PHEBUS HATIRASI, 18.04.2022 saat: 21:00'a kadar internet sitemizden pey verebilirsiniz. 21:02 itibariyle canlı mezat başlayacaktır. Kitap, Dergi ve süreli yayın hariç tüm ürünlerden % 20 ürün KDV'si alınmaktadır. Komisyon Oranı: % 20 + KDV'dir. ÖDEME SÜRESİ MÜZAYEDE BİTİMİNDEN SONRA 1 HAFTADIR.
Kitapları ve tiyatro oyunlarının yanı sıra, özellikle "Mahallenin Muhtarları" ve "Perihan Abla" gibi çok sevilen TRT dizileriyle tanınan Kandemir Konduk'un (D. 1945) kısa mizahi öykülerden oluşan kitabı…
Sendikacılığının yanı sıra, yakından tanıdığı Nazım Hikmet’in yaşamı ve mücadelesi üzerine yaptığı çalışmalarla da tanınan Kemal Sülker’in (1919 – 1995), Türkiye işçi sınıfı tarihi üzerine hazırladığı el kitabı…
Yazarın ifadesine göre "üniversel ölçülerle" yazılmış Gerilik ve Dünya Cemiyeti adlı eserinden çıkarıp genişleterek yayımladığı bu kitap, Atatürk'e rastgele hücum edildiği şu sırada kendi cemiyetinin bugünkü aydınlarına ve yarınki nesillerine sunulmuştur.
Puşkin, Gogol, Tolstoy, Dostoyevski, Turgenyev gibi, Rus edebiyatının belli başlı bütün yazarlarının eserlerini Rusçadan Türkçeye çeviren, edebiyatımızın en yetkin çevirmenlerinden Nihal Yalaza Taluy’un (1910 – 1968) “Bahar Seli” çevirisinin ilk basımı…
"Masalcı Baba" olarak ünlenen Eflatun Cem Güney (1896 - 1981), "Açıl Sofram Açıl" ve "Dede Korkut Masalları" adlı derlemeleriye, Danimarka'da bulunan Andersen Kurumu tarafından iki kez "Dünya Çocuk Edebiyatı Onur Belgesi" ödülüne layık görüldü. Yazar, Nasrettin Hoca fıkralarını derlediği bu eserini, yine büyük bir folklor araştırmacısına "Masalların hepimizden iyi bilen Tahir Alangu'ya" ibaresiyle imzalamış.
Türk edebiyatının en özgün, en üretken, en çok tartışmış ve tartışılmış romancılarından Kemal Tahir'in (1910 - 1973) ölümünden sonra yayımlanan romanının ikinci basımı… Yazarın eşi Semiha Hanım tarafından imzalanmış.
Türkiye'de araştırmacı gazeteciliğin en önde gelen ismi Uğur Mumcu'nun (1942 - 1993), yakından izlediği Ağca Davası sonrasında yazdığı ünlü kitabının üçüncü basımı... Gazetecilik yaşamı boyunca çok sayıda karanlık olayı açıklığa kavuşturan Uğur Mumcu, 24 Ocak 1993 tarihinde uğradığı bombalı saldırı sonucu hayatını kaybetmeden önce de polis - mafya - siyaset ağının derin boyutlarını araştırmaktaydı.
Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın ilk kitabının ikinci basımı… "Şişli Belediye Başkanlığı Necmiye Öğretmen Kitaplığı" kaşeli… Muhtemelen şair Behçet Kemal Çağlar tarafından hediye edildiği için ön kapak içinde Behçet Kemal Çağlar'ın imzası var. Sırtında etiket var.
Ömrü hapislerde, sürgünlerde geçen, askerliğini ancak yedi yılda tamamlayabilen, 1940 kuşağının toplumcu – gerçekçi şair ve yazarı Dinamo’nun (1909 – 1989), "Sürgün Şiirleri”nin birinci basımı… "Hey tarla kuşu hey / Sürgün yokuşundan dik değil / Göğün mavi yokuşu"
Fakir Baykurt'un (1929 - 1999), Yılanların Öcü ile başlayıp Irazcanın Dirliği ile devam eden üçlemesinin son kitabı... Orhan Kemal Roman Armağanı'nı kazan bu eser, aynı zamanda yazarın en güncel - politik romanıdır. Kapağın sağ alt köşesinde, kısmen iç sayfalara da sirayet eden nem etkisi...
