlandı.
Lot: 56 > Kitap
Bulak Matbaası, Kavalalı Mehmed Ali Paşa tarafından 1820 yılında Mısır'ın Bulak şehrinde kurulan matbaadır. 1822'de ürünlerini vermeye başlayan matbaa, Mısır'ın modernleşmesinde önemli bir rol oynamış ve Osmanlı Devleti'nde de ilgi uyandırarak dönemin padişahı II. Mahmut tarafından basımevlerinin canlandırılmasında etkili olmuştur.
Lot: 60 > Kitap
Bulak Matbaası, Kavalalı Mehmed Ali Paşa tarafından 1820 yılında Mısır'ın Bulak şehrinde kurulan matbaadır. 1822'de ürünlerini vermeye başlayan matbaa, Mısır'ın modernleşmesinde önemli bir rol oynamış ve Osmanlı Devleti'nde de ilgi uyandırarak dönemin padişahı II. Mahmut tarafından basımevlerinin canlandırılmasında etkili olmuştur.
Lot: 62 > Kitap
Nihad Sami Banarlı, Edebiyat târihçisi, yazar, şâir ve edebiyat öğretmenidir. İstanbul'da Fatih'te doğdu. Edebiyat Fakültesinden ve Yüksek Öğretmen Okulu’ndan mezun oldu. Öğretmenlik yaparken birçok kuruluşlarda ek görev aldı. 1948 yılından îtibâren Hürriyet gazetesinde Edebi Sohbetler sütununda devamlı yazılar yazdı. 1953 yılında kurulan İstanbul Fetih Cemiyeti’ne girdi. Bu kuruluşa bağlı olan İstanbul Enstitüsü’ne müdür oldu.1958 yılında Yahyâ Kemal Enstitüsü yayın işlerini yürüttü. Millî Eğitim Bakanlığı 1000 Temel Eser ve Çağdaş Türk Yazarları Komisyonlarına üye ve başkan seçildi. 1970 yılında kurulan Kubbealtı Akademisi’ne Edebiyat Kolu Başkanı ve Akademi Dergisi Müdürü oldu. Vefâtından sonra çeşitli gazete ve dergilerdeki yazıları Kubbealtı Akademisi Kültür ve Sanat Vakfı tarafından kitap halinde yayınlanmıştır.
Lot: 67 > Kitap
İthaf "Değerli Doktor Jale Ünal'a saygılarımla 7.12.1955 Cevdet Perin" şeklindedir. Cevdet Perin, akademisyen, yazar, çevirmen ve siyasetçidir. Baba adı Mehmet Celal, anne adı Şükriye. İstanbul Saint Benoit Fransız Lisesini (1932) bitirdi. Yükseköğrenimini Fransa’da, Lyon Üniversitesi Edebiyat Fakültesinde (1936) tamamladı. Paris Sorbonne Üniversitesinde bir yıl staj yaptıktan sonra Türkiye’ye dönerek İzmir Erkek Lisesinde bir süre Fransızca öğretmeni olarak çalıştı.
Lot: 68 > Kitap
İthaf "Sayın Rauf Mutluay'a 1.4.1975 Nuri Pakdil" şeklindedir.Maraş’ın Yörükselim Mahallesinde dünyaya geldi. İsmi nüfus kayıtlarına Nureddin Pakdil olarak girdi. Annesi Hatice Vecihe Hanım Şeyh Muhiddin Efendi’nin kızı, babası Mehmet Emin Ziyai de Hacı Mehmet Emin Pakdil’in oğluydu. Maraş’ta Dayızadeler veya Ziyaioğulları olarak bilinen aile manifaturacılıkla uğraşıyordu. Annesi Hatice Vecihe Hanım’sa Tefsirzadelerden olup Halep doğumluydu. Nuri Pakdil’in anne ve babası Kur’an’ı anlayacak derecede Arapça bilgisine sahipti. Kendisinden önceki kardeşleri Sadi ve Abdülkadir nüfus kayıtlarına geçmeden, Mehmet Sait ise Nuri Pakdil okul yıllarına gelmeden vefat etti. Eğitim hayatına başlaması gereken zamanda okula gönderilmedi; çünkü ailesi okullardaki resmi öğretiyle kendi değerleri arasında çatışma olduğunu düşünmekteydi. İlkokul eğitimini özel olarak tutulan ve Nuri Pakdil tarafından çok sevilen Ahmet Kuşçu’dan aldı. Pakdil, Ahmet öğretmenden okuma yazmanın dışında Kur’an eğitimi de aldı. Ayrıca bu yıllarda annesinden dinlediği Cezayir öyküleriyle düş dünyası zenginleşti. İlkokulu dışardan girdiği sınavlarla bitiren Nuri Pakdil, benzer nedenlerle ve ailesinin tek çocuğu kalması sebebiyle üç yıl gecikmeli başladı. Dayısının üstelemesi ile ortaokula başlayan Nuri Pakdil, bazı geceler arkadaşlarıyla buluşarak öykü uydurma çalışmaları düzenledi. Ortaokulu bitirdikten sonra Maraş Lisesine devam etti. İlk yazı tecrübeleri bu yıllarda baş gösterdi. Liseyi bitirdikten sonra 1959’da İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesine kaydoldu. Üniversite bitiminde avukatlık stajına başladı ve bir süre mal müdürlüğünde maliyet memurluğunda bulunduktan sonra önce İstanbul Tuzla’da, daha sonra Bitlis’te askerlik görevini ifa etti. Askerden dönüşte Yeni İstiklal gazetesinde sanat sayfaları düzenledi. Bir bakanlıkta hukuk müşaviri ve Devlet Planlama Teşkilatında uzman olarak çalıştı. Daha sonra görevinden ayrıldı. 1969 Şubat’ında bir grup arkadaşıyla Edebiyat dergisini yayımladı. 1972’de Edebiyat Dergisi Yayınları’nı kurdu. Aralık 1984’te Edebiyat dergisi kapandı, 1988’de Devlet Planlama Teşkilatına geri döndü. 1999’da çalışma hayatına son verdi.
