OSMANLI DÜNYASI, 27.12.2024 saat: 22:00'a kadar internet sitemizden pey verebilirsiniz. 22:02 itibariyle canlı mezat başlayacaktır. Kitap, Dergi ve süreli yayın hariç tüm ürünlerden % 20 ürün KDV'si alınmaktadır. Komisyon Oranı: % 20 + KDV'dir. ÖDEME SÜRESİ MÜZAYEDE BİTİMİNDEN SONRA 1 HAFTADIR.
Hindistanlı yazar Seyyid Emir Ali'nin, İslamiyet öncesi Arapların sosyal yaşantısından başlayarak, Hz. Peygamber'in hayatı ve halifeler dönemine değin getirdiği İslam tarihini konu alan eserinin, Türk Edebiyatı'nın ünlü simalarından Mehmed Rauf tarafından Türkçe'ye tercümesidir.
Fransız tarihçi Charles Seignobos'un 1814'den 1896 senesine kadar Avrupa tarihini konu alan eserinin, Türk tarihçi Ali Reşad Efendi tarafından Türkçe'ye tercüme etmesiyle meydana gelen eseridir.
Sultan İkinci Abdülhamid´in, selefi Sultan Beşinci Murad´ın tahtta olduğu kısa süre ve bu süre zarfında Yıldız Sarayı´nda geçirdiği özel hayatından başlayarak, tahtta geçirdiği otuz dört senelik siyasi yaşantısının anlatıldığı, çok zengin görsel içerikli eserdir.
Ahmed Cevdet Paşa'nın, 1774 senesinden başlayarak 1826 senesine kadar gerçekleşen olayları kapsayan 12 ciltten mürettep Osmanlı Devleti tarihini konu alan eseridir.
Joseph von Hammer-Purgstall tarafından, Osmanlı kaynaklarını temel alarak hazırlanan Osmanlı Devleti'nin kuruluşundan Küçük Kaynarca Antlaşması'na kadar geçen süreci kapsamaktadır. Hammer tarafından Almanca kaleme alınan eser, Mehmed Ata tarafından Türkçe'ye tercüme edilmiştir.
Kaşgarlı Mahmud tarafından, 1072 yılında Araplara Türkçe öğretmek amacıyla, Türkçe - Arapça ansiklopedik bir sözlük olarak yazılan ancak varlığı bilinmesine karşın, 1915 yılına kadar mevcut bir kopyasına rastlanmayan ve Ali Emiri Efendi tarafından gün yüzüne çıkarılan bu eser, İslamlık öncesi ve geçiş dönemi Türk dili ve kültürü hakkındaki bütün bildiklerimizin neredeyse tamamını içermektedir. El yazma tek nüshası bugün Fatih Yazma Eserler Kütüphanesi'nde bulunan Divanü Lugat-it Türk'ün bu ilk basımı, Talat Paşa'nın ricasıyla Kilisli Rıfat gözetiminde hazırlanmıştır.
Mekteb-i Hukuk mezunlarından Ali Feraz Efendi'nin kaleme aldığı, Türkçe'den Fransızca'ya sözlüktür. Sözlükte Türkçe kelimelerin hem eski harflerle hem de yeni harflerle imlasına yer verilmiştir.
Türk dilinde kullanılan Arapça ve Farsça kelimelerle Türkçe'ye Batı dillerinden girmiş bazı kelimelere de yer veren lugat, kelimelerin seçilişi, anlamlandırma ve örnek cümleler bakımından döneminde ileri seviyede kabul edilmiştir. Kelimelerin, asıl dillerindeki anlamlarının değil, Türkçede kazandıkları manaların gösterildiği sözlükte müellifin kendi şiirlerinden veya başka şairlerden örnek çeşitli mısra ve beyitler de yer almaktadır. Sözlük "fetva" kelimesine kadar Muallim Naci tarafından hazırlanıp yayımlanmış, Nâci´nin ölümü üzerine geri kalan kısmı, Müstecabizâde İsmet Bey tarafından tamamlanmıştır.
