OSMANLI DÜNYASI, 23.09.2022 saat: 21:00'a kadar internet sitemizden pey verebilirsiniz. 21:02 itibariyle canlı mezat başlayacaktır. Kitap, Dergi ve süreli yayın hariç tüm ürünlerden % 20 ürün KDV'si alınmaktadır. Komisyon Oranı: % 20 + KDV'dir. ÖDEME SÜRESİ MÜZAYEDE BİTİMİNDEN SONRA 1 HAFTADIR.
"6 Rebiülevvel 1294/8 Nisan 1293´ten 7 Rebiüssani 1294/9 Mayıs 1293´e kadar bir ay zarfında Macaristan´a gidip gelen heyetin resmini ve başlarından geçen olayları kapsamaktadır."
"Tarihi sevdiren adam" olarak tanınan Ahmed Refik, tarih yazımına katkıda bulunan pek çok esere imza atmış, ilgili çalışmalarından dolayı İsveç hükümeti ve Bulgar İlimler Akademisi tarafından nişan ve madalya ile taltif edilmiştir. Kendisi eski tarihçiliğin son, modern tarihçiliğin ilk ve popüler tarihçiliğin en iyi temsilcisi sayılmaktadır.
HENDESE-İ HALLİYYE-İ MUSATTAHA VE KUTÛ-I MAHRÛTİYYE, I. Todhunter- M. A.- F. R. S., çev. Mehmed Vasıf, Mahmud Bey Matbaası, İstanbul 1315, 291 s., 17x25 cm
Tanzimat´tan sonraki Türk edebiyatının tanınmış edebiyatçısı Şemseddin Sami, roman ve tiyatro yazarlığından gazeteciliğe, lügatçilikten ansiklopedi yazarlığına kadar değişik alanlarda önemli eserler vermiş bir isimdir. *Birkaç sayfası tekrarlı basımdır.
Türk dilinde kullanılan Arapça ve Farsça kelimelerle Türkçeye Batı dillerinden girmiş bazı kelimelere de yer veren lugat, kelimelerin seçilişi, anlamlandırma ve örnek cümleler bakımından döneminde ileri seviyede kabul edilmiştir. Kelimelerin, asıl dillerindeki anlamlarının değil, Türkçede kazandıkları manaların gösterildiği sözlükte müellifin kendi şiirlerinden veya başka şairlerden örnek çeşitli mısra ve beyitler de yer almaktadır. Sözlük "fetva" kelimesine kadar Muallim Naci tarafından hazırlanıp yayımlanmış, Nâci´nin ölümü üzerine geri kalan kısmı, Müstecabizâde İsmet Bey tarafından tamamlanmıştır.
"İngilizce kelimâtın en doğru telaffuzları gösterilmiş ve muhtelif manalar kelimat-ı müteradife [eş anlamlı] ile izah edilmiştir. Tarihî ve coğrafi maruf esma-yı hâssayı [özel isimleri] câmidir." *"Kızım Sabite´ye 23 Haziran 1341" şeklinde ithaflanıp imzalanmıştır.
Tarih, coğrafya, seyahat, gramer gibi çeşitli konularda birçok eser veren gazeteci, aynı zamanda bestekâr Ahmed Rasim, Türk basınında kendisinden en çok bahsedilen kişiler arasında yer alır. Hayatı boyunca kalem oynatan ve ağırlıklı olarak ansiklopedist bir yayın tavrı benimseyen Ahmed Rasim, müzayedeye sunulan bu eserinde Osmanlı Devleti´ndeki yenilik hareketlerinin tarihini, siyasi hadiseler arkasındaki gelişmelere yer vererek anlatmayı hedeflemiştir.
Mevlidlerde yer alan bütün bölümleri içeren ve Osmanlı dinî ve tasavvufî kültürünün oluşmasına katkıda bulunan bu manzum eseri ile ünlenen Yazıcıoğlu Mehmed Efendi, Osmanlı döneminin mutasavvıf şairlerindendir.
Daha çok, filozoflara yönelttiği eleştirilerle tanınan mutasavvıf İslam alimi İmam Gazzali, İslam düşünürleri arasında en çok eser veren isimlerden biridir. Öğrencilerinden birinin, kendisine, tahsil ettiği bilgilerden hangisinin ahiret için faydalı olduğu sorusunu yöneltmesi üzerine kaleme aldığı nasihatname türündeki bu eserinde Gazzali, öğrencisini çalışmaya, ibadete ve nefsini arındırmaya teşvik etmiştir.
15. yy Osmanlı alimlerinden olan Muslihuddin Kestelî, müderrislik ile Bursa, Edirne ve İstanbul kadılığı yaptıktan sonra Fatih Sultan Mehmed tarafından saltanatının son yıllarında kazaskerlik görevine getirilmiştir. Bu eser ise, Ömer en-Nesefî´nin Akâid adlı eserine Sadeddin Teftazânî tarafından yapılan şerhe yazdığı haşiye olup İslam dünyasında günümüze kadar başvurulan akaid kitapları arasında yer almıştır.
