Anasayfa /
SAHAFİYE
SAHAFİYE
SAHAFİYE, 10.09.2021 saat: 21:00'a kadar internet sitemizden pey verebilirsiniz. 21:02 itibariyle canlı mezat başlayacaktır. Kitap, Dergi ve süreli yayın hariç tüm ürünlerden % 20 ürün KDV'si alınmaktadır. Komisyon Oranı: % 20 + KDV'dir. ÖDEME SÜRESİ MÜZAYEDE BİTİMİNDEN SONRA 1 HAFTADIR.
Toplam : 99 Ürün
Lot: 1 > Kitap
Yaşamak Hırsı, Sait Faik tarafından Fransızca'dan tercüme edilmiş, ilk olarak Yedigün Mecmuası'nda tefrika edilmiştir. [1949-1950] Sait Faik, Fransızca'dan birçok öykü tercüme etmiş, uyarlamıştır. Yaşamak Hırsı, 1903 doğumlu Fransız yazar Georges Simenon'a aittir.
Lot: 2 > Kitap
Avare Yıllar, Orhan Kemal tarafından 1949 senesinde kaleme alınan, 1950 yılında yayılan romanıdır. Roman, Orhan Kemal'in "Küçük Adamın Notları" başlığı altında toplanır. Serinin diğer kitapları Baba Evi, Cemile ve Dünya Evi'dir. Avare Yıllar, halkına inanan bir yazarın dilinden, bireyin, zorlu bir çocukluğun ardından yetişkinliğe geçişte yaşadığı doğruları bulma mücadelesindeki korkularının, kaçışlarının ve geri dönüşlerinin romanıdır.
Lot: 3 > Kitap
Mahkeme Kapısı, Çelme hikayesi dolayısıyla yargılanan Sait Faik'in kitap neşretmeye ara verdiği dönemde Haber-Akşam Postası gazetesinde muhabirlik yaptığı sırada mahkemelerde yaptığı röportajlardan oluşmaktadır.
Lot: 4 > Kitap
Hüseyin Rahmi Gürpınar, Meyhanede Kadınlar kitabıyla Cumhuriyet’in ilanından sonra değişen hayata bir türlü uyum sağlayamayan insanları ve kültürel çatışmaları ironik ve mizahi bir dille anlatmaktadır. Birbirinden bağımsız yedi öykünün bulunduğu kitap, boşanmadan siyasi ve sosyal yasaklara, hurafelerden toplumsal erozyona kadar birçok konuyu işlemektedir.
Lot: 5 > Kitap
Yaşar Kemal'in 1955 tarihli romanı Teneke, Çukurova'daki çeltik ağalarına karşı mücadele eden köylünün yanında yer alan idealist kaymakamın trajik öyküsü anlatılmaktadır. Yazarın İnce Memed sonrasındaki ikinci romanıdır.
Lot: 6 > Kitap
Galile Denizi, İlhan Berk'in şiirlerinde yeni bir dönemin başlangıcı sayılmaktadır. İlhan Berk, bu kitaptan itibaren gerçeküstücülük etkisinde dil, imge ve anlam arayışlarına yönelerek şiirin başka alanlarına odaklanmıştır. Tarih, erotizm, kent, İstanbul, nesneler ile beslenen şiirinin deltası zamanla genişledi.
Lot: 7 > Kitap
Mesut İnsanlar Fotoğrafhanesi, Saba'nın yayımlanan ilk hikayesinin adıdır. 1944 yılından sonra yazdığı dokuz hikayeyi, bu ilk hikayenin adıyla kitap haline getirmiştir.
Lot: 8 > Kitap
İthaf, "Atila Büyüktuncay'a derin sevgi, 12.2. 1970, Kerim Korcan" şeklindedir. 1918 yılında Sakarya'nın Hendek ilçesine bağlı Aktefek köyünde doğdu. 1938'de Donanma Kor Askeri Mahkemesi'nde isyan suçlusu olarak yargılandı ve 12 yıl ağır hapse mahkûm edildi. 10 yıl kaldığı Sinop Cezaevinden 1948'de tahliye edildi. 1957'de iki yıl tutuklu yargılandıktan sonra beraat etti. Türk edebiyatında gölgede kalan bir yazar olarak anılan Korcan, yarattığı Tatar Ramazan karakteriyle tanınır.
Lot: 9 > Kitap
Taş Devri Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın beşinci kitabıdır. "Hava Toprak Su Ateş ne güzel bir oyuncak! Hâlâ içimdeki çocuğun bu oyuncağını bilim de felsefe de kıramamıştır. Büyümüş de küçülmüş gibi olmam bundan olmasın?"
Lot: 10 > Kitap
"Atila Büyüktuncay'a, Melih Cevdet Anday" şeklindedir. "ağır bir zamandı sürekli ve anısız/ gözden önceki göz içindi yalnız/ somut hayvanlar yürürdü hayvanlarla/ ağaçtan önceki ağaçlar büyürdü/ açardı hasatsız gökyüzünü/ ustan önceki sabah kanlarla/ bulut tapınağında bir yıldız"
Lot: 11 > Kitap
Daktilo metin, Ülkü Tamer imzalıdır. "Kara ayında/ Soyguncuların/ Mahmuzlar şakırdar/ Kara tay/ Nereye böyle atlınla"
Lot: 12 > Kitap
İthaf, "Atila Büyüktuncay için. Ülkü Tamer. 1960" şeklindedir. Federico García Lorca [1898 – 19 Ağustos 1936] İspanyol şair ve oyun yazarı, aynı zamanda ressam, piyanist ve bestecidir. 27 kuşağının sembol üyelerinden birisidir. İspanya İç Savaşı'nın başlangıcında 38 yaşında iken milliyetçiler tarafından öldürülmüştür.
