EYLÜL ÖZEL, 25.09.2022 saat: 21:00'a kadar internet sitemizden pey verebilirsiniz. 21:02 itibariyle canlı mezat başlayacaktır. Kitap, Dergi ve süreli yayın hariç tüm ürünlerden % 20 ürün KDV'si alınmaktadır. Komisyon Oranı: % 20 + KDV'dir. ÖDEME SÜRESİ MÜZAYEDE BİTİMİNDEN SONRA 1 HAFTADIR.
Tevetoğlu´nun, kurucusu olduğu Aylık Türkçü Dergi Kopuz antetli kâğıt üzerinde, "Değerli ülküdaşım" hitabıyla kaleme aldığı mektup, "... Mektubunuzdaki fikirlere tamamen iştirak ediyorum. Harbin hazırladığı imkânlardan faydalanmasını bilerek, Türkçülük, harp sonrasında -dilediğimiz intizamiyle- tahakkuk etmelidir. Türkçüler bir fırka olmalıdır..." ifadelerini içermektedir.
Edebiyatın birçok türünde eserler kaleme alan ve entelektüel çalışmalarıyla Türk edebiyatına önemli katkılar sağlayan Attila İlhan´ın Varlık Yayınlarının kurucusu Yaşar Nabi Nayır´a yazdığı mektup, "Bundan önceki mektuplarımdan birinde ´Buğda´ nam bir şiirle cebelleştiğim tahrir kılınmıştı. Ol şiir beni bugüne değin uğraştırdı. Onun için daha önce size gönderemedim. Bu defa gönderiyorum. Lâkin hem boyca hem ence epeyce uzun olduğu için sizi memnun etmiyeceğinden korkarım. N´edek? Destur dedik mi, rüzgâr yanım allah estiriyor..." ifadelerini içermektedir.
Edebiyatın çeşitli dallarında eserler kaleme alan Vâ-Nû, gençlik yıllarında Nazım Hikmet´le dostluk kurmuş, Türk Kurtuluş Savaşı yıllarında onunla birlikte Milli Mücadeleye katılmak için Anadolu´ya, öğrenim görmek için de Moskova´ya gitmiştir.
Beş Hececilerden, şair ve yazar Halit Fahri Ozansoy´un, "Kardeşim Yaşar Nabi Bey" hitabıyla başlayan mektubu, "Bundan evvel yollamış olduğum mektubu herhalde almışsınızdır. Darülbedayi hakkındaki düşüncelerimden maada bir de neşredilmemiş şiirimi göndermişdim. O mektubumun cevabını henüz sizden alamadım. Servet-i Fünun idarehanesinde namıma yollanan gazetelerin çoğunu iç ediyorlar [...] Uzun müddetden beri çalışmakda olduğum manzum ´Hayalet´ piyesi nihayet bitdi. Bunu Darülbedayie vereceğim..." ifadelerini içermektedir.
Edebiyatın birçok türünde eserler kaleme alan Attila İlhan, entelektüel çalışmalarıyla Türk edebiyatına önemli katkılar sağlamış değerli bir edebiyatçıdır.
Deneme, anı, biyografi, roman gibi edebiyatın hemen her türünde eser vermekle birlikte daha çok öykücülüğü ile tanınan Oktay Akbal, hayatın her anından öykü konusu çıkarabilmiş bir yazardır. Tüm ideolojilerin uzağında, kendi içinden yola çıkarak tüm insanların evrensel yanlarını bulmaya çalışan Akbal,bu düşünceden hareketle öykülerinde ben merkezci bir anlatımı benimsemiştir.
Cumhuriyet devri Türk edebiyatının tanınmış kişilerinden, Yaşar Kemal´in ifadesiyle de "Yaşlanmaz Şair Çocuk" Necati Cumalı´nın ilk hikâye kitabı "Yalnız Kadın"ın imzalı bu nüshasındaki ithaf, "Sevgili Alangular´a 15.4.1970" şeklindedir.
Köy Enstitülü yazarlar içinde, "Yılanların Öcü", "Irazcanın Dirliği", "Tırpan" gibi romanlarıyla toplumcu-gerçekçi köy romanının klasiklerine imza atmış olan Fakir Baykurt´un, yine aynı toplumcu-gerçekçi duyarlılıkla kaleme aldığı öykülerinden oluşan kitabının imzalı bu nüshasındaki ithaf, "Işık Alpman´a candan sevgilerimle 9.9.1977" şeklindedir.
