OSMANLI DÜNYASI
OSMANLI DÜNYASI, 02.02.2023 saat: 21:00'a kadar internet sitemizden pey verebilirsiniz. 21:02 itibariyle canlı mezat başlayacaktır. Kitap, Dergi ve süreli yayın hariç tüm ürünlerden % 18 ürün KDV'si alınmaktadır. Komisyon Oranı: % 20 + KDV'dir. ÖDEME SÜRESİ MÜZAYEDE BİTİMİNDEN SONRA 1 HAFTADIR.HAKÎKÎ KOLAY ELİFBÂ, Ali Haydar, Kitabhane-i Hilmi, İstanbul 1928, 79 s., 15x21 cm
Bazı sayfaları açılmamıştır.
RESİMLİ GÜZEL ELİFBÂ (Birinci Kısım), Mustafa Şefik, Tefeyyüz Kütübhanesi, İstanbul 1925, 64 s., 15x23 cm
Sırtı bantla tamir edilmiştir.
AHTERÎ-İ KEBÎR (2 cilt bir arada), Matbaa-i Amire, İstanbul 1310, 492+475 s., 18x26 cm
Ahterî ve Ahterî-i Kebîr diye de anılan bu Arapça-Türkçe sözlük Muslihuddin Mustafa´nın en meşhur eseridir. Belli başlı Arapça kaynaklardan faydalanarak 952 (1545) yılında tamamladığı eser, yaklaşık 40.000 kelime ihtiva etmektedir.
Ay yıldızlı cildinde RESİMLİ KÂMÛS-I OSMÂNÎ (2 cilt bir arada), Ali Seyyidi, Matbaa ve Kütübhane-i Cihan, İstanbul 1324, 656 s., 18x24 cm
Sözlük "Doksanlık" kelimesinin tarifiyle sona ermektedir.
Tuğralı deri cildinde TERCÜMETÜ´L-KÂMÛS EL-OKYÂNÛS (3 cilt), Tabhane-i Amire, 1268-1272, 943+939+975 s., 22x32 cm
Firuzâbâdi´nin Arapçadan Arapçaya sözlüğü Kâmûsü´l-Muhît, sözlük çalışmalarında, türe adını verecek ölçüde önemli bir yer tutmuştur. Nitekim "okyanus" anlamına gelen "kâmûs" kelimesi, eserin şöhret bulmasından sonra "sözlük" anlamında da kullanılmaya başlamıştır. Eser iki kez Türkçeye tercüme edilmiştir ki bunlardan ikincisi müzayedeye sunulan el-Okyânûsü´l-Basît fî Tercemeti´l-Kâmûsi´l-Muhît´tir. Mütercim Asım Efendi, sözlükteki kelimelerin Türkçe karşılıklarını bulurken yalnızca yazı diliyle yetinmeyip halk ağzından da faydalanmıştır. Müstakil bir telif niteliğini haiz görülen Kâmûs Tercümesi, ilk defa II. Mahmud´un iradesiyle mütercimin büyük oğlu nezaretinde, 1230-33 yıllarında basılmıştır.
LÜGÂT-I SÜBHA-İ SIBYÂN, 39 s., 16x23 cm
1900´lü yılların başına kadar en az 30 kez basılan "Sübha-i Sıbyân"adlı bu Arapça-Türkçe manzum sözlük, 460 beyit civarında bir hacme sahiptir. Eser, sıbyan mekteplerinde okuyan öğrencilerin Türkçe kelimelerin Arapça karşılıklarını kolayca ve zevk alarak öğrenmelerini sağlayan, öğretici ve ezberlenmesi kolay bir okul sözlüğü olması sebebiyle oldukça rağbet görmüştür.
KÜÇÜK LÜGAT-İ NÂCÎ, Muallim Naci, Asr Matbaası, İstanbul, 902 s., 10x14 cm
Türk dilinde kullanılan Arapça ve Farsça kelimelerle Türkçeye Batı dillerinden girmiş bazı kelimelere de yer veren Lügat-i Nâcî; kelimelerin seçilişi, anlamlandırma ve örnek cümleler bakımından döneminde ileri seviyede kabul edilmiştir. Kelimelerin, asıl dillerindeki anlamlarının değil, Türkçede kazandıkları manaların gösterildiği sözlükte müellifin kendi şiirlerinden veya başka şairlerden örnek çeşitli mısra ve beyitler de yer almaktadır. Sözlük "fetva" kelimesine kadar Muallim Naci tarafından hazırlanıp yayımlanmış, Nâci´nin ölümü üzerine geri kalan kısmı Müstecabizâde İsmet Bey tarafından tamamlanmıştır. Sırtı ayrıktır.