Lot: 13 > Kitap
İthaf, "Sayın Muhlis Sirzioğlu'na, Vedat Nedim Tör" şeklindedir. Vedat Nedim Tör, İstanbul’da doğdu. Babası bürokrat ve yazar Ahmet Nedim Servet Tör’dür. Eğitimine Numune-i Terakki ve Hadika-i Muaşeret isimli mahalli okullarda başlayan Tör, 1916’da Galatasaray Lisesi’nden mezun oldu. 1916'da Yükseköğrenimine Berlin Yüksek Ticaret Okulu’nda başladı. Türkiye İşçi ve Çiftçi Sosyalist Fırkası’nın kuruluşunda, Mustafa Suphi, Ethem Nejat, Nazım Hikmet, Arap İsmail Hakkı ve Sadık Ahi gibi isimlerle birlikte yer aldı ve 1922'ye kadar bu fırkanın Berlin temsilciliğini yürüttü. 1922’de doktorasını İktisat alanında tamamlayarak 1923’te Türkiye’ye döndü. Türkiye'ye döndükten sonra da Türkiye Komünist Partisi’nin içinde yer aldı; partinin yayın organı Aydınlık’ta yazılar yazdı. 1927'de partiden ayrıldı. Milli İktisat ve Tasarruf Cemiyeti (1929), Matbuat Umum Müdürlüğü (1933-1937), Turizm Müdürlüğü (1938), Ankara Radyosu Müdürlüğü (1938-1943), Ankara Elektrik Şirketi gibi çeşitli kurumlarda yönetici; 1944’ten sonra Yapı Kredi Bankası’nda Kültür ve sanat müşaviri olarak (1945-1969) ve 1970’den sonra Akbank’ta kültür sanat işlerinde danışman olarak çalıştı. Vedat Nedim Tör, Şevket Süreyya Aydemir, Burhan Asaf Belge, İsmail Hüsrev Tökin ve Yakup Kadri ile birlikte Türk devriminin ideolojisini ortaya koymak amacıyla harekete geçen aydınların yayın organı olan Kadro dergisinin (1933-34) kurucularından biri oldu. Aynı zamanda bu dergide yazıları yayımlandı. Almanca, Fransızca ve İngilizce olarak basılan ve dünyanın çeşitli yerlerine dağıtımı gerçekleştirilen La Turquie Kémaliste adlı dergiyi de 1933’te yayın hayatına başlattı. 1943’te Hep Bu Topraktan isimli dergiyi yayımladı. Tüm bu yayınlara ek olarak Yurdunu Tanı, Yurdunu Sev, Aile, Küçük Kardeş, Doğan Kardeş ve Sanat Dünyamız dergilerini çıkardı. 1974'ten sonra Yapı Kredi Bankası'nda tekrar çalışmaya başladı ve 1977'de buradan emekli oldu. Kültür ve sanat müşavirliği görevi vesilesiyle ulusal ve uluslararası olmak üzere çok sayıda sergi ve yarışma düzenledi.
Lot: 14 > Kitap
Azra Erhat, 1915 yılında doğdu. İlk ve orta öğrenimini Brüksel’de tamamladı. 1939’da Ankara Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi’ni biti­re­rek aynı fakültenin Klasik Filoloji Bölümü’ne asistan olarak girdi. 1946’da doçent oldu. İki yıl sonra, siyasi nedenlerle bir grup arkadaşıyla birlikte görevinden alındı. İstanbul ve Vatan gazetelerinde yazdı, Milletlerarası Çalışma Bürosu Kü­tüp­ha­nesi’nde çalıştı. 12 Mart döneminde TCK’nın 141. maddesine aykırı eylemde bulunmak savıyla Sabahattin Eyüboğlu ve Vedat Gün­yol’la birlikte tutuklandı ancak yargılama sonunda aklandı. Tür­kiye’de hümanizma düşüncesinin yayılması ve günümüz ay­dın­lanmasının Antik Yunan felsefesiyle ilişkilendirilmesi amacıyla yazılar kaleme aldı, çeviriler yaptı. A. Kadir ile birlikte çevirdikleri İlyada’nın birinci bölümüyle Habib Edip Törehan Bilim Ödülü’nü, ikinci bölümüyle de 1962 yılında TDK Çeviri Ödülü’nü aldı. Daha sonra Homeros’un ikinci büyük destanı Odysseia’yı da yine A. Ka­dir’le birlikte Türkçeye kazandırdı. Azra Erhat, 6 Eylül 1982’de vefat etmiştir.
Lot: 15 > Kitap
Kitapta Münif Fehim, Elif Naci ve Abidin Dino gibi isimlerin çizimleri bulunmaktadır Fikret Adil (1901-1973) Türk gazeteci, mütercim. Daha çok gezi yazıları, roman ve oyun çevirileri, eleştiri yazıları ve İstanbul'un bohem hayatını konu alan kitaplarıyla tanınmıştır. Bu kitabında da bahsi geçen Beyoğlu bohem hayatını ve burada tanıdığı simaları kaleme almıştır.
Lot: 17 > Kitap
İthaf, "Attila'ya Nur Doğan'dan, 13.4. 1959" şeklindedir. Aylak Adam, Türk yazar Yusuf Atılgan'ın 1959'da yayımlanan ilk romanıdır. "Kış", "ilkyaz", "yaz" ve "güz" olmak üzere dört "mevsim" başlığından oluşan eserde mevsimlerden kış, ilkyaz ve yaz kendi içlerinde yedi bölüme ayrılırken güz mevsimi dört bölüme ayrılmaktadır. 28 yaşlarında, içerisinde hizmetçilerin olduğu evde çocukluğunun geçtiği söylenen, kumar düşkünü babaya sahip bir roman karakteri olan C.'nin hayatına anlam verecek değeri arama çabası romanda anlatılmaktadır. 1958 yılında Yunus Nadi Roman Ödülü'nde ikincilik kazanan Aylak Adam'da bilinç akışı, iç monolog, diyalog, geriye dönüş, günlük, mektup ve leitmotif tekniği kullanılmıştır. Roman, farklı karakterler ve anlatıcılar tarafından anlatılmaktadır.
Lot: 18 > Kitap
Şiire çocuk yaşlarda ilgi duyan Edip Cansever’in ilk şiiri, 1 Mart 1944’te İstanbul dergisinde çıktı. İstanbul, Yücel, Fikirler, Edebiyat Dünyası ve Kaynak dergilerinde yayımlanan ilk dönem şiirlerini İkindi Üstü (1947) adlı ilk kitabında topladı. 1951 yılında Salâh Birsel ve Alp Kuran’la birlikte Nokta adlı bir dergi çıkardı. Nokta, sekizinci sayısında kapandı (15 Ocak 1951-15 Kasım 1951). Bundan sonra Yenilik, Yeditepe, Pazar Postası, Dost, a, Dönem, Yeni Dergi, Papirüs, Yazı, Hürriyet Gösteri, Sanat Olayı, Düşün ve Adam Sanat’ta şiir ve yazıları yayımlandı. Yazı hayatı boyunca çok az düzyazı yazdı. İlk kitabı İkindi Üstü’yle döneminin şairlerinden ve eleştirmenlerden iyi not alamadı. İkindi Üstü hakkında yazan Orhan Veli, kitabı beğenmediğini söyledi. Bunun üzerine Edip Cansever ilk kitabını yok kabul ederek piyasadan toplattı. 1954’te yayımladığı ikinci kitabı Dirlik Düzenlik’e ilk kitabındaki şiirlerinden sadece dördünü aldı. Bundan sonra, bütün şiirlerinin toplandığı kitaplarına ilk kitabından hiçbir şiirini almadı. Şiire hece vezni ve Garip şiiri etkisinde başlayan Edip Cansever, 1950’li yılların ortalarına doğru Ece Ayhan, Turgut Uyar, Cemal Süreya ve Sezai Karakoç’un öncülük ettiği İkinci Yeni şiiri tarzında imge yoğunluklu şiirler yazmaya başladı. Hikâye eder gibi bir söylem kullanmasına karşın, imgeyi aynı zamanda şiirin bütününe yayarak oluşturduğu şiirlerle İkinci Yeninin büyük ustalarından bir oldu. 1957’de yayımlanan Yerçekimli Karanfil adlı kitabıyla 1958 Yeditepe Şiir Armağanını, 1976’da yayımlanan Ben Ruhi Bey Nasılım’la 1977 Türk Dil Kurumu Şiir Ödülünü, 1981’de bütün şiirlerini bir araya getiren Yeniden adlı kitabıyla da 1982 Sedat Simavi Edebiyat Ödülünü kazandı. Bütün eserleri ölümünden sonra Yapı Kredi Yayınlarınca yeniden basıldı.
