IV. SALON MÜZAYEDESİ , 24.11.2024 saat: 14:00'a kadar internet sitemizden pey verebilirsiniz. 14:02 itibariyle canlı mezat başlayacaktır. Kitap, Dergi ve süreli yayın hariç tüm ürünlerden % 20 ürün KDV'si alınmaktadır. Komisyon Oranı: % 15 + KDV'dir. ÖDEME SÜRESİ MÜZAYEDE BİTİMİNDEN SONRA 1 HAFTADIR.
"Dakik Doktor Ziya, besleyici unsurları en çok mıktarda havi olduğundan çocukları kuvvetlendirir, tombullaştırır, yürütür, dişlerini hastalıksız çıkartır; hastalara perhiz yemeği olarak verilir; hazmı ğayet kolay, nefis ve çok leziz bir ğıdadır. / Memedeki Çocuklara Ğıda Dakik Doktor Ziya, Sıhhiye Vekâletinin tasdikini, en mütehassıs ve muhterem doktorlarımızın tavsiyelerini; bir çok sergi ve meşherlerin madalya ve taktirnamelerini haiz ve son fen kaidelerine göre ihzar olunan dünyanın en mükemmel ve sıhhi; Turkiyanın birinci çocuk ğıdasıdır. Otuz senedenberi tecrübe edilmiş yetiştirdiği yüz binlerce gürbüz ve güzel çocuklarla şeftakli anne ve babaların hakkile itimadını kazanmış; pek çok teşekkur mektuplariyle taltif ve mazhari terğıp olmuş Dakik Doktor Ziyadan başka hiç bir çocuk ğıdası yoktur. Bilumum ecza depolarında ve eczanelerde satılır. / Pişirmek ve Yerdirmek Usülü: Bir tatlı kaşığı Dakik Ziyayı yarım bardak su ile (10-15) dakıka karıştırarak parlak bir manzara ile pelte halini alıncıya kadar kaynatarak pişirmeli; çocuğun tabiatına ve yaşına göre bunu daha sulandırmak, süt yahut şeker ilave etmek; ılık veya soduktan sonra çocuğun yaşına, anne sütünün az ya da çokluğuna göre günde (1-5) defa yedirmek caizdir."
Zaman ve yön tayininde yararlanılan gözlem, ölçü ve hesap aleti rubu tahtası, Batlamyus´un yüksekliklerin ölçülmesi için öngördüğü büyük çaplı duvar kadranlarından ilham alınarak İslam devri astronomları tarafından geliştirilmiş ve daha çok namaz vakitlerini belirlemek isteyen muvakkitler tarafından kullanılmıştır.
Ebruculuğu ile tanınan Mustafa Düzgünman aynı zamanda bir mücellittir. Mücellit olarak; murakka, cilt, kubur gibi eserler de vermiştir. Bu ebattaki bir kuburu ise nadiren bulunur niteliktedir.
Bu hadis-i şerif; rivayet kaydı ile birlikte içinde yedi defa "Hasen (Hasan)" kelimesi geçtiği için hat sanatı tarihimizde birçok hattat tarafından istifleri yapılmış ve çok defa yazılmış bir hadis-i şeriftir.
Okunuşu: Ravâ´l-hasen an Ebi´l-Hasen, an Ceddi´l-Hasen: İnne ahsene´l-hasen el-hulku´l-hasen.
Manası: Hasan rivayet etti, O da Hasan’ın babasından (Hz. Ali´den) rivayet etti, O da Hasan’ın ceddinden (Hz. Peygamber´den) rivayet etti: Muhakkak güzellerin en güzeli güzel ahlaktır.
Hasan Rıza Efendi'nin bir eskizi veya yazının kalıbından ehil bir hattat tarafından taklidi olduğu kanaatindeyiz.
Nâfia Fen Mektebi, Yıldız Teknik Üniversitesinin 1922-1937 yılları arasındaki ismidir. Bu lottaki eserde Mustafa Halim Özyazıcı´nın bu mektep için hazırladığı büyük boy tabela yazısını görmektesiniz.
Halim Efendi´nin hat sanatındaki kudretini gösteren oldukça küçük bir besmele istifidir. Yazının hemen dışındaki siyah renkli desenlerin de Halim Efendi´ye ait olduğu düşünülmektedir.
Arapça olarak "Hilm (yumuşak huyluluk) güzel ahlakların efendisidir." manasındaki kibâr-ı kelâm yazılıdır.
İsmail (İsmayıl) Hakkı Baltacıoğlu
1914’de İstanbul Dârü’l-fünûnu’na ta’lim ve terbiye müderrisi oldu. Bazı ilave görevlerle birlikte 1933’e kadar aralıksız bu görevde kaldığı gibi, 1921 yılında fakültenin dekanlığına ve 1924 yılında da rektörlüğe seçildi.
914’de İstanbul Dârü’l-fünûnu’na ta’lim ve terbiye müderrisi oldu. Bazı ilave görevlerle birlikte 1933’e kadar aralıksız bu görevde kaldığı gibi, 1921 yılında fakültenin dekanlığına ve 1924 yılında da rektörlüğe seçildi.
Hat sanatı ile de ilgilenen Baltacıoğlu Çukurcumalı Abdulkadir Efendi'den sülüs-nesih icazeti almış Sami Efendi, Neyzen Emin Efendi, Hacı Kamil Akdik gibi üstadlardan istifade etmiştir.
Eser İsmail Hakkı Bey'in nadir yazı örneklerindendir.
Eserin, Kazasker devri öncesinden kalemi kuvvetli bir hattata ait olduğu kanaatindeyiz. Eserin, pervazında eski bir ebru, koltuklarında da döneminin çiçek motifleri bulunmaktadır.
