PHEBUS, 09.06.2024 saat: 22:00'a kadar internet sitemizden pey verebilirsiniz. 22:02 itibariyle canlı müzayedemiz başlayacaktır. Kitap, Dergi ve süreli yayın hariç tüm ürünlerden % 20 ürün KDV'si alınmaktadır. Komisyon Oranı: % 20 + KDV'dir. ÖDEME SÜRESİ MÜZAYEDE BİTİMİNDEN SONRA 1 HAFTADIR.
Darüleytam, yani Yetimler Yurdu; Balkan ve Cihan harplerinde yetim kalan çocukları barındırmak ve eğitim vererek meslek sahibi yapmak amacıyla kurulan müesseselerin adıdır. Fotoğrafta görülen sinemanın geliri, tebalasında da belirtildiği gibi yetimler hayrına bu müesseselere aktarılmaktadır.
Sultan Abdülaziz döneminde, 27 Şubat 1863 - 27 Temmuz 1863 tarihleri arasında Sultanahmet Meydanı´nda düzenlenen Sergi-i Umumî-i Osmanî, Türkiye´de düzenlenen ilk büyük uluslararası fuar olarak tarihe geçmiştir. İstanbul başta olmak üzere imparatorluğun dört bir yanından gelen eşya ve ürünlerin sergilendiği fuara Avrupa´dan da birtakım makineler, ziraat aletleri ve çeşitli araç-gereçler getirilmiştir. Açık olduğu beş aylık süre zarfında yerli ve yabancı yüzbinlerce kişi tarafından ziyaret edilen fuarda toplam 1250 adet Sergi-i Umumî-i Osmanî Hirfet Sanat Ticaret Madalyası dağıtılmıştır. Kayıtlara göre gümüşünden 50 adet, bronzundan ise 60 adet üretilmiştir.
Hüseyin Cahit Yalçın, 12 Temmuz 1920’de Lozan’da bulunan Avni Bey’e gönderdiği mektupta kamptan, ailevi meselelerden ve Venizelos ile Mustafa Kemal Paşa arasındaki savaşta Türkiye’nin nihai zaferine olan güven ve inançtan bahsetmektedir. Mektupların tamamı kontrol damgalıdır.
Yunus Nadi´nin güncel siyasi meselelere dair görüşlerini ve tavsiyelerini, TBMM´nin öncülü olan ve Mustafa Kemal Paşa´nın riyaset ettiği Heyet-i Temsiliye´ye yazdığı mektubu. Eser Yunus Nadi´nin kurucusu olduğu Yenigün adlı politik gazetenin antetli kağıtlarına yazılmış olup ilk sayfada tarih, son sayfada imza yer almaktadır. 11 sayfalık bu hacimli mektupta Yunus Nadi´nin Heyet-i Temsiliye yönetimine cesaret veren ve faaliyete devam etmeye teşvik eden bir üslup kullandığı görülmektedir.
Mektuptan bazı ifadeler:
"Heyet-i Temsiliye Riyaset-i Muhteremesine,
Teşkilat-ı milliyenin mahsul-i muzafferiyeti olarak Meclis-i Mebusan içtima etti, fakat hakimiyet-i hakikiye-i milliyeyi istihsal edinceye kadar daha geçireceğimiz pek çok ukubat ve safahat-ı ciddiye bulunduğunu bittabi bilmemezlik ve görmemezlik edemeyiz...
...Hal u hakikat bundan ibaret olduğuna göre ´İngiltere´yi temin ederek onunla uzlaşmak, anlaşmak ihtimali var mıdır acaba?´ sualini hatıra getirmek bile abestir...
...Binaenaleyh konferans hakkımızda karar verinceye kadar devam etmek üzere Anadolu´nun her tarafından hemen her gün birer sureti mümessilliklere verilecek telgrafname yağdırılmakta devam olunması ... muvafık olacaktır... "
31 Mayıs 1926 tarihinde Bursa´yı ziyaret eden Mustafa Kemal Atatürk´le tanışan ve kendisine yaptığı kabartma madalyonunu takdim eden Eduard Hanisch-Concee, Gazi´nin yaptığı çalışmayı çok beğenerek imzasıyla taçlandırması üzerine gazetelere şu demeci vermiştir: "Beni kabul eden büyük Gazi madalyanın üzerindeki resmi takdiren madalyayı imzalamışlardır. Şimdiye kadar hiçbir reisicumhurun, hiçbir kralın böyle bir madalyayı imzaladığı görülmediği için vaki olan lütfu sanatım için çok büyük bir şeref olmak üzere telakki ediyorum." Bu tanışmadan hemen sonra tüm geliri yeni kurulan Türk Tayyare Cemiyeti´ne bağışlanmak üzere duvara ve göğüse takılmak üzere iki tip üretilen ve satışı gerçekleştirilen madalyonlardan günümüze az sayıda örnek ulaşmıştır. Müzayedemizde sunduğumuz madalyon, duvara takılan numunelerdendir.
Fotoğraf, "Sevgili dostumuz vefakâr arkadaşımız Melahat Gedik H. efendiye." ithafıyla Berin Menderes tarafından imzalanmıştır. Adnan Menderes´in kartviziti üzerine 1954 yılında düştüğü not: "Büyük başarılar temennisi ve derin hürmet ve muhabbetlerile."
Yıldız Moran, dayısı sanat tarihçimiz Mazhar Şevket İpşiroğlu tarafından fotoğrafçılığa yöneltilmiş, Cambridge’de 21 yaşında açtığı ilk sergiden sonra 1954’te ülkemize dönmüş, Özdemir Asaf’la evleneceği 1963 yılına kadar Anadolu’yu fotoğraf makinesiyle dolaşmış ve fotoğraflamıştır.
Kitabın İslam ülkelerinde yasaklanmasının ve Selman Rüşdi´nin ölüm tehditlerine varan tepkilere maruz kalmasının sebebi, kitabın bir bölümünde Şeytan´ın, Hz. Muhammed´i kandırarak Kur´an-ı Kerim´e kendi ağzından bazı ayetler soktuğu iddiasının yer almasıdır.
Arka yüzüne Münif Fehim tarafından Osmanlıca "4 mart 1656´da İstanbul´da büyük bir isyan olmuştu." notu düşülen çizim, Yirminci Asır dergisinin 234. sayısında kullanılmıştır.
Arka yüzüne Münif Fehim tarafından Osmanlıca "Osmanlı Devleti´nde ilk defa içki yasağı, ilk tekel ve ilk tekel vergisi" notu düşülen ve "Gülelim eğlenelim kâm alalım dünyadan / İç bade güzel sev var ise aklı şuurun / Dünya var imiş ya ki yok imiş ne umurum." şiiri yazılan çizim, Yirminci Asır dergisinin 120. sayısında kullanılmıştır.
Arka yüzüne Münif Fehim tarafından şu şiir yazılmıştır: "Karanfil suyu neyler / Güzel kokuyu neyler / İki baş bir yasdıkta / O göz uykuyu neyler / Karanfilim susuzum / Kaç gündür uykusuzum / Varsam yârin yanına / Yine olmaz kusurum"