Lot: 19 > Kitap
Şair ve yazar Rıfat, İlk şiiri “Eza”, Varlık dergisinde (83. sayı) yayımlandı. Daha sonra Varlık (1936-44), Aile (1947), Yaprak (1949-50), Yeditepe (1951-57) dergilerinde çıkan şiirleriyle tanındı. Yeni Dergi, Gösteri, Adam Sanat’ta da yazdı. 1930’lu yılların ikinci yarısından itibaren yazdığı, 1941’de Orhan Veli Kanık ve Melih Cevdet Anday İle ortaklaşa çıkardığı Garip kitabında yer alan şiirleriyle “Garip Akımı”nın, diğer adlarıyla “Yeni Şiir”in ya da “Birinci Yeni'nin öncülerinden oldu. Halk şiiri özelliklerinden yararlandığı şiirlerinde giderek toplumsal konulara ve kendini yenileyerek ikinci yeni şairlerinde görülen anlamca kapalı, gerçeküstücü anlayışa yöneldi. Son döneminde eski Yunan şiirinden esinlenen örnekler verdi.
Lot: 20 > Kitap
Üvercinka, Cemal Süreya'nın 1958'de Yeditepe Yayınları tarafından yayımlanan ilk şiir kitabıdır. Kitabın ilk basımında şairin 1953-1957 yılları arasında yayımladığı şiirlerden sadece yirmi dokuzuna yer verilmişken sonraki basımlarda şiir sayısı artırılmıştır. Yayımlandığı dönemde büyük ilgi gören kitap, 1959'da Yeditepe Şiir Armağanı'nı kazanmıştır. Eserin adı, Süreya'nın iş yerinde tanıştığı ve âşık olduğu bir kadına "Üvercinka" adını vermesinden gelmiştir.
Lot: 21 > Kitap
"alsancak garı'na devrildiler/ gece garın saati belâ çiçeği/ hiçbir şeyin farkında değildiler/ kalleş bir titreme aldı erkeği/ elleri yırtılmıştı kelepçeliydiler/ çantasını karısı taşıyordu.."
Lot: 22 > Kitap
Yaz Yağmuru, Ahmet Hamdi Tanpınar'ın ikinci hikâye kitabıdır. İlk olarak 1955 yılında Varlık Yayınları tarafından İstanbul'da yayımlanmıştır. "Yaz Yağmuru" aynı zamanda kitabın ilk öyküsünün de adıdır. Kitabın diğer öyküleri şunlardır: "Teslim", "Acıbademdeki Köşk", "Rüyalar", "Adem’le Havva", "Bir Tren Yolculuğu", "Yaz Gecesi".
Lot: 23 > Kitap
İthaf, "Dostum Attila Büyüktuncay için eski günlerin anılarını tazeliyecek ve içtenlikle. Onat Kutlar" şeklindedir. Onat Kutlar, Babası Ali Rıza Bey'in hakim olarak görevli bulunduğu Alanya'da doğdu. Ailesi, babasının görevinden isitfa etmesiyle Gaziantep'e döndü. Kutlar, ilk ve orta öğrenimini Gaziantep'te tamamladı. 1953'te okumaya hak kazandığı Güzel Sanatlar Akademisi mimarlık bölümündeki öğrenimine devam etmedi. Hemen arkasından başladığı İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ndeki öğrenimini de tamamlamadı. Hukuk fakültesinde okuduğu yıllardan başlayarak Demir Özlü, Adnan Özyalçıner, Ülkü Tamer, Konur Ertop, Doğan Hızlan, Engin Ertem, Önay Sözer gibi isimlerle üniversite yıllarında 1961'de felsefe öğrenimi görmek üzere Paris'e gitti. Paris'te sinema ile ilgilenmeye başladı. Türkiye'de üniversite yıllarında olduğu gibi Paris'te bulunduğu yıllarda da entelektüel bir çevreye sahipti. Fikret Mualla, Hakkı Anlı, Selim Turan, Mübin Orhon gibi Türk sanatçılarla birarada oldu. Sinemaya duyduğu ilgi ile Henri Langlois'nin yöneticiliğini yürüttüğü Fransız Sinematek Derneği'ne kaydoldu. Onat Kutlar, ilk şiir ve hikâyelerini ilkokul yıllarında yazmaya başladı. İlk şiiri 1950’de Küçük Dergi’de, ilk öyküsü “Volan Kayışı” da Seçilmiş Hikâyeler dergisinde 1955’te yayımlandı. İlkokul yıllarından başlayarak konuşma, okuma ve yazma konusunda çok başarı olan Kutlar, öğretmenlerinin dikkatini çeken bir öğrenci oldu. Dergilerde yayımlanan eserlerinin ardından basılan ilk öykü kitabı 1959'da yayımlanan İshak ismini taşır. Dokuz hikayeden oluşan eser modern Türk öykücülüğü için önemli bir aşamayı gösterir. Demir Özlü, Ferit Edgü, Adnan Özyalçıner, Ergin Ertem, Tarık Dursun K., Muzaffer Buyrukçu, Muzaffer Erdost, Erdal Öz, Orhan Duru, Leyla Erbil, Bilge Karasu, Yusuf Atılgan ve Doğan Hızlan gibi isimlerle birlikte 1950 Kuşağı öykücüleri arasında yer alan Kutlar, kaleme aldığı öyküler ile bu kuşağın yazarlarını da etkiler. İshak, aynı zamanda büyülü gerçekçiliğin edebiyattaki yansımasının görüldüğü ilk eserlerden biri olarak kabul edilir. Onun etkilendiği yazarlar arasında Camus, Dostoyevski, Sartre ve Kafka yer almaktadır.
