SAHAFİYE, 17.04.2021 saat: 21:00'a kadar internet sitemizden pey verebilirsiniz. 21:02 itibariyle canlı mezat başlayacaktır. Kitap, Dergi ve süreli yayın hariç tüm ürünlerden % 20 ürün KDV'si alınmaktadır. Komisyon Oranı: % 15 + KDV'dir. ÖDEME SÜRESİ MÜZAYEDE BİTİMİNDEN SONRA 1 HAFTADIR.
Peyami Safa'nın mütareke günlerini işlediği romanı 'Sözde Kızlar', İzmir'den İstanbul'a kayıp babasını aramak için gelen bir genç kızın hikayesini anlatmaktadır. 1922'de Sabah gazetesinde tefrika edilmeye başlanmıştır. Fakat gazetenin kapanmasıyla tefrika yarım kalmıştır. Sözde Kızlar ise 1923'te kitap olarak neşredilmiştir.
Ekmek Kavgası, Orhan Kemal'in ilk hikaye kitabıdır. 24 hikayenin yer aldığı 'Ekmek Kavgası'nda fabrikada çalışan emekçilerin, kenar mahalledeki insanların, cezaevlerindeki mahpusların hayatlarından parçalar yer almaktadır.
İthaf "Sevgili Turgay hobi mobi diyorum ama hayal kurmaya bayılıyorum, N. Meriç, 1998" şeklindedir. Türk edebiyatının önde gelen hikaye yazarlarından Nezihe Meriç'in yazdığı oyunlar birçok kez sahnelenmiştir. Sular Aydınlanıyordu'da, toplumun çeşitli sınıflarından dokuz kadın bir olay çevresinde birleşirler. Her biri oyunuyla olayı açıklar ve kendi açısında yorumunu yaparken, hem toplum içindeki kendi yerlerini belirler, hem de oyunun onucu kadınını çizerler. Onuncu kadın Hayriye, bir özsuyudur. Eski, bakımsız, sevgisiz bir sokağa gelip yerleşmiş, kısa bir süre sonra, sevinci, kıvancı, olumlu karakteri ile sokağın yaşamını değiştirmiştir. Oyunun ilgi çeken yanı, bu dokuz ayrı kadını bir oyuncunun Çevresindeki görünmeyen kişileri var sayarak oynamasıdır.
"Bir Ah Min'el Aşk/ Duvarında yüreğimin/ Bakar durur herkes/ Kimse göremez." Ah Min'el Aşk, Ferit Edgü'nün yayınlanan ilk şiir kitabıdır. Numaralı olarak basılmıştır. Fikret Mualla'nın metin dışı 20 çizimini içermektedir.
İthaf, "Tarık Dursun K'dan Şair Turgay'a "ben de gönül çektim eskiden" diyerek" şeklindedir. 1931 yılında İzmir'de doğan Tarık Dursun K. çağdaş Türk edebiyatının ilgi çekici yazarlarından biridir. Toplumsal gerçekleri, çarpıcı fakat duygulu bir dille veren hikaye ve romanları, Almanca, İngilizce, İtalyanca ve Sırpça'ya çevrilmiştir.
İthaf, "Aziz Turgay'a 1967 Salah Birsel" şeklindedir. Kalpaklılar, İzmir'in Yunanlılar tarafından işgaliyle başlar ve "Cumhuriyet"in heyecanlı hikayesini anlatır.
İthaf, "Turgay Gönenç için 2.5.73" şeklindedir. Sen Beni Sev isimli dört bölümden oluşmakta olup, şairle eleştirmenin, şairle hikayecinin, romancıyla eleştirmenin, eleştirmenle delikanlının diyalogları yer alıyor. Son derece çekici konuların, son derece akıcı bir anlatımla tartışıldığı diyaloglar, Salah Birsel'e özgü 'ikili Fiskos' özelliğini de taşımakta, edebiyat sorunlarına ironik bir bakış sunmaktadır.