İLÂVELİ LÜGÂT-I OSMÂNİYYE, 816+30 s., 10x14 cm
"Tercüman-ı Hakikat gazetesinin tefrika suretiyle neşretdiği ecnebi lügatlari bu kere Midhat Efendi´den bi´l-istizan cem´ edilerek işbu Lügat-i Osmanî´ye zeylen neşrolundu."
İLÂVELİ MÜNTEHABÂT-I LÜGÂT-İ OSMÂNİYYE (2 cilt bir arada), 1286, 440+570 s., 12x18 cm
Bazı sayfaları ayrıktır.
İLÂVELİ ESMÂ-İ TÜRKİYYE, Rıza Bey, İstanbul 1299, 32 s., 12x17 cm
Son sayfasının alt kenarları yırtıktır.
5 eser tek ciltte: KİTÂB-I EMSİLE, Matbaa-i Osmaniye, 1302, 31 s.; MESÂHÂT VE EKYÂL VE EVZÂN-I CEDÎDEYE DÂİR KÂNÛNNÂME, Matbaa-i Amire, 1285, 55 s.;
BİLUMÛM VİLÂYETLER VÂRİDÂT-I ÖŞRİYYESİNİN MÜZÂYEDE VE İHÂLE VE İDÂRESİ HAKKINDA TA´LÎMÂT-I CEDÎDE, 35 s.; AFYON TOHUMU ZER´İNE DÂİR TA´LÎMÂT, 8 s.; MESÂHÂT VE EKYÂL VE EVZÂN-I CEDÎDEYE DÂİR KÂNÛNNÂME, Matbaa-i Amire, 1286, 6 s., 13x20 cm
ÎZÂHU´L-KAVÂİD, Haşim, Matbaa-i Amire, 1295, 88 s., 16x25 cm
Kapak sayfaları ve formaları birbirinden ayrıktır.
Ebru kaplı deri cildinde MÜSTAGNİ´Ş-ŞURÛH (Şerh-i Emsile), Takvimhane-i Amire Litografya Destgâhı, 1275, 103 s., 16x24 cm
"İlm-i sarf ve nahiv ve sair fünun-ı Arabîyi tahsile heveskâr olanlara mucib yüsr ve sühulet olmak murad ile telif olan işbu şerh-i Türkî risaleler ve bazı risale-i Arabiyye ile mecmuatü´l-mergube olub…" Sırtı kısmen ayrıktır.
Rüşdiyye Kısmı Birinci Seneye Mahsûs KIRÂAT, Reşad, Karabet Matbaası, İstanbul 1323, 104 s., 12x18 cm
Bazı sayfalarında çocuksu karalamalar mevcuttur.
Sultan Reşad tuğralı ve ay yıldızlı cildinde İLÂVELİ HAZÎNE-İ MEKÂTÎB YÂHÛD MÜKEMMEL MÜNŞEÂT, Ahmed Rasim, Sancakciyan Matbaası, İstanbul 1331, 416 s., 14x20 cm
Eser, örnekler ışığında döneminde kullanılan resmi ve gayri resmi yazışma türleri ve kuralları hakkında önemli bilgiler sunmaktadır. Sırtı ayrıktır.
MECÂMİU´L-EDEB (Yedinci Kitâb: Aksâm-ı Şiir), Mehmed Rifat, Kasbar Matbaası, İstanbul 1308, 129 ilâ 272 s., 14x20 cm
"Usul-i fesahat, ilm-i meâni, ilm-i beyan, ilm-i bedî´, ilm-i aruz, fenn-i kafiye, aksam-ı şiir, usul-i tahrir, usul-i kitabet ve hitabet, usul-i tenkid gibi fenleri havi on kitab-ı asli ile tercümelerden mürekkeb, diğer dört kitab-ı fer´îden ibaretdir."
METOD FERÂZ, Ali Feraz, neşreden: Feraz Kütübhanesi Sahibi Ali Feraz ve Biraderi, İstanbul 1925, 72 s., 11x19 cm
"Üç ayda Türklerin Fransızca ve ecnebilerin Türkçe alışma usulü" Arka kapak sayfası eksiktir. Sayfalarında su lekesi vardır.
NEV USÛL HÂCESİZ [HOCASIZ] FRANSIZCA, Mustafa Fazıl, Şirket-i Mürettibiye Matbaası, İstanbul 1900, 39+50 s., 15x22 cm
İlişikte kıraat kurallarını içeren bir cetvel mevcuttur.
