OSMANLI DÜNYASI, 12.08.2022 saat: 21:00'a kadar internet sitemizden pey verebilirsiniz. 21:02 itibariyle canlı müzayedemiz başlayacaktır. Kitap, Dergi ve süreli yayın hariç tüm ürünlerden % 20 ürün KDV'si alınmaktadır. Komisyon Oranı: % 20 + KDV'dir. ÖDEME SÜRESİ MÜZAYEDE BİTİMİNDEN SONRA 1 HAFTADIR.
Şâfiî fıkhının önde gelen âlimlerinden, devlet ve siyaset konularındaki eserleriyle tanınan Mâverdî’nin ahlâka dair bu kitabı, yazarın günümüze ulaşmış eserleri içinde en tanınmışlarından biridir.
"Cihâd-ı ekber hakkındaki tetebbuâtı [araştırmaları] ve sadr-ı İslâm'daki bazı mücahidîn-i İslâmiyyenin izhar ettikleri me'ser-i hamâseti şâmildir" *Şirvan doğumlu Mehmed Halis Efendi, 1878 yılında Dârüşşafaka’da Arapça, akaid ve fıkıh muallimliği yapmış ve bu mektebin ilk hocaları ve kurucuları arasında yer almıştır.
Yayın hayatına, İstanbul’da yayımlanan İkdam gazetesinin İsviçre muhabirliğiyle başlayan Mustafa Rahmi Balaban, 1923 yılından itibaren modern eğitim ve öğretim kurumlarıyla kitap ve öğretmen sayısının son derece az olduğu bu dönemde iyi yetişmiş bir eğitimci olarak modern pedagojinin ilke ve metotlarını yaymak, öğretmen yetiştirilmesine katkıda bulunmak maksadıyla psikoloji, pedagoji, felsefe, ahlâk, Türk dili, çocuk edebiyatı, medeniyet ve kültür tarihi gibi alanlarda telif ve tercüme olmak üzere seksen kadar eser yazmış ve bunların altmıştan fazlası yayımlanmıştır.
Yayın hayatına, İstanbul’da yayımlanan İkdam gazetesinin İsviçre muhabirliğiyle başlayan Mustafa Rahmi Balaban, 1923 yılından itibaren modern eğitim ve öğretim kurumlarıyla kitap ve öğretmen sayısının son derece az olduğu bu dönemde iyi yetişmiş bir eğitimci olarak modern pedagojinin ilke ve metotlarını yaymak, öğretmen yetiştirilmesine katkıda bulunmak maksadıyla psikoloji, pedagoji, felsefe, ahlâk, Türk dili, çocuk edebiyatı, medeniyet ve kültür tarihi gibi alanlarda telif ve tercüme olmak üzere seksen kadar eser yazmış ve bunların altmıştan fazlası yayımlanmıştır.
Yayın hayatına, İstanbul’da yayımlanan İkdam gazetesinin İsviçre muhabirliğiyle başlayan Mustafa Rahmi Balaban, 1923 yılından itibaren modern eğitim ve öğretim kurumlarıyla kitap ve öğretmen sayısının son derece az olduğu bu dönemde iyi yetişmiş bir eğitimci olarak modern pedagojinin ilke ve metotlarını yaymak, öğretmen yetiştirilmesine katkıda bulunmak maksadıyla psikoloji, pedagoji, felsefe, ahlâk, Türk dili, çocuk edebiyatı, medeniyet ve kültür tarihi gibi alanlarda telif ve tercüme olmak üzere seksen kadar eser yazmış ve bunların altmıştan fazlası yayımlanmıştır.
Nezih Halim Neyzi, bestekâr ve şair Leyla Saz ile Giritli Sırrı Paşa´nın soyundan olup, son devir düşünür ve idarecilerinden Mehmed Ali Ayni´nin torunudur.
Tezkire yazarı, divan şairi ve hattat olan Kazasker Salim´e ait bu eser, 1688-1722 yılları arasında ölen veya o sırada yaşamakta olan 423 şairi kapsamaktadır.
Tanzimat'tan sonraki Türk edebiyatının tanınmış edebiyatçısı Şemseddin Sami, roman ve tiyatro yazarlığından gazeteciliğe, lügatçilikten ansiklopedi yazarlığına kadar değişik alanlarda önemli eserler vermiş bir isimdir.
Yayın hayatına, İstanbul’da yayımlanan İkdam gazetesinin İsviçre muhabirliğiyle başlayan Mustafa Rahmi Balaban, 1923 yılından itibaren modern eğitim ve öğretim kurumlarıyla kitap ve öğretmen sayısının son derece az olduğu bu dönemde iyi yetişmiş bir eğitimci olarak modern pedagojinin ilke ve metotlarını yaymak, öğretmen yetiştirilmesine katkıda bulunmak maksadıyla psikoloji, pedagoji, felsefe, ahlâk, Türk dili, çocuk edebiyatı, medeniyet ve kültür tarihi gibi alanlarda telif ve tercüme olmak üzere seksen kadar eser yazmış ve bunların altmıştan fazlası yayımlanmıştır.
Medreselerde ve darülfünunda dinler tarihi hocalığı yapmış olan Mehmed Esad, bu eserini hem ders kitabı olarak hem de genel okuyucu kitlesine hitaben yazmıştır. Alana giriş mahiyetinde olan eser; dinler tarihinin konusu, amacı, kapsamı ve dinlerin ortaya çıkışı ile ilgili nazariyelerle bunların kısa değerlendirmelerini içermektedir.
Rifâi şeyhi, bestekâr ve şair Hayrullah Tacettin Yalım, şiirlerinde "Tâci" mahlasını kullanmış, kendi güftelerine yaptığı dinî bestelerinin yanı sıra bazi şiirleri ilahi ve şarkı formlarında bestelenmiştir. Eski temaşa sanatıyla da ilgilenen Tacettin Efendi, meşhur tuluat sanatçısı İsmail Dümbüllü ile karşılıklı pîşekâr oynamıştır.
Abdurrahmân Molla Câmî’nin Farsça ahlaki ve edebi klasik eseri Bahâristân´a, Mehmed Şâkir Efendi tarafından klasik şerh anlayışıyla kaleme alınan şerhtir.
İranlı vaiz ve tarihçinin, Ali Şir Nevai´nin isteği üzerine yazıp ona ithaf ettiği bu eser, Hz. Peygamber´in doğumundan başlayıp Abbasilerin sonuna kadarki olayları içermektedir.
Tefsir ilmine dair çalışmalarıyla tanınan tabip İskenderânî, “Kitap´ta hiçbir şeyin eksik bırakılmadığını” ifade eden âyetin (el-En‘âm 6/38) ne anlama geldiğinin sorulması üzerine konuyu araştırmaya başlamış ve Kur’an’daki kevnî âyetlerin yorumunu içeren bu eserini ortaya koymuştur.
Boşnak asıllı Osmanlı âlimi ve şârihi Sûdî, Sa‘dî-i Şîrâzî’nin eserine, Mustafa Sürûrî, Şem‘î ve Bursalı Havâyî tarafından yapılan şerhleri beğenmemiş ve onların hatalarına da işaret ettiği bu şerhi kaleme almıştır. Sûdî-i Bosnevî’nin şerhi Kâtip Çelebi’ye göre “bu şerhler arasında en güzeli, en genişi ve doğruya en yakın olanı”dır.