Köy Enstitülü yazarlar içinde, "Yılanların Öcü", "Irazcanın Dirliği", "Tırpan" gibi romanlarıyla toplumcu-gerçekçi köy romanının klasiklerine imza atmış olan Fakir Baykurt´un, diğer romanlarından farklı olarak daha hızlı bir tempo yakalayıp, gözlemleriyle memleket sınırlarının dışına uzandığı kitabının imzalı bu nüshasındaki ithaf, "Değerli Ferhat Yetiş kardeşime candan gönülden sevgilerle İzmir, 14.4.1999" şeklindedir.
Modern Türk şiirinin hiçbir akımına katılmayıp her akımdan biraz etkilenen ve de her akımı önemli ölçüde etkileyen, en çalışkan ve üretken şairi, oyun yazarı, çevirmeni ve edebiyat öğretmeni Behçet Necatigil´in, bir radyoevinde oyuna müdahale eden prodüktör ve rejisörün konuşmaları üstüne kurulu eserinin imzalı bu nüshasındaki ithaf, "Alangular´a yılların sevgisiyle 12.3.1970" şeklindedir.
Edebiyatın birçok türünde eserler kaleme alan ve entelektüel çalışmalarıyla Türk edebiyatına önemli katkılar sağlayan Attila İlhan´ın özgürlük, eşitlik ve mutluluk ideali üzerine yazılmış toplumsal gerçekçi şiirlerini içeren kitabının imzalı bu nüshasındaki ithaf, "Ahmet Çelikkol´a sevgiyle" şeklindedir.
Halk edebiyatı araştırmalarıyla tanınan ve âşık edebiyatı alanındaki yazılarıyla geleneğin eski temsilcilerini gün ışığına çıkartarak kaynak kişi konumuna yükselen şair ve yazar Haşim Nezihi Okay´ın ilk şiir kitabının imzalı bu nüshasındaki ithaf, "Üstat Cemil Sena´ya sonsuz saygılarımla 7.8.1935" şeklindedir.
Türk edebiyatının en önemli denemecilerinden, sanat tarihçisi, akademisyen ve siyasetçi Suut Kemal Yetkin´in, edebiyat üzerine denemelerinden oluşan kitap, “Türk tiyatrosunun Shakespeare’i” olarak anılan ve daha çok tarihî konuları ele alan üretken oyun yazarı Orhan Asena´ya ithaflı ve imzalıdır.
Modern Türk şiirinin hiçbir akımına katılmayıp her akımdan biraz etkilenen ve de her akımı önemli ölçüde etkileyen, en çalışkan ve üretken şairi, oyun yazarı, çevirmeni ve edebiyat öğretmeni Behçet Necatigil´in şiir kitabının imzalı bu nüshasındaki ithaf, "Uğur Aksoy için 30.05.1972" şeklindedir.
İlk kitabının yayımlanmasından itibaren toplumcu şiirin önemli temsilcilerinden biri sayılan İlhan Berk, İkinci Yeni tarzında şiirler yazıp "salt şiir" dediği bu tarzı savunan yazılar kaleme alarak İkinci Yeni´nin en çok anılan şairleri arasına da katılmıştır. Daha sonra yayımladığı kitaplarıyla dilin tüm olanaklarını deneyerek "şiirin kırk türlü yazılabileceğini" gösteren, hayata dair her şeyden şiiri için ilham alabilen Berk´in şiir antolojilerinin yanı sıra Ezra Pound, Rimbaud gibi şairlerden çevirdiği eserleri de mevcuttur. Necatigil’in deyimiyle “şiirimizin uç beyi” Berk´e ait kitabın bu nüshası, "Bizim Fatoş´a Turgay´a İlhan Berk 72" şeklinde ithaflı ve imzalıdır.
İthaf "Değerli Cengiz Yılmaz kardeşime candan gönülden sevgilerle, özlem dolu selamlarla 5.8.1994" şeklindedir. Köy Enstitülü yazarlar içinde, "Yılanların Öcü, Irazcanın Dirliği, Tırpan, Kara Ahmet Destanı" gibi romanlarıyla toplumcu - gerçekçi köy romanının klasiklerine imza atmış olan Fakir Baykurt´un (1929 - 1999), Türkiye´nin ilk ve tek öğretmen sendikası TÖS´ün ilk genel başkanı olarak yargılandığı, dört yıl süren davada yaptığı savunma.
