PHEBUS, 25.11.2020 saat: 21:00'a kadar internet sitemizden pey verebilirsiniz. 21:02 itibariyle canlı mezat başlayacaktır. Kitap, Dergi ve süreli yayın hariç tüm ürünlerden % 20 ürün KDV'si alınmaktadır. Komisyon Oranı: % 15 + KDV'dir. ÖDEME SÜRESİ MÜZAYEDE BİTİMİNDEN SONRA 1 HAFTADIR.
İbrahim Rodosi, Sülüs ve nesih yazılarını İsmâil Zühdü Ağa’dan (Eski) meşk ederken onun vefatı üzerine en iyi öğrencisi Kâtibzâde Mustafa Efendi’den tamamlayarak icazet aldı. Medrese tahsilinden sonra kadılık yaptı. Devrin Rumeli kadıları arasında adından övgüyle bahsedilen bir şahsiyet olarak tanındı. Sultan I. Mahmud devrinin meşhur hattatları arasında yer alan Rodosi’nin müze ve kütüphanelerde sülüs ve nesih pek çok eseri vardır. Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi, Dârü’l-kütübi’l-Mısriyye ve Ekrem Hakkı Ayverdi hat koleksiyonunda sülüs-nesih kıtalar ve bir sülüs-nesih murakka İbrahim Rodosi’nin sanatında ulaştığı seviyeyi gösteren güzel örneklerdir.
Mustafa Halim Özyazıcı, Nalıncı Hacı Cemâl Efendi’nin oğlu olarak H. 20 Şa'bân 1315/m. 14 Ocak 1898’de İstanbul’da doğdu. Asıl ismi Mustafa Abdülhalim’dir. Esekapısı İbtidâî Mektebi’nde ve daha sonra Haseki’deki Gülşen-i Ma’arif Rüşdî Mektebi’nde okudu. Mektebin yazı hocası olan Hâmid Aytaç’tan sülüs ve nesih, Ferîd Bey’den de dîvânî ve rık’a dersleri aldı. Mezun olduktan sonra Sanayi-i Nefîse Mektebi’nin hâk ve resim şubesine girdi. Ertesi sene, yeni açımış ollan Medresetü’l-hattatin’e kaydoldu. Burada Hasan Rıza Efendi ve Kamil Akdik’ten yeniden sülüs ve nesih, Tuğrakeş İsma’il Hakkı Altunbezer’den celi sülüs ve Hulusi Yazgan’dan da ta’lik meşketti. Medresetü’l-hattatin’den 1918’de şahadetname aldıktan sonra Divan-ı Hümayun Kalemi’ne girdi.
Şeyh Hamdullah’tan 150 sene sonra bu alanda büyük eserlere imza atmaya başlayan üstad ister istemez Şeyh Hamdullah'ı geçmiş ve hakkıyla Şeyh-i sani olmuştur. Bu dirayet ve kudrete sahip olduğunu muhteşem eserleriyle de ibraz etmiştir. Hafız Osman Efendi, yazdığı çok sayıda her türden yazıları, bilhassa Mushaf-ı şerifleri ve yetiştirdiği çok değerli ve çok sayıda çırakları sebebiyle hüsn-ü hat tarihinde büyük bir şöhrete sahiptir. Yetiştirdiği talebe sayısı göz önüne alınınca bilhassa bu yönüyle de Hz. Hafız gerçekten erişilmez bir rekorun sahibidir. Çünkü onun ismen tesbit edilebilen talebe sayısı 41’dir. Efendi hazretleri bizim kültürümüzde “Babadan ileri evlattan geri” diye ifade edilen hikmetli sözün de tarihimizdeki en tipik örneklerindendir. Yalnız bir farkla ki, uzun zaman onun evlatları bu babalarını geçememiştir. Hat tarihini yapan çok bereketli eller yetişmiştir. Ama O'nun bilhassa sülüs nesihte açtığı çığıra, onu unutturacak yeni bir şey katamamıştır.
İstanbul’da doğdu. Küçük yaşta iken hıfzını tamamlayarak hafızlardan oldu. Nakşibendi Tarikatı’na girerek senelerce Beşiktaş’taki Neccarzade Tekkesi'ne devam ederek, tekmil-i süluk ile hilafet aldı. Senelerce müezzin olarak görev yaptığı Sultan Selim Cami’ne bilahare cuma vaizi olup vefatına değin görev yaptı. Edirnekapı haricinde medfundur.
Macid Ayral: Küçük yaşta hat sanatıyla ilgilendi. Önce Ali Efendi'yle Enderunlu Ahmed Rakım Efendi'den yazı dersleri aldı. Daha sonra 1914'te kurulmuş olan Medresetü'l-Hattatin'e devam ederek İsmail Hakkı Altunbezer'den celi sülüs, Hulusi Yazgan'dan da nesta'lik öğrendi. Sülüs ve nesih yazıda büyük ustalık gösteren Ayral'ın yapıtları daha çok özel koleksiyonlarda bulunmaktadır. Osmanlı ve Cumhuriyet devrini idrak etmiş olan Macit Ayral, yazı tarifinde ve meşk yazmada, özellikle imzasız ve tarihsiz yazıların hattatını ve devrini tespitte ustaydı.
Tasavvuf terimi olarak tefviz kulun bütün işlerini tam bir teslimiyet ve tevekkülle Allah’a havale etmesini anlatır. Aynı kökten türeyen bir fiil Mü’min sûresinde (40/44) bu anlamda kullanılmıştır. Erzurumlu İbrâhim Hakkı’nın meşhur “Tefvîzname”si bu mahiyetteki duyguların dile getirildiği meşhur bir şiirdir.
Yazılmış alnına her ne ise fiilin reddi nakabil hüner bu defterei imali hoşca ....Musaddaktır bu ilam ta ezelden mührü hikmetle cihana gelmeden maksadı iman ile ibadettir.