15. yüzyılda yaşamış ve önceleri Karamanoğlu Mehmet Bey'in, sonra da Fatih Sultan Mehmet'in yakınında bulunmuş olan ancak hayatı hakkında fazla bir bilgiye sahip olmadığımız Beşir Çeleb'nin "Tevarih-i Al-i Osman" adlı yazma eserinin Prof. Dr. İsmail Hikmet Ertaylan'ın (1889 - 1967) bir önsözle yayımladığı tıpkı basımı... İsmail Hikmet Ertaylandan; Cahit Külebi, Kemal Özer, Cengiz Bektaş, Edip Cansever, Arif Damar gibi nice şair ve yazarın edebiyat öğretmeni Salim Rıza Kırkpınar'a imzalı...
Binlerce masal, halk hikâyesi, çocuk oyunları, türküler, tiyatrolar, şarkılar, fıkralar ve şiirlerden meydana gelen zengin arşiviyle, Türkiye halkbilim araştırmalarının çok şey borçlu olduğu Pertev Naili Boratav'ın (1907 - 1993), alanında bir klasik olan eseri… Döneminde yapılmış, siyah bez cildi içinde, kütüphane damgalı...
İkinci Yeni şairlerinden farklı olarak şiirden başka hemen hiçbir şeyle ilgilenmeyen ve başka türde hiçbir kitap yayımlamayan Edip Cansever'in (1928 - 1986), "Nerde Antigone" ile başlayan dramatik yapıyı sürdürdüğü yedinci şiir kitabı... Eleştirmen ve folklor araştırmacısı Tahir Alangu'ya imzalı...
Servet-i Fünûn şairlerinden Faik Ali'nin oğlu, Hisar dergisi kurucularından Munis Faik Ozansoy'un (1911 - 1975) hece ölçüsüyle yazdığı bir "münacaat"… Eski İstanbul Valisi Lütfi Kırdar'a imzalı…
Tarık Buğra'nın (1918 - 1994), oynandığı yıllarda çok ses getirmiş ve çok tartışılmış oyunun ilk basımı… Yazar, simgesel bir anlatımla 1956 Macaristan Ayaklanması'nı işlediği oyununu, ünlü oyuncu Müşfik Kenter'e "Sevdiğim, saydığım ve -elbette- çok, çok, çok beğendiğim" ibaresiyle imzalamış ve eklemiş: "Tökil'i oynamanı ne kadar isterdim, bilemezsin."
Servet-i Fünûn şairleri içinde hem II. Abdülhamid'in hem de İttihatçıların gadrine uğrayan Hüseyin Siret, ömrünün yirmi yıla yakın bir zamanını sürgünde geçirdi, gıyabında idam cezası verildi. "Kıvılcımlı Kül" şairin yaşlılığında yayımladığı, hem hece hem de aruzla yazdığı şiirlerinden oluşuyor. 150'liklerden Refi Cevad Ulunay'a imzalı...