Edebiyata şiirle başlayan ve Yedi Meşale topluluğunun yedi üyesinden biri olan Cevdet Kudret´in, II. Dünya Savaşı´nın Türkiye´ye olan etkilerini konu edindiği kitabının imzalı bu nüshasındaki ithaf, "Samine Hanıma dostlukla, sevgiyle 18.4.1961" şeklindedir.
Yazmaya oldukça geç başlayan ve ilk kitabını 50 yaşından sonra yayımlayan Abdülhak Şinasi Hisar´ın diğer kitapları gibi, bu kitabının da başrolünde eski İstanbul var. Yazarın, İstanbul´un birçok bölgesinin yanı sıra kendi hayatından da detaylar verdiği kitap, Türk mûsikisi bestekârı Sabahattin Ezgi´ye ithaflı ve imzalıdır.
Kimilerine göre, yaşayan en büyük Türk şairi olan İsmet Özel´in, birinci baskısı 1980 yılında Yeryüzü Yayınevi tarafından yapılan kitabının, Çıdam Yayınları tarafından yapılan yeni basımındaki ithaf "Kevser Bayram için güzel günler dileğimle 23.4.1992" şeklindedir.
Türk şiirinde görülen herhangi bir edebî akıma dahil edilemeyen, gelenek çizgisine çok yakın ve milli kaynaklardan beslenmekle birlikte kendine has bir üslup oluşturmayı başaran Cahit Külebi, şiirlerine tema olarak yurt, insan ve doğa sevgisini, çocukluğunun ve gençlik yıllarının geçtiği yörelerden izlenimlerini seçmiş ve "Türkiye coğrafyasının şiirini yazan" şair olarak adlandırılmıştır.
İthaf "Sn. Özden´e 11 Nisan 94" şeklindedir.
Türkçeye gösterdiği değeri, "Türkçe benim ses bayrağım" cümlesiyle ifade eden, Türk edebiyatının en üretken yazarlarından Fazıl Hüsnü Dağlarca´ya ait eserin imzalı bu nüshasında, "Güngör Gençay´a hepsini imzaladığım gün, iyi günler dileğinde 29.9.197" şeklindeki ithaf yazısı mevcuttur.
Yazmaya oldukça geç başlayan ve ilk kitabını 50 yaşından sonra yayımlayan Abdülhak Şinasi Hisar´ın bu kitabı, servet içindeyken sonsuz ihtirasları ve tuhaflıkları yüzünden rahata kavuşamayan Ali Nizami Bey’in, her şeyini yitirdikten sonra Bektaşi şeyhliğine soyunup huzur buluşunu anlatan bir uzun hikâyedir. Kitabın imzalı bu nüshasındaki ithaf, "Kıymetli ... dostum Baki Süha Ediboğlu'ya muhabbetle. A. Şinasi Hisar" şeklindedir.
Kimilerine göre, yaşayan en büyük Türk şairi olan İsmet Özel´in, ideolojik dönüşümünü anlattığı bu otobiyografik eserindeki ithaf, "Ali Yener´e dostça 25.2.95" şeklindedir.
Şiire, Garip şiirine yakın bir anlayışla, sokak dilini ustaca kullanarak başlayan ve giderek II. Yeni´ye yaklaşan Metin Eloğlu´nun, Turgay Gönenç´in eşi Fatoş Gönenç için imzaladığı kitabındaki ithaf, "Fatoş´a merhabalar... İzmir, 25.4.64, Metin Eloğlu" şeklindedir.
Yaşar Kemal´in ifadesiyle "yaşlanmaz şair çocuk" Necati Cumalı, Cumhuriyet devri Türk edebiyatının tanınmış kişilerindendir. Kitabın imzalı bu nüshasındaki ithaf, "Doğan Hızlan'a sevgiler, Necati Cumalı, 15.1.982" şeklindedir.
Orhan Veli ve Oktay Rifat´la birlikte, Türk şiirinde en köklü devrimi gerçekleştirmiş Garip Hareketinin üç şairinden biri olan Melih Cevdet, büyük bir şair olmanın yanı sıra entelektüel düzeyi çok yüksek denemeler, çok nitelikli romanlar ve tiyatro oyunları yazmış bir edebiyatçıdır.
Şiir anlayışını, "Yaşadığımı şiirlerimde en yoğun yönleriyle, en kesin sandığım biçimlerde, en kısa olduğuna inandığım ölçülerle verdim, veriyorum, vereceğim." sözleri ile ifade eden Özdemir Asaf´ın, kendi kurduğu ve kendi tasarımıyla, yalnızca kendi kitaplarını yayımladığı yayınevinden çıkan eserinin imzalı bu nüshasındaki ithaf, "Sayın Ayten Akçay için; 1971, Özdemir Asaf" şeklindedir.