Sülüs kısım: "Son kelamı Lailaheillallah olan kişi cennete girer."
Nesih kısım:
Anlamı: Allah bir kulun hakkında hayır dilerse onu dinde fakih kılar (din hususunda büyük bir anlayış verir.) Bir kulun helakını dilerse onu da doğru yoldan çıkarır ve dünya ile meşgul eder.
Okunuşu: Yessirû velâ tüassirû ve beşşirû velâ tüneffirû ve bihi´l-avnu
Anlamı: Kolaylaştırın zorlaştırmayın, müjdeleyin nefret ettirmeyin.
Testereci esnâfindan Haci Alî Aga’nin oglu olarak H. 1265/M. 1849´da Bursa’da doğdu. H. 1286/M. 1869´da medrese tahsili Istanbul’a gitti. Bursa’da iken Ibrahim Sükûtî Efendi’den ve daha sonra Mehmed Sa’deddîn Efendi’den aklâm-i sitte mesketmis oldugundan, Istanbul’da da Sefîk Bey’den ders almaya basladi. Ancak babasinin vefâti üzerine memleketine dönmek zorunda kalinca meske ara verdi. Bursa´da Mekteb-i Rüsdî’nin hatt-i sülüs muallimligine tayin edildikten sonra, yarim kalan meskini tamamlamak için her sene Istanbul’a giderek, bir ay müddetle Sefîk Bey’in dersine devam ederdi. Hatta bu süreyi uzatip derslere muntazaman devam edemedigi için uyari dahi almisti. Bursa Mekteb-i Rüsdîsi’nin kapatilmasindan sonra da Bursa Inâs Rüsdî Mektebi’nin sülüs muallimligine tayin olundu. H. 1311/M. 1894 senesinde hocasinin vasitasiyla Erkân-i Harbiye Dâiresi hattatligina tayin olununca Istanbul’a tasinarak, Bâyezid Medresesi yaninda bir eve yerlesti. Mesrutiyet´in ilanindan sonraki düzenlemede emekliye sevkedilene kadar bu görevde kaldi. H. 19 Ramazân 1344/M. 13 Nisan 1926 tarihinde vefât etti. Eyüp Kabristâni’nda medfûndur.
Anlamı: Ebrârın (iyilerin) kalbi sırlar hazinesidir.
En hayırlılarınız ezan okusun/müezzin olsun, En iyi okuyanlarınız da imam olsun.
Enes b. Malik şöyle rivayet etti: “Resulullah alehyisselan âmâ olan Abdullah ibn Ümmü Mektum’u yerine vekil olarak bıraktı.
İcazeti Alan: Ebu´l-Feth (Fatih) Cami İmamı Hafız Ahmed Efendi
İcazeti Veren: İbrahim Rodosî ve Karalamacı Hamdi Efendi
Tarih: 1181
Hat sanatı tarihimizde Şeyh Hamdullah yolunun önemli temsilcilerinden İbrahim Rodosî´nin 1170 yıllarında vefat ettiği tahmin edilmektedir. Ali Vasfi, Hafız Yusuf, Mustafa Kütahi gibi önemli hattatların hocasıdır. İbrahim Rodosî’nin eserlerine, dünyanın ve Türkiye’nin önde gelen müze ve kütüphanelerinde tesadüf edilmektedir.
Seyyid Mehmed Hamdi Efendi ise çokca karalama kalema alıp altlarına imza attığı için karalamacı lakabı ile meşhur olmuştur. Erzincân’da dünyaya geldi. İptidâî tahsîlini memleketinde tamamlayıp medrese eğitimi almak için gittiği İstanbul’da hüsn-i hatta ilgi duyarak, Hüseyin Hablî’den sülüs ve nesih meşkine başladı. İcâzetini aldıktan sonra mekteblerde hüsn-i ta’limi ile meşgul olmaya başladı. Kısa zamanda hüsn-i hatta zamanın kudretli isimlerinden biri hâline gelince Galata Sarayı Ocağı’na hüsn-i hat muallimliğine tayin edildi. H. 1199/M. 1785 senesinde vefât etmiştir.
Kazasker Mustafa İzzet Efendi´nin büyük dedesi Tophane Kâdirîhâne Tekkesi kurucusu İsmail Rûmi Hazretlerinin kabir taşı kitabesinin kalıbıdır. Kazasker Mustafa İzzet de bu tekkeye mensup olup vasiyeti üzerine Kadirihane´de tekkenin haziresinde büyük dedesi İsmail Rumî´nin kabrinin yanına defnedilmiştir. Hicri 1041 (m. 1631) senesinde vefat eden İsmail Rumi´nin kabri muhtemelen tekkenin 2. Mahmud Dönemindeki tamiri esnasında yeniden yapılmıştır. Yazı kalıbı 3 parça altı satırdan oluşmaktadır. Celi sülüs hattı ile yazılmış ve iğnelenmiştir. Ketebe kısmı ise sadece iğnelenmiştir. İğnelenen bu kısım hali hazırdaki mezartaşı şahidesinde görülmektedir. Yazının tavrından hareketle hattatının Mahmud Celaleddin ve Mehmet Tahir Efendi yolundan bir hattat olduğu fikri öne çıkmaktadır. Literatür tarandığında hem tarih olarak hem de yazı tavrı olarak Mehmet Tahir Efendi´nin talebesi ve Mahmud Celaleddin Efendi´nin çırağı olarak kayıtlarda geçen Eyüplü Mehmed Salih Efendi´nin bu eserin hattatı olduğu anlaşılmaktadır.