Lot: 24 > Kitap
Necip Fazıl Kısakürek'in bilinen ilk şiiri Temmuz 1923 tarihli Yeni Mecmua’da yayımlanmıştır. Bu tarihten başlayarak 1939’a kadar Yeni Mecmua, Millî Mecmua, Anadolu, Hayat ve Varlık dergileriyle Cumhuriyet gazetesinde şiirleri ve hikâyeleri çıkar. Özellikle dönemin seçkin dergilerinden olan Hayat’ta yer alan şiirleriyle dikkati çeker ve hakkında takdir yazıları yayımlanır. İlk şiir kitapları olan Örümcek Ağı ve Kaldırımlar bu yıllarda yazdıklarından seçmeleri ihtiva eder. Kaldırımlar kitabına adını veren uzun şiiri kendisine “Kaldırımlar şairi” olarak şöhret kazandırmıştır
Lot: 25 > Kitap
"Sokaktayım, kimsesiz bir sokak ortasında/ Yürüyorum, arkama bakmadan yürüyorum/ Yolumun karanlığa saplanan noktasında/ Sanki beni bekleyen bir hayal görüyorum" 1921'de Selanik'te doğdu. Mübadelede Urla'ya yerleşti. A.Ü. Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. 1950-1957 arasında Urla ve İzmir'de avukatlık yaptı. Yazarlıkta karar kılarak Paris ve İstanbul'da yaşadı, bir ara İsrail'e gitti ve 1970'te İstanbul'a yerleşti. İlk şiiri 1939'da Urla Halkevi dergisi Ocak' ta çıktı. Orhan Veli ve arkadaşlarının oluşturduğu Garipçiler'in ve öteki 1940 kuşağı şairlerinin ortak konu ve yazışlarından bir süre sonra sıyrılarak, yalın bir duyarlılığın şairi oldu. Şiirlerinde net bir görünümle, insan halleri, gündelik yaşam, toplum ve dünya durumu yansıdı; şiirimize kalın, aydınlık bir Cumalı çizgisi çizdi.1955'ten sonra şiiri, hikâyeyi, oyunu, romanı birlikte yürüttü. Yazdığı bütün türlerde uzatmalardan kaçınan, şiirsel bir yoğunluk yarattı. Şiir, roman, öykü, deneme, günceleri yanında, 29 oyunuyla tiyatromuza da unutulmaz yapıtlar kazandırdı. Çok sayıda yapıtı sinema ve televizyona uyarlandı, vokal bale olarak sahnelendi, birçok dile çevrildi. Oyunları birçok dilde sahnelendi ya da radyoya uyarlandı. Yağmurlu Deniz'le TDK 1969 Şiir Ödülü'nü; Değişik Gözle'yle 1957'de, Makedonya 1900' le 1977'de Sait Faik Hikâye Armağanı'nı kazandı. Yaralı Geyik oyunuyla 1979 Muhsin Ertuğrul Ödülü'nü, Tufandan Önce'yle 1984 Yeditepe Şiir Armağanı'nı, Dün Neredeydiniz oyunuyla 1982 Kültür Bakanlığı Tiyatro Ödülü'nü, Viran Dağlar'la 1995 Orhan Kemal Roman Armağanı'nı ve Yunus Nadi Roman Ödülü'nü aldı. 1963'te Susuz Yaz'dan uyarlanan film, 1964 Berlin Film Festivali'nde Altın Ayı'yı aldı. 10 Ocak 2001'de yaşamını yitirdi.
Lot: 26 > Kitap
İthaf, "Sayın Adalet Cimcoz'a hürmetlerimle, Avni Arbaş, Paris 1967" şeklindedir. Avni Arbaş, 1919'da Kuzey Kafyalı bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmiştir. İlk resim terbiyesini babası M. Nuri Bey'den almıştır. Güzel Sanatlar Fakültesi'nde eğitim gören sanatkar, İbrahim Çallı ve Leopold Levy'nin atölyesinde çalışmıştır. İstanbul, New York ve Paris gibi şehirlerde sergileri açılan Arbaş, 2003 yılında vefat etmiştir. İthaf, "Yılmaz'a sevgi ile Avni Arbaş" şeklindedir.
Lot: 27 > Kitap
İthaf, "Sayın Arslan Kaynardağ'a kültüre olan değerli katkılarından ötürü duyduğum saygıyla, 3.12.1985" şeklindedir.
Lot: 28 > Kitap
İthaf, "Fethi Naci'ye Sevgiyle, Memet Fuat" şeklindedir. Memet Fuat, 16 Şubat 1926’da İstanbul’da, dedesi Mehmet Ali Paşa’nın Erenköy’deki köşkünde dünyaya geldi. Babası sanat eleştirmeni Vedat Örfi Bengü, annesi Piraye Hanım’dır. O doğmadan önce yurt dışına giden babasını ilk kez beş yaşında iken gördü. Annesinin ünlü ozan Nazım Hikmet ile birlikteliği sırasında onlarla birlikte yaşadı. 1932’de anne ve babasının boşanmasının ardından annesi, Nazım Hikmet ile 1935 yılında evlendi. 1938’de üvey babası Nazım’ın tutuklanıp 15 yıl hapis cezasına mahkûm edilmesinden sonra yaşamını dedesi Mehmet Ali Paşa’nın köşkünde sürdürdü. Erenköy 38. İlkokulu'nda, Kadıköy 1. Orta'da, Robert Koleji'nde ve Haydarpaşa Lisesi'nde okudu. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nin İngiliz dili ve edebiyatı bölümüne 1946’da kaydoldu. Nâzım Hikmet'in etkisi ile yöneldiği edebiyat alanında Memet Fuat adıyla tanınmaya başladı. 1946’da ilk kitabını Tuna Baltacıoğlu ile birlikte yayımladı. Aşk ve Sümüklü Böcek adlı kitabın ilk yarısında Baltacıoğlu’nun, ikinci yarısında Memet Fuat’ın öyküleri yer alıyordu.