Türkçeye gösterdiği değeri, "Türkçe benim ses bayrağım" cümlesiyle ifade eden, Türk edebiyatının en üretken yazarlarından Fazıl Hüsnü Dağlarca´ya ait kitabın imzalı bu nüshasındaki ithaf, "Genç Tevfik İhtiyar için 6.5.1976" şeklindedir.
Bursa Cezaevinde tanıştığı Nazım Hikmet´in sayesinde resim yeteneğini keşfeden İbrahim Balaban, "Anadolu insanının yaşamından ve halk efsanelerinden yola çıkarak toplumsal gerçekçi yapıtlar üreten bir ressam" olarak tanınmıştır. Balaban´ın, Nazım Hikmet´le yaşadığı yılları anlatttığı eserinin imzalı bu nüshasındaki ithaf, "İlk gördüğüm yazarlardan Sadi Borak´a, Balaban, Temmuz 1968" şeklindedir.
Halk edebiyatı araştırmalarıyla tanınan ve âşık edebiyatı alanındaki yazılarıyla geleneğin eski temsilcilerini gün ışığına çıkartarak kaynak kişi konumuna yükselen şair ve yazar Haşim Nezihi Okay´ın 14 şiiriyle kısa bir piyesini içeren kitabı; "Üstat Kardeşim Sadettin Nüzhete saygılarımla" ithafıyla, Türk edebiyatı tarihçisi ve Üsküdar Hallaç Baba Sâdî Dergâhı’nın son şeyhi Sadettin Nüzhet Ergun için imzalanmıştır.
Bursa Cezaevinde tanıştığı Nazım Hikmet´in sayesinde resim yeteneğini keşfeden İbrahim Balaban, "Anadolu insanının yaşamından ve halk efsanelerinden yola çıkarak toplumsal gerçekçi yapıtlar üreten bir ressam" olarak tanınmıştır. Resmin yanı sıra yazıyla da ilgilenen Balaban´ın imzaladığı eserdeki ithaf, "Mustafa Saygın evimize hoşgeldiniz, Balaban, 30.9.1967" şeklindedir.
Şiirlerinde Atatürk, Milli Mücadele, Cumhuriyet, vatanseverlik, tabiat ve çocuk temalarını işleyen Kansu´nun, dönemin edebiyatçılarının yakından tanıdığı, TED Ankara Koleji´nin efsanevi edebiyat öğretmeni Rüksan Günaysu için imzaladığı bu eseri, Türkiye radyolarında yayımlanan “Anadolu Albümü”nün tümüdür. Dinleyicilerce çok sevilen, Anadolu´yu tanıtma ve güzel Türkçenin sesini duyurmada katkı sağlayan eserin imzalı bu nüshasındaki ithaf, "Sayın R. Günaysu´ya dostlukla ve en iyi dileklerimle... 8.XI.971, Ceyhun Atuf Kansu" şeklindedir.
Türkiye´de araştırmacı gazeteciliğin en önde gelen ismi Uğur Mumcu´ya ait eser, "Ali Çoban'a merhaba! Uğur Mumcu, 11 Kasım 84" şeklindeki ithafla imzalanmıştır.
Edebiyat tarihçiliği ve dilciliğinin yanı sıra, biyografi çalışmalarıyla da Türk edebiyatına büyük katkılar sağlamış olan Agâh Sırrı Levend´e ait eserin imzalı bu nüshasındaki ithaf, "Sayın Ferit Basmacı´ya müellifin şükranlariyle. 21.9.1959" şeklindedir.
İstanbul basınına karşı Milli Mücadeleyi savunan yazılar kaleme alan ve İstiklâl Marşı´nın TBMM´de milli marş kabul edilmesi için özel çaba sarf eden Hamdullah Suphi Tanrıöver´in şöhretinin asıl kaynağı hitabet yeteneğidir. Milli Mücadele yıllarında halkı aydınlatmak amacıyla Anadolu şehirlerinde görevlendirilen, Cumhuriyetten sonraki yıllarda da yeni Türkiye ve Cumhuriyet inkılâplarını öven konuşmalarıyla halk üzerinde etkili olmuş; uzun süre Türk ocakları başkanlığı da yapmıştır.