KÂMÛSÜ´L-A´LÂM (4. Cilt), Ş[emseddin] Sami, Mihran Matbaası, İstanbul 1311, 2401 ilâ 3200. sayfalar, 17x24 cm
"Tarih ve coğrafya lügâtini ve tabir-i esahhla kâffe-i esma-i hassayı câmidir" Tanzimat´tan sonraki Türk edebiyatının tanınmış edebiyatçısı olan ve roman ve tiyatro yazarlığından gazeteciliğe, lügatçilikten ansiklopedi yazarlığına kadar değişik alanlarda önemli eserler vermiş Şemseddin Sami´nin bu eseri, biyografi, tarih ve coğrafya ansiklopedisidir.
LÜGÂT-İ TÂRÎHİYYE VE COĞRAFYA (2. Cilt), Ahmed Rifat, Mahmud Bey Matbaası, İstanbul 1299, 314 s., 15x23 cm
Tanzimat dönemi ansiklopedi, tarih ve sözlük yazarı olarak tanınan Yağlıkçızâde Ahmed Rifat´ın kaleme aldığı eser; meşhur kişilerin biyografileri, önemli olaylar, tarih boyunca kurulmuş devletler ve belli başlı şehirlerin tarihi ve coğrafyası ile ilgili bilgiler içeren bir tarih ve coğrafya sözlüğü olmanın yanı sıra öteki ilim ve fenlere dair pek çok bilgiyi içermesiyle genel bir ansiklopedi özelliği de taşımaktadır.
Müderris Faik Sabri Bey´in kaleminden 6 eser: TABÎÎ COĞRAFYA DERSLERİ VE KUTUB MEMLEKETLERİ, 157 s.; BEŞ KITA COĞRAFYASI: AFRİKA, künye sayfası eksik, 108 s.; BEŞ KITA COĞRAFYASI: ASYA, Kitabhane-i Hilmi, İstanbul 1926, 174 s.;
BEŞ KITA COĞRAFYASI: ŞİMÂLÎ AMERİKA, Kitabhane-i Hilmi, İstanbul 1926, 72 s.; BEŞ KITA COĞRAFYASI: CENÛBÎ AMERİKA VE OKYANUSYA, Kitabhane-i Hilmi, İstanbul 1926, 71 s.; YENİ AVRUPA COĞRAFYASI, Kitabhane-i Hilmi, İstanbul 1341, 364 s., 18x24 cm İkincü ve üçüncü kitabın sayfa sıralamasında karışıklık mevcuttur.
MEVZİÎ COĞRAFYA (1. Kısım: Avrupa), A. Hettner, çev. Hamit Sâdi, Matbaa-i Ebüzziya, İstanbul 1929, 126 s., 16x24 cm
"A. Hettner´ın ´Mevziî Coğrafya Mebâdîsi´ unvanlı eserinden Türkçeye nakledilmişdir."
MUHTASAR TÂRÎH-İ UMÛMÎ VE OSMÂNÎ ATLASI, Mehmed Eşref, Mekteb-i Harbiye Matbaası, 1326, 14 sayfa metin + haritalar (eksiksiz), 16x25 cm
26 sayfa haritası vardır. Sırtı ayrıktır.
HESÂB-I TEDRÎCÎ (Birinci Kitâbdan A´mâl-i Erbaa, Fransızcadan çev. Ahmed Rasim, A. Asaduryan Şirket-i Mürettibiye Matbaası, İstanbul 1307, 70 s., 14x20 cm
"Etfalin en güç ve en mümteniü´t-tahsil görünen ilm-i hesab numuneleri ve hesab-ı zihnî ile beraber en yeni usul-i tedrise muvafık olarak Fransa´da neşrolunan hesab-ı tedricinin tercümesidir. Bu kitab mektaib-i müteaddidede rahle-i tedrise vaz olunmuş ve fevaid-i kesiresi görülmüşdür. Dersler zihinde güzelce nakşolmak için de bir takım resimler konulmuşdur. Suret-i tahriri pek sade olduğundan mekatib-i ibtidaiyye etfaline elverişlidir." Sırtı ve formaları kısmen ayrıktır.
CEBİR MUALLİMİ (Muallim Kitabı), Mehmed İzzet, Kanaat Matbaası, İstanbul 1926, 200 s., 14x20 cm
"Liselerin üçüncü sınıfı ile kız ve erkek muallim mekteblerinde tedris olunmak üzere telif ve tab´ edilen ´ilm-i cebir´ kitabında münderic emsile ve mesail-i mütenevvianın suret-i hallerini ve bazı gavamiz-i riyaziyyeyi havidir." Formaları ayrık, kapağı kısmen yırtıktır. Sayfaları açılmamıştır.
ÇOCUK RÛHU, İbrahim Alaaddin [Gövsa], Devlet Matbaası, İstanbul 1927, 475 s., 17x24 cm
Biyografi ve ansiklopedi çalışmalarıyla tanınan yazar, şair ve aynı zamanda Türk çocuk edebiyatının öncülerinden İbrahim Alaeddin Gövsa´nın çocuk eğitimi alanında kaleme aldığı eseridir.