Lot: 29 > Kitap
İthaf, "Muhterem dostum Faik Tokluoğlu'ya Mahmud Özay ve "Hadi Güzel'e sevgilerimle, 14.11. 1971, Faik Tokluoğlu" şeklindedir. Mahmud Özay, 1908 yılında Manastır'ın Kayalar Köyü'nde doğmuştur. Umurcaoğulları soyundan gelmektedir. Babası Hasan Efendi, annesi Naile Hanım'dır. Balkan Savaşları'nın etkisiyle Anadolu'ya göç ederler. Nazilli'ye yerleşirler, burada ilkokula başlar fakat I. Dünya Savaşı'yla birlikte Yunan işgali sonrası Nazilli'den ayrılırlar. İlkokulu bitirdikten sonra dayısının yanında çalışmaya başlar. 1923'te İzmir Erkek Öğretmen Mektebi'ne kaydolur. Liseden sonra çeşitli yerlerde toplamda otuz yedi yıl boyunca öğretmenlik yapar. 1938'de Naşide Hanım ile evlenir ve bu evlilikten üç çocuğu olur. Emeklilikten sonra Kuşadası'na yerleşir ve 12 Ağustos 1980'de vefat etmiştir.
Lot: 30 > Kitap
İthaf, "Nejat Olgun'a sevgi ile, Özdemir Asaf" şeklindedir. 11 Haziran 1923'te Ankara'da doğdu. Asıl adı Halit Özdemir Arun'dur. İlk ve ortaöğreniminin bir bölümünü Galatasaray Lisesi'nde yaptı.1942 yılında Kabataş Erkek Lisesi'nden mezun oldu. İstanbul Üniversitesi'nde, önce Hukuk Fakültesi'ne, sonra İktisat Fakültesi ve Gazetecilik Enstitüsü'ne devam ettiyse de 1947'de yüksek öğrenimini yarıda bıraktı. Bir süre sigorta prodüktörlüğü yaptı. 'Zaman' ve 'Tanin' gazetelerinde çevirmen olarak çalıştı. İlk yazısı 1939'da 'Servetifünun-Uyanış' dergisinde çıktı.1951'de Sanat Basımevi'ni kurarak matbaacılık yaşamına girdi. Kendi şiir kitaplarını bastı. 1955'te Yuvarlak Masa Yayınları'nı kurdu. İkilikler ve dörtlüklerden oluşan ilk şiirlerinde yoğun bir söyleyiş özelliği göze çarpar. İnsan toplum ilişkilerine yönelik temaları konu edinerek düşündürücü bir şiir evreni kurmuştur. Duygu ve düşünce yoğunluğuyla birlikte, alay ve taşlama şiirine egemen olan ögelerdir. İnsan ilişkilerinin toplumsal ve bireysel yanlarını sen ben ikileminde vermiştir. Çok kullandığı sevgi, ayrılık, ölüm temaları, son dönem şiirlerinde giderek yerini kaçış ve umutsuzluğun tedirginliğine bırakmıştır. Şiirin bir görüşü yansıtması, bir iletisinin olması düşüncesinden yola çıkmıştır. Yuvarlağın Köşeleri kitabında şiirin ve yazarın işlevi konusundaki görüşlerini dile getirmiştir. Batı şiiri ve geleneksel Türk şiirinden yararlanarak verdiği bileşim sanatını zenginleştirip geliştirmiştir. 28 Ocak 1981'de İstanbul'da öldü
Lot: 31 > Kitap
İthaf, "Bismillah, Ümit Erçelik'e dostlukla, İsmet Özel" şeklindedir. Türk şair ve yazar olan Özel, Siyasal Bilgiler Fakültesi’ne kayıt olduğu 1962 yılından itibaren ilk şiirlerini de yayımlamaya başladı. Bu dönemde şairin ikisi Yelken dergisinde ikisi de Dost dergisinde olmak üzere dört şiiri yayımlandı. Edebiyat ortamında da yavaş yavaş tanınmaya başlayan Özel, Edip Cansever, Turgut Uyar gibi II. Yeni şairleriyle tanışıp mektuplaşmaya başladı. Bu ortamda, “kendi olanı” yine kendinden hareketle ortaya koyan şair, bu dönemdeki kimi şiirlerinde, II. Yeni şiirinin biçimsel özelliklerine de yaklaştı. Gerek çocukluğundan gerekse tavrından hareketle oluşturup özgün imgelerle parlatarak meydana getirdiği şiirlerinde, içerik ve şiirsel kurgu itibariyle II. Yeni şiirinden ve şairlerinden ayrıldı. 1964 yılından itibaren kaleme aldığı ve daha sonra Şiir Okuma Kılavuzu’nda yer alacak poetik metinlerle kendi şiir poetikasını da oluşturmaya çalışan İsBu noktada en önemli dayanağı, zihinsel işleyişi tamamen serbest bırakıp ortaya çıkan her ne ise onu, sonradan bilinçli bir düzene sokarak şiirin sınırlarına dâhil etmekti. Böylelikle Özel, 1965 yılının ortalarına kadar Türk Dili, Şiir Sanatı, Dönem, Dost, Evrim, Yapraklar, Mülkiye ve DevinimLX gibi dergilerde yayımladığı yirmi şiirinden on sekizini, Mart 1966 yılında Geceleyin Bir Koşu adıyla kitaplaştırdı. Bu anlamda şiirinin evrenini de giderek genişleten Özel, belli başlı izleklerine de anlam dünyasında açılım meydana getirdi ve Şiir Sanatı, Papirüs, Yeni Dergi ve Halkın Dostları gibi dergilerde yayımlanan on dört şiirini 1969 yılında Evet, İsyan adıyla kitaplaştırdı. Sözü edilen bu açılım şimdilik, Geceleyin Bir Koşu’'daki kimi şiirlerin yazılması için “itici güç” görevi gören “yıkıcılığın” şairin bedeninden, toplumu kendi güdümüne çekmeye çalışan değerlere yönelmesiyle derinlik kazandı. 1969 yılında büyük yankılar uyandıran Evet, İsyan adlı ikinci şiir kitabını çıkardı. İkinci Yeni etkisinin hissedildiği ilk şiirlerini Geceleyin Bir Koşu’da toplayan İsmet Özel, bu kitabıyla, modern şiirimizin İkinci Yeniyle kazandığı aşamayı özümsediğini gösterdi. İkinci kitabı Evet, İsyan’da şiirini bir ana fikre dayandırmaya, bir dünya görüşüyle buluşturmaya, yaşanan hayat ve yaşayan insanı merkeze alarak kurmaya ayrı bir önem atfetti. İmge yoğunluğunun öne çıktığı şiirlerini, şiirin yapısını zedelemeden insan ve hayatla buluşturmada gösterdiği başarı, modern şiirimizin İkinci Yeniyle elde ettiği kazanımlara yeni bir açılım getirdi. Evet, İsyan’ın gördüğü büyük ilgi bu açılımın beklendiğinin, bağlantının doğru kurulduğunun bir başka kanıtıydı.