Lot: 70 > Kitap
İthaf "Kıymetli Şair B. Halit Fahri'ye derin saygılar 30.12.1958 Hasan Ali Ediz" şeklindedir. Halit Fahri, 13 Temmuz 1891’de İstanbul’da doğar. Baba tarafından büyük dedesi Sa‘diyye şeyhi Rusçuklu Yahyâ Efendi’dir. Babası tıp, tarih, tiyatro ve şiir olarak basılı pek çok eseri bulunan Mehmed Fahri Paşa, annesi Zehra Hanım’dır. Yedi yaşında annesini kaybeden Halit Fahri, Zeyrek ve Vefa semtlerindeki mahalle mekteplerinde başladığı eğitim hayatını, Sultanahmet’teki Tefeyyüz Mektebi’nde devam ettirir. Bakırköy Rüşdiyesi’nden sonra Galatasaray Mekteb-i Sultânîsi’ne yatılı olarak girmiştir. Fakat hastalanınca öğrenimine ara vermek zorunda kalır. Hava değişimi için bir süre Filibe’deki amcası Ali Hilmi Bey’in yanına gider. Dönüşünde Mekteb-i Sultânî’ye, arkasından İstanbul Dârülfünun’u Fransız Dili Şubesi’ne devam eder. 1916’da Edebiyat Şubesi’nden imtihanla öğretmenlik hakkı alınca Muğla Sultânîsi’ne edebiyat öğretmeni olarak tayin edilir. Bir yıl sonra görevi Konya Sultânîsi’ne nakledilir. 1918 senesinde Vefa Sultânîsi’ne geçer. Emekliliğine kadar, Kadıköy, Galatasaray, İnönü ve Atatürk Kız liseleri olmak üzere İstanbul’un değişik okullarında öğretmenlik yapar. Emekli olduktan sonra gazeteciliğe ağırlık veren Halit Fahri, vefatına kadar gazete yazılarına devam eder. 23 Şubat 1971 günü kalp krizinden İstanbul’da vefat etti.
Lot: 71 > Kitap
İthaf "Sayın uğraşdaşım Olçay Kolçak'a geçmiş acı günlerin çekilerini anlatan bu kitabı Koşuyolu'ndaki tanışmamızın bir anısı olarak... 7.9.1976 M. Makal" şeklindedir. Yazar, şair ve öğretmen Mahmut Makal 1930'da Aksaray'da doğdu. 1950'de yayınladığı Bizim Köy romanıyla "Köy Edebiyatı" akımını başlatmıştır. Mahmut Makal 2018 senesinde Ankara'da vefat etti.