ÇOCUK RÛHİYYÂTI VE TECRÜBÎ PEDAGOJİ, Eduard Claparede, çev. Mustafa Rahmi [Balaban], Matbaa-i Amire, İstanbul 1342, 171 s., 14x20 cm
Ciltsizdir ve son sayfası ayrıktır.
RÛHİYYÂTA MEDHAL, Mustafa Rahmi [Balaban], Matbaa-i Amire, İstanbul 1339, 43 s., 14x20 cm
Mustafa Rahmi Balaban, uzun yıllar süren eğitimcilik ve idarecilik çalışmaları yanında yazı faaliyetleriyle de Cumhuriyet Türkiye´sinde Batı tarzı eğitim ve öğretim sisteminin yerleşmesine öncülük etmiştir.
RÛHİYYÂT MAKÂLELERİ, İngilizceden çev. Mustafa Rahmi [Balaban], Matbaa-i Amire, İstanbul 1342, 39 s., 14x20 cm
Kapağının kenarı hafif yırtıktır.
KADINLARA AMELÎ SANÂYİ-İ ZİRÂİYYE DERSLERİ (4. Kısım: Arıcılık San´atı), İhsan, Matbaa-i Amire, İstanbul 1331, 32 s., 14x21 cm
Seri bütünde, "Sütçülük, tereyağcılık, peynircilik, tavukçuluk, arıcılık, ipekçilik, ekmekçilik, nişastacılık, gülyağcılık ve bağçıvanlıkdan bâhisdir" Ciltsizdir.
ZİRÂAT VE TİCÂRET MUHTIRASI, Salih Zeki, İlhami ve Fevzi Matbaası, İstanbul 1926, 485 s., 13x18 cm
Cildinde kurt yeniği vardır. Bazı sayfalarında su lekesi mevcuttur.
TİCÂRET VE ZİRÂAT NEZÂRETİ 1329 VE 1331 SENELERİ SANÂYİ-İ İSTATİSTÎKÎ, Matbaa-i Amire, İstanbul 1917, 163 s., 23x31 cm
"İstanbul vilayetiyle İzmir, Manisa, Bursa, İzmit, Karamürsel, Bandırma, Uşak şehirlerinde bulunan müessesat-ı sınaiyyenin bizzat mahallerinde icra olunan tedkikat üzerine ahval-i umumiyyesine, tesisat, müstahdemîn ve istihsalatını ve işbu istihsalatın ticaret-i hariciyye istatistiki ile mukayesesini muhtevidir."
İLM-İ EDVÂRA DÂİR RİSÂLE, 87 s.; HAŞİM BEY MECMUASI, MECMÛA-İ KÂRHÂ NAKIŞHÂ VE ŞARKİYYÂT, 1280, 512 s.; 13x20 cm
“HAŞİM BEY MECMUASI” adıyla tanınan ünlü musiki kitabı… Birinci baskısı “Mecmua-yı Kârha ve Nakşha ve Şarkiyat” olan eserin “Haşim Bey Mecmuası” adıyla anılan bu ikinci baskısı, ilk baskıya göre içerik ve görsel bakımından daha zengin.
"… Abdülaziz Han efendimiz hazretlerinin […] saye-i şehinşahilerinde ilm-i musikiye meyil ve rağbet ziyade olduğundan ilm-i mezkureye hâhişli bulunanlar için akdemce bir mecmua-i muhtasara tertib ve tanzim ve tab´ ve temsil olunmuş ise de beş altı sene zarfında yeniden birtakım şarkiyyat yapılmakda bulunmuş olduğundan bu kere dahi yeniden bir mecmuanın tanzimiyle beraber bir edvarın dahi zamm ve ilavesine lüzum görünmüş ...." Sayfa numaralandırmasında karışıklık mevcuttur.
MÛSİKÎ TÂRÎHİ (2 cilt bir arada), Ahmed Muhtar, Devlet Matbaası, İstanbul 1927-28, 252+358 s., 17x25 cm
Son üç sayfasının metin kısmında yırtık mevcuttur.
Çoklu eser: KIRÂAT-İ EDEBİYYE (Üçüncü Kısım), Celal Sahir & Köprülüzâde Mehmed Fuad, Karabet Matbaası, İstanbul 1330, 192 s.; MEKTEB-İ EDEB, tertib eden: Kitabcı Arakel, tashih eden: Muallim Naci, Kütübhane-i Cihan, İstanbul 1322, 199 s.;
GÜLMEK NEDİR VE KİME GÜLÜYORUZ?, Mustafa Şekib, Sühulet Kütübhanesi, İstanbul, 80 s., 13x18 cm Üçüncü kitabın birkaç sayfasının bazı satır başlarında, kelimenin yalnızca ilk harfini götüren bir kesim hatası mevcuttur.