Türkiye'nin ilk Türkolog ve Türkçüleri arasında sayılan Ahmet Vefik Paşa'nın kaleme aldığı ve Türk sözlükçülüğünde pek çok ilkin ve yeniliğin eseri olan Lehçe-i Osmanî hakkında söylenmesi gerekenlerin başında Türkçe'den Türkçe'ye ilk sözlük olmasıdır. Bunun yanı sıra Ahmed Vefik Paşa ilk kez bu eserinde Türkçe'nin tanımını yapmış ve Osmanlıca'nın bir dil değil Türkçe'nin bir lehçesi olduğunu savunmuştur.
Ziya Paşa´nın Türk, Arap ve Fars edebiyatlarında klasik sayılacak şiirleri bir araya getirdiği antolojisidir. Kendisi de bir yenilik taraftarı olmasına karşın, bu antolojisinde çağdaşı sanatçılardan hiç bahsetmeyen ve yalnızca eski şairlere yer veren Ziya Paşa´nın bu eseri, Namık Kemal tarafından kaleme alınan "Tahrib-i Harabat" ve "Takip" adlı eserlerde eleştirilmiştir.
Hüseyin Cahid Yalçın'ın, Servet-i Fünun anlayışı ve üslübunun baskın bir şekilde kendini gösterdiği, Nezih isimli kültürlü ve idealist bir gencin Rum bir ailenin kızına aşık olması ve bu aşkın bir hayal kırıklığı ile sonuçlanmasını konu alan romanıdır.
Kendisi de Osmanlı'nın yetiştirdiği alimlerden olan çok sayıda telif ve tercüme esere imza atan Tarihçi Ahmed Refik Altınay'ın, Osmanlı Devleti'nde yaşamış alim ve sanatkarları konu alan eseridir.
Edebiyat-ı Cedide döneminde başlayan mensur şiir geleneğinin XX. Yüzyıl'daki önemli temsilcilerinden Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun bu türde kaleme aldığı şiirlerini topladığı eseridir.
Abdülhak Hamit Tarhan'ın, Paris yıllarında tanıştığı ve edebi kişiliğini şiirden daha iyi yansıttığını düşündüğü tiyatro türünde kaleme aldığı biri mensur (Yadigar-ı Harp) biri de manzum (Tayflar Geçidi) iki eseri...
Mustafa Kemal Atatürk'ün okul yıllarından yakın arkadaşı Hakkı Baha Bey'in kızı, eğitimci Vedide Baha Pars tarafından Türkçe'ye tercüme edilen ve Türkiye Himaye-i Etfal Cemiyeti'nce (Çocuk Esirgeme Kurumu) yayımlanan eserdir.
Ahmed Rıfat Efendi tarafından kaleme alınan eser, İslam geleneğinde güzel ahlaka dair terimlerin başta Kur'an-ı Kerim ve Hadis-i Şerifler ışığında açıklanarak alfabetik bir sırayla kaleme alınmasıyla meydana gelmiştir.
İstanbul'a akrabalarının yanına ziyarete gelen genç bir kızın; bu süreçte başından geçen platonik aşkı, aşka ve evliliğe dair düşüncülerinin yer aldığı günlüğünden aktarılan sayfalardan oluşan eserdir.
Türk Edebiyatı'nın en üretken isimlerinden Hiseyin Rahmi Gürpınar'ın romanında, 1910 senesinde Dünya'ya çarpacağı konuşulan Halley Kuyruklu Yıldızı hakkında, bu durumla eğlenmek maksadıyla, konferanslar düzenleyen İrfan Galip ile kendisine mektup gönderen esrarengiz bir kadının evliliğe uzanan macerası anlatılmaktadır. Satışa sunduğumuz eser, Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın çok sevilen ve günümüzde hala baskısı yapılmaya devam eden bu eserinin, Sabah Gazetesi'nde tefrika edildikten sonra kitap haline getirilerek 1328 (1912) senesinde Mihran Matbaası'nda yapılanilk baskısıdır.