Lot: 32 > Kitap
İthaf, "Sevgili Duran Karaca'ya 14 Haziran 71, İlhan Berk" şeklindedir. İlhan Berk, 1918'de Manisa'da doğdu. 1945’te Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü’nün Fransızca Bölümü’nü bitirdi. Fransızca öğretmeni (1945-1955) ve ardından Ziraat Bankası’nda çevirmen (1956-1969) olarak çalıştı. Emekliliğinin ardından Bodrum’a yerleşti ve ölümüne kadar orada yaşadı. İlk şiirleri “Yeni Doğuş”, “Uyanış”, “Varlık”, “Ses” gibi dergilerde çıktı. İlk kitabı “İstanbul’dan” (1947) itibaren “toplumcu şiir”in önemli temsilcilerinden biri olarak adı öne çıktı. 1954’ten itibaren İkinci Yeni tarzında şiirler yazmaya başladı, “Salt Şiir” dediği bu tarzı savunan yazılar yazdı. “Galile Denizi” (1958) kitabından sonra, İkinci Yeni’nin en çok anılan şairlerinden biri oldu.
Lot: 33 > Kitap
İthaf, "Sayın Ö. Çizmeci'ye hürmetle" şeklindedir. Ümit Yaşar Oğuzcan, 1926 tarihinde Mersin'in Tarsus ilçesinde doğdu. Eskişehir Ticaret Lisesi’ni bitirdi (1946). Türkiye İş Bankası’na girerek Adana, Ankara ve İstanbul’da çalıştı. Halkla İlişkiler Müdür Yardımcısı oldu. Bu görevdeyken Haziran 1977'de emekli oldu. İstanbul’da kendi adını taşıyan bir sanat galerisi kurdu. Şiire 1940 yılında Yedigün şairleri arasında başladı. 1975 yılına kadar 33 şiir, 4 düzyazı kitabı, 13 antoloji ve biyografik eser olmak üzere toplam 50 kitap çıkardı. Şiir plakları, şarkı sözleri ve yergileriyle tanındı. 4 Kasım 1984 tarihinde öldü.
Lot: 34 > Kitap
İthaf, "Sevgili Ali Erlen için en iyi dileklerimle -teşekkür ederek-, Edip, 86" şeklindedir. "izliyor gözleriyle kış bahçesindenüç balkonlu fıskiyeden akıtarak bakışlarını/ gererek kamburunu ve/ gülümseyerek selamlıyor gelenleri uzaktan: buyurun hoş geldiniz eros ülkesinin kutsal evine"
Lot: 35 > Kitap
İthaf, "Aziz kardeşim Burhan Günaysu'ya, Nüzhet İslimyeli" şeklindedir. 1913 Yılında Mudanya'da doğan Nüzhet İslimyeli'nin ilkokulda karikatürist ve ressam Cemal Nadir Güler, ortaokul ve lisede Mehmet Ali Laga ve Celal Esat Arseven hocaları olmuştur. İslimyeli Harp okulu öğrencisi iken İbrahim Çallı atölyesine devam etmiştir. Türk resmine yön veren ünlü ressamların atölyelerinde yetişen ressam Nüzhet İslimyeli asker kökenli sanatçılar grubunda değerlendirilmektedir. Çeşitli sanat topluluklarının üyesi olan sanatçı, 1970 yılında Celal Esat Arseven, Malik Aksel, Numan Kemal Pura, Ferit Apa, Cafer Bater, Cemal Güvenç ve Hikmet Duruer ile beraber "Suluboya Ressamlar grubunu" kurmuştur. Türkiye'de ilk suluboya topluluğu olan grubun organizatörlüğünü üstlenerek bu alandaki çalışmalarını yaşamının sonuna kadar sürdürmüştür. İslimyeli ayrıca 1966 yılında ayda bir yayınlanan "Ankara Sanat" dergisini kurmuş ve dergiyi 20 yıl boyunca kesintisiz yayınlamayı sürdürmüştür. Bu arada yeni yetişen sanatçılar arasında ödüllü yarışmalar düzenlemiş, genç sanatçıları teşvik etmiştir. Ayrıca sanat kitaplığımıza da çeşitli kitap ve ansiklopediler kazandırmıştır. Başkentte sanat yaşamımızda ressam ve yazar olarak aktif rol üstlenen Nüzhet İslimyeli, üstün tekniği ve özgün üslubu ile birçok çalışmalar sunmuş ve Türk Sanatı içinde kendine seçkin bir yer edinmiştir. Sanat çalışmalarını karikatür ve heykel alanlarına da taşımış, 1951 yılında ülkemizde ilk kez düzenlenen Ulus gazetesi karikatür yarışmasında birincilik ödülü almıştır. 1971-1978 yılları arasında Kültür Bakanlığı Danışma Kurulu üyeliği görevinde bulunan İslimyeli yurtiçi ve yurtdışı birçok organizasyonda da seçici kurul üyesi olarak görev yapmıştır. Resimlerindeki neşe ve mutluluk yansımaları sanatçının hayata bakışını anlatır. Sanatçının yoğun ve verimli sanat yaşamında eşinin anlayış ve desteği hiç kuşkusuz İslimyeli'nin şansı olmuştur. Yaşamının son günlerine değin atölyesinde pek çok öğrencisinin yetişmesine katkıda bulunmuş, özellikle suluboya tekniğinin sevilmesi ve yaygınlaşmasında büyük rol oynamıştır.
Lot: 36 > Kitap
İthaf, "Sevgili Mahmud Gölgeli kardeşime" şeklindedir. 1927'de Sivas'ın Gürün ilçesinde doğmuştur.[1] Hasan Hüseyin, Adana Erkek Lisesini 1948'de, Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü'nü 1950'de bitirdi.[1] Öğretmenliğe Göksun'da başladı. Siyasi eylemleri gerekçesiyle öğretmenlikten atıldı, tutuklandı, hüküm giydi. 1955-1960 yılları arasında Gürün ve Sivas'ta arzuhalcilik, tabela ve portre ressamlığı, inşaat işçiliği yaptı. 1960'ta İstanbul'a, sonra Ankara'ya yerleşti. Akis dergisinde çalıştı. Bir süre de Forum dergisinin sanat sayfalarını yönetti (1968-1970). Kızılırmak adlı kitabı nedeniyle hakkında komünizm propagandası yaptığı iddiasıyla dava açıldı, 3 yıla mahkûm edildi ve aklandı. Lise yıllarında şiir yazmaya başlayan Hasan Hüseyin'in ilk şiiri 1959'da Dost dergisinde çıktı. Bu yıllarda mizahi hikâyeleri de yayınlandı. Kavel (1963) adlı kitabı ile 1964 Yeditepe Şiir Armağanı'nı, Kızılkuğu (1971) ile TRT'nin 1970 Sanat Başarı Ödülü'nü, Filizkıran Fırtınası ile 1981 Ömer Faruk Toprak Şiir Ödülü'nü ve Nevzat Üstün Şiir Ödülü'nü aldı. Şair 1983'te beyin kanaması geçirdikten sonra bir yıl bitkisel hayatta yaşadı. 26 Şubat 1984'te evinde yaşama gözlerini yumdu. Maltepe Camii'nde kılınan cenaze namazından sonra Karşıyaka Mezarlığı'nda toprağa verildi.