İLM-İ MÂLÎ VE KAVÂNÎN-İ MÂLİYYE (Ders Notları), Müderris Ömer Celal Bey, İstanbul 1926, 813 s., 14x20 cm
Sayfa numaralandırmasında hata mevcuttur.
3 eser bir arada: YENİ İCTİMÂİYYÂT DERSLERİ, Mehmed İzzet, Devlet Matbaası, İstanbul 1927, 302 s.; İCTİMÂİYYÂT (1. Kitap), Max Bonnafous, çev. Necmeddin Sadık, Devlet Matbaası, İstanbul 1927, 215 s.;
TERBİYEYE ÂİD TATBÎKÂTLA BİRLİKDE RÛHİYYÂT DERSLERİ, E. Rabo, çev. Mehmed Ali Ayni, Matbaa-i Amire, İstanbul 1331, 503 s. (sayfa numaralandırmasında hata mevcut), 15x22 cm İlk kitabın ilk 100 sayfası mükerrerdir.
TERCÜME-İ GEDÛSÎ LİL-MUKANTARÂT, Mahmud Bey Matbaası, İstanbul 1327, 39 s., 16x24 cm
"Malum ola ki irtifa risalelerinden Tercüme-i Gedûsî nam risale bu fennin mübtedilerine gayetiyle sühuletli ve müfid bir risaledir lakin tahrir ve tab´ında dikkat edilmediğinden nüshalar bütün yanlış ile dolmağla […] bu fen mahirlerinden Fatih dersiamlarından Hezargradi Hasan Şevki Efendi talebe-i uluma bir hidmet-i hasene addederek tashih edub kenarına dahi bazı mühim meseleler ilave ederek tahrir eylemesiyle..." Ciltsizdir.
TERCÜME-İ VEFEYÂTİ´L-A´YÂN (2 cilt bir arada), İbn Hallikan, çev. Muhammed Rodosîzâde, Tabhane-i Amire, 1280, 353+361 s., 15x23 cm
Tarihçi, fakih ve edebiyatçı İbn Hallikan´a şöhretini kazandıran Vefeyâtü´l-A´yân, İslam´ın başlangıcından kaleme alındığı döneme kadar, herhangi bir alanda üne kavuşmuş kadın ve erkek yüzlerce kişinin hayat hikâyeleri ile eserleri, yaptıkları iyi işler ve ölüm tarihleri hakkında bilgiler içermektedir. İslam tarihinde kendi alanındaki en eski örnek sayılan ve şahısların alfabetik sıraya göre ele alındığı esere birkaçı hariç sahabe ve halifeler dahil edilmemiştir. Rodosîzâde eseri özet olarak Türkçeye çevirmiş, ancak tercüme sırasında aslına sadık kalınmadığı için bu yayın fazla itibar görmemiştir.
HUNLARIN, TÜRKLERİN, MOĞOLLARIN VE DAHA SÂİR TATARLARIN TÂRÎH-İ UMÛMÎSİ (5. Cilt), Deguignes, çev. Hüseyin Cahid [Yalçın], Tanin Matbaası, 1924, 418 s., 14x19 cm
Birkaç sayfasının kenarı yeniktir ve bazı sayfaları lekelidir.
TÂRÎH-İ UMÛMİ (2., 4. ve 5. ciltler), [Mizancı] Mehmed Murad, İstanbul 1299-1328, 367+462+444 s., 14x19 cm
2. cilt: Artin Asaduryan ve Mahdumları Matbaası, 1327; 4. cilt: Matbaa-i Jerayir-Keteon, 1328; 5. cilt: Mahmud Bey Matbaası, 1299 (künye sayfası ayrık) Tanzimat´tan sonraki Türk fikir hayatının ve Jön Türklerin önde gelen isimlerinden fikir adamı, gazeteci ve yazar Mizancı Murad, gerek Mekteb-i Mülkiye´deki hocalığı gerekse memleketi Dağıstan´a yaptığı ziyaretin dönüşünde çıkardığı ve II. Abdülhamid´in önce teveccühüne, ardından sansürüne mazhar olan "Mizan" gazetesindeki yazılarıyla özgürlük ve meşrutiyet arayışındaki genç nesle öncülük etmiş ve tarih bilinci kazandırmıştır. Devletin resmî ideolojisinin Osmanlılık, kültürel ideolojisinin de İslam birliği olması gerektiğini savunan Mizancı Murad´ın tarihçiliği, ilmî olmaktan ziyade ideolojiktir.