Mütercim Asım Efendi´nin Sultan 3. Selim´e ithaf ettiği Merahu´l-Meali, Ali b. Osman el-Ûşî´nin Maturidi akaidine dair kaleme aldığı Kaside-i Emâlî´nin en çok rağbet gören şerhlerindendir. * Şehristânî´nin dinler, mezhepler ve felsefe tarihine dair eseri Milel ve Nihal, kısa zamanda alanının bir klasiği haline gelmiş ve bazı kişilerce alanın en iyi kitabı olarak kabul edilmiştir. Eserin Türkçe tek tercümesini ise Nuh b. Mustafa el-Mısrî yapmış ve bu tercüme önce Mısır´da, birkaç sene sonra da İstanbul´da basılmıştır.
Medrese geleneği içinde yetişen seçkin Osmanlı alimi ve mutasavvıf Ebu Said Hâdimî; tefsir, hadis, fıkıh, tasavvuf ve akaide dair çalışmalara imza atmıştır. Müzayedeye sunulan ve tam adıyla "el-Berîkatü´l-Muhammediyye fî Şerhi´t-Tarîkati´l-Muhammediyye ve´ş-Şerîati´n-Nebeviyye fi´s-Sîreti´l-Ahmediyye" olan bu eser ise Hâdimî´nin en meşhur eseri olup Birgivî Mehmed Efendi´nin, Kur´ân´a ve sünnete uygun bir dinî hayatın esaslarını ortaya koymak ve bidatlara karşı uyarılarda bulunmak amacıyla yazdığı "et-Tarîkatü´l-Muhammediyye" adlı eserin detaylı bir şerhidir.
"Mekteb-i Fünun-ı Harbiye-i Şahane piyade ve süvari sınıflarına mahsus olmak ve harita okumadan, harita çizimine ait kurallardan, aletlerden, bunların uygulanmasından, hızlı bir şekilde harita almaktan, kroki ve rapor düzenlemesinden bahsetmektedir." Yalnızca çizimlerden oluşan bir cildin haricinde, 7 parça levha eki de mevcuttur.
"Anafartalar Kumandanı Mustafa Kemal ile Mülâkat" adlı yazı dizisiyle Mustafa Kemal’i ilk kez Türk ve dünya kamuoyuna tanıtan Ruşen Eşref´in; Abdülhak Hâmid, Halit Ziya, Halide Edip, Ömer Seyfeddin gibi tüm ünlü yazar, şair ve fikir adamlarıyla Eski Türk, Tanzimat, Servet-i Fünun ve Fecr-i Âti edebiyatları ile Milli Edebiyat, genç edebî nesil ve Türk edebiyatının geleceği üzerine yaptığı mülâkatlardan oluşan bu eseri, Türk röportaj edebiyatının ilk ve en önemli örneklerinden sayılmaktadır.
Dönemlerinde yaşadığı üç padişahın sevgi ve saygısını kazanan Osmanlı şeyhülislamı ve tarihçisi Kemalpaşazâde, bir diğer adıyla İbn Kemal; hadis, tefsir, fıkıh gibi dinî ilimler başta olmak üzere tarih, edebiyat, felsefe, dil ve tıp alanlarında eserler vermiştir. Şöhreti, Yavuz Sultan Selim zamanında Osmanlı kamuoyunu Safevilere karşı hazırlamak amacıyla yazdığı ve Şiilerle yapılacak savaşın cihad sayılacağını belirttiği risalesiyle artan Kemalpaşazâde´nin Dîvân´ı; münâcât, na´t, kaside, mesnevi tarzında manzumeler ve 400´den fazla gazelden meydana gelmektedir.
Tanzimat devri devlet ve fikir adamı, gazeteci ve şair Ziya Paşa, Şinasi´den sonra Namık Kemal ile birlikte, 1860´lı yıllardan başlayarak Fransız edebiyatı etkisinde gelişen yeni Türk edebiyatının kurucularından biri kabul edilmektedir. Daha çok, "Tercî-i Bend" ve "Terkib-i Bend" adlı şiirleriyle meşhur olan Ziya Paşa, dönemin sade dil anlayışına uygun bir dil kullanmaya gayret etmiş ve bazı eserlerinde Tanzimat´tan sonra ülkede Batılılaşma adına yapılmaya çalışılan yenilikleri eleştirmiştir.
MA´LÛMÂT-I İKTİSÂDİYYE, M. Adil, Matbaa-i Hayriye ve Şürekası, İstanbul 1333, 319 s.; HARİTA AHZ VE TERSÎMİ, Edhem, İstepan Matbaası, İstanbul 1312, 438 s., 14x20 cm, sırtı yıpranmış haliyle
Eser aslında Ziya Paşa tarafından yazılmış olup, Ziya Paşa’nın; Ali Paşa’yı hicvetmek amacıyla, Ali Paşa’nın dalkavukları Fazıl Paşa ve Hüsnü Paşa tarafından yazılmış gibi göstererek abartılı bir övgüyle kaleme aldığı ünlü hiciv şaheseridir. Eser, "Zat-ı Hazret-i Sadaretpenahinin Girit memuriyetlerinde muzafferiyetlerine dair İzmid Mutasarrıfı Fazıl Paşa hazretlerinin nazmeylediği zafernâme", "… Zafernâme üzerine Karantina kitabetinden mütekaid Hayri Efendi´nin nazmeylediği tahmis-i nefîs" ve "Zabtiye Müşiri Devletlü Hüsnü Paşa hazretlerinin zikrolunan Zafernâme üzerine kaleme aldıkları şerh-i dilpezîr" ifadeleriyle sunulmaktadır.