Lot: 37 > Kitap
İthaf, "Berna Moran'a saygılarımla Memet Fuat Kasım 1953" şeklindedir. 16 Şubat 1926’da İstanbul’da, dedesi Mehmet Ali Paşa’nın Erenköy’deki köşkünde dünyaya geldi. Babası sanat eleştirmeni Vedat Örfi Bengü, annesi Piraye Hanım’dır. O doğmadan önce yurt dışına giden babasını ilk kez beş yaşında iken gördü. Annesinin ünlü ozan Nazım Hikmet ile birlikteliği sırasında onlarla birlikte yaşadı. 1932’de anne ve babasının boşanmasının ardından annesi, Nazım Hikmet ile 1935 yılında evlendi. 1938’de üvey babası Nazım’ın tutuklanıp 15 yıl hapis cezasına mahkûm edilmesinden sonra yaşamını dedesi Mehmet Ali Paşa’nın köşkünde sürdürdü. Erenköy 38. İlkokulu'nda, Kadıköy 1. Orta'da, Robert Koleji'nde ve Haydarpaşa Lisesi'nde okudu. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nin İngiliz dili ve edebiyatı bölümüne 1946’da kaydoldu. Nâzım Hikmet'in etkisi ile yöneldiği edebiyat alanında Memet Fuat adıyla tanınmaya başladı. 1946’da ilk kitabını Tuna Baltacıoğlu ile birlikte yayımladı. Aşk ve Sümüklü Böcek adlı kitabın ilk yarısında Baltacıoğlu’nun, ikinci yarısında Memet Fuat’ın öyküleri yer alıyordu.
Lot: 39 > Kitap
İstanbul’da İstinye’de doğdu. Tanzimat’tan sonraki Türk edebiyatının tanınmış simalarından Recâizâde Mahmud Ekrem’in oğludur. Galatasaray Mekteb-i Sultânîsi’nde ve Fransız mektebinde okudu. Bir müddet Darülfünun Hukuk şubesine devam ettikten sonra tahsilini Paris Siyasi İlimler Mektebi’nde sürdürdü. Dönüşünde devlet memuriyetine girdi. Ertesi yıl Düyûn-ı Umûmiyye’de mütercimliğe geçti. 1908’de bu görevden ayrılarak Meclis-i A‘yân mütercimliğine, 1913’te Dîvân-ı Hümâyun Teşrifat Dairesi memurluğuna tayin edildi. 1916 yılında buradan da ayrılarak bir yıl kadar açıkta kaldı. 1919’da çok kısa sürelerle Hariciye Nezâreti matbuat müdürlüğü (23 Mart - 26 Ağustos 1919), Edirne vilâyeti mektupçuluğu ve Hariciye Nezâreti müsteşar muavinliği yaptı. 1920’de Beyoğlu Belediyesi’nde, 16 Mart 1920’de İstanbul işgal edildiğinde işgal ordusunun kurduğu sansür heyetinde hükümet temsilcisi olarak çalıştı. Cumhuriyet döneminde 1923 yılında tekrar Hariciye Nezâreti matbuat ve istihbarat müdürlüğüne (16 Aralık 1923 - 12 Mart 1924), 1924’te cumhurbaşkanlığı umumi kâtipliğine tayin edildi. Bir yıl sonra İstanbul Yüksek Muallim Mektebi Fransızca öğretmenliğine nakledildi. 1927’de üçüncü defa matbuat umum müdürlüğüne getirildi. Bu kurumun lağvı üzerine Varşova büyükelçiliği müsteşarlığına gönderildi. 1933’te bu görevden affedilince bir süre açıkta kaldı. 1936’da Ankara Siyasal Bilgiler Okulu’na Fransızca öğretmeni oldu. 1937-1943 yılları arasında Ankara Hukuk Fakültesi, Gazi Eğitim Enstitüsü ve Polis Koleji’nde Fransızca öğretmenliği yaptı. Bundan sonra İstanbul’a nakledilerek öğretim hayatını 1943’ten 1950’ye kadar Galatasaray Lisesi edebiyat öğretmeni olarak sürdürdü. 1950’de kendi isteğiyle buradan emekli oldu. Mükemmel denecek derecede Fransızca, İngilizce ve Rumca bilen Ercümend Ekrem, hayatının son yıllarında İstanbul Şehir Tiyatrosu Edebî Heyeti’nde ve Sular İdaresi Meclisi’nde üyelik yaptı. Bir süre yazılarından elde ettiği gelirle geçimini sürdürdü. 16 Aralık 1956’da öldü. Kabri Zincirlikuyu Asrî Mezarlığı’ndadır.
Lot: 40 > Kitap
İthaf, "Olcay Hanıma en iyi dileklerimle, Aliye Ali" şeklindedir.
Lot: 41 > Kitap
İthaf, "Değerli "Ok"lar için, Talat" şeklindedir. Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk Kültür Bakanı. Uzun yıllar Milliyet'te günlük ve haftalık köşe yazıları yazdı. 1953 yılında akademik çalışmalara başladı. Columbia Üniversitesi'nde 7 yıl, Princeton Üniversitesi'nde 13 yıl, Pennsylvania Üniversitesi'nde 2 yıl ve New York Üniversitesi'nde 14 yıl, Türk Dili ve Edebiyatı, İslamiyet, Ortadoğu Tarihi, İslam Uygarlığı ve Tarihi, Türk Kültürü, Osmanlı Tarihi, Ortadoğu Sorunları, İslam Ülkeleri Edebiyatı dersleri verdi. Prof. Halman, New York Üniversitesi'nde Ortadoğu Dilleri ve Edebiyatları Bölümü'nün Başkanlığını yaptıktan sonra, Bilkent Üniversitesi'nin ilk "Mümtaz Konuk Profesörü" oldu. 1998'den bu yana, Bilkent'in "Türk Edebiyatı Bölümü"nün ve "Türk Edebiyatı Merkezi"nin Kurucu Başkanıdır. Türkçe ve İngilizce 50'yi aşkın kitap ve 2000'den fazla yazı yayımladı. İki yıla yakın bir süre Dışişleri Bakanlığı'nın Kültür İşleri Büyükelçiliği görevinde bulundu. Birleşmiş Milletler'de Daimi Delege Yardımcılığı da yaptı. Dört yıl, UNESCO'nun Paris'teki genel merkezinde yönetim kurulu üyesi olarak Türkiye'yi temsil etti.