Ebru kaplamalı deri sırtlı cildinde FEZLEKE-İ TÂRÎH-İ OSMÂNÎ, Ahmet Vefik Paşa, Matbaa-i Amire, 1286, 295 s., 14x19 cm
İlişikte Osmanlı padişahları silsilesi vardır.
TÂRÎH-İ NAÎMÂ (3. cilt), 460 s., 15x21 cm
İlk resmî Osmanlı vakanüvisi ve tarihçisi olan Naima tarafından kaleme alınan ve olayları kronolojik bir sıra içerisinde nakleden eser, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerinde çok faydalanılan bir eser olmuştur.
KISAS-I ENBİYÂ VE TEVÂRÎH-İ HULEFÂ (5 cilt bir arada), Ahmed Cevdet, İstanbul 1291-1303, 519+378 s., 13x18 cm
4. cilt 156. sayfa ile eksiksiz olarak sona ermekte, aynı yıl basılan 5. cilt ise 174. sayfa ile başlamıştır; 349 ilâ 364. sayfaları eksiktir. Tanzimat devrinin önde gelen ismi Cevdet Paşa, büyük bir devlet adamı olduğu kadar tarihçi, hukukçu, eğitimci ve sosyologdur. Gelenekçi Türk-İslam Doğu kültürü ile yenilikçi Batı arasında bir senteze varmaya çalışan, Avrupa kanun ve kurumlarının olduğu gibi alınmasına karşı çıkarak Türk-İslam hukuk tarihi açısından öncü niteliğindeki Mecelle´nin hazırlanmasında en önemli rolü oynayan Ahmed Cevdet Paşa, klasik Osmanlı tarihçiliğine de yeni bir bakış açısı getirmiştir. Paşa´nın hayatının sonlarına doğru yazdığı bu eser; Hz. Âdem´den Hz. Muhammed´e kadar olan peygamberlerin kıssalarından, İslam dininin ortaya çıkışından, Dört Halife dönemi ile Emevi ve Abbasi hilafetlerinden, Türk-İslam devletlerinden ve 1439 yılına kadarki Osmanlı devirlerinden bahseder.
ERMENİ KOMİTELERİNİN ÂMÂL VE HAREKÂT-I İHTİLÂLİYYESİ (İlân-ı Meşrûtiyetden Evvel ve Sonra), Matbaa-i Amire, İstanbul 1332, 323 s., 17x24 cm
193 ilâ 208. sayfaların yerine 209 ilâ 224. sayfalar mükerrer olarak basılmıştır.
LUDENDORFF´UN HÂTIRÂT-I HARBİYYESİ (1. Cilt), Erkân-ı Harbiye Mektebi Matbaası, İstanbul 1336, 240 s., 17x23 cm
Ön arka sayfası eksiktir. Bazı formaları ayrıktır.
TUHFETÜ´L-KİBÂR FÎ ESFÂRİ´L-BİHÂR, Kâtib Çelebi, Matbaa-i Bahriyye, 1329, 166 s., 17x25 cm
1645´te başlayıp yıllarca süren Girit Seferi münasebetiyle yazılan ve 1656 yılına kadarki Osmanlı deniz savaşlarının anlatıldığı eser, Osmanlı denizcilik tarihi için çok önemli bir kaynaktır.
İZMİR´İN TÂRÎHİ (6 forma), Raif Nezih, 15+16+16+16+16+8 s., 21x29 cm
Mevcut formalar: Birinci Kitâb 6. Forma; İkinci Kısım 8, 9, 10, 11 ve 12. Forma
NUTUK (Muhteviyâtına Âid Vesâik), Gazi Mustafa Kemal [Atatürk], Ankara 1927, 303 s., 22x29 cm
10 adet harita eki mevcuttur.
ŞEYH İBN BATTÛTA SEYÂHATNÂMESİ TERCÜMESİ (2. Kısım), Süleyman Efendi Matbaası, 1291, 57 ilâ 102. sayfalar, 16x25 cm
"İşbu seyahatname iki cüze taksim olunub bu defa ikinci cüzü dahi tab´ olunmuşdur" Marko Polo ile birlikte Ortaçağ´ın en büyük iki seyyahından biri kabul edilen İbn Battuta, Türklerin, Moğolların ve Maldivlilerin hükümdarlarıyla tanışmış, Farsça ve Türkçe bilmesi ve yolculuklarında çeşitli siyasi deneyimler kazanması dolayısıyla kendisine diplomatik görevler verilmiştir. Avrupa hariç eski dünyanın neredeyse tamamında 28 yıldan fazla süren bir seyahatin ürünü olan eserinde İbn Battuta, çeşitli milletlerin giyim kuşamı, âdetleri ve inançları hususunda ayrıntılara inmesinden ötürü bazı araştırmacılar tarafından ilk antropologlardan, bazılarınca da ilk etnologlardan sayılmıştır. Seyyah, gezdiği ülkelerin coğrafyası ve ekonomisi hakkında detaylı bilgiler vermiş; ahi birliklerine de temas ederek bunların Kırım´dan Sivas´a uzanan siyasi ve ticari etkinliğindan bahsetmiştir. Sayfaları açılmamıştır. Kapak sayfası yıpranmıştır.