Lot: 72 > Kitap
İthaf "Nazım Hikmet Dinçbaş'a candan gönülden sevgilerimle Antalya, 29.7.95 F. Baykurt" şeklindedir. Fakir Baykurt, 1929 yılında Burdur'da doğdu. 1948'de Gönen Köy Enstitüsü'nü bitirdikten sonra köy öğretmeni olarak çalışan yazar, 1955'te Gazi Eğitim Enstitüsü'ndeki eğitimini tamamladıktan sonra Sivas, Hafik ve Şavşat'ta Türkçe öğretmenliği yaptı. Demokrat Parti yönetimi tarafından öğretmenlikten alınarak pasif bir göreve getirildi. 1958'de Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan ilk romanı Yılanların Öcü nedeniyle hakkında kovuşturma açıldı. 1960 yılındaki askeri müdahalenin ardından ilköğretim müfettişliğine getirildi. 1962-63 yıllarında ABD Bloomington Indiana Üniversitesi'nde ders araçları konusunda uzmanlık eğitimi gören Baykurt, Türkiye Öğretmenler Sendikası'nın ve Türkiye Öğretmenler Dernekleri Milli Federasyonu'nun genel başkanlığına seçildi. 1969 yılında Türkiye çapındaki ilk öğretmenler boykotuna katıldığı için bir kez daha açığa alındı ve 12 Mart 1971'deki askeri darbeden sonra uzun süre tutuklu kaldı. Edebiyata şiirle adım atan Fakir Baykurt, yazın hayatını toplumcu gerçekçi bir yaklaşımda yazdığı kısa öyküler ve köy notlarıyla sürdürdü. Yeditepe, Varlık, Cumhuriyet, Evrensel ve Yön gibi dergi ve gazetelerde çeşitli yazıları çıkan Baykurt, 1955'te öykülerini derlediği ilk kitabı Çilli'yi yayımladı. Bunu, köy yaşamını, köylünün arzularını, sıkıntılarını ve çelişkilerini de dile getirdiği hikâye kitapları ve romanları izledi.
Lot: 74 > Kitap
Fransız gazeteci, yazar ve sanat eleştirmeni Raymond Escholier'in İstanbul'a dair yazdığı gezi tarzı yazılarından, Nicolas Marcovitch'in suluboya resimleri ve yayınlanmamış İstanbul fotoğraflarından oluşan bir eserdir.
Lot: 75 > Kitap
Barry Rubin'in İstanbul Entrikaları kitabında İkinci Cihan Harbi'ndeki İstanbul'daki casusluk faaliyetlerinden bahsedilmektedir.
Lot: 76 > Kitap
Talat Sait Halman, Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk Kültür Bakanıdır. Uzun yıllar Milliyet'te günlük ve haftalık köşe yazıları yazdı. 1953 yılında akademik çalışmalara başladı. Columbia Üniversitesi'nde 7 yıl, Princeton Üniversitesi'nde 13 yıl, Pennsylvania Üniversitesi'nde 2 yıl ve New York Üniversitesi'nde 14 yıl, Türk Dili ve Edebiyatı, İslamiyet, Ortadoğu Tarihi, İslam Uygarlığı ve Tarihi, Türk Kültürü, Osmanlı Tarihi, Ortadoğu Sorunları, İslam Ülkeleri Edebiyatı dersleri verdi. Prof. Halman, New York Üniversitesi'nde Ortadoğu Dilleri ve Edebiyatları Bölümü'nün Başkanlığını yaptıktan sonra, Bilkent Üniversitesi'nin ilk "Mümtaz Konuk Profesörü" oldu. 1998'den bu yana, Bilkent'in "Türk Edebiyatı Bölümü"nün ve "Türk Edebiyatı Merkezi"nin Kurucu Başkanıdır. Türkçe ve İngilizce 50'yi aşkın kitap ve 2000'den fazla yazı yayımladı.İki yıla yakın bir süre Dışişleri Bakanlığı'nın Kültür İşleri Büyükelçiliği görevinde bulundu. Birleşmiş Milletler'de Daimî Delege Yardımcılığı da yaptı. Dört yıl, UNESCO'nun Paris'teki genel merkezinde yönetim kurulu üyesi olarak Türkiye'yi temsil etti.
Lot: 77 > Kitap
Erdal Öz, 26 Mart 1935'te Sivas, Yıldızeli'nde doğdu. Devlet memuru olan babasıyla birlikte Türkiye'nin değişik yerlerini dolaştı. Tokat Lisesi'ni bitirdikten sonra İstanbul Üniversitesi'nde başladığı Hukuk eğitimini, Ankara Hukuk Fakültesi'nde tamamladı. Türk Dil Kurumu Yayın Kolu'nda, Türk Sinematek Derneği Ankara Şubesi'nde çalıştı. Sergi Kitabevi'ni kurdu. 12 Mart 1971 müdahalesiyle başlayan ara rejim döneminde siyasal görüşlerinden dolayı üç kez tutuklandı ama yargılanma sonucunda aklandı. İstanbul'da üniversite çevresindeki arkadaşlarıyla a dergisini çıkardı. İlk öykü kitabı Yorgunlar'a (1960) dergisi yayınları arasında çıktı. İlk romanı Odalarda, aynı yıl Varlık Yayınları'nca yayımlandı. 1975-1981 yılları arasında Cem Yayınevi'nin Arkadaş Kitaplar adlı çocuk edebiyatı dizisini yönetti. 1981'de Can Yayınları'nı kurdu. Çok sayıda yazarı Türk edebiyatına kazandırmanın yanı sıra dünya edebiyatını saygın yazarlarının kitaplarını yayımladı.
Lot: 78 > Kitap
İthaf "Ersin Bener'e sevgilerle Kasım/88 Salah" şeklindedir.