Lot: 42 > Kitap
Nida Tüfekçi [1929-1993], Türk Halk Müziği sanatçısı. Uzun yıllar TRT'de çalıştıktan sonra Devlet Konservatuvarında öğretim üyeliği yapmıştır. Eşi Neriman Altındağ Tüfekçi ile birlikte hocası Muzaffer Sarısözen'in izinden gitmiş ve Türk Halk Müziği konusunda Türkiye'nin en önemli isimlerinden birisi olmuştur.
Lot: 43 > Kitap
1925 yılında Malatya ilinin Arguvan ilçesine bağlı Kızıluşağı Köyü'nde dünyaya geldi. 1947 yılında Haydarpaşa Lisesi’nden mezun olduktan sonra Ankara Hukuk Fakültesi’nde başladığı yüksek öğrenimini 1956'da tamamladı. Avukatlık, gazetecilik edebiyat öğretmenliği gibi değişik görevlerde bulundu, radyo ve televizyon programları yaptı. Bir ara siyasetle de uğraşan Şemsi Belli 1969 yılında Adana milletvekili adayı olduğu Birlik Partisi’nin genel sekreterlik görevinde bulundu.11 Ekim 1995 günü İstanbul’da hayata veda etti.
Lot: 44 > Kitap
1937 yılında Merzifon'da doğdu. Öğrenimini kent kent dolaşarak tamamladı. Güzel Sanatlar Akademisi'ni Mimar olarak bitirdi. Aynı okulda üç yıl Yapı ve Meslek kürsüsü asistanı olarak çalıştı. Daha sonra mimarlık ve eğitimi ile ilişkisini keserek tümü ile karikatür, film, çizgi film uğraşlarına yöneldi. Kısa film dalında 'Cumartesi Pazar' adlı çalışma ile 1969'da ve 'Sansür' adlı film ile de 1970'de çizgi film dalında Büyük Ödül kazandı. 1978 ve 1984'de Üsküp'te, 1983'te Tokyo'da ödül aldı. 1980-85 yılları arasında Çağdaş Gazeticiler Derneği tarafından beş kez 'Yılın Gazetecisi' seçildi. Türkiye Sanatçılar Birliği'nde ve yedi yıl da Karikatürcüler Derneği'nde yazman ve başkan olarak yöneticilik görevinde bulundu. Mimar Sinan Üniversitesi UESYO'da 1980-84 yılları arasında çizgi film dersleri verdi. 'Böyük Türkiye', 'Sansür', 'İki Minik Kentli', 'Gözağrısı', 'Sus ve Dinle' adlı kitapları vardır. Yurt içinde açtığı çok sayıdaki karikatür sergisinin yanısıra, Almanya Darmstad ile Münih'te, Yunanistan'da Rodos ile Atina'da ve Kıbrıs'ta yapıtlarını sergiledi. Karikatürleri çeşitli dergilerde ve günlük olarak da Cumhuriyet Gazetesi'nde yayınlanmaktadır.
Lot: 46 > Kitap
İthaf, "To Ayşe Sancalp gratitude, Kinross" şeklindedir. Yazar ve gazeteci Lord Kinross, 1904'te İngiltere'de soylu bir ailenin oğlu olarak dünyaya gelmiş, 1925'te Oxford Balliol College'i bi-tirmiştir. Çeşitli gazetelerde çalışmış, genç yaşta birçok ülkeyi gezip tanımıştır. 1944'ten 1947'ye kadar da Kahire'deki İngiliz Büyükelçiliği'nde görev yapan Lord Kinross ATATÜRK Bir Milletin Yeniden Doğuşu adlı kitabını hazırlamak üzere Türkiye'de de uzun süre kalmış, bu önemli incelemeyi beş yılda tamamlamıştır.
Lot: 47 > Kitap
Osmanlıca ithaf, "Kardeşim Mehmed Hayreddin'e naçiz bir hediyedir, 26 Kanunuevvel 1321 İsmail Faik" şeklindedir.
Lot: 49 > Kitap
Osmanlıca ithaf, "Mardin mebusu Muhterem Abdülbaki Beyefendi'ye takdim" şeklindedir.
Lot: 50 > Kitap
27 Mart 1889'da Kahire'de doğdu. İlköğrenimine ailesiyle birlikte gittiği Manisa'da başladı. 1903'te İzmir İdadisi'ne girdi. Babasının ölümünden sonra annesiyle yine Mısır'a döndü, öğrenimini İskenderiye'deki bir Fransız okulunda tamamladı. 1908'de başladığı İstanbul Hukuk Mektebi'ni bitirmedi. 1909'da arkadaşı Şehabettin Süleyman aracılığıyla Fecr-i Ati topluluğuna katıldı. 1916'da tedavi olmak için gittiği İsviçre'de üç yıl kadar kaldı. Mütareke yıllarında İkdam gazetesindeki yazılarıyla Kurtuluş Savaşı'nı destekledi. 1921'de Ankara´ya çağrıldı ve bazı görevler verildi. 1923'te Mardin, 1931'de Manisa milletvekili oldu. Bir yandan da gazeteciliğini ve roman yazarlığını sürdürdü. 1932'de Vedat Nedim Tör, Şevket Süreyya Aydemir, Burhan Asaf Belge ve İsmail Hüsrev Tökin ile birlikte Kadro dergisinin kurucuları arasında yer aldı. Savunduğu bazı görüşler aşırı bulunduğu için Kadro dergisinin 1934'te yayımına son vermek zorunda kalmasından sonra Tiran elçiliğine atandı. Daha sonra 1935'te Prag, 1939'da La Haye, 1942'de Bern, 1949'da Tahran ve 1951'de yine Bern elçiliklerine getirildi. 27 Mayıs 1960'tan sonra Kurucu Meclis üyeliğine seçildi. Siyasal hayatının son görevi 1961-1965 arasındaki Manisa milletvekilliği oldu. 13 Aralık 1974'te Ankara'da öldü.
Filtreler
Toplam : 99 Ürün
 
Phebus Hakkında
“Phebus Müzayede Evi, alıcılar ve satıcıları online ortamda bir araya getiren bir açık artırma platformudur.”
Bizi Takip Edin
Copyright © 2020 PHEBUS Müzayede