PHEBUS HAT, 10.03.2024 saat: 21:00'a kadar internet sitemizden pey verebilirsiniz. 21:02 itibariyle canlı mezat başlayacaktır. Kitap, Dergi ve süreli yayın hariç tüm ürünlerden % 20 ürün KDV'si alınmaktadır. Komisyon Oranı: % 20 + KDV'dir. ÖDEME SÜRESİ MÜZAYEDE BİTİMİNDEN SONRA 1 HAFTADIR.
Bedir Gazvesi’ne katılan ashab Ashab-ı Bedir, Ehl-i Bedir veya Bedrî adıyla anılır. Ehl-i Bedir’den Kur’ân-ı Kerîm’de ve Hz. Peygamber’in hadislerinde övgü ile söz edilmiş, hepsinin cennetlik olduğuna dair kutsî ve merfû hadisler muteber hadis kitaplarında yer almıştır. İslam memleketlerinde ve özellikle Osmanlı´da Bedir Ashabı´nın isimlerini okuyarak iltica etmek, onlara hayır dualar etmek ve isimlerinin yazılı olduğu kitapçıklar yazmak adet olmuştu. Bu lottaki nüsha da Enderun ağalarından Süleyman Ragıp tarafından yazılmış tezyinatlı güzel bir örnektir.
Osmanlı medreselerinde veya fen bilimlerinin tedris edildiği mekatib ve konaklarda hendese sahasında ders kitabı olarak okutulmuş meşhur ve muteber bir eserdir.
Fusûsu´l Hikem, Muhyiddin İbnü’l-Arabî’nin (ö. 638/1240) bütün fikirlerinin özeti sayılan temel eseridir. Dâvûd-i Kayserî’nin şerhi, İslâm dünyasında medreselerde umumiyetle en yüksek irfan dersleri için tercih edilen ve bugüne kadar da okunmaya devam eden bir metin olmuştur. Etrafında en çok fikrî tartışmanın yapıldığı bir eser olması dolayısıyla Fuṣûṣü’l-ḥikem’de bütün İslâm entelektüel tarihinin genel görüntüsünü müşahede etmek mümkündür.
Gaza ile alakaklı Osmanlıca dini bir metin yazılıdır. Fetih Suresi´nin ayetleri ve "Allah yolunda bir günlük nöbet dünyadan hayırlıdır." anlamındaki hadis-i şerif altınla yazılmış.
"Allah kudreti ile dilediğini yapar, izzeti ile dilediği hükmü verir, yaratmak da emir de onundur, alemlerin rabbi olan Allah ne yücedir." anlamındaki münacat yazılıdır.
Medine’deki dükkanında uzun yıllar saten kumaşlar üzerine hediyelik olarak hazırladığı levhalar hacılar eliyle İslam aleminin her tarafına yayılmış bir Türk hattat Abdullah Rıza Efendi´nin eserlerinden.
Hattat Abdullah Rıza, 1924 yılında Konya´da doğdu. 1935 yılında 10 yaşında iken ailesiyle beraber Medine-i Münevvere´ye yerleşti. İlk hat derslerine Medine’de Konyalı Hattat Ali Rıza Efendi’den aldı. Mısırlı ünlü Hattat Seyyid İbrahim Efendi’den istifade etti. Ayrıca Hattat Halim Özyazıcı´dan ve Hattat Hamid Aytaç´dan yazı dersleri aldı. Hamid Aytaç´ın kendisine teklifi ile yazdığı Celi Sülüs Nisa Suresi 103. ayeti istifi ile icazet aldı.
Medine´de bulunduğu sırada Mescid-i Nebevi´nin genişletme çalışmaları esnasında bir çok yazısını yazdı. Harem-i Şerifin bütün kapılarının adlarını yazma şerefine mazhar oldu. Sanatçı, 2014´te 90 yaşında Medine-i Münevvere’de vefat etti. Günümüz hattatlarından Abdurrahman ve Seyit Ahmet Depeler, Abdullah Rıza Efendi´nin torunları olup dedelerinin sanatını devam ettirmektedirler.
Hat, döneminin baskı hattı olup süslemeleri elle yapılmıştır.
Mehmed Nazif Bey, Enderûn-ı Hümâyun’daki tahsiline devam ederken sarayın Hırka-i Saâdet Dairesi imamlarından hattat Hâfız Abdülehad Vahdetî Efendi’den sülüs ve nesih yazılarını meşkederek on altı yaşında icâzet aldı. Daha sonra Hasan Rızâ Efendi’nin tavassutuyla Sâmi Efendi ile tanışarak kendisinden ta‘lik, divanî, celî divanî yazmasını ve tuğra çekmesini öğrendi. Sâmi Efendi, Nazif Bey gibi müstesna bir kabiliyeti tanıdıktan sonra kendisine birikimini şevkle aktarmaya başladı. 1892’de dostu Çarşambalı Ârif Bey’in ölümüyle sarsılan Sâmi Efendi onun yerine Nazif Bey’i koyarak, “Allah Ârif’i aldı, yerine Nazif’i verdi” sözleriyle teselli aradı. Nazif Bey de hem hocası hem arkadaşı olan Sâmi Efendi’nin kendisine tesirini, “Ben ona mülâki olduktan sonra esrâr-ı hatta vukuf peydâ ettim” diyerek anlatmış, 1907’de Sâmi Efendi’den ta‘lik icâzetnâmesi alan gençlerin yanı sıra beş asırlık icâzet geleneğini bozmamak maksadıyla altmış yaşından sonra Sâmi Efendi’den ta‘lik icâzeti almıştır.
Hattat Mustafa Efendi hakkında kesin bir bilgiye ulaşılamamış olsa da, yazı karakteri ve sanat değerine bakıldığında Kazasker Mustafa İzzet Efendi ekolünden üst düzey bir hattat olduğu söylenebilir.
Beyitlerden önce sülüs bir "Hu" yazılmış, dini bir şiirin bir mısrası nesih bir mısrası celi divani yazı ile yazılarak tamamlanmış ve celi divani ile ketebe yazılmış.
"Bazı arif billah ve veliyi-i âgâh ... seyr-i ilmiye ve sülük-i Irfaniye tahsil etmek için kırk makam tahsil buyurdular. Onu şeriatte ve onu tarikat ve onu hakikat ve onu marifettedir."
Büyük ve küçük olmak üzere iki kapaklı göz ve iki hokka yuvası (şişeler içinde) içeren kutunun katlanır yazı tahtası mor kadife kaplıdır. Minik anahtarıyla birlikte...