Lot: 79 > Kitap
İthaf "Cici Teyze Fatma Oran'a aydınlık günler için A. Ağaoğlu Nisan 1984" şeklindedir. Adalet Ağaoğlu 1929'da Nallıhan'da doğdu. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Fransız Dili ve Edebiyatı Bölümü'nden mezun oldu. Ankara Radyosu'nda dramaturgluk, radyo tiyatrosu müdürlüğü, TRT'de program uzmanlığı yaptı.1948 ve 49 yıllarında Kaynak dergisinde şiirleri yayınlandı. 1953'te Ankara'da oynanan, arkadaşı ile ortaklaşa yazdıkları "Bir Piyes Yazalım" oyunu ile sahneye de adım attı. Ağaoğlu'nun roman ve hikayelerinin başlangıç noktası Ölmeye Yatmak isimli romanı olmuştur.
Lot: 80 > Kitap
İthaf "Mümtaz Arıkan kardeşe dostlukla Arif Damar 15 Temmuz 1996" şeklindedir. 3 Temmuz 1925’te Çanakkale’nin Karainebeyli köyünde doğan Arif Damar, Yenikapı Ortaokulu’ndan sonra İstanbul Erkek Lisesi’ndeki öğrenimini yarım bırakıp çeşitli işlerde çalıştı. Ankara’ya giderek 1944 – 1947 yılları arasında Atatürk Orman Çiftliği’nde memurluk yaptı. Kayseri ve Sivas’ta sürgün alaylarındaki askerliğinin bitiminde, 1950 yılında İstanbul’a döndü. Uzun süre muhasebecilik yaptıktan sonra Suadiye’de açtığı Yeryüzü Kitabevini işletti. Arif Barikat adını kullandığı ilk şiirlerini 1940’lı yılların başında Yeni İnsanlık, İnsan, Gün dergilerinde yayımlayan Damar, 1945 yılında Ant dergisinde yayımladığı şiirlerle adını duyurdu.Bir süre yönetimine de katıldığı Yeryüzü dergisinde 15 Kasım 1951’de yayımlanan “Dayanılmaz” adlı şiirinin ardından gizli örgüt üyesi olduğu suçlamasıyla tutuklandı. İki yıl tutuklu kaldı ve delil yetersizliğinden bırakıldı. Birçok kez şiirleri nedeniyle koğuşturmaya uğrayan Arif Damar’ın Günden güne (1956) adlı şiiri 22 Ocak 1957’de kitabı toplatıldıysa da, yargılanma aklanmasıyla sonuçlandı. 24 Kasım 1967’de Türk Solu dergisinde yayımlanan “Che İçin” başlıklı şiirinden dolayı açılan davada da aklandı (12 Temmuz 1968). Suadiye’de kendisine ait Yeyüzü Kitabevi’nde “yasak yayın bulundurduğu” gerekçesiyle 6 Temmuz 1982’de sıkıyönetimce gözaltına alındı, bir süre sonra serbest bırakılıp dava açıldı ve üç ay hapse çarptırıldı (16 Eylül 1982). Bozcaada Tutukevi’nde yattı (Nisan 1984). Seslerin Ayak Sesleri (1975) adlı kitabında “Vietnam” başlıklı eski bir şiirin Sakarya gazetesinde yayımlanması üzerine açılan davada sivil mahkeme görevsizlik kararı verdi. (5 Kasım 1983) dosyasının gönderildiği Gölcük Askeri Mahkemesi’ndeki yargılama ise aklanmayla sonuçlandı (8 Mart 1984).
Lot: 81 > Kitap
İthaf "Sayın Zekai Asman'a bütün bir ömür arkadaşlığı hatırası olarak 30.9.969 O. Ocak şeklindedir." şeklindedir. Osman Ocak Nakiboğlu, Birinci Meşrutiyet döneminde de mebusluk yapmış olan Hacı Mesut Bey'in oğlu olup annesinin adı Fatma Hanım'dır. Osman Ocak, ilkokulu memleketinde bitirmiştir. Diyarbakır Lisesi, Diyarbakır Muallim Mektebi ve Darülfünun Edebiyat Şubesi mezunudur. Yükseköğrenimini tamamladıktan sonra Diyarbakır Keldani, Süryani ve Sanayi mektepleri Tarih-Coğrafya öğretmenliği, Diyarbakır Akşam Sanat Okulu Türkçe ve edebiyat öğretmenliği, Diyarbakır Kız Orta Sanat ve muhtelif orta mektepler öğretmenliği, Diyarbakır Ortaokulu ile Diyarbakır Lisesi Türkçe öğretmenliği, yaptı. Bir süre de Çankırı ve Denizli liselerinde öğretmenlik yaptıktan sonra 1936 yılında Diyarbakır’a döndü. Sanat Okulu’nda öğretmeniyken Halkevi Başkanlığı’nı da yapmıştı.