Eğitimci, tarihçi, yazar ve siyasetçi Avram Galanti’nin (1873 – 1961); Türk - Yahudi ilişkilerinin tarihini ele aldığı, daha sonra Latin harfleriyle de basılmış olan eserinin ilk basımı…
Attila İlhan'ın (1925 - 2005) Yön, Demokrat İzmir ve Toplum dergilerindeki yazılarının bir seçmesi olan ve ilk basımı 1975 yılında yapılan kitabının ikinci basımı…
Edebiyata şiirle başlayan ve Yedi Meşale topluluğunun yedi üyesinden biri olan Cevdet Kudret'in (1907 - 1992) Dil Devrimi eksenindeki yazı ve tartışmalarını topladığı kitabı… Orijinal kapakları ön ve arka yüzüne yapıştırılmış bez cilt içinde…
Beş Hececilerden Halit Fahri Ozansoy'un (1891 - 1971), biri şiir, öbürü de manzum tiyatro türünde iki eseri bir arada; ikisi de aynı kişiye imzalı… Kapaklar korunmadan yapılmış, kırmızı bez cilt içinde…
Tarih ve edebiyat hazinemize birbirinden güzel ve ilginç, onlarca eser armağan eden Reşat Ekrem Koçu'nun (1905 - 1975), Osmanlı Devleti'ne asi olmuş ama tarihin tozlu sayfalarına karışmış şahsiyetleri anlattığı eseri… Gazeteci, yazar Ali Rıza Alp'e "Muharrir, muallim, edip ve her şeyin üstünde asil insan" ibaresiyle imzalı...
Edebiyat tarihçiliği ve dilciliği yanı sıra, biyografi çalışmalarıyla da Türk edebiyatına büyük katkılar sağlamış olan Prof. Agâh Sırrı Levend'in (1894 - 1978); klasik Türk ve Fars edebiyatları üzerine yaptığı incelemelerle tanınan Prof. Ferid Kam (1864 - 1944) biyografisi... Çok partili dönemin ilk başbakanı olan ve 1946 - 1947 yıllarında başbakanlık yapmış olan Recep Peker'e imzalı... Döneminde yapılmış, usta işi, siyah bez cildi içinde...
Tarihçi ve kitabe uzmanı İbrahim Hakkı Konyalı'nın (1896 - 1984), Karakeçili aşiretinin uzun yıllardan bu yana, Ertuğrul Gazi türbesinde gerçekleştirdiği ihtifalleri (anmaları) konu aldığı bu eserinde, türbedeki kitabeleri de şerhederek Osmanlı Devleti'nin kuruluşu tarihine katkılar sunuyor. Tarihçi - akademisyen Akdes Nimet Kurat'a imzalı...
Fransız Dili ve Edebiyatı Profesörü Bedrettin Tuncel'in (1910 - 1980) Yunus Emre'nin Fransızcadaki izlerini araştırdığı bu küçük inceleme, kaliteli kâğıda ve yalnızca 200 adet basılarak numaralanmış. Müzayedeye sunulan eser, 132 numaralı nüsha olup romancı ve hikâyeci Şahap Sıtkı İlter'e imzalanmıştır.
Türkiye'nin tarihsel, kültürel ve sanatsal değerlerinin tanıtılması amacıyla hazırlanan ve İngilizce olarak yayımlanan "Türkiye" dergisinin 1. sayısı... Özellikle Topkapı Sarayı'nı bir müzeye dönüştürülmesi ve çok sayıda eserin depolardan çıkarılarak sergilenmesi konusundaki çalışmalarıyla Türk tarihine ve kültürüne önemli katkılar sağlayan, sanat tarihçisi ve Topkapı Sarayı eski müdürü Tahsin Öz (1887 - 1973) tarafından ithaflı ve imzalı...
Türk kültür tarihçisi, siyasetçi, sendikacı, yazar ve mühendis Burhan Oğuz (1919 - 2009), Yüksek Mühendis Meketebi'nden (İTÜ) makine ve elektrik mühendisi olarak mezun olmuş, Esat Adil Müstecaplıoğlu'nun kurduğu Türkiye Sosyalist Partisi'nin kapatıldığı tarihe kadar merkez komite üyesi olmuş, Trakya ve Marmara üniversitelerinde öğretim görevliliği yapmış ve başta 5 ciltlik "Türkiye Halkının Kültür Kökenleri" olmak üzere çok sayıda hacimli çalışmaya imza atmıştır. Müzayedeye sunulan mektup, çeşitli fabrikalarda ve şirketlerde çalışan Burhan Oğuz'un Oerlikon'da çalıştığı yıllarda yazdığı bir mektuptur.