İthaf, "Sevgili Turgay ile sevgili Fatoş'a merhaba! Tomris Uyar, 1990." şeklindedir. Sekizinci Günah, Tomris Uyar'ın içiçe geçmiş yaşamlardan birbirinden farklı sekiz öyküsünü içermektedir.
İthaf, "Turgay'a 7.2. 63 komisyon, Fikret Adil" şeklindedir. Romen yazar Ionesco'nun birçok sahne gören oyunlarından biri olan Gergedan, 40'lı yıllarda Nazi iktidarını irdelemektedir.
Vazgeçemediğim, Orhan Veli Kanık'ın ikinci şiir kitabıdır. 1945 yılının Şubat ayında Marmara Yayınevi'nden yayınlanan kitabın ön kapağı Fahrünnisa Zeyd, içindeki resimler ve arka kapağı ise Bedri Rahmi Eyüboğlu tarafından çizilmiştir. Vazgeçemediğim, Orhan Veli'nin ilk kitabı Garip'ten dört sene sonra yayınlanmıştır. Vazgeçemediğim'deki şiirler, Orhan Veli'nin dört yıl içerisinde değişmeye devam eden şiir anlayışından izler bulundurmaktadır.
İthaf, "Turgay Reis'e 20 Eylül 1970 B. Rahmi" şeklindedir. "Her şey çürüyor canım kardeşim bu dünyada/ Hatıralar bile/ O hatıralar ki kafatasından muhkem bir yerde saklıdırlar/ O hatıralar ki tüyden hafif /Gök mavisinden duru/ Etten kemikten uzaktırlar" Dördü Birden, Bedri Rahmi'nin Yaradana Mektuplar, Karadut ve Tuz ile birlikte 1953 sonrası yazdığı şiirlerinin toplanmış halidir. İçerisinde Bedri Rahmi'nin çizimleri de bulunmaktadır.
İthaf, "Turgay Gönenç'e. Yakup Kadri Karaosmanoğlu" şeklindedir. Bir Sürgün, Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun 1937’de yayımlanan ve otobiyografik özellikler taşıyan romanı. Yazarın yedinci romanı olan eser, Ulus Gazetesi’nde tefrika edilmiş ve aynı yıl kitap olarak yayınlanmıştır. Bu romanın yazar tarafından 1927’de yayımlanan “Hüküm Gecesi” romanına temel oluşturmak üzere yazıldığı düşünülür. Romanın kahramanı Dr. Hikmet, Abdülhamid devri aydınlarını ve onların zihniyetlerini temsil eden bir karakterdir. 29 bölümden oluşan eserde İzmir’de yaşadığı sürgün hayatından usanıp Paris’e kaçan Doktor Hikmet’in bu şehirdeki huzursuz yaşamı anlatılmaktadır.
İthaf, "Sevgili kardeşim Turgay Gönenç'e Üvercinka. Cemal Süreyya. 10.04.1958" şeklindedir. Üvercinka, Cemal Süreya'nın 1958'de Yeditepe Yayınları tarafından yayımlanan ilk şiir kitabıdır. Kitabın ilk basımında şairin 1953-1957 yılları arasında yayımladığı şiirlerden sadece yirmi dokuzuna yer verilmişken sonraki basımlarda şiir sayısı artırılmıştır. Yayımlandığı dönemde büyük ilgi gören kitap, 1959'da Yeditepe Şiir Armağanı'nı kazanmıştır. Eserin adı, Süreya'nın iş yerinde tanıştığı ve âşık olduğu bir kadına "Üvercinka" adını vermesinden gelmiştir.
Nümune-i Edebiyat-ı Osmaniyye Türk edebiyatının ilk düzyazı antolojisi kabul edilir. Yayımlandığı zaman Batı'nın Türkoloji dünyasında da ilgiyle karşılanmış ve değerlendirilmiş olan bu eserin hazırlanıp yayımlanmasında Namık Kemal'in Türkçenin seçkin eserlerinin derlendiği bir "müntehabât mecmûası" derlenip derslerde okutulması önerisi oldukça etken bir güç olmuştur. Nümune-i Edebiyat-ı Osmaniye'de Sinan Paşa, Fuzulî, Koçi Bey, Naîmâ, Nedim, Kânî, Hakkı Paşa, Koca Sekbanbaşı, Mütercim Âsım, Âkif Paşa, Reşid Paşa, Fuad Paşa, Edhem Pertev Paşa, Şinasi, Ziya Paşa, Sadullah Paşa ve Namık Kemal'in yazıları mevcuttur..
Ali Fuat Erden [1883-1957] Asker ve harp tarihçisidir. 1931-1943 yılları arası Harp Akademileri Komutanı olarak görev yapmıştır. 1900 yılında Harp Okulu'nu ve 1903 yılında da Harp Akademisi'ni bitiren Ali Fuad Bey, Yemen'deki birlik ve karargâhlarda, Balkan Savaşı'nda 3. Kolordu kurmaylığında ve Paris Askerî ataşeliğinde bulundu. Paris'ten Tih Sahrasına isimli eserinin başlığı vazife yerlerinden gelmektedir. I. Dünya Savaşı'nda Suriye'de Bahriye Nazırı Cemal Paşa'nın maiyetinde 4. Ordu Kurmay Başkanlığı görevini yürüttü. 1916 yılında miralay rütbesine terfi etti. Daha sonra 8. Kolordu komutan vekilliği yaptı. 1917 yılında İstanbul'da Harp Tarihi dairesine atandı. I. Dünya Savaşı sırasında gösterdiği başarılar nedeniyle Osmanlı, Almanya ve Avusturya tarafından nişan ve madalyalar tevcih edildi. 1921 yılında da Kurtuluş Savaşı'na katılmıştır.
Reşat Nuri Gültekin'in birçok hikâyesinin toplandığı bu kitap, insanların gönül dünyalarının zenginliğini, aşkın, sevginin ve dostluğun bütün renklerini ustalıkla sergiliyor. Mektuplar, anılar ve gerçekler başarıyla dile getirilmiş. Bu kitapta ayrıca birkaç küçük oyun da yer alıyor.
Modern ve popüler tarihçiliğin ilk isimlerin olan olan Ahmed Refik Altınay, üslubuyla okuyucularına tarih sevgisi kazandırmıştır. İstanbul’da Beşiktaş’ta doğan Ahmed Refik Bey'in babası, Sultan Abdülaziz’in vekilharcı Ürgüplü Ahmed Ağa’dır. Ailesi Ürgüp’te Gürlükçüoğulları adıyla tanınmakta idi. Uzun yıllar askeri okullarda coğrafya ve Fransızca hocalığı yapmıştır. Tarih-i Osmani Encümeni’ne üyelerindendir. 1913’te bir süre bazı medreselerde tarih muallimliği yaptı. 1918’de İstanbul Dârülfünunu Osmanlı Tarihi Kürsüsü’ne müderris olarak tayin edilmiştir. 1925’te Abdurrahman Şeref Bey’in ölümü ile boşalan Türk Tarih Encümeni başkanlığına getirildi. Bundan sonra geçimini Cumhuriyet ve Akşam gazeteleri ile Millî Mecmua ve Hayat mecmuasında yazılar yazarak sağladı. Hayatının son yıllarını Büyükada’daki evinde geçirdi. 10 Ekim 1937’de vefat eden Ahmed Refik Altınay'ın kabri Büyükada'dadır.
Avukat anlamına gelen 'Muhamat', adli ve hukuki meseleri konu edinen bir mecmuadır. Mecmuanın kapağında yer alan Memduh Bey, Ocak-Temmuz 1912 tarihleri arasında da Adliye Nazırlığı yapmıştır.
Filolog ve yazar Besim Atalay'ın yaşadığı muhtelif bölgelerden topladığı tarihi malzemelere değinerek hazırladığı 'Bektaşilik ve Edebiyatı' isimli eser, Bektaşi edebiyatı hakkında önemli bir kaynak niteliğindedir.
Birinci cild, 421 sayfa, ikinci cild 469 sayfadır. Charles Seignobos, Alman tarih okulunun tesirindeki Fransız tarihçidir. Sorbonne'da profesörlük yapmıştır. Medeniyet Tarihi, Rus Hükumeti ve Fransa Tarihi kitaplarıyla tanınmaktadır.
Manon Lescaut, Abbé Prévost'nun bir romanıdır. Adı "L'Histoire du chevalier des Grieux et de Manon Lescaut"dur. Bu meşhur roman evvela Hollanda'da, ardından Fransa'da yayınlanmıştır. Dönemin ileri gelenleri arasında konusu açıksaçık, ahlak bozucu bulunduğu için tepkiyle karşılandı ve toplatıldı. Buna rağmen çok popüler olmuş ve korsan halde basılanları dağıtılmaya devam etmiştir.
Halid Ziya Uşaklıgil’in Bir Hikâye-i Sevda adlı kitabındaki öyküler 1894 ve 1921 tarihleri arasında kaleme alınmış ve ilk olarak 1922 yılında yayınlanmış, yeni harflerle ise 1985’te basılmıştır. Yazarın olgunluk dönemi eserlerinden sayılan Bir Hikâye-i Sevda’nın en bilinen öyküsü, “Altın Nine”dir.
Türk sanat tarihinin öncü araştırmacılarından, ansiklopedi yazarı ve ressam Celal Esad Arseven'in Eski İstanbul ve tarihi abidelerinden bahsettiği bir eserdir.
Servet-i Fünûn dönemi hikâye ve romancısı Mehmed Rauf'un üç eseridir.Mehmed Rauf, 12 Ağustos 1875’te İstanbul Balat’ta Kesmekaya mahallesinde dünyaya geldi. Babası Kütahya doğumlu Hâfız Ahmed Şükrü Efendi’nin son görevi İstanbul Liman Dairesi’nde mühimme müdürlüğüdür. İlk öğrenimini Defterdar mahalle mektebinde yaptıktan sonra önce Eyüp Rüşdiyesi’ne, 1884’te Soğukçeşme Askerî Rüşdiyesi’ne, 1888’de Bahriye Mektebi’ne kaydolan Mehmed Rauf 1894’te mülâzım-ı sânî rütbesiyle buradan mezun oldu ve Girit’in Suda Limanı’nda bulunan eğitim gemisinde sekiz ay staj görüp İstanbul’a döndü. 1895’te Kiel Kanalı’nın açılış töreni için Hamburg’a gitti. Seyahat dönüşü Girit’te sekiz ay daha kaldıktan sonra İstanbul’a tayin edildi. Sırasıyla Muîn-i Zafer ve Avnullah korvetlerinde, Tarabya’daki karakol gemisinde, Bozcaada ve Süreyyâ gemilerinde, 1899 yılında yüzbaşılığa terfi ederek Necmfeşan gambotunda görev yaptı. 1902’de Şat gambotuna, 1904’te protokol memurluğuna, 1905’te Mekteb-i Bahriyye kitâbet muallimliğine getirildi. II. Meşrutiyet’in ilânı üzerine yapılan genel terfi sırasında sol kolağası oldu. II. Meşrutiyet’ten sonra imzasız olarak yayımladığı Bir Zambak’ın Hikâyesi adlı pornografik romanının 21 Mayıs 1910’da yasaklanıp toplatılmasının ardından askerî mahkemece altı ay hapis cezasına çarptırıldı. Bu olaydan sonra askerlikle ilişkisi tamamen kesildi. 1920’de Şule Neşriyat Evi adıyla bir yayınevi açan Mehmed Rauf, 1 Kasım 1921 - 2 Mart 1922 tarihleri arasında Vakit gazetesi yazarı sıfatıyla İtalya’da bulundu. 1926’da kısmî bir felç geçirdi; 1928’de ikinci bir felç şuurunu kaybetmiş olarak onu yatağa düşürdü. Hastalığının ilerlemesi üzerine kaldırıldığı Cerrahpaşa Hastahanesi’nde 23 Aralık 1931’de öldü ve Maçka’daki aile kabristanında toprağa verildi.