Lot: 82 > Kitap
İthaf "Kenan için on beş yıl sonrasına Enis 86" şeklindedir. Enis Batur 28 Haziran 1952'de doğdu. Şair, deneme yazarı, edebiyat eleştirmeni ve yayıncıdır.
Lot: 83 > Kitap
İthaf "Adnan Binyazar'a dostlukla Kemal Özer 6.4.78" şeklindedir. Türk yazar, öğretmen, eleştirmen Adnan Binyazar, 7 Mart 1934 tarihinde Diyarbakır'da doğdu. Gazi Eğitim Enstitüsü'nde öğrenim gördü. Öğretmen okullarında, Hacettepe Üniversitesi, Gazi Eğitim Enstitüsü, Devlet Konservatuarı, Basın Yayın Yüksek Okulu gibi birçok eğitim kurumunda ve Türk Tarih Kurumu'nda, Kültür Bakanlığı'nda, Türk Dil Kurumu'nda çalıştı.
Lot: 84 > Kitap
İthaf "Ali Rıza Erel'e sevgiyle canım kardeşim 'Can Yücel 22/4/1983 tarihinde şair Can Yücel'e imzalattım' ." şeklindedir. Can Yücel (1926-1999) Türk şair, mütercim. Millî Eğitim Bakanlığı yapan Hasan Âli Yücel'in oğludur. Ankara ve Cambridge üniversitelerinde Latince ve Yunanca okudu. Londra’da BBC’nin Türkçe bölümünde spikerlik yaptı. 1958’de Türkiye’ye döndükten sonra bir süre Bodrum ve Marmaris’te turist rehberi olarak çalıştı. Can Yücel, taşlama ve toplumsal duyarlılığın ağır bastığı şiirlerinde, yalın dili ve buluşları ile dikkati çekti. Yazma, Sevgi Duvarı, Bir Siyasinin Şiirleri, Ölüm ve Oğlum, Rengâhenk, Mekânım Datça Olsun yayınladığı bazı şiir kitaplarıdır.
Lot: 85 > Kitap
İthaf "Kemal Organ Bey'e bir hatıra F.Altay" şeklindedir. Fahrettin Altay, 1880 yılında Anavutluk- İşkodra'da doğdu. Harp Okulu'nu 1900, Harp Akademisi'ni de 1902 yılında bitirdi. Kurmay yüzbaşılığı sırasında, ilk görev yeri olan VI. Ordu'da Dersim ve çevresindeki aşiret süvari alaylarının sayıca azaltılmasıyla görevlendirildi. Bu bölgede sekiz yıl kalan Fahrettin Altay, 1910'da Erkanı Harbiye I. Şube müdürlüğüne atandığı zaman binbaşıydı. Büyükçekmece'deki Donanma Komutanlığı'nda bir süre refakat subaylığı yaptı (1912). 1913'te Çatalca'da kendisini önemli bir görev bekliyordu. Balkan Savaşı'nı kazanan Bulgar ordusu Edirne'ye kadar gelmiş, bölgeyi egemenliği altına almıştı. Çatalca Aşiret Süvari Tugayı'nın başında Bulgar birliklerini geri püskürttü. 1914 yılı da Fahrettin Altay için oldukça hareketli geçti. O yıl yarbaylığa yükselmişti. Önce IV. Kolordu kurmayı oldu. Arkasından ikinci defa Erkanı Harbiye Şube Müdürlüğü yaptı. Birinci Dünya Savaşı'nın yaklaşması yüzünden asker taşıma işleri arttığı için Anadolu demiryollarını düzenlemekle görevlendirildi. Yıl sona ermeden Harbiye Nezareti emrinde çalışmak üzere İstanbul'a döndü. 1915'te Albay oldu ve Harbiye Nezareti Müsteşar yardımcılığından başka askeri protokol memurluğu yaptı. V.Ordu'nun emrinde çalıştı. 1917'de Vehip Paşa ile birlikte Almanya'ya giden heyette yer aldı. 1917'de 26. Tümen komutanlığı, 1918'de 15. Kolordu Komutan vekilliğine ve gene aynı yıl 12. Ordu komutanlığına atandı. Birinci Dünya Savaşı'nın bittiği sıralarda Altay, 3. Kolordu kumandanıydı (Nisan 1919). Kurtuluş Savaşı'nın başlarında 12. Kolordu Kumandanlığına atandı. Bu görevi 1921, ortalarına kadar sürdü. Birliğinin başında, Konya'da patlak veren Delibaş Ayaklanmasının bastırılmasından (1920), Birinci ve ikinci İnönü ve Sakarya savaşlarına kadar hep ateş hattında bulundu. Kurtuluş Savaşı'nın belirli bir aşamaya ulaştığı 1921'de Altay, tümgeneralliğe yükseltildi. Sorumluluğu da genişletilerek kolordu komutanı yetkisiyle Süvari grup komutanlığına getirildi.