19. yüzyılın başlarında Avrupa´da İslamiyet´e karşı gerçek dışı yayınların artması İslamiyet´i savunma edebiyatının meydana gelmesini sağlamıştır. Bu dönemde Abdülhak Hamid, beş adet seri tiyatro eseri kaleme almıştır, bu eserlerden birisi İspanya´da tarihi bir fetih gerçekleştiren Tarık bin Ziyad´ın hayatını konu alan, "Tarık yahud Endülüs´ün fethi" adlı eseridir.
Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın, cin, peri, cadı benzeri doğaüstü terimlerin kötü niyetlerle kullanılarak insaların kandırılmasını konu edinen ve iki eserden meydana gelen Garaib Faturası Külliyatı'nın ilk eseridir.
Türkiye Cumhuriyeti'nin 8. Başbakanı ve tarihçi Şemseddin Günaltay'ın kaleme aldığı eserde, İslam aleminin fenni ve fikri alanda yaşadığı çöküş ve bu çöküşten kurtulmanın yollarından bahsedilmiştir.
Evliya Çelebi´nin Seyahatname´si İstanbul´a ilk geldiği yıllarda geniş kitleler tarafından benimsenmemiştir buna karşın oryantalist Joseph von Hammer, İstanbul´da 4. cildini bulduğu Seyahatname´nin bir kısmını İngilizce´ye çevirmiş ve bu çeviriden bir seçki yayımlamıştır. Hammer´ın çevirisinin Avrupa´da ilgi uyandırmasının ardından, İstanbul matbaalarında da "Müntehabat-ı Evliya Çelebi" adlı bir seçki yayımlanmıştır.
John W. Draper'in, dinin bilimin gelişmesine engel olduğu iddiası ile din-bilim çatışması ekseninde kaleme aldığı eserine, Ahmet Mithat Efendi'nin tenkitli ve ilaveli tercümesidir.
Namık Kemal'in, Türk ve islam tarihinden seçtiği üç hükümdarın; Selahaddin Eyyübi, Fâtih Sultan Mehmed ve Yavuz Sultan Selim'in hayatlarını konu aldığı biyografik eseridir.
19. Yüzyıl şair ve yazarlarından olan Ali Kemal Efendi'nin ilk romanı olan "İki Hemşire" ve Fransızca'ya da çevirilen "Çölde Bir Sergüzeşt" adlı romanlarının bir araya getirilmesiyle meydana gelen eseridir.
Safahat adlı eserin tamamı 7 kitaptan oluşmakta olup ilk 6 kitap 1911-1924 yılları arasında yazılmıştır. 7. kitap ise Akif´in Mısır´da yaşadığı dönemde yazdığı şiirlerden oluşmaktadır. İlk defa 1933´te Kahire´de basılmıştır. Bu lottaki nüshada 7 kitap bir arada bulunmaktadır.
7. cildin baş tarafına el yazısı ile "İstiklal Marşı"nın on kıtası yazılmıştır.
Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın, cin, peri, cadı benzeri doğaüstü terimlerin kötü niyetlerle kullanılarak insaların kandırılmasını konu edinen ve iki eserden meydana gelen Garaib Faturası Külliyatı'nın ikinci eseridir.
Mustafa Kemal Atatürk'ün talimatıyla 1924’te Köprülüzâde Mehmed Fuad tarafından kurulan İstanbul Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsünün yayınıdır. Türkiye'nin sosyal bilimler alanında yayım yapan ilk dergilerinden biri olmakla birlikte halen yayın hayatına devam etmektedir.
Mehmed Cavid Bey, Rıza Tevfik Bölükbaşı ve Ahmet Şuayip Beyler tarafından kurulmuş ve 28 Aralık 1908 - 14 Mart 1911 tarihleri arasında yayın hayatına devam etmiştir. Osmanlı Devleti'nde sosyal bilimler alanında yayımlanan ilk dergiler arasında yer almaktadır.