İthaf "Aziz meslekdaşım Kütahya Maarif Müdürü Şükrü Beye muhabbetle 1.2.930, Hamdullah Suphi" şeklindedir.
Vahşi bir cinayetle noktalanan 41 yıllık yaşamına birçok hikâye, roman ve şiir sığdırabilen Sabahattin Ali´nin imzaladığı eserdeki ithaf, "Arkadaşım Emin Karakuş´a 26.2.36" şeklindedir.
Beş Hececilerden, şair ve yazar Halit Fahri Ozansoy’a ait eserin bu nüshası, "Sayın Reha ve Selâhattin Baler´e. Esentepe, 18.2.1962, Halit Fahri Ozansoy" şeklindeki ithaf yazısıyla imzalanmıştır.
Türk tıp tarihçisi olan Süheyl Ünver, dedesi hattat Mehmed Şevki Efendi´nin konağında beslenen sanatçı yanını Medresetü´l-Hattâtîn´de geliştirme imkânı elde etmiş ve bu esnada dönemin ünlü hattatları ile tezhip ve ebru ustalarını tanıma fırsatı bulmuştur. Türk-İslam tıbbına ait yazma eserler üzerine de çalışmalarda bulunan Ünver, ilim ve sanat çalışmalarının yanı sıra dönemin mutasavvıflarından Abdülaziz Mecdi Tolun ile de tasavvuf yolculuğunu sürdürmüştür.
İthaf "Sağlık ve sosyal yardım bakanlığı neşriyat genel müdürlüğüne" şeklindedir.
Edebiyat tarihçiliği ve dilciliğinin yanı sıra, biyografi çalışmalarıyla da Türk edebiyatına büyük katkılar sağlamış olan Agâh Sırrı Levend´in, Türk dilinin başlangıçtan bu yana geçirdiği evreleri örnekleriyle sergileyen eserinin imzalı bu nüshasındaki ithaf, "Aziz şair Sabahattin Teoman´a sevgi ve saygılarımla" şeklindedir.
Reşad Ekrem Koçu, aşta, tamamlanamamış olsa da, İstanbul Ansiklopedisi gelmek üzere, tarih ve edebiyat hazinemize birbirinden güzel ve ilginç, onlarca eser armağan etmiştir. Kitabın imzalı bu nüshasındaki ithaf, "Meral Gaspıralı Hanımefendiye hürmetle, R. Ekrem Koçu, 5 Temmuz 1965" şeklindedir.
Başta, tamamlanamamış olsa da, İstanbul Ansiklopedisi gelmek üzere, tarih ve edebiyat hazinemize birbirinden güzel ve ilginç, onlarca eser armağan eden Reşad Ekrem Koçu´nun yayına hazırladığı eserin imzalı bu nüshasının ithaf yazısı, "Aziz ve muhterem meslekdaşım Mustafa Nihad Beyfendiye 15 Kânunusani 1940, R. Ekrem" şeklindedir.
18. yüzyılın ilk yarısında Kırım Hanlığı’nda yaşamış ve muhtelif devlet kademelerinde görev almış Kırım ulemasından Abdülgaffar Kırımî´nin Kırım Hanlığı tarihini konu alan başlıca eserİ
Aslında Mekteb-i Tıbbiye mezunu olmasına ve felsefe eğitimi almamış olmasına karşın, felsefeye ilgisi nedeniyle “Feylesof Rıza” olarak tanınan ve felsefeci, siyasetçi ve şair kimliğiyle son dönem Osmanlı aydınlarının en ilginç simalarından biri olan Rıza Tevfik´in, imzaladığı bu eseri Feylesof´un bütün şiirlerini derlemiştir.
Türk kâğıt sanayisinin kurucusu Mehmet Ali Kâğıtçı tarafından imzalı olan kitap, Osmanlı İmparatorluğu’nun Almanya ile müttefik olduğu dönemde yayımlanmış ayrıntılı bir araştırmadır.
Yahudi asıllı Türk ilim ve siyaset adamı Avram Galanti; Osmanlı
Yahudileri, Türk-Yahudi ilişkileri, Yahudilik ve Türk kültürü üzerine önemli
araştırmalarda bulunmuş ve çeşitli ülkelerde yayınlanmış makaleler kaleme
almıştır. Yahudi milletinin Osmanlı Devleti'ne olan bağlılığını dile getiren
Galanti, Millî Mücadele yıllarında yabancı dillerdeki yayınları da Türkçeye
çevirip Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarına iletmiştir.