Lot: 86 > Kitap
İthaf " Kardeşim Ethem İzzet Benice'ye sevgilerimle 25.3.1953" şeklindedir. Ahmet Şükrü Esmer 1891'de Lefkoşa'da doğdu. İstanbul Darülfünun Hukuk Mektebi'nden mezun olmuştur. New York Columbia Üniversitesi'nde Hukuk Doktorası yapmıştır. Muhtelif okullarda öğretmenliği, Vakit, Ulus ve Barış Gazeteleri'nde yazıları yayınlanmıştır. VI. Dönem İstanbul Milletvekilliği yapmıştır. 19 Ocak 1982'de vefat etmiştir.
Lot: 87 > Kitap
İthaf "Bildim bileli dostluğunu değiştirmeyen asil ruhlu Nail Tur'a. 1 Temmuz 1958" şeklindedir. 1897 senesinde İstanbul'da doğan Hasan Âli Yücel, Mekteb-i Osmani, Vefa İdadisi, Darülmuallimin-i Âliye’de tahsi görmüştür. 1922’de öğretmenlik hayatına başladı. Daha sonra Türk Dili Tetkik Cemiyeti’nin etimoloji kolu başkanlığına getirildi. Köy Enstitüleri ve Tercüme Bürosu'nu kurucusudur. Atatürk'ün vefatından sonra 2. Celal Bayar hükümetinde Milli Eğitim Bakanı oldu. Köy Enstitüleri ve Tercüme Bürosu'nun kurucusudur. 26 Şubat 1961’de vefat etti.
Lot: 88 > Kitap
İthaf "Cem'e özel armağan 14.6.1972 Aziz Ahmed'imim torunu, Yelhan'ımın oğlu Ahmed Cem'e doğumunun altıncı günü armağanı 14 Haziran 1972 Baki Gölpınarlı" şeklindedir. 12 Ocak 1900'de İstanbul'da doğan Abdulbaki Gölpınarlı'nın asıl adı Mustafa İzzet Baki'dir. Tasavvuf ve tarikatlar tarihi, şark klasikleri tercümeleri, Divan edebiyatı ve İran edebiyatı üzerine yaptığı çalışmalarıyla ün kazandı. 25 Ağustos 1982'de vefat etmiştir.
Lot: 89 > Kitap
İthaf "Niğdenin pek aziz ve kıymetli mebusu Milli Kahramanımız Halil Nuri Yurdakul Beyefendi'ye müellifin payansız hürmet ve tazimleriyle 26 haziran 1953 İ.H. Konyalı" şeklindedir. İbrahim Hakkı, Konya’da doğdu. Babası Nalbantzade Mustafa Efendi’dir. Islâh-ı Medâris-i İslâmiyye’ye devam etti. Burada Arapça öğrendi. Medrese eğitimi sırasında Erzurumlu İbrâhim Hakkı’nın Mârifetnâme’sinin etkisinde kaldı ve Hakkı ismini benimsedi. I. Dünya Savaşı esnasında açılan Şimendifer Mektebi’ni bitirerek Türkiye’nin ilk demiryolcusu oldu. İlk devlet görevi Batum’da istasyon müdürlüğüdür. Ardından Konya Sanayi Mektebi’nde Türkçe öğretmenliği, İstanbul Meşihat Dairesi’nde ders vekâleti halifeliği, Başbakanlık Arşivi, Askerî Müze ve Vakıflar Genel Müdürlüğü’nde uzmanlık yaptı. Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün Türk Vakıf Hat Sanatları Müzesi’nin kuruluşunda büyük payı oldu. İbrahim Hakkı Konyalı yazı hayatına ilk defa Konya’da Meşrik-i İrfân gazetesinde başladı, Babalık gazetesinde yazılarını sürdürdü. Bu arada Hak Yolu isimli dergiyi ancak altı sayı yayımlayabildi. İntibah’ta başyazarlık yaptığı gibi Mütareke yıllarında Tercümân-ı Hakîkat’te daha çok tarihî konuları ele alan makaleler yazdı. İstanbul’a geldiği yıllarda Zekeriya Sertel, Halil Lütfi Dördüncü, Selim Ragıp Emeç ve Ali Ekrem Uşaklıgil’in çıkardığı Son Posta’da çalıştı.
