PHEBUS, 27.02.2021 saat: 21:00'a kadar internet sitemizden pey verebilirsiniz. 21:02 itibariyle canlı mezat başlayacaktır. Kitap, Dergi ve süreli yayın hariç tüm ürünlerden % 20 ürün KDV'si alınmaktadır. Komisyon Oranı: % 15 + KDV'dir. ÖDEME SÜRESİ MÜZAYEDE BİTİMİNDEN SONRA 1 HAFTADIR.
Askerî Rüştiye ve Tıbbiye İdadiyi bitirdikten sonra Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane'yi (Askerî Tıp Okulu) Hekim Yüzbaşı rütbesiyle ile 1919 yılında bitirdi. Gülhane Askerî Tıp Akademisi'nde stajını tamamladıktan sonra cerrahî ihtisasına başladı. Trablusgarp Savaşı'nda gönüllü olarak Derne Cephanesi'nde görev aldı. Dönüşünde Gümüşsuyu Askerî hastanesinde operatör ve röntgen uzmanlığına atandı. Bir ara Çanakkale'de 5. Ordu sağlık başkanı yardımcısı ve menzil müfettişliği başhekimi oldu. I. Dünya Savaşı sırasında kurulan bulaşıcı hastalıklarla mücadele kuruluna başkanlık etti. Savaş sonunda Gülhane Askerî Tıp Akademisi'nde Prof. Dr. Weiting'in yerine cerrahî hocası oldu. Türk Kurtuluş Savaşı'nda Ankara Cebeci Merkez Hastanesi binasında görevini sürdürürken Gülhane Askerî Tıp Akademisi 1. hariciye kliniğini yönetti. Sakarya Meydan Muharebesi sırasında Isparta'da ağır yaralılar için Kızılay Hastanesi'ni kurdu. Mustafa Kemal Atatürk'ün ölümüne kadar onun sağlığı ile yakından ilgilenmiştir. Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası'nda Büyük Üstat olarak görev yaptı. TBMM VIII. Dönem (Ara Seçim) İstanbul milletvekilliği yapmıştır.
Beyaz Kelebekler, Kabataş Lisesi'nde okuyan beş müzisyen genç tarafından kurulmuştur. Rıfat Eke, Altan Eke, Ender Akacan, Behzat Kutlubağ ve Bülent Ortaç grubun kurucu üyeleridir. Grubun üyeleri 19 Ocak 1970'da bir konser yolculuğu esnasında trafik kazası geçirmiş ve Behzat Kutlubağ, Altan Eke ve Rıfat Eke hayatını kaybetmiştir. Neler Oluyor Hayatta ve Sen Gidince Bak Neler Oldu gibi hafızalardan silinmeyen şarkılara imza atmışlardır.
Enderunlu Vasıf Divanı, bir kez Bulak'da [1257] iki kez de İstanbul'da [1257, 1258] basılmıştır. Bulak baskısı ile İstanbul'daki ikinci baskısında başlık Gülşen-i Efkar-ı Vasıf-ı Enderuni'dir. 1257'deki İstanbul ilk baskısında ise Vasıf Osman Bey Divan'ıdır.
Darü't-Tıbaatü'l Amire, Osmanlı topraklarında ve İslâm âleminde kurulan ilk matbaadır. İbrahim Müteferrika'nın bastığı Vankulu Lugati'nde matbaanın ismi 'Dârüttıbâati’l-ma‘mûre' olarak geçmektedir. İbrâhim Müteferrika’nın 1745'deki vefatından sonra matbaanın imtiyazı, Sultan I. Mahmud’un fermanıyla, ortaklaşa Rumeli kadısı İbrâhim Efendi ile Anadolu kadılarından Ahmed Efendi’ye geçmiştir. 'Dârüttıbâati’l-ma‘mûre' ismi zamanla Darüttıbaati’l-Amire, Tabhâne-i Hümayun, Tabhane-i Amire, Dârüttıbaati’s-sultaniyye, Matbaa-i Amire isimleriyle de kullanılagelmiştir.