OSMANLI DÜNYASI, 09.12.2022 saat: 21:00'a kadar internet sitemizden pey verebilirsiniz. 21:02 itibariyle canlı mezat başlayacaktır. Kitap, Dergi ve süreli yayın hariç tüm ürünlerden % 20 ürün KDV'si alınmaktadır. Komisyon Oranı: % 20 + KDV'dir. ÖDEME SÜRESİ MÜZAYEDE BİTİMİNDEN SONRA 1 HAFTADIR.
Türk dilinde kullanılan Arapça ve Farsça kelimelerle Türkçeye Batı dillerinden girmiş bazı kelimelere de yer veren lügat; kelimelerin seçilişi, anlamlandırma ve örnek cümleler bakımından döneminde ileri seviyede kabul edilmiştir. Kelimelerin, asıl dillerindeki anlamlarının değil, Türkçede kazandıkları manaların gösterildiği sözlükte müellifin kendi şiirlerinden veya başka şairlerden örnek çeşitli mısra ve beyitler de yer almaktadır. Sözlük "fetva" kelimesine kadar Muallim Naci tarafından hazırlanıp yayımlanmış, Naci´nin ölümü üzerine geri kalan kısmı, Müstecabizâde İsmet Bey tarafından tamamlanmıştır.
Sırtı ayrıktır.
Tanzimat´tan sonraki Türk edebiyatının tanınmış edebiyatçısı Şemseddin Sami, roman ve tiyatro yazarlığından gazeteciliğe, lügatçilikten ansiklopedi yazarlığına kadar değişik alanlarda önemli eserler vermiş bir isimdir.
Sırtı ve bazı sayfaları ayrıktır.
Sırtı hafif yıpranmıştır. İlk sayfasının boyutu diğerlerine göre küçük olduğundan sonradan eklenmiş olduğu düşünülmektedir. Son iki sayfası tamirlidir.
Eser, örnekler ışığında döneminde kullanılan resmî ve gayriresmî yazışma türleri ve kuralları hakkında önemli bilgiler sunmaktadır.
Üzeri yazılı ve kenardan hafif yırtık sayfaları mevcuttur.
"1314 senesi Devlet-i Aliyye ve Yunan seferini anlatmaktadır."
Kitaba bitişik 50x61 cm boyutlarında bir harita mevcuttur. Cildinde kurt yenikleri vardır.
2., 4., 5., 6., 8., 10., 11. ve 12. ciltler mevcuttur. 6. cildinde 35x43 cm boyutlarında Hindistan haritası; 10. cildinde 33x49 cm boyutlarında Mısır ve 33x39 cm boyutlarında Sudan haritası vardır. 12. cildin sırtı ayrıktır.
Hekim ve siyaset adamı Rıza Nur, Türk tarihi ve Türkoloji sahalarında çalışmış, çocuğu olmadığından Türkçülük hareketinin önde gelen isimlerinden Nihal Atsız´ı manevi evlat edinmiştir. Çeşitli konularda pek çok eseri bulunan Rıza Nur, müzayedeye sunulan bu eserini alimlerin değil, tarihlerinin Osmanlılar ile başladığını zanneden öğrencilerin ve halkın ihtiyacını gözeterek milli terbiye için kaleme aldığını belirtir ve Türk tarihini tarihî bütünlüğü içinde, Türkçü bakış açısıyla ele alır. Hedef kitlesi halk olduğundan dili son derece sade olan çalışma, ilmî değeri haiz görülmemektedir.
Kâtib Çelebi´nin Osmanlı tarihine dair Türkçe eseri olup sade bir üslupla yazılmıştır. Daha sonraki tarihçiler üzerinde önemli bir etki bırakan Fezleke, tarih yazarı Naîmâ tarafından da büyük ölçüde aktarılmıştır.
Osmanlı tarihçisi Peçuylu İbrahim, kendisine tanınırlık kazandıran bu tarihini 1640´ta yazmaya başlamış ve kendisinin 1593´ten itibaren tuttuğu notları, isimlerini zikrettiği Osmanlı tarihçilerini ve başka görgü şahitlerinin bilgilerini kaynak almıştır. Aslında Kanuni Sultan Süleyman devrinde meydana gelen savaşları kapsayan bir eser olarak tasarladığı tarihini, Budin beylerbeyinin tavsiyesi üzerine genişletmeye karar vererek Kanuni döneminden kendi çağına kadarki olaylar ile barış anlaşmalarını eklemiştir ve böylece eser, Kanuni´nin cülusundan IV. Murad´ın vefatına kadar gerçekleşmiş olayları kapsayan bir tarih halini almıştır. Yazar, barış anlaşmalarıyla ilgili kısımları Osmanlı kaynaklarında yeterli bilgi bulunmadığı yalnızca Macar kaynaklarını değerlendirerek kaleme almıştır.
Kendi ifadelerinden anlaşıldığı kadarıyla herhangi bir tarihten değil, ancak birtakım yazılı ve sözlü kaynaklardan faydalanarak tamamıyla kendi devrinin olaylarını yazan Selanikli Mustafa Efendi, ileri gelen devlet adamlarıyla sıkı ilişkiler kurmakla olayların iç yüzünü öğrenme imkânı elde etmiştir. Dili ve konulara yaklaşımı bakımından kendine has özelliklere sahip olsa da Selanikî Tarihi, uzun süre ilgi çekememiştir.
Eserin bir kısmı, şairin el yazısının tıpkıbasımı şeklindedir.Tıpkıbasım metin 9. sayfadan 19. sayfaya kadardır. Tıpkıbasım metni içeren bu nüsha, Celal Nuri´nin 1327 tarihinde kaleme aldığı "Abdülhak Hâmid" başlıklı bir sunuşla başlamaktadır.
"Ali Nusret 1288 Mart Cumartesi günü saat on ikide Yenişehir´de dünyaya gelmiş ve 1328 1 Kanunusani 13 Perşembe sabahı saat on birde Çarşamba civarındaki hanesinde verem-i dimağî illet-i müdhişesinden irtihal-i dâr-ı bakâ eylemişdir."
IV. Murad ve Sultan İbrahim´e devlet yönetiminde yol göstermek üzere kaleme aldığı risalelerle şöhret kazanan Osmanlı müellifi Koçi Bey´in, Enderun hayat ve çevresini çok iyi tanıdığı, devlet mekanizmasının işleyişine de oldukça vâkıf olduğu bilinmektedir.
"Hazine pullarının damga pullarıyla tevhidinden ve damga kanununun dokuzuncu faslındaki resm-i munzamm mükellefiyetinin de 897 numaralı ve 2 Haziran 1926 tarihli kanun mucebince kadim damga pullarının ilsakıyla istifası takarrur etmiş olmasından dolayı birinci tab´ı makamına kâim olmak üzere ve mündericatına göre tatbikatda bulunulmak için esasat-ı kanuniyyelerine istinaden tesbit edilen şekli hâvi izahnamedir"