Lot: 90 > Kitap
İthaf "Sayın Celaleddin Rodoslu'ya 1961" şeklindedir. Şair, Bestekar Rüştü Şardağ 1906'da Halep'te doğdu. İlk şiiri 1936'da Cumhuriyet gazetesinde yayımlandı. Ulus, Cumhuriyet, Memleket, Anadolu, Milliyet, Tan, Yeni Asır, Yeni Sabah, Güneş, Vakit, Vatan gazeteleri ve Ülkü, Varlık, Yeni Adam, Yığın, Hisar, Türk Mûsikîsi, Atayol dergilerinde yazdı. Farsçadan yaptığı çeviriler münasebetiyle İran'dan nişanlar ve Büyük Kültür Madalyası, Şiraz Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nden fahri edebiyat doktoru unvanı aldı. 27 Kasım 1994'te vefat etti.
Lot: 91 > Kitap
İthaf "Sayın Sevil Davutoğlu'na saygılarımla" şeklindedir.
Lot: 92 > Kitap
İthaf "1.12.1981 Zeliha Özaydın'a sevgilerle" şeklidedir. Elif Naci, ilköğrenimini, çocukluğunun geçtiği Edirne’de tamamladı. Sekiz yaşındayken geldiği İstanbul’da Ayasofya Rüştiyesi (Ortaokulu) ile Vefa Sultanisini (Lisesini) bitirdi. Sanayi-i Nefise Mekteb-i Âlisi’nin Resim Bölümüne girerek İbrahim Çallı’nın öğrencisi oldu. (1913). Birkaç ay sonra Birinci Dünya Savaşı çıktı ve askere alındığı için dört yıl aradan sonra eğitimine devam edebildi. Öğrenciliği sırasında geçinebilmek için arşiv memuru olarak gazeteciliğe başladı. Çeşitli sanat yazıları yazarak polemist oldu. İleri, İkdam, İfham, Milliyet, Tan, Son Telgraf ve Cumhuriyet gazetelerinde çalıştı. Akademiden mezun oluşunun ardından Türk ve İslâm Eserleri Müzesine önce müdür yardımcısı, sonra müdür oldu. Ressam olarak ilk kişisel sergisini Alay Köşkü’nde açtı (1930). Sanat hayatına asıl girişi 1933’te açılan, kurucuları arasında bulunduğu, D Grubunun ilk sergisiyle oldu. Bu grubun içinde yurtdışında da çeşitli karma sergilere katıldı. İkinci kişisel sergisini Eminönü Halkevi’nde (1947), üçüncüsünü ise retrospektif olarak Galatasaray Lisesi girişinde açtı (1951). Aynı dönemde Paul Klee, George Braque gibi çağdaş ressamlardan ve Hafız Osman, Mehmet Esat gibi hat sanatçılarından etkilendiği söylenebilir. 1940'lardan sonra batı sanatının etkisinden sıyrılıp doğuya yönelerek hat sanatı soyutlamalarıyla ilgilendi. 1937’de Türk ve İslâm Eserleri Müzesi’nde, iki yıl sonra Topkapı Sarayı Müzesi’nde müdür yardımcılığı yaptı. 13 Temmuz 1963’te emekli oldu. Müzecilik hayatının bir bölümünde, basında da görev yaptı.
Lot: 93 > Kitap
İthaf " O güzel dost Orhan Peker'i yine sevgiyle anarak güzel insan Turgay Gönenç'e özlemle 2 ekim 1995" şeklindedir.Fikret Otyam,19 Aralık 1926 yılında Aksaray'da doğmuştur. Ünlü besteci ve orkestra şefi olan ağabeyi Nedim Vasıf Otyam ve diğer ağabeyleri gibi altı yaşından itibaren babasının eczanesinde çalışmaya başlamıştır. Eczaneye gelen köylülerden dinlediği hikayeleri defterine günübirlik not etmiş, sonra bunlar 1945-1946 yıllarında İstanbul'da Gece Postası gazetesinde yayınlanmıştır. Aksaray'daki eczanelerini boyamaya gelen bir tabelacıda ilk kez samur fırça ve tüp boyaları görmüş, ve tabelacının verdiği boyalarla yaptığı ilk sergisini aylar sonra Aksaray Halk evinde açmıştır. Fotoğrafı Nedim ağabeyinden öğrenmiş, Aksaray'da arkadaşı ve resim öğretmeni ile birlikte "Foto Üç Yıldız" adlı bir fotoğrafçı dükkanı açmıştır. İkinci Dünya savaşı yıllarına rastlayan lise eğitimi Ankara ve Kayseri'deki liselerde kesintilere uğrayarak geçmiştir. Resme olan ilgisi sonunda 1945 yılında girdiği Devlet Güzel Sanatlar Akademisini 1953 'de Bedri Rahmi Eyüboğlu atölyesinde bitirmiştir.