Felsefeci, akademisyen ve yazar Prof. İonna Kuçuradi'den (D. 1936) felsefeci, yazar ve sahaf Arslan Kaynardağ'a (1923 - 2008) yazılmış, 18 Eylül 1986 tarihli mektup… Prof. Kuçuradi, bir yanlış anlaşılma nedeniyle Arslan Kaynardağ'ın gönlünü alıyor.
Türk şiirinin durmadan kendini yenileyen, en deneyci şairlerinden İlhan Berk'in (1918 - 2008), Varlık Yayınları sahibi Yaşar Nabi Nayır'a (1908 - 1981) yazdığı 2 Ekim 1962 tarihli mektubu… Şair, hazırlamış olduğu Fransız Şiiri Antolojisi'nin bir an önce basılmasını bekliyor ve "başka imkânlar denemek istemediğini, o kitabın ancak Varlıkta çıkmasının kendisini sevindireceğini" belirtiyor. (Ne var ki, İlhan Berk'in "Başlangıcından Bugüne Fransız Şiiri Antolojisi" adlı kitabı, ancak 2001 yılında ve İş Bankası Kültür Yayınları tarafından yayımlanabildi.)
Türkiye'de Batılı anlamda tiyatronun kurucusu olan ve sinemanın gelişmesine de çok büyük katkılar sağlayan; tiyatro ve sinema oyuncusu, yönetmen ve yapımcı Muhsin Ertuğrul'dan (1892 - 1979), Varlık dergisi ve Varlık Yayınları kurucusu Yaşar Nabi Nayır'a (1908 - 1981) mektup... "Azizim Yaşar Nabi Bey, Mektubunuzu aldım, bıraktığınız kitaptaki birinci eseri önümüzdeki çarşamba gününe kadarokumaya ve okutmaya gayret edeceğim..." "Ertuğrul Muhsin" antetli kâğıda...
1970 Kuşağı şairlerinden Refik Durbaş'ın (1944 - 2018), Sanat Sevenler Derneği'nin "Geçen Ayın Şiirleri" programında yaptığı konuşmanın metni… "... Geri bıraktırılmış, az gelişmiş bir ülkenin şairi olma bilinciyle bir görevi, bir sorumluluğu taşıdığıma inanıyorum. Bu bilinç ışığında halkımın özgürlüğünü, mutluluğunu, bağımsızlığını ön planda tutarak...Şairin yazı işleri müdürlüğünü yaptığı " Yeni A" dergisinin antetli kâğıtlarına...
Attila İlhan'ın (1925 - 2005) Bilgi Yayınları'nda editörlük yaptığı dönemde Oktay Rifat'la (1914 - 1988) "Danaburnu" romanı dolayısıyla yazışması… Attila İlhan, muhtemelen Oktay Rifat'ın sitemine karşılık, daha önce yazdığı ama ona ulaşmayan mektubun bir kopyasını da mektubuna eklemiş. "Bir Kadının Penceresinden" adlı romanı Bilgi Yayınevi tarafından yayımlanan Oktay Rifat, mektuba göre, "Danaburnu" için de aynı yayınevini tercih etmiş ve Attila İlhan da sevinerek kabul etmiş. Ama nedense kitap daha sonra Karacan Yayınları tarafından basıldı.
Özellikle, A. Kadir'le birlikte yaptıkları, aşılması imkânsız İliada ve Odysseia çevirileriyle tanınan, eski Yunan ve Roma dilleri uzmanı, filolog, arkeolog ve denemeci Azra Erhat'tan (1915 - 1982), dönemin edebiyatçılarının yakından tanıdığı, TED Ankara Koleji'nin efsane edebiyat öğretmeni Rüksan Günaysu'ya yazılmış mektup, zarfıyla birlikte... "... Ne güzeldi dün akşam, bayağı sarhoş oldum, nice nice zamandır böyle bir şey olmamıştı... Bugün Bedrettin Tuncel'in yazısı çıkmış, sevindim. Çok da güzel bir yazı değil mi? O'nun için yazmak ve konuşmak hep güzel oluyor her ne hikmetse. Ne mutluluk can Rükzancığım..."