EVLİYÂ ÇELEBİ SEYÂHATNÂMESİ, künye sayfası eksik, 904 s., 18x25 cm
"Der beyan-ı seyahatname-i fütuhat-ı diyar-ı Alman dâr-ı bî-iman vilayet-i kâfiristan bî-iman" Metnin sonunda yer alan "Vilayet-i Kırım´a andan Asitane-i Saadete gitdiğimiz konakları beyan eder" cümlesine "*" işareti konarak dipnotta, "Sekizinci cildin başı böyle başlayacakdır." ibaresi eklenmiştir. Medrese eğitimi görüp babasından hattatlık öğrendikten sonra saraya intisap ederek Enderun tahsilini sürdüren Evliya Çelebi, kendi ifadesine göre sık sık IV. Murad´ın huzuruna çıkmış ve onu nükteleriyle eğlendirmiştir. Geniş bir hayal dünyası ve sahip olduğu bilgi birikimi ile İstanbul´da başladığı seyahatine Anadolu, Avrupa ve Asya şehirlerinde devam eden Evliya Çelebi, hayatını seyahate vakfetmiş ve bu uğurda bazen mektup taşımak, köyleri tahrir etmek ve vergi toplamak gibi görevleri kabul etmiş, bazen de elçi kafilelerine katılmıştır. Kimilerince hatırat özelliği taşıyan seyahatnamesi ise sade ve samimi ifadesi, konuşma diline özgü cümleleriyle herkese hitap etmeyi amaçlamıştır.
REHBER-İ HAKÎKAT VE CİDDİYET, Mehmed Tevfik, Matbaa-i Ahmed Kâmil, İstanbul 1326, 15 s., 12x19 cm
Üzerinde Münir Süleyman Çapanoğlu mührü vardır.
BEKTÂŞÎ SIRRI´NIN MÜDÂFAASINA MUKÂBELE (4. Cilt), A. Rıfkı, Asr Matbaası, İstanbul 1327, 160 s., 14x20 cm
Kapakları yıpranmış haldedir.
REYBÎLİK, BEDBÎNLİK, LÂİLÂHÎLİK NEDİR, Mehmed Ali Ayni, Kitabhane-i Sûdi, İstanbul 1927, 87 s., 15x21 cm
Çeşitli illerde mutasarrıflık ve valilik yapan Mehmed Ali Ayni, başarılı memuriyet hayatı yanında yazdığı ve tercüme ettiği kitaplar, açtırdığı okullarla ilim ve kültürün ülkenin en uzak köşelerine kadar yayılmasında da katkı sahibi olmuştur.
İŞTİRÂK ETMEDİĞİMİZ HAREKÂT (Târîh-i Osmânî ve Keşfiyyât, Rönesans ve Reform Harekâtı), Celal Nuri [İleri], Cemiyet Kütübhanesi, 1917, 76 s., 14x20 cm
II. Meşrutiyet ve Cumhuriyet devrinin tanınmış gazetecisi ve siyaset adamı Celal Nuri İleri tarafından kaleme alınane eser, bugünkü Batı medeniyetinin meydana gelmesinde rolü olan üç büyük hareketten coğrafi keşifleri, Rönesans ve Reformu tanıtmakta ve bunların Osmanlı tarihiyle ilişkisi üzerinde durmaktadır. Ciltsizdir; ön kapak sayfası yıpranmış ve ayrıktır.
HAKÎKATÜ´L-HÜRRİYET, Eski Edirne Müftüsü el-Hac Mehmed Fevzi, 28 s., 14x22 cm
"Ulum-ı Arabiyye ulum-ı şer´iyyeye bir vesile olduğundan ve ulum-ı şer´iyye ise a´mal ve itikadat-ı İslamiyyeyi tarif ve tashih eder ve işbu "Hakîkatü´l-Hürriye" nam risale-i mübarekenin mündericatı dahi bâ-lisan-ı Türkî asl-ı amel ve itikadın hakikat ve neticesini irae eyler idüğünden ismine "Rûhu´l-Ulûm ve Lübbü´l-Fünûn" denilmek pek münasib idiyse de derun-ı risalede zikrolunan hikmete mebni "Hakîkatü´l-Hürriye" tesmiye kılınmışdır."