Lot: 94 > Kitap
İthaf "Sayın Özen Uzel'e Balaban 21 Mart 2001" şeklindedir.Ressam İbrahim Balaban, 1921'de Bursa'da dünyaya geldi. 1937 yılında hint keneviri yetiştirmek suçundan cezaevine girdi. Cezaevinde resim yapmaya başladı. Altı ay hapis ve 16,000 lira da para cezasına çarptırılmıştı; ancak para cezasını ödeyemeyince, para cezası üç yıl mahkûmiyete çevrilmiştir. Cezasının bitmesine çok az bir zaman kala dört mahkûmun saldırısına uğrayan Balaban, cezaevinden çıktıktan sonra evlendiği gün düğün evini basan hasmını öldürmesiyle yeniden cezaevine girdi. 1942 ile 1944 ve 1947 ile 1950 yılları arasını Bursa Cezaevi'nde geçirdi. Balaban, Bursa Cezaevi'nde kendisinden 20 yaş büyük olan Nâzım Hikmet'la tanıştı. Onun desteği ve ilgisi sayesinde resim yeteneği ortaya çıktı ve gelişti. Nâzım Hikmet, Orhan Kemal’i hikâyeci, Balaban’ı ise ressam olarak yetiştirmek istiyordu.
Lot: 95 > Kitap
İthaf "Ulvi Okar ağabeye iyi dileklerimizle 10/XI/1982" şeklindedir.
Lot: 96 > Kitap
İthaf "Değerli sanatçı Semiha Berksoy'a saygıyla Semih Balcıoğlu 1974" şeklindedir. 1928'de İstanbul'da doğan Semih Balcıoğlu, Işık Lisesi'nin ardından Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'nin grafik bölümünden mezun olmuştur. Akbaba başta olmak üzere, birçok dergi ve gazetede karikatürleri yayımlanmıştır. 2006'da İstanbul'da vefat etmiştir.
Lot: 97 > Kitap
Reşad Ekrem Koçu, Türk tarihçi ve yazar. Tarihi konularda yazdığı fıkra, roman, hikâye ve incelemeleriyle ve en önemli yapıtı İstanbul Ansiklopedisi İle tanınmaktadır.
Lot: 98 > Kitap
Sadrazam Kamil Paşa'nın Oğlu Yazar Hilmi Bayur 1900 yılında İzmir'de doğdu. Galatasaray Lisesi, daha sonra Paris Üniversitesi Hukuk Fakültesi ve Paris Siyasal Bilgiler'de tahsil gördü. Dışişleri Bakanlığı, Moskova Büyükelçiliği, Brüksel Daimi Maslahatgüzarlığı'nda görev yaptı.1938 yılında Kabil Büyükelçiliği başkatipliği 1942-1943 dönemi Kudüs Konsolosluğu ve Şarki Ürdün Emiri Abdullah nezdinde Türkiye temsilciliği, 1943-1949 dönemi Sofya Elçiliği müsteşarlığı, 1955-1960 Varşova Büyükelçiliği müsteşarlığı ve elçiliği yaptı. 1960 darbesinden sonra emekliye sevkedildi. 1963 yılında Danıştay'da açtığı davayı kazanarak tekrar Dışişleri Bakanlığına girdi.1993 yılında vefat etti.
Lot: 99 > Kitap
Doktor Ahmet Süheyl Ünver, Menbaü'l-İrfan Rüşdiyesi ve Mercan İdadi­si'nde bitirdikten sonra 1915'de Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane'ye başlamış fakat bir süre sonra ayrılmıştır. İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni 1921 yılında bitirmiştir. Medresetü’l Hattatin’de ebru, tezhip, minyatür ve hüsn-i hat öğrendi. Ressam Hoca Ali Rıza’dan karakalem ve suluboya, Yeniköylü Nuri, İsmail Hakkı Altunbezer ve Tahirzade Hüseyin Efendi'den yazı meşk etmiştir.
Lot: 100 > Kitap
İthaf "Meliha Aksu'ya sevgiyle 25.2.87" şeklindedir. Tiyatrocu ve yazar Gülrüz Sururi 23 Ocak 1929 tarihinde İstanbul‘da doğdu. Babası ilk operet kurucularından Lûtfullah Sururi, annesi ilk Türk primadonnası Suzan Lûtfullah Sururi’dir. 1942'de ilk kez Muhsin Ertuğrul‘un isteğiyle İstanbul Şehir Tiyatrosu Çocuk Bölümü’nde sahneye çıkmaya başladı. İstanbul Belediye Konservatuvarı Tiyatro ve Şan bölümlerinde okudu. 1962'de Eşi Engin Cezar ile birlikte Gülriz Sururi-Engin Cezzar Tiyatrosu’nu kurdu. 1998 yılında Kültür Bakanlığı tarafından Devlet Sanatçısı unvanı layık görülmüştür. 31 Aralık 2018'de İstanbul'da vefat etti.
Phebus Hakkında
“Phebus Müzayede Evi, alıcılar ve satıcıları online ortamda bir araya getiren bir açık artırma platformudur.”
Bizi Takip Edin
Copyright © 2020 PHEBUS Müzayede