Türk şiirinin durmadan kendini yenileyen, en deneyci şairlerinden İlhan Berk'in (1918 - 2008), Türkiye Defteri dergisinin kurucusu ve sorumlu yazı işleri müdürü, eleştirmen ve sinemacı Naci Çelik'e yazdığı kısa bir not…
Klasik Türk müziğinin unutulmaz sesi Safiye Ayla'nın Türk Eğitim Vakfı'na, mütevelliler heyetinde yerini almasını istediği iki kişinin adını belirterek gönderdiği, imzalı resmî yazı… Zarfı içinde…
Türk mizah edebiyatının en yaratıcı, en çalışkan, en üretken kalemi, uluslararası yazarımız Aziz Nesin'den (1915 - 1995); felsefeci, yazar ve sahaf Arslan Kaynardağ'a, hafifçe sitemli bir not: "Sevgili aslanların Aslan'ı, Hani nerde 'Nesin Vakfı Edebiyat Yıllığı' için senin yazın? Hani 'Dergiler' yazısı?..."
Daha çok “Bu Vatan Kimin” şiiri ile hatırlanmasına karşın, şairliğinden çok, eleştirmenliği ve araştırmacılığıyla Türk edebiyatına çok büyük katkılar sağlamış olan Orhan Şaik Gökyay'ın (1902 - 1994), edebiyat tarihçisi ve akademisyen Fahir İz'e (1911 - 2004) gönderdiği, 17 Mayıs 1976 tarihli Osmanlıca mektup... Orhan Şaik Gökyay antetli kâğıda... "Kardeşim Fahir, Kısa da olsa mektuplarını aldım..."
Şair Halim Yazıcı'nın (D. 1954), henüz bir lise talebesi olduğu yıllarda Ankara Sanatsevenler Derneğine yazdığı bir mektup... Zarfı içinde... "Sayın İlgililer, … Sizlerden ricam şu ki; bana bir - iki kelimelik bir cevapla şiirlerimin olanak derecesini eleştirecek bir eleştirmen tavsiye etmeniz veya sizlerin şiirlerime birkaç dakika ayırıp onların gelecekte oynayacakları rolün müsbet mi menfi menfi mi bir yol tutacaklarını..."
Yücel dergisinin kurucusu, yazar, şair ve siyasetçi Yusuf Sıtkı Mardin'den (1916 - 1995), Hisar dergisi kurucusu ve şair Mehmet Çınarlı'ya (1925 - 1999) yazılmış kısa bir mektup… "… Bazı kelimeler sizce uygun düşmüyorsa lütfen değiştiriniz. Yurttaki her an değişen dilden insan uzaklarda habersiz kalıyor..."
Türkiye'nin eğitim ve kültür hayatına unutulmaz katkılar sağlamış Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel'in (1897 - 1961), 1943 - 1944 eğitim ve öğretim yılında İnönü İlkokulu öğretmeni Emine Çoker'e gönderdiği "üstün başarı" takdir mektubu… T. C. Maarif Bakanlığı antetli kâğıda...
Türk ve dünya edebiyatının zengin ayrıntılarıyla işlediği denemeleriyle "edebiyatın karakutusu" unvanını sonuna kada hak eden şair ve yazar Salah Birsel'in (1919 - 1999), inanılmaz ölçüde geniş birikiminin nasıl oluştuğunu gösteren küçük bir örnek... Yazar, Sahaf Arslan kaynardağ'dan kendisine bazı kitapları bulmasını rica ediyor: "Bilmem bana bir 'anizade Tarihi' bulabilecek misin? Hafız İlyas'ın Tarih-i Enderun'unu hâlâ büyük bir umutla bekliyorum... Mektubuna iki de liste iliştiriyorum... Listeye bir iki kitap da eski listelerimden aldım... Diyeceğim, bize yalnız yazılarını okutma, biraz da bizim besinimize yardımcı ol."
Daha çok “Bu Vatan Kimin” şiiri ile hatırlanmasına karşın, şairliğinden çok, eleştirmenliği ve araştırmacılığıyla Türk edebiyatına çok büyük katkılar sağlamış olan Orhan Şaik Gökyay'ın (1902 - 1994), eğitimci ve yazar Orhan Soysal'a, "Eski Türk Edebiyatı Metinleri" adlı kitabındaki bir baskı hatası nedeniyle gönderdiği mektup... Zarfıyla birlikte, Orhan Şaik Gökyay antetli kâğıda...
Türk edebiyatının en ihmal edilmiş yazarlarından Nahid Sırrı Örik’ten (1895 – 1960), Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın ölümü dolayısıyla; Hüseyin Rahmi'nin yakın dostu ve ölümüne kadar bütün eserlerinin basımını yapan, Hilmi Kitabevi sahibi Hilmi Çığıraçan'a yazılmış olduğunu tahmin ettiğimiz, Osmanlıca bir mektup... "Pek Muhterem Efendim, Hüseyin Rahmi Bey’in ölümü münasebetiyle zat-ı alilerinizi taziye etmek isterim. Bu pek değerli adamın hayatını etraflıca tetkik edecek olanlar, onun seksen yıl yaşayıp bu kadar çok eser verebilmiş olmasına sizin ve Hulusi Bey’in hayırlı tesirlerinizi göreceklerdir..."
Modern Türk romanının kurucusu Halit Ziya Uşaklıgil (1866 - 1945), son ve bir ithafında belirttiği üzere "en ziyade sevdiği" romanı olan Kırık Hayatlar'ı 1901 yılında Servet-i Fünûn'da tefrika etmeye başlamış ancak sansürün baskıları nedeniyle yarıda bırakmak durumunda kalmıştı. Müzayedeye sunulan mektup, 1922 yılında, bu kez Vakit gazetesinde tefrika edilecek olan romanın telifi konusunda, yazarın Hakkı Tarık Us'a gönderdiği mektuptur. Ağdalı bir dille yazılmış olan mektupta Halit Ziya, romanın yayımlanmasının, maddi karşılığından ziyade, şeref ve haysiyet meselesi olduğunu, bununla birlikte toplu bir ücretlendirme yerine tefrika başına ücretlendirmeyi tercih ettiğini belirtiyor. "... Herhalde hangi zemin üzerinde olursa olsun, Vakit heyet-i tahririyesiyle Kırık Hayatlar müellifinin uzlaşıp anlaşamayacağı bir mesele tahaddüs edemez itikadındayım..."
Edebiyata şiirle başlayıp roman ve hikâyeyle devam etmesine karşın, felsefe ve düşünce tarihi konusundaki ansiklopedik eserleriyle tanınan Orhan Hançerlioğlu'nun (1916 - 1991), Varlık Yayınları'ndan çıkan kitabı "Büyük Balıklar" nedeniyle, yayınevi sahibi Yaşar Nabi Nayır'a yazdığı teşekkür mektubu... "Muhterem Yaşar Nabi Beyefendi, Kitabımın nefis baskısı ve çok sevdiğim kapağı için bilhassa teşekkürler ederim..."
Yedi Meşaleciler içinde şiire ömrü boyunca sadık kalan Ziya Osman Saba (1910 - 1957), Türk şiiri içinde çok özel bir yere sahiptir. Mütevazı ve küçük dünyası içinde, kendine özgü ve derine işleyen bir şiir dünyası yaratan Ziya Osman Saba, kendisini "Aramızda bir ermiş yaşadı." diye anan Yaşar Nabi'nin ifadesiyle, Ziya Osman Saba, "Duygulu ruhundan çekip çıkardığı, ürpertici şiirler sundu bize." Müzayedeye sunulan şiir, Ziya Osman Saba'nın okul yıllarından itibaren en yakın arkadaşı olan ve erken ölümüyle şairi derin bir acıya sürükleyen Cahit Sıtkı Tarancı'ya (1910 - 1956) ithaf edilmiştir. "Şimdi çıkıverecek karşıma arkadaşım / Mektebe gitmek için geçtiğimiz şu yoldan..."