ENGİZİSYON ESRÂRI, çev. H. Nazım, Hacı İzzet Efendi Matbaası, İstanbul 1296, 733 s., 13x19 cm
Künye sayfası eksik olup, künye bilgileri cildin üzerine yapıştırılmış sayfada yazılıdır. Bir sayfası metin bölümünden kısmen yırtıktır; bir başka sayfası da aynı şekilde yırtık olup, yırtık parçası ayrıca mevcuttur.
GÜLZÂR-I BEYÂN, Nuri, Mahmud Bey Matbaası, İstanbul 1323, 152 s., 14x21 cm
Kapak sayfaları kısmen ayrıktır.
HAYAT´ın İlâvesi FAUST, Goethe, çev. Galib Bahtiyar, Milli Matbaa, İstanbul 1926, 216 s., 16x23 cm
Sayfa numaralandırmasında hata mevcuttur.
BÂLÂDAN BİR SES, Abdülhak Hâmid [Tarhan], Yeni Osmanlı Matbaa ve Kütübhanesi, İstanbul, 15 s., 12x24 cm
Eserin bir kısmı, şairin el yazısının tıpkıbasımı şeklindedir. Tıpkıbasım metin 9. sayfadan 19. sayfaya kadardır. Tıpkıbasım metni içeren bu nüsha, Celal Nuri´nin 1327 tarihinde kaleme aldığı "Abdülhak Hâmid" başlıklı bir sunuşla başlamaktadır.
GEÇDİĞİM YOL, Ali Canib [Yöntem], neşreden: Türk Kadını ve Talebe Defteri Müessisi, 1918, 39 s., 11x18 cm
Kapak sayfası kısmen ayrıktır.
DÎVÂN-I NİYÂZÎ, 84 s., 14x23 cm
Halvetiyye´nin Mısriyye kolunun kurucusu mutasavvıf şair Niyazi Mısrî, vaazlarında söylediklerinden ötürü mahkûm edildiği uzun bir sürgünlük hayatından sonra Bursa´ya dönmüş, ertesi yıl Avusturya seferine katılmak üzere müridleriyle hazırlıklara başlamıştır. Ancak sözlerinin halk ve ordu üzerinde etkili olup büyük bir fitne kopacağı ileri sürülerek sadrazam tarafından engellenen şair, Limni´ye sürgün edilmiş ve orada vefat etmiştir. Şiirleri bütün tarikat çevrelerinin beğenisini kazanan Niyazi Mısrî´nin bu divanı, zamanla dervişlerin el kitabı haline gelmiştir.
ŞERH-İ VASİYYETNÂME, 31 s., 12x16 cm
"Hazret-i Resul-i Ekrem ve Nebiyy-i Muhterem (S. A. V.) hazretlerinin türbedarı Şeyh Ahmed rivayet eder ki: …"
RUBÂİYYÂT-I HAYYÂM ve TÜRKCEYE TERCÜMELERİ, Dr. Abdullah Cevdet, Matbaa-i Şirket-i Mürettibiye, İstanbul 1926, 453 s., 12x18 cm
İranlı alim ve filozof Ömer Hayyam; astronomi, fizik ve tıpla ilgilenmiş, müzikle uğraşmış; özellikle cebir ve analitik geometrinin gelişimine önemli katkılar sağlamıştır. Tüm bu özelliklerinin üzerinde Hayyam´a asıl şöhretini sağlayan ve pek çok dile çevrilerek dünyaca tanınırlık kazandıran eseri, rubaileri olmuştur. Cildi ayrıktır ve esere ait değildir.
RİSÂLE-İ ÂL-İ ABÂ, çev. Dersiam Hüseyin, 1268, 34 s., 12x19 cm
"Kıssa-i Âl-i Abâdır bu kitab; Ehl-i iman mezhebinde müstetab; Tercüme kıldı Hüseyin Ders-i Âm; Cümleden hayır dua oldu meram" Sayfa numaralandırmasında hata mevcut olup, bazı sayfaları tamirlidir.
TAHMÎSÂT-I NEVBAHÂRIM, Manastırlı Rıza Nuri, Kasbar Matbaası, İstanbul 1308, 48 s., 12x17 cm
"Nafia Nezareti mektubcusu esbak İbrahim Tevfik Bey´in mahdum-ı fetanet-mevsumu şair-i mahir merhum Emin Beyefendi´nin âsâr-ı müntehabesini havi olub Muallim Naci Efendi´nin delaleti ve biraderi Mehmed Ali Beyefendi´nin vesatetiyle tab´ ve neşrine teşmir-i sak-ı himmet olunan "Nevbahârım" nam mecmua-i latifedeki gazeliyyatına